Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə215/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   211   212   213   214   215   216   217   218   ...   260
Sâffât Suresi
114


وَلَقَدْ

andolsun


مَنَنَّا

lutuflarda bulunduk



عَلٰى مُوسٰى

Musa\ya


وَهٰرُونَۚ

ve Harun\a





Türkçe Transcript (*)

Velekad menennâ ‘alâ mûsâ ve hârûn(e)

Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.

Edip Yüksel Meali

Biz Musa'ya ve Harun'a iyilikte bulunmuştuk.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik.

Süleyman Ateş Meali

Andolsun Musa'ya ve Harun'a da lutuflarda bulunduk.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, biz Mûsa ve Hârun'a da lütufta bulunduk.

Yusuf Ali (English)

Again (of old) We bestowed Our favour on Moses and Aaron,(4107) *

M. Pickthall (English)

And We verily gave grace unto Moses and Aaron,

Sâffât Suresi
115


وَنَجَّيْنَاهُمَا

onları kurtardık



وَقَوْمَهُمَا

ve kavimlerini



مِنَ الْكَرْبِ

sıkıntıdan



الْعَظ۪يمِۚ

büyük




Türkçe Transcript (*)

Ve necceynâhumâ ve kavmehumâ mine-lkerbi-l’azîm(i)

Ali Bulaç Meali

Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

Edip Yüksel Meali

İkisini ve halklarını o büyük felaketten kurtardık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

Süleyman Ateş Meali

Onları ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onları ve toplumlarını büyük sıkıntıdan kurtardık.

Yusuf Ali (English)

And We delivered them and their people from (their) Great Calamity;(4108) *

M. Pickthall (English)

And saved them and their people from the great distress,

Sâffât Suresi
116


وَنَصَرْنَاهُمْ

onlara yardım ettik



فَكَانُوا

oldular


هُمُ

kendileri



الْغَالِب۪ينَۚ

üstün gelenler





Türkçe Transcript (*)

Ve nasarnâhum fekânû humu-lġâlibîn(e)

Ali Bulaç Meali

Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler oldular.

Edip Yüksel Meali

Onlara yardım ettik de üstün geldiler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hem yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular.

Süleyman Ateş Meali

Onlara yardım ettik de üstün gelenler kendileri oldular.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara yardım ettik de galip gelenler kendileri oldular.

Yusuf Ali (English)

And We helped them, so they overcame (their troubles);(4109) *

M. Pickthall (English)

And helped them so that they became the victors.

Sâffât Suresi
117


وَاٰتَيْنَاهُمَا

onlara verdik



الْكِتَابَ

Kitabı


الْمُسْتَب۪ينَۚ

açık ifadeli





Türkçe Transcript (*)

Ve âteynâhumâ-lkitâbe-lmustebîn(e)

Ali Bulaç Meali

Ve ikisine anlatımı-açık kitabı verdik.

Edip Yüksel Meali

Ve o ikisine apaçık anlaşılan kitabı verdik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hem kendilerine o belli kitabı (Tevrat'ı) verdik.

Süleyman Ateş Meali

Onlara açık ifadeli Kitabı verdik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlara, açık-seçik bilgi sunan Kitap'ı verdik.

Yusuf Ali (English)

And We gave them the Book which helps(4110) to make things clear; *

M. Pickthall (English)

And We gave them the clear Scripture

Sâffât Suresi
118


وَهَدَيْنَاهُمَا

ve onları ilettik



الصِّرَاطَ

yola


الْمُسْتَق۪يمَۚ

doğru




Türkçe Transcript (*)

Ve hedeynâhumâ-ssirâta-lmustakîm(e)

Ali Bulaç Meali

Onları dosdoğru yola yöneltip-ilettik.

Edip Yüksel Meali

Her ikisini doğru yola ilettik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kendilerini doğru yola çıkardık.

Süleyman Ateş Meali

Ve onları doğru yola ilettik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Her ikisini dosdoğru yola kılavuzladık.

Yusuf Ali (English)

And We guided them to the Straight Way.

M. Pickthall (English)

And showed them the right path.

Sâffât Suresi
119


وَتَرَكْنَا

ve (iyi bir ün) bıraktık



عَلَيْهِمَا

onlara


فِي

arasında


الْاٰخِر۪ينَ

sonra gelenler





Türkçe Transcript (*)

Ve teraknâ ‘aleyhimâ fî-l-âḣirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Sonra gelenler arasında da ikisine (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.

Edip Yüksel Meali

O ikisinin tarihini sonrakiler için koruduk.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık:

Süleyman Ateş Meali

Ve sonra gelenler arasında onlara (iyi bir ün) bıraktık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonradan gelenler içinde, her ikisini hatırlatan bir şey bıraktık.

Yusuf Ali (English)

And We left (this blessing)(4111) for them among generations (to come) in later times: *

M. Pickthall (English)

And We left for them, among the later folk (the salutation):

Sâffât Suresi
120


سَلَامٌ

selam olsun



عَلٰى مُوسٰى

Musa\ya


وَهٰرُونَ

ve Harun\a





Türkçe Transcript (*)

Selâmun ‘alâ mûsâ ve hârûn(e)

Ali Bulaç Meali

Musa'ya ve Harun'a selam olsun.

Edip Yüksel Meali

Musa'ya ve Harun'a selam (barış) olsun.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Selam olsun, Musa ile Harun'a.

Süleyman Ateş Meali

(Hep): "Musa'ya ve Harun'a selam olsun!" (diyeceklerdi).

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Selam olsun Mûsa'ya ve Hârun'a!

Yusuf Ali (English)

"Peace and salutation to Moses and Aaron!"

M. Pickthall (English)

Peace be unto Moses and Aaron!

Sâffât Suresi
121


اِنَّا

biz


كَذٰلِكَ

işte böyle



نَجْزِي

mükafatlandırırız



الْمُحْسِن۪ينَ

güzel davrananları





Türkçe Transcript (*)

İnnâ keżâlike neczî-lmuhsinîn(e)

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.

Edip Yüksel Meali

Biz, iyi davrananları işte böyle ödüllendiririz.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

Süleyman Ateş Meali

İşte biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Güzel düşünüp güzel davrananları biz böyle ödüllendiririz!

Yusuf Ali (English)

Thus indeed do We reward those who do right.

M. Pickthall (English)

Lo! thus do We reward the good.

Sâffât Suresi
122


اِنَّهُمَا

çünkü ikisi de



مِنْ عِبَادِنَا

bizim kullarımızdandı



الْمُؤْمِن۪ينَ

inanan




Türkçe Transcript (*)

İnnehumâ min ‘ibâdinâ-lmu/minîn(e)

Ali Bulaç Meali

Şüphesiz ikisi, bizim mü'min olan kullarımızdandılar.

Edip Yüksel Meali

O ikisi bizim inanan kullarımızdandı.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı.

Süleyman Ateş Meali

Çünkü ikisi de bizim inanan kullarımızdandı.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O ikisi de bizim inanan kullarımızdandı.

Yusuf Ali (English)

For they were two of our believing Servants.

M. Pickthall (English)

Lo! they are two of our believing slaves.

Şu’arâ Suresi
10


وَاِذْ

hani


نَادٰى

seslenmişti



رَبُّكَ

Rabbin


مُوسٰٓى

Musa\ya


اَنِ ائْتِ

git diye


الْقَوْمَ

kavmine


الظَّالِم۪ينَۙ

zalimler



















Türkçe Transcript (*)

Ve-iż nâdâ rabbuke mûsâ eni-/ti-lkavme-zzâlimîn(e)

Ali Bulaç Meali

Hani Rabbin, Musa'ya seslenmişti: 'Zulmetmekte olan kavme git;'


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   211   212   213   214   215   216   217   218   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin