Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə217/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   213   214   215   216   217   218   219   220   ...   260
Edip Yüksel Meali

" 'İsrail oğullarını bizimle birlikte gönder.' "

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İsrail oğullarını bizimle beraber gönder."

Süleyman Ateş Meali

İsrail oğullarını bizimle beraber gönder.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder."

Yusuf Ali (English)

"´Send thou with us the Children of Israel.´"

M. Pickthall (English)

(Saying): Let the Children of Israel go with Us.

Şu’arâ Suresi
18


قَالَ

(Fir\avn) dedi ki



اَلَمْ نُرَبِّكَ

biz seni yetiştirmedik mi?



ف۪ينَا

içimizden



وَل۪يداً

bir çocuk olarak



وَلَبِثْتَ

ve kalmadın mı?



ف۪ينَا

aramızda


مِنْ عُمُرِكَ

ömründe


سِن۪ينَ

nice yıllar

















Türkçe Transcript (*)

Kâle elem nurabbike fînâ velîden velebiśte fînâ min ‘umurike sinîn(e)

Ali Bulaç Meali

(Gittiler ve Firavun:) Dedi ki: 'Biz seni içimizde daha çocukken yetiştirip büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirmedin mi?'

Edip Yüksel Meali

Dedi ki, "Biz seni daha bebekken alıp yetiştirmedik mi ve hayatının nice yıllarını aramızda geçirmedin mi?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi?"

Süleyman Ateş Meali

(Gittiler, Allah'ın emrini duyurdular. Fir'avn) Dedi ki: "Biz seni, içimizden bir çocuk olarak yetiştirmedik mi? Ömründe nice yıllar aramızda kalmadın mı?"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun dedi: "Biz seni aramızda, bir çocuk olarak koruyup beslemedik mi? Ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin."

Yusuf Ali (English)

(Pharaoh) said: "Did we not(3147) cherish thee as a child among us, and didst thou not stay in our midst many years of thy life? *

M. Pickthall (English)

(Pharaoh) said (unto Moses): Did we not rear thee among us as a child? And thou didst dwell many years of thy life among us,

Şu’arâ Suresi
19


وَفَعَلْتَ

ve yaptın



فَعْلَتَكَ

yaptığın


الَّت۪ي فَعَلْتَ

o (kötü) işi



وَاَنْتَ

ve sen


مِنَ الْكَافِر۪ينَ

nankörlerden birisin





Türkçe Transcript (*)

Vefe’alte fa’leteke-lletî fe’alte veente mine-lkâfirîn(e)

Ali Bulaç Meali

'Ve yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin.'

Edip Yüksel Meali

"Sonunda yapacağını yaptın. Sen nankör birisin."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!"

Süleyman Ateş Meali

Ve sonunda o yaptığını da yaptın, sen nankörlerden birisin.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Ve sonunda o yaptığını da yaptın. Nankörlerden birisin sen."

Yusuf Ali (English)

"And thou didst a deed of thine which (thou knowest)(3148) thou didst, and thou art an ungrateful (wretch)!" *

M. Pickthall (English)

And thou didst that thy deed which thou didst, and thou wast one of the ingrates,

Şu’arâ Suresi
20


قَالَ

(Musa) dedi



فَعَلْتُـهَٓا

onu yaptığım



اِذاً

zaman


وَاَنَا۬

ben


مِنَ الضَّٓالّ۪ينَۜ

dalalette idim





Türkçe Transcript (*)

Kâle fe’altuhâ iżen ve enâ mine-ddâllîn(e)

Ali Bulaç Meali

(Musa) Dedi ki: 'Ben onu yaptığım zaman şaşkınlardandım.'

Edip Yüksel Meali

Dedi ki, "O işi yaptığım zaman yanlış yoldaydım."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa, "Ben, dedi, o işi o anda yaptım ki şaşkınlardandım."

Süleyman Ateş Meali

(Musa): "Onu yaptığım zaman sapıklardan idim" dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa dedi: "Onu yaptığım zaman şaşkınlardandım."

Yusuf Ali (English)

Moses said: "I did it then, when I was in error.(3149) *

M. Pickthall (English)

He said: I did it then, when I was of those who are astray.

Şu’arâ Suresi
21


فَفَرَرْتُ

kaçtım


مِنْكُمْ

aranızdan



لَمَّا خِفْتُكُمْ

sizden korkunca



فَوَهَبَ

sonra verdi



ل۪ي

bana


رَبّ۪ي

Rabbim


حُكْماً

hükümdarlık



وَجَعَلَن۪ي

ve beni yaptı



مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ

elçilerden














Türkçe Transcript (*)

Feferartu minkum lemmâ ḣiftukum fevehebe lî rabbîhukmen vece’alenî mine-lmurselîn(e)

Ali Bulaç Meali

'Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı.'

Edip Yüksel Meali

"Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Rabbim bana bilgelik verip beni elçilikle görevlendirdi."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı."

Süleyman Ateş Meali

Sizden korkunca aranızdan kaçtım, sonra Rabbim bana hükümdarlık verdi ve beni elçilerden yaptı

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana hükmetme gücü bağışladı ve beni peygamberlerden biri yaptı."

Yusuf Ali (English)

"So I fled from you (all) when I feared you;(3150) but my Lord has (since) invested me with judgment (and wisdom) and appointed me as one of the messengers. *

M. Pickthall (English)

Then I fled from you when I feared you, and my Lord vouchsafed me a command and appointed me (of the number) of those sent (by Him).

Şu’arâ Suresi
22


وَتِلْكَ

ve işte


نِعْمَةٌ

ni\met


تَمُنُّهَا عَلَيَّ

başıma kaktığın



اَنْ عَبَّدْتَ

köle yapman(yüzünden)dir



بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَۜ

İsrail oğullarını





Türkçe Transcript (*)

Vetilke ni’metun temunnuhâ ‘aleyye en ‘abbedte benî isrâ-îl(e)

Ali Bulaç Meali

'Bana karşı lütuf-dediğin nimet de, İsrailoğullarını köle kılmandan dolayıdır.'

Edip Yüksel Meali

"Başıma kaktığın bu iyilik de, İsrail oğullarını köleleştirmen yüzündendir!"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"O başıma kaktığın nimet de (aslında) İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olmandır. "

Süleyman Ateş Meali

O başıma kaktığın ni'met de İsrail oğullarını köle yapman(yüzünden)dir. (Onları köle diye kullanıp erkek çocuklarını kesmeseydin, senin eline düşmezdim)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"O başıma kaktığın nimet, İsrailoğullarını köle yapmana karşılıktı."

Yusuf Ali (English)

"And this is the favour (3151)with which thou dost reproach me,- that thou hast enslaved the Children of Israel!" *

M. Pickthall (English)

And this is the past favour wherewith thou reproachest me: that thou hast enslaved the Children of Israel.

Şu’arâ Suresi
23


قَالَ

dedi ki


فِرْعَوْنُ

Fir\avn


وَمَا

nedir?


رَبُّ

Rabbi


الْعَالَم۪ينَ

alemlerin





Türkçe Transcript (*)

Kâle fir’avnu vemâ rabbu-l’âlemîn(e)

Ali Bulaç Meali

Firavun dedi ki: 'Alemlerin Rabbi nedir?'

Edip Yüksel Meali

Firavun, "Evrenlerin Rabbi de ne demek?" dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun şöyle dedi: "Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki?"

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn dedi ki: "(Ey Musa) alemlerin Rabbi nedir?"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun dedi: "Peki, âlemlerin Rabbi kim?"

Yusuf Ali (English)

Pharaoh said: "And what is the ´Lord and Cherisher of the worlds´?"(3152) *

M. Pickthall (English)

Pharaoh said: And what is the Lord of the Worlds?

Şu’arâ Suresi
24


قَالَ

dedi ki


رَبُّ

Rabbidir


السَّمٰوَاتِ

göklerin


وَالْاَرْضِ

ve yerin


وَمَا بَيْنَهُمَاۜ

ve ikisi arasındakilerin



اِنْ

eğer


كُنْتُمْ

iseniz


مُوقِن۪ينَ

gerçekten inanan kimseler

















Türkçe Transcript (*)


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   213   214   215   216   217   218   219   220   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin