Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə220/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   216   217   218   219   220   221   222   223   ...   260
Süleyman Ateş Meali

(Fir'avn): "Eğer doğrulardansan onu getir (bakalım)," dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dedi: "Hadi getir onu ortaya, eğer doğru sözlülerden isen!"

Yusuf Ali (English)

(Pharaoh) said: "Show it then, if thou tellest the truth!"

M. Pickthall (English)

(Pharaoh) said: Produce it then, if thou art of the truthful!

Şu’arâ Suresi
32


فَاَلْقٰى

attı


عَصَاهُ

asasını


فَاِذَا

bir de (baktılar ki)



هِيَ

o


ثُعْبَانٌ

bir ejderha



مُب۪ينٌۚ

apaçık






















Türkçe Transcript (*)

Feelkâ ‘asâhu fe-iżâ hiye śu’bânun mubîn(un)

Ali Bulaç Meali

Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.

Edip Yüksel Meali

Değneğini atınca apaçık bir yılan oluverdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.

Süleyman Ateş Meali

(Musa), asasını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş.

Yusuf Ali (English)

So (Moses) threw his rod, and behold, it was a serpent, plain (for all to see)!

M. Pickthall (English)

Then he Sung down his staff and it became a serpent manifest,

Şu’arâ Suresi
33


وَنَزَعَ

ve çıkardı



يَدَهُ

elini


فَاِذَا هِيَ

o da


بَيْضَٓاءُ

parıl parıl parlıyordu



لِلنَّاظِر۪ينَ۟

bakanlara





Türkçe Transcript (*)

Veneze’a yedehu fe-iżâ hiye beydâu linnâzirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.

Edip Yüksel Meali

Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.

Süleyman Ateş Meali

Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

Yusuf Ali (English)

And he drew out his hand, and behold, it was white to all beholders!(3157) *

M. Pickthall (English)

And he drew forth his hand and lo! it was white to the beholders.

Şu’arâ Suresi
34


قَالَ

(Fir\avn) dedi



لِلْمَلَأِ

ileri gelenlere



حَوْلَـهُٓ

çevresindeki



اِنَّ

şüphesiz


هٰذَا

bu


لَسَاحِرٌ

bir büyücüdür



عَل۪يمٌۙ

bilen



















Türkçe Transcript (*)

Kâle lilmele-i havlehu inne hâżâ lesâhirun ‘alîm(un)

Ali Bulaç Meali

(Firavun,) Çevresindeki önde gelenlere: 'Bu” dedi, 'Doğrusu çok bilen bir büyücüdür.'

Edip Yüksel Meali

Çevresindeki ileri gelenlere dedi ki, "Bu, gerçekten çok usta bir büyücü imiş."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!"

Süleyman Ateş Meali

(Fir'avn), çevresindeki ileri gelenlere: "Bu dedi, bilgin bir büyücüdür."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun, çevresindeki kodamanlar konseyine şöyle dedi: "Bu adam gerçekten bilgin bir büyücü;

Yusuf Ali (English)

(Pharaoh) said to the Chiefs(3158) around him: "This is indeed a sorcerer well- versed: *

M. Pickthall (English)

(Pharaoh) said unto the chiefs about him: Lo, this is verily a knowing wizard,

Şu’arâ Suresi
35


يُر۪يدُ

istiyor


اَنْ يُخْرِجَكُمْ

sizi çıkarmak



مِنْ اَرْضِكُمْ

toprağınızdan



بِسِحْرِه۪ۗ

büyüsüyle



فَمَاذَا تَأْمُرُونَ

ne buyurursunuz?





Türkçe Transcript (*)

Yurîdu en yuḣricekum min ardikum bisihrihi femâżâ te/murûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Büyüsüyle sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmak istiyor; ne buyurursunuz?'

Edip Yüksel Meali

"Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne önerirsiniz?"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?"

Süleyman Ateş Meali

Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor. Ne diyorsunuz?"

Yusuf Ali (English)

"His plan is to get you out of your land by his sorcery; then what is it ye counsel?"

M. Pickthall (English)

Who would drive you out of your land by his magic. Now what counsel ye?

Şu’arâ Suresi
36


قَالُٓوا

dediler ki



اَرْجِهْ

onu beklet



وَاَخَاهُ

ve kardeşini



وَابْعَثْ

ve gönder



فِي الْمَدَٓائِنِ

kentlere


حَاشِر۪ينَۙ

toplayıcılar























Türkçe Transcript (*)

Kâlû ercih veeḣâhu veb’aś fî-lmedâ-ini hâşirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Dediler ki: 'Bunu ve kardeşini oyala, şehirlere de toplayıcılar gönder,'

Edip Yüksel Meali

Dediler ki, "Onu ve kardeşini alıkoy ve kentlere toplayıcılar gönder de,"

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder."

Süleyman Ateş Meali

Dediler ki: "Onu ve kardeşini eğle, kentlere toplayıcılar gönder."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler: "Onu kardeşiyle birlikte alıkoy ve kentlere toplayıcılar gönder,

Yusuf Ali (English)

They said: "Keep him and his brother in suspense (for a while), and dispatch to the Cities heralds to collect-

M. Pickthall (English)

They said: Put him off, (him) and his brother, and send them into the cities summoners

Şu’arâ Suresi
37


يَأْتُوكَ

sana getirsinler



بِكُلِّ

bütün


سَحَّارٍ

büyücüleri



عَل۪يمٍ

bilgin




Türkçe Transcript (*)

Ye/tûke bikulli sehhârin ‘alîm(in)

Ali Bulaç Meali

'Bütün uzman-bilgin büyücüleri sana getirsinler.'

Edip Yüksel Meali

"Sana tüm usta büyücüleri getirsinler."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."

Süleyman Ateş Meali

Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ki, tüm bilgili büyücüleri huzuruna getirsinler."

Yusuf Ali (English)

"And bring up to thee all (our) sorcerers wellversed."

M. Pickthall (English)

Who shall bring unto thee every knowing wizard.

Şu’arâ Suresi
38


فَجُمِعَ

bir araya getirildi



السَّحَرَةُ

büyücüler



لِم۪يقَاتِ

belirlenen vaktinde



يَوْمٍ

bir günün



مَعْلُومٍۙ

belli




Türkçe Transcript (*)

Fecumi’a-sseharatu limîkâti yevmin ma’lûm(in)

Ali Bulaç Meali

Böylelikle büyücüler, bilinen bir günün belli vaktinde bir araya getirildi.

Edip Yüksel Meali

Belirlenmiş günün randevusu için büyücüler bir araya getirildiler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi.

Süleyman Ateş Meali

Derken büyücüler belli bir günün belirlenen vaktinde bir araya getirildi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet büyücüler belirlenen bir günün, belirlenen bir vaktinde bir araya getirildi.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   216   217   218   219   220   221   222   223   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin