Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə223/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   ...   260
Edip Yüksel Meali

Musa'ya, "Kullarımı yola çıkar, siz izleneceksiniz," diye vahyettik.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Biz, Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz" diye vahyettik.

Süleyman Ateş Meali

Musa'ya: "Kullarımı geceleyin (Mısır'dan çıkar), yürüt; siz takibedileceksiniz." diye vahyettik.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mûsa'ya şunu vahyettik: Kullarımı geceleyin yola çıkar. Mutlaka peşinize takılacaklar.

Yusuf Ali (English)

By inspiration we told Moses: "Travel by night with my servants; for surely ye shall be pursued."(3167) *

M. Pickthall (English)

And We inspired Moses, saying: Take away My slaves by night, for ye will be pursued.

Şu’arâ Suresi
53


فَاَرْسَلَ

gönderdi


فِرْعَوْنُ

Fir\avn


فِي الْمَدَٓائِنِ

kentlere


حَاشِر۪ينَۚ

(asker) toplayıcılar





Türkçe Transcript (*)

Feersele fir’avnu fî-lmedâ-ini hâşirîn(e)

Ali Bulaç Meali

Bunun üzerine Firavun şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

Edip Yüksel Meali

Firavun, kentlere kitle propagandacıları gönderdi:

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:

Süleyman Ateş Meali

Fir'avn, (İsrail oğullarının gittiğini duyunca) kentlere (asker) toplayıcılar gönderdi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine Firavun, kentlere toplayıcılar gönderdi:

Yusuf Ali (English)

Then Pharaoh sent heralds to (all) the Cities,

M. Pickthall (English)

Then Pharaoh sent into the cities summoners,

Şu’arâ Suresi
54


اِنَّ

şüphesiz


هٰٓؤُ۬لَٓاءِ

şunlar


لَشِرْذِمَةٌ

topluluktur



قَل۪يلُونَۙ

az bir




Türkçe Transcript (*)

İnne hâulâ-i leşirżimetun kalîlûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur;'

Edip Yüksel Meali

"Bunlar küçük bir çetedir."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır."

Süleyman Ateş Meali

Şunlar, (şu İsrail oğulları), az bir topluluktur dedi.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Kuşkusuz bunlar, küçücük bir topluluktur."

Yusuf Ali (English)

(Saying): "These (Israelites) are but a small band,

M. Pickthall (English)

(Who said): Lo! these indeed are but a little troop,

Şu’arâ Suresi
55


وَاِنَّهُمْ

ve onlar


لَنَا

bizi


لَـغَٓائِظُونَۙ

kızdırmaktadırlar





Türkçe Transcript (*)

Ve-innehum lenâ leġâ-izûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Ve elbette bize karşı da büyük bir öfke beslemektedirler.'

Edip Yüksel Meali

"Bize karşı öfkeyle ayaklanmaktadırlar."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar. "

Süleyman Ateş Meali

Bizi kızdırmaktadırlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Fakat bize gerçekten öfke püskürüyorlar."

Yusuf Ali (English)

"And they are raging furiously against us;

M. Pickthall (English)

And lo! they are offenders against us.

Şu’arâ Suresi
56


وَاِنَّا

ve biz


لَجَم۪يعٌ

bir cemaatiz



حَاذِرُونَۜ

ihtiyatlı





Türkçe Transcript (*)

Ve-innâ lecemî’un hâżirûn(e)

Ali Bulaç Meali

'Biz ise uyanık bir grubuz' (dedi).

Edip Yüksel Meali

"Biz ise çoğunluk olarak alarmda olmalıyız."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Biz ise, elbette uyanık (ve tekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu.)

Süleyman Ateş Meali

Biz, ihtiyatlı, koca bir cemaatiz.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Biz ise dikkatli davranan koca bir kitleyiz."

Yusuf Ali (English)

"But we are a multitude amply fore-warned."

M. Pickthall (English)

And lo! we are a ready host.

Şu’arâ Suresi
57


فَاَخْرَجْنَاهُمْ

böylece biz onları çıkardık



مِنْ جَنَّاتٍ

bahçeler(in)den



وَعُيُونٍۙ

ve çeşmeler(in)den





Türkçe Transcript (*)

Feaḣracnâhum min cennâtin ve’uyûn(in)

Ali Bulaç Meali

Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

Edip Yüksel Meali

Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,

Süleyman Ateş Meali

Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.

Yusuf Ali (English)

So We expelled them(3168) from gardens, springs, *

M. Pickthall (English)

Thus did We take them away from gardens and water springs,

Şu’arâ Suresi
58


وَكُنُوزٍ

ve hazineler(in)den



وَمَقَامٍ

ve yer(lerin)den



كَر۪يمٍۙ

o güzel




Türkçe Transcript (*)

Vekunûzin vemekâmin kerîm(in)

Ali Bulaç Meali

Hazinelerden ve soylu makam(lar)dan da.

Edip Yüksel Meali

Hazinelerden, yüksek makamlardan...

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık.

Süleyman Ateş Meali

Hazineler(in)den ve o güzel yer(lerin)den.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hazinelerinden, mutlu-kutlu yerlerinden ettik.

Yusuf Ali (English)

Treasures, and every kind of honourable position;

M. Pickthall (English)

And treasures and a fair estate.

Şu’arâ Suresi
59


كَذٰلِكَۜ

böylece


وَاَوْرَثْنَاهَا

bunları miras yaptık



بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَۚ

İsrail oğullarına





Türkçe Transcript (*)

Keżâlike ve evraśnâhâ benî isrâ-îl(e)

Ali Bulaç Meali

İşte böyle; bunlara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

Edip Yüksel Meali

Daha sonra onları İsrail oğullarına miras yaptık.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ve onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık.

Süleyman Ateş Meali

Böylece bunları İsrail oğullarına miras yaptık.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Böylece oralara İsrailoğullarını vâris kıldık.

Yusuf Ali (English)

Thus it was, but We made the Children of Israel inheritors(3169) of such things. *

M. Pickthall (English)

Thus (were those things taken from them) and We caused the Children of Israel to inherit them.

Şu’arâ Suresi
60


فَاَتْبَعُوهُمْ

onların ardına düştüler



مُشْرِق۪ينَ

güneş doğarken





Türkçe Transcript (*)

Feetbe’ûhum muşrikîn(e)

Ali Bulaç Meali

Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.

Edip Yüksel Meali

Onları doğuya doğru izlediler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.

Süleyman Ateş Meali

(Fir'avn ve adamları), güneş doğarken onların ardına düştüler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Firavun ve adamları, gün doğarken onları izlemeye başladılar.

Yusuf Ali (English)

So they pursued them(3170) at sunrise. *

M. Pickthall (English)

And they overtook them at sunrise.

Şu’arâ Suresi
61


فَلَمَّا تَـرَٓاءَ

birbirini görünce



الْجَمْعَانِ

iki topluluk



قَالَ

dediler


اَصْحَابُ

adamları


مُوسٰٓى

Musa\nın


اِنَّا لَمُدْرَكُونَۚ

işte yakalandık























Türkçe Transcript (*)

Felemmâ terâe-lcem’âni kâle ashâbu mûsâ innâ lemudrakûn(e)

Ali Bulaç Meali

İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: 'Gerçekten yakalandık' dediler.


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   219   220   221   222   223   224   225   226   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin