Musa (Aleyhi-s-Selâm / Selâm O’na) : Ahkâf Suresi 12



Yüklə 8,04 Mb.
səhifə230/260
tarix07.01.2022
ölçüsü8,04 Mb.
#88301
1   ...   226   227   228   229   230   231   232   233   ...   260
Tâ-Hâ Suresi
16


فَلَا يَصُدَّنَّكَ

seni alıkoymasın



عَنْهَا

on(a inanmak)dan



مَنْ

kimse


لَا يُؤْمِنُ

inanmayıp



بِهَا

ona


وَاتَّبَعَ

uyan


هَوَاهُ

keyfine


فَتَرْدَىٰ

sonra helak olursun

















Türkçe Transcript (*)

Felâ yesuddenneke ‘anhâ men lâ yu/minu bihâ vettebe’a hevâhu feterdâ

Ali Bulaç Meali

'Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.'

Edip Yüksel Meali

Ona inanmayıp hevesine uyanlar seni ondan saptırmasın, sonra başüstü düşersin.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.

Süleyman Ateş Meali

Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helak olursun!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüz geri etmesin. Yoksa perişan olursun."

Yusuf Ali (English)

"Therefore let not such as believe not therein but follow their own lusts, divert thee therefrom,(2547) lest thou perish!".. *

M. Pickthall (English)

Therefor, let not him turn thee aside from (the thought of) it who believeth not therein but followeth his own desire, lest thou perish.

Tâ-Hâ Suresi
17


وَمَا تِلْكَ

şu nedir?



بِيَمِينِكَ

sağ elindeki



يَا مُوسَىٰ

ey Musa




Türkçe Transcript (*)

Vemâ tilke biyemînike yâ mûsâ

Ali Bulaç Meali

'Sağ elindeki nedir ey Musa?'

Edip Yüksel Meali

"Şu elindeki nedir, Musa?" *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Ey Musa! Sağ elindeki nedir?

Süleyman Ateş Meali

Sağ elindeki nedir ey Musa?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Nedir o sağ elindeki ey Mûsa?"

Yusuf Ali (English)

"And what is that in the right hand, O Moses?"

M. Pickthall (English)

And what is that in thy right hand, O Moses?

Tâ-Hâ Suresi
18


قَالَ

dedi ki


هِيَ

O


عَصَايَ

asa'mdır


أَتَوَكَّأُ

dayanıyorum



عَلَيْهَا

ona


وَأَهُشُّ

ve yaprak silkeliyorum



بِهَا

onunla


عَلَىٰ غَنَمِي

davarıma


وَلِيَ

ve benim var



فِيهَا

onda


مَآرِبُ

ihtiyaçlarım



أُخْرَىٰ

daha birçok























Türkçe Transcript (*)

Kâle hiye ‘asâye etevekkeu ‘aleyhâ ve ehuşşu bihâ ‘alâ ġanemî veliye fîhâ meâribu uḣrâ

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.'

Edip Yüksel Meali

"O, benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim ve bana daha başka yararları da dokunmaktadır," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa dedi: "O benim asâm (değneğim) dır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var"

Süleyman Ateş Meali

(Musa) dedi: "O, asa'mdır. Ona dayanıyorum ve onunla davarıma yaprak silkeliyorum ve onda benim daha birçok ihtiyaçlarım var (onunla birçok ihtiyacımı gideririm)."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Cevap verdi: "O, benim asamdır. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma ağaçtan yaprak indiririm. Onda, işime yarayan başka özellikler de vardır."

Yusuf Ali (English)

He said, "It is(2548) my rod: on it I lean; with it I beat down fodder for my flocks; and in it I find other uses." *

M. Pickthall (English)

He said: This is my staff whereon I lean, and wherewith I beat down branches for my sheep, and wherein I find other uses.

Tâ-Hâ Suresi
19


قَالَ

(Allah) buyurdu



أَلْقِهَا

(yere) at onu



يَا مُوسَىٰ

ey Musa




Türkçe Transcript (*)

Kâle elkihâ yâ mûsâ

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Onu at, ey Musa.'

Edip Yüksel Meali

"At onu Musa!," dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah: "Ey Musa! onu (yere) bırak"dedi.

Süleyman Ateş Meali

(Allah) buyurdu; "(Yere) at onu ey Musa!"

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Buyurdu: "Yere at onu ey Mûsa!"

Yusuf Ali (English)

((Allah)) said, "Throw it, O Moses!"

M. Pickthall (English)

He said: Cast it down, O Moses!

Tâ-Hâ Suresi
20


فَأَلْقَاهَا

onu attı


فَإِذَا هِيَ

bir de ne görsün



حَيَّةٌ

kocaman bir yılan



تَسْعَىٰ

koşan




Türkçe Transcript (*)

Feelkâhâ fe-iżâ hiye hayyetun tes’â

Ali Bulaç Meali

Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).

Edip Yüksel Meali

Onu atınca, hareketli bir yılana dönüşüverdi. *

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! o bir yılan olmuş koşuyor.

Süleyman Ateş Meali

(Musa) attı, bir de ne görsün o, koşan kocaman bir yılan!

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O da onu attı. Bir de ne görsün, bir yılan olmuş o, koşuyor...

Yusuf Ali (English)

He threw it, and behold! It was a snake, active in motion.(2549) *

M. Pickthall (English)

So he cast it down, and Lo! it was a serpent, gliding.

Tâ-Hâ Suresi
21


قَالَ

dedi


خُذْهَا

al onu


وَلَا تَخَفْۖ

ve korkma



سَنُعِيدُهَا

biz onu sokacağız



سِيرَتَهَا

durumuna


الْأُولَىٰ

ilk






















Türkçe Transcript (*)

Kâle ḣużhâ velâ teḣaf(s) senu’îduhâ sîratehâ-l-ûlâ

Ali Bulaç Meali

Dedi ki: 'Onu al ve korkma, biz onu ilk durumuna çevireceğiz.'

Edip Yüksel Meali

Dedi, "Al onu, korkma. Onu ilk durumuna sokacağız."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz"

Süleyman Ateş Meali

(Allah): "Al onu, dedi, korkma biz onu yine ilk durumuna sokacağız."

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Buyurdu: "Al onu, korkma! Biz onu ilk görünümüne döndüreceğiz."

Yusuf Ali (English)

((Allah)) said, "Seize it, and fear not: We shall return it at once to its former condition"..

M. Pickthall (English)

He said: Grasp it and fear not. We shall return it to its former state.

Tâ-Hâ Suresi
22


وَاضْمُمْ

sok


يَدَكَ

elini


إِلَىٰ جَنَاحِكَ

böğrüne


تَخْرُجْ

çıksın


بَيْضَاءَ

bembeyaz olarak



مِنْ غَيْرِ

olmadan


سُوءٍ

bir hastalık



آيَةً

bir mu'cize olarak



أُخْرَىٰ

ayrı













Türkçe Transcript (*)

Vadmum yedeke ilâ cenâhike taḣruc beydâe min ġayri sû-in âyeten uḣrâ

Ali Bulaç Meali

'Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.'

Edip Yüksel Meali

"Bir başka delil olarak, elini koltuğunun altına koy; lekesiz bembeyaz olarak çıksın."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

"Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın."

Süleyman Ateş Meali

Elini böğrüne sok; bir hastalık olmadan, ayrı bir mu'cize olarak bembeyaz bir durumda çıksın.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Bir de elini koynuna sok! Bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz bir halde çıksın."


Yüklə 8,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   226   227   228   229   230   231   232   233   ...   260




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin