Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə213/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   260
Nisâ Suresi
164


وَرُسُلًا

elçilere


قَدْ

elbette


قَصَصْنَاهُمْ

anlattığımız



عَلَيْكَ

sana


مِنْ قَبْلُ

daha önce



وَرُسُلًا

ve elçilere de



لَمْ نَقْصُصْهُمْ

anlatmadığımız



عَلَيْكَۚ

sana


وَكَلَّمَ

Ve konuşmuştu



اللَّهُ

Allah


مُوسَىٰ

Musa'ya da



تَكْلِيمًا

sözle






















Türkçe Transcript (*)

Verusulen kad kasasnâhum ‘aleyke min kablu verusulen lem naksushum ‘aleyk(e)(c) vekellema(A)llâhu mûsâ teklîmâ(n)

Ali Bulaç Meali

Ve gerçekten sana daha önceden hikayelerini anlattığımız elçilere, anlatmadığımız elçilere (vahyettik). Allah, Musa ile de konuştu.

Edip Yüksel Meali

Sana önceden anlattığımız elçilere ve anlatmadığımız elçilere de... Ve ALLAH Musa ile de kelimelerle konuşmuştu.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Daha önce sana anlattığımız peygamberlerle, anlatmadığımız başka peygamberlere de (vahyettik). Ve Allah Musa ile de konuştu.

Süleyman Ateş Meali

Daha önce sana anlattığımız elçilere ve sana anlatmadığımız elçilere de (vahyetmiştik). Ve Allah Musa'ya da konuşmuştu.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti.

Yusuf Ali (English)

Of some messengers We have already told thee the story; of others We have not;- and to Moses Allah spoke direct;-(670) *

M. Pickthall (English)

And messengers We have mentioned unto thee before and messengers We have not mentioned unto thee; and Allah spake directly unto Moses;

Nisâ Suresi
165


رُسُلًا

elçiler (gönderdik) ki



مُبَشِّرِينَ

müjdeleyici



وَمُنْذِرِينَ

ve uyarıcı



لِئَلَّا يَكُونَ

kalmasın


لِلنَّاسِ

insanların



عَلَى

karşı


اللَّهِ

Allah'a


حُجَّةٌ

bahaneleri



بَعْدَ

sonra


الرُّسُلِۚ

elçilerden



وَكَانَ اللَّهُ

Allah


عَزِيزًا

üstündür


حَكِيمًا

hüküm ve hikmet sahibidir




















Türkçe Transcript (*)

Rusulen mubeşşirîne vemunżirîne li-ellâ yekûne linnâsi ‘ala(A)llâhi huccetun ba’de-rrusul(i)(c) vekâna(A)llâhu ‘azîzen hakîmâ(n)

Ali Bulaç Meali

Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.

Edip Yüksel Meali

Müjdeler ve uyarılar getiren elçiler... Ki tüm bu elçilerden sonra insanların ALLAH'a karşı bir bahaneleri kalmasın. ALLAH Üstündür, Bilgedir.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir.

Süleyman Ateş Meali

(Bunları) Müjdeleyici ve uyarıcı elçiler olarak (gönderdik) ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı bahaneleri kalmasın. Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Yusuf Ali (English)

Messenger. who gave good news(671) as well as warning, that mankind, after (the coming) of the messengers, should have no plea against Allah. For Allah is Exalted in Power, Wise. *

M. Pickthall (English)

Messengers of good cheer and off warning, in order that mankind might have no argument against Allah after the messengers. Allah was ever Mighty, Wise.

Nisâ Suresi
166


لَٰكِنِ

oysa


اللَّهُ

Allah


يَشْهَدُ

şahidlik eder



بِمَا أَنْزَلَ

indirdiğini



إِلَيْكَۖ

sana


أَنْزَلَهُ

indirmiş olduğuna



بِعِلْمِهِۖ

kendi bilgisiyle



وَالْمَلَائِكَةُ

melekler de



يَشْهَدُونَۚ

şahidlik ederler.



وَكَفَىٰ

kafidir


بِاللَّهِ

Allah'ın


شَهِيدًا

şahidliği de























Türkçe Transcript (*)

Lâkini(A)llâhu yeşhedu bimâ enzele ileyk(e)(s) enzelehu bi’ilmih(i)(s)velmelâ-iketu yeşhedûn(e)(c) vekefâ bi(A)llâhi şehîdâ(n)

Ali Bulaç Meali

Fakat Allah, sana indirdiğiyle şahidlik eder ki, O, bunu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler. Şahid olarak Allah yeter.

Edip Yüksel Meali

Fakat ALLAH, sana indirdiğine tanıklık eder. Onu kendi bilgisiyle indirdi. Melekler de buna tanıklık eder. Tanık olarak ALLAH yeter. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Fakat Allah, sana indirdiğini kendi ilmiyle indirmiş olduğuna şahitlik eder. Melekler de buna şahitlik ederler. Allah'ın şahitliği de kafidir.

Süleyman Ateş Meali

Allah, sana indirdiğini kendi bilgisiyle indirmiş olduğuna şahidlik eder. Melekler de (buna) şahidlik ederler. Allah'ın şahidliği de (bir şeyin gerçekliği için) kafidir.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şu da var ki, Allah sana indirdiğini, kendi ilmiyle indirdiğine tanıklık eder. Melekler de tanıklık ediyorlar. Zaten tanık olarak Allah yeter.

Yusuf Ali (English)

But Allah beareth witness that what He hath sent unto thee He hath sent from His (own) knowledge,(672) and the angels bear witness: But enough is Allah for a witness. *

M. Pickthall (English)

But Allah (Himself) testifieth concerning that which He hath revealed unto thee; in His knowledge hath He revealed it; and the Angels also testify. And Allah is sufficient witness.

Saff Suresi
5


وَاِذْ

bir zaman



قَالَ

demişti


مُوسٰى

Musa


لِقَوْمِه۪

kavmine


يَا قَوْمِ

ey kavmim



لِمَ

niçin?


تُؤْذُونَن۪ي

beni incitiyorsunuz



وَقَدْ

halde


تَعْلَمُونَ

bildiğiniz



اَنّ۪ي

gerçekten benim



رَسُولُ

elçisi (olduğumu)



اللّٰهِ

Allah\ın


اِلَيْكُمْۜ

size


فَلَمَّا زَاغُٓوا

onlar eğrilince



اَزَاغَ

eğriltti


اللّٰهُ

Allah da


قُلُوبَهُمْۜ

kalblerini



وَاللّٰهُ

Allah


لَا يَهْدِي

doğru yola iletmez



الْقَوْمَ

kavmi


الْفَاسِق۪ينَ

yoldan çıkan














Türkçe Transcript (*)

Ve-iż kâle mûsâ likavmihi yâ kavmi lime tu/żûnenî ve kad ta’lemûne ennî rasûlu(A)llâhi ileykum(s) felemmâ zâġû ezâġa(A)llâhu kulûbehum(c) va(A)llâhu lâ yehdî-lkavme-lfâsikîn(e)

Ali Bulaç Meali

Hani Musa, kavmine demişti ki: 'Ey kavmim, gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?' İşte onlar eğrilip-sapınca Allah da onların kalplerini eğriltip saptırmış oldu. Allah, fasık bir kavmi hidayete erdirmez.

Edip Yüksel Meali

Hani Musa, halkına: "Ey halkım, benim, ALLAH'ın bir elçisi olarak size geldiğimi bildiğiniz halde neden beni incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince, ALLAH ta kalplerini eğriltti. ALLAH yoldan çıkmış toplulukları doğruya ulaştırmaz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Bir zaman Musa, kavmine: "Ey kavmim! Benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince, Allah da kalblerini eğriltti. Allah fasıkları doğru yola iletmez.

Süleyman Ateş Meali

Bir zaman Musa, kavmine: "Ey kavmim, benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince Allah da kalblerini eğriltti. Allah, yoldan çıkanları doğru yola iletmez.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hani, Mûsa, toplumuna şöyle demişti: "Ey toplumum! Benim size gönderilen Allah elçisi olduğumu bilip durduğunuz halde, beni neden incitiyorsunuz?" Onlar bozulup sapınca Allah da onların kalplerini eğriltti. Çünkü Allah, sapıklardan oluşmuş bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin