|
|
səhifə | 219/260 | tarix | 07.01.2022 | ölçüsü | 8,04 Mb. | | #88301 |
| Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Dedi: "Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin Rabbi. Eğer iyice anlayıp inanıyorsanız."
|
Yusuf Ali (English)
|
(Moses) said: "The Lord and Cherisher of the heavens and the earth, and all between,- if ye want to be quite sure."
|
M. Pickthall (English)
|
(Moses) said: Lord of the heavens and the earth and all that is between them, if ye had but sure belief.
|
Şu’arâ Suresi
25
قَالَ
(Fir\avn) dedi
|
لِمَنْ حَوْلَـهُٓ
çevresinde bulunanlara
|
اَلَا تَسْتَمِعُونَ
işitiyor musunuz?
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle limen havlehu elâ testemi’ûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
Çevresindekilere dedi ki: 'İşitiyor musunuz?'
|
Edip Yüksel Meali
|
Etrafındakilere dönerek, "İşitiyor musunuz?" dedi.
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
(Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Fir'avn): Çevresinde bulunanlara: "İşitiyor musunuz?" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Firavun, çevresindekilere dedi: "Duyuyor musunuz?"
|
Yusuf Ali (English)
|
(Pharaoh) said to those around: "Did ye not listen (to what he says)?"(3153) *
|
M. Pickthall (English)
|
(Pharaoh) said unto those around him: Hear ye not?
|
Şu’arâ Suresi
26
قَالَ
(Musa) dedi
|
رَبُّكُمْ
sizin de Rabbiniz
|
وَرَبُّ
ve Rabbidir
|
اٰبَٓائِكُمُ
atalarınızın da
|
الْاَوَّل۪ينَ
önceki
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle rabbukum verabbu âbâ-ikumu-l-evvelîn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Musa:) Dedi ki: 'O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Sizin Rabbiniz ve evvelki atalarınızın Rabbidir."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarınızın da Rabbidir."
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Musa): "O sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Mûsa dedi: "O hem sizin Rabbinizdir hem de önceki atalarınızın Rabbidir."
|
Yusuf Ali (English)
|
(Moses) said: "Your Lord and the Lord of your fathers from the beginning!"
|
M. Pickthall (English)
|
He said: Your Lord and the Lord of your fathers.
|
Şu’arâ Suresi
27
قَالَ
(Fir\avn) dedi
|
اِنَّ
şüphesiz
|
رَسُولَكُمُ
elçiniz
|
الَّـذ۪ٓي اُرْسِلَ
gönderilen
|
اِلَيْكُمْ
size
|
لَمَجْنُونٌ
mutlaka delidir
|
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript(*)
|
Kâle inne rasûlekumu-lleżî ursile ileykum lemecnûn(un)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Firavun) Dedi ki: 'Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Size gönderilen elçi, kesinlikle bir deli."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
(Firavun): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Fir'avn): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Firavun dedi: "Şu size gönderilmiş bulunan resulünüz gerçekten tam bir deli."
|
Yusuf Ali (English)
|
(Pharaoh) said: "Truly your messenger who has been sent to you is a veritable madman!"(3154) *
|
M. Pickthall (English)
|
(Pharaoh) said: Lo! your messenger who hath been sent unto you is indeed a madman!
|
Şu’arâ Suresi
28
قَالَ
(Musa) dedi
|
رَبُّ
Rabbidir
|
الْمَشْرِقِ
doğunun
|
وَالْمَغْرِبِ
ve batının
|
وَمَا بَيْنَهُمَاۜ
ve bunlar arasındakilerin
|
اِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ
eğer düşünürseniz
|
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle rabbu-lmeşriki velmaġribi vemâ beynehumâ(s) in kuntum ta’kilûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
'Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan her şeyin Rabbidir' dedi (Musa).
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Aklınızı kullanıyorsanız, O doğunun, batının ve aralarındakilerin de Rabbidir."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Musa): "Eğer düşünürseniz O, doğunun batının ve bunlar arasında bulunanların da Rabbidir" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Mûsa dedi: "Eğer aklınızı işletirseniz O, doğunun, batının ve bunlar arasındakilerin de Rabbidir."
|
Yusuf Ali (English)
|
(Moses) said: "Lord of the East and the West, and all between! if ye only had sense!"
|
M. Pickthall (English)
|
He said: Lord of the East and the West and all that is between them, if ye did but understand.
|
Şu’arâ Suresi
29
قَالَ
(Fir\avn) dedi
|
لَئِنِ
andolsun ki eğer
|
اتَّخَذْتَ
edinirsen
|
اِلٰهاً
tanrı
|
غَيْر۪ي
benden başka
|
لَاَجْعَلَنَّكَ
seni mutlaka yapacağım
|
مِنَ الْمَسْجُون۪ينَ
zindana atılanlardan
|
|
|
|
|
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle le-ini-tteḣażte ilâhen ġayrî leec’alenneke mine-lmescûnîn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Firavun) dedi ki: 'Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Benden başka bir tanrı (otorite) edinirsen seni hapis cezasına çarpacağım."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Firavun: "Benden başkasını ilâh tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim" dedi.
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Fir'avn ey Musa): "Andolsun ki benden başka tanrı edinirsen, seni mutlaka zindana atılanlardan yapacağım" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Dedi: "Benden başka ilah edinirsen, yemin olsun seni zındanlıklar arasına atarım."
|
Yusuf Ali (English)
|
(Pharaoh) said: "If thou dost put forward any god other than me, I will certainly put thee in prison!"(3155) *
|
M. Pickthall (English)
|
(Pharaoh) said: If thou choosest a god other than me, I assuredly shall place thee among the prisoners.
|
Şu’arâ Suresi
30
قَالَ
(Musa) dedi
|
اَوَلَوْ جِئْتُكَ
sana getirsem de mi?
|
بِشَيْءٍ
bir şey
|
مُب۪ينٍ
apaçık
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle eve lev ci/tuke bişey-in mubîn(in)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Musa) Dedi ki: 'Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Size apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
|
Süleyman Ateş Meali
|
(Musa, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Mûsa dedi: "Ya sana gerçeği gösteren bir şey getirmişsem!"
|
Yusuf Ali (English)
|
(Moses) said: "Even if I showed you something clear (and) convincing?"(3156) *
|
M. Pickthall (English)
|
He said: Even though I show thee something plain?
|
Şu’arâ Suresi
31
قَالَ
(Fir\avn) dedi
|
فَأْتِ
getir
|
بِه۪ٓ
onu
|
اِنْ
eğer
|
كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ
doğrulardansan
|
Türkçe Transcript (*)
|
Kâle fe/ti bihi in kunte mine-ssâdikîn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
(Firavun) Dedi ki: 'Eğer doğru söylüyorsan, onu getir.'
|
Edip Yüksel Meali
|
Dedi ki, "Doğru sözlüysen getir bakalım onu."
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Firavun: "Haydi getir onu bakayım, doğrulardan isen" dedi.
|
|
Dostları ilə paylaş: |
|
|