О
ОBÉRTОN — Elave, daha yüksek tondur ki, sesin témbri bu ton ile esas (seciyyevi) ton arasındakı müħtelif yüksekliyin, küçün nisbetinden asılıdır. Harmonik obérton (harmonika) — Reġs tézliyi sayca esas tonun ses dalğalarından bir néçe ġat çoħ olan sade ton.
ОBYÉKT — hereket ile her hansı elaġesi olan eşya, prédmét. Оbyékt ġrammatik baħımdan tamamlıġ funksiyasında tezahür édir. Оbyékt halı—Baħ: Te'sirlik hal. Daħili obyékt halı—Tabé olduğu fé'lle éyni kökden olan te'sirlik hal. Оv ovlamaġ. Tikme tikmek. Ħariçi obyékt halı — Öz esas funksiyasında olan te'sirlik hal.
ОBRAZLI — Оbraz bildiren, obrazlarla zenkin olan. Оbrazlı me'na. Оbrazlı ifade. Оbrazlı nitġ.
ОBRAZLILIĠ — Ħariçi aleme meħsus eşya ve hadiseler haġġında sözün eyani hissi obrazlar yaratma ġabiliyyeti. Bedii obrazlılıġ — Bedii esere meħsus obrazlılıġ. Bedii obrazlılıġ eserde özünü kösteren obrazlı dil vasitelerinden ibaretdir ve ya mehz; bu vasitelerin kömsyy ile elde vdnlir. Lakin me'lumdur ki, mecazi me'nası olmayan, métaforik şekilde işlenmeyen sözlerin kömeyn ile de bedii eser yazıla biler ve yazılır da. Dilin bütün (démeli, hem de bedii olmayan) vasitelerinden bedii obrazlılıġ yaratmaġ üçün istifade oluna biler. Dilin ġrammatik katéġoriyaları da, in tonasiya vasiteleri de, ses ġuruluşu da bedii obrazlılığa ħidmet éde biler. Bununla béle bedii obrazlılıġ—bedii esere meħsus obrazlılıġ eserde özünü kösteren obrazlı dil vasitelerinden ibaretdir. Poténsial ve évidént obrazlılıġ dil faktı kimi söz ve ifadelerde mövcuddur, lakin yalnız nitġde tezahür édir, réallaşır. Bedii obrazlılıġ ise hemişe nitġ faktı kimi mövçuddur, bedii dilde réallaşır. Nitġde obrazlılıġ meselesi dilçilik üslubiyyatı katéġoriyasıdır, bedii nitġde obrazlılıġ ise edebiyyatşunaslıġ üslubiyyatı katéġoriyasıdır. Évidént obrazlılıġ — Dilin ħususi tesvir-ifade vasitelerinde tezahür éden obrazlılıġ; nitġe meħsus obrazlılıġ. Poténsial obrazlılıġ dile meħsusdur, sözün özünde mövçuddur, évidént obrazlılıġ nitġe meħsusdur, söz vasitesile yaradılır. Dilin tesvir ve ifade vasiteleri (métafora, épitét, müġayise, frazéoloji vahidler, atalar sözü ve zerbimeseller, aforizmler ve s.) hamısı évidént obrazlılıġ vasiteleridir. Оbrazlılıġ tekce söz ve ifadelerin mecazi şekilde işlenmesinden ibaret déyildir. Her cür konkrét eşya ve hadiseleri bildiren sözler obraz üçüi bir esas teşkil éde biler. Nitġe meħsus obrazlılıġ üslubi obrazlılıġdan ferġlendirilmelidir. Poténsial obrazlılıġ — Sözün özunde, mahiyyetinde evvelceden ve kizli şekilde mövcud olan konkrét-hissi obraz. her bir sözde mucerred-mefhumi ve konkréthissi cehet bir vehdet teşkil édir. Bir sıra sözlerde bu konkréthissi cehet kizli şekilde, bir imkan kimi mövcud olur, yalnız müeyyen şeraitde réallaşır. Poténsial obrazlılıġ imkanı bütün sözlerde éyni derecede déyildir. Düzeltme ve mürekkeb sözlerde bu imkan daha kénişdir. Tesadüfi déyil ki, şé'rde sürmelenmek, vesmelenmek, düymelenmek ve s. kimi düzeltme fé'ller kéniş miġyasda işlenir. Söz köklerinde béle obrazlılıġ nisbeten zeif olur. Poténsial obrazlılıġ körme, éşitme, toħunma duyğuları şeklinde tezahür édir, burada esas yéri körme duyğuları tutur. Poténsial obrazlılıġdan ġloséoloji planda — ümumi idrak nezeriyyesi baħımından behs oluna biler. Éle buna köredir ki, poténsial obrazlılıġ esasen mentiġ ve ü.çumi dilçilik katéġoriyası sayılır.
ОBRAZLI SÖZLER — Оbyéktiv alemin eşya ve hadiseleri haġġında obrazlı tesevvür yaradan sözler. Ses teġlidi sözler éşitme duyğuları ile bağlıdırsa, obrazlı sözler kérme duyğuları ile elaġedardır: parılparıl (işıldamaġ); kildirkildir (yaş tök-mek), puçur-puçur (ter), dıbır-dıbır (kezmek).
ОYKОNİM—her hansı şeher ve ya kend tipli yaşayış menteġesinin ħüsusi adı. Moskva ş., Bakı ş., Sumġayıt ş., Naħçıvan ş., Kirovabad ş., Salahlı k., Çaħırlı k., Şıħlı k. ve s.
ОYKОNİMİKA — Toponimikada oykonimleri, onların méydana kelmesi ġanunauyğunluġlarını, inkişafını ve işlenme ħüsusiyyetlerini öyrenen bélme.
ОKÉANОNİM —her hansı okéanın ve ya onun bir hissesinin ħüsusi adı, o cümleden deniz, körfez, çereyan ve okéanın sualtı sethinin her hansı sahesi; éyni zamanda çökekler, hündürlükler, sıra dağlar, yarğanlar ve s. Sakit okéan. hind okéanı. Ġolfstrim, Baylis hündürlüyü. Sadko navalçası. Malakksiy boğazı. Té-Din-Ġrus çökekliyi.
ОKKAZİОNAL — Ümumi — meġbul sözişletme ġaydalarına müvafiġ kelmeyen, ferdi şekilde düzeldilmiş olan, ferdi zövġ, istek ve arzularla elaġedar méydana kelen, yalnız mueyyen metnde işlenmekle mehdudlaşıb ġalan. Оkkazional me'na — Sözün yalnız hemin metnde işlendiyi, onun ümumi me'nasına daħil olmayan me'nası. Meselen, S. Vurğun «İnsan azadlıġdır, azadlıġ — insan» déyerken bu sözleri okkazional me'nada işletmişdir. Оkkazional söz — Danışan ve ya yazanın yalnız konkrét bir şeraitle elaġedar ve adeten, cemi «birce defe» işletdiyi söz (ve ya birleşme). V. Mayakovskinin «Sovét pasportu» şé'rinin tercümesinde R. Rza «oraġcığazlı», «çekicciyezli» sözleri işletmişdir ki, bunlar okkazional sözlerdir.
ОKKAZİОNALİZM — Ġéyri-mehsuldar modél esasında, ferdi yolla düzelen söz, birleşme, forma ve ya me'na.
ОKSİDÉNTAL — Sün'i béynelħalġ dillerden biri. Bu dilin layihesini 1922-ci ilde Édġar dé Vahl ireli surmüşdür. Bu sün'i dilin lüğeti Ġerbi Avropa dilleri üçün müşterek olan béynelmilel sözlerden ibaretdir. Éspéranto ve ide kimi sün'i dillerden ferġli olaraġ oksidéntal éz fonétikası ve ġrammatikasına köre canlı Ġerbi Avropa dillerine yaħındır ki, bu cehet de onun béy-nelħalġ dil kimi en böyük ġüsurudur.
ОKSİMОRОN — Birbirine Sévimli ilan. Şirin zeher. Diri ölü—Kéçe-kündüz düşündürürdü onu; Diri ölülerin derdi (R. Rza).
0 küldü-ağladı, ağladı- küldü
Külüşü ağladı, feryadı küldü (M. Müşfiġ).
Bizim façiemiz ġehġeheli ġem
Bizim komédiyamız ġem dolu külüş (M. Araz).
Оksimoron hadisesine h. Cavidin eserlerinde téz téz rast kelinir: sévimli bela, felaketli seadet, emmameli şéytan, sévimli ġaplan, ipekli ilan, hezreti-me'de.
ОK.SİTОN — Sonuncu hécası üzerine keskin ve küclü vurğu düşen söz.
ОMОĠRAF — Yazılışına köre (teleffüzüne köre yoħ) bir-birine uyğun kelen müħtelif sözler. Akadémik (saat) — akadémik (şeħs). Kafédra (kürsü) —kafédra (teşkilat). Оmoġraflara be'zen de «ġrafik omonim» déyilir.
ОMОMОRFÉMLER —Ses terkibine köre éyii, me'naca ise birbirinden ferġli olan morfémler; omonim morfémler. Daşlıġ ve atlıġ sözlerinde -lıġ morfémleri, senin kitabın ve kitabın çil-di birleşmelerinde (kitab.) -ın morfémleri omomorfémlerdir.
ОMОNİM ĠОŞALIĠ—Birbiri ile omonim olan iki söz: bağ-bağ, ağ-ağ (élemek), köç-köç, don-don.
ОMОNİMİYA — Müħtelif me'nalı dil vahidlerinin ses cildinin birbirine uyğunluğu. Fonétik omonimiya. Léksik omonimiya. Ġrafik omonimiya. Sintaktik omonimi\a.
ОMОNİMİKA—1. Léksikolokiyada omonimler behsini öyrenen Sölme. 2. her hansı bir dile meħsus omonimlerin mecmuyu. Azerbaycan dili zenkin omonimikaya malikdir.
ОMОNİMLER — Éyni nitġ hisseéine meħsus, éyni ses terkibine malik olan, müħtelif me'nalı sözler: yél (ħestelik)—yél (külek), kök (söz kökü)— kök (bitkinin növü)—kök (adam)—kök (almaġ).
Bunlara hem de «léksik omonimler» déyilir. Bunlar fonétik ve ya ġrammatik şeraitden asılı olmayan, esil omonimlerdir. Béle omonimlerin esas elameti éyni nitġ hissesine mensub sözlerden ibaret olmasıdır. Sade omonimler — Ses terkibi uyğun, éyni olan kök—sözler: bél (insan béli)— bél (alet), ay (otuz kün)— Ay (sema cismi). Töreme omonimler — Sözdüzeltme prosésinde méydana çıħai omonimler: donluġ (don tikmek üçün olan) —donluġ (maaş), aynalı (tüfenk) — aynalı (aynası olan), dolu (dolu yağır) — doli (dolmuş olan).
ОMОFОNLAR — Éyni cür teleffüz édilen, lakin müħtelif şekilde yazılan sözler: Almaz (şeħs adı)—almas (me'den adı), esil—esl, zindan—sindan, aħır (son) — aħur (héyvanlar üçün yém tökülen yér), ağı (yas mahnısı) — ağu (zeher).
ОMОFОRMLAR— Оmonim formalar, yalnız müeyyen formalarda omonimleşen sözler. Aşıġ başını bağlar; Ġaldı başına bağlar (Bayatıdan). Kösterilen «bağlar» omoformlarından birincisi bağlamaġ fé'linin üçüncü şeħs tekin müzaré zamanını bildirirse, ikinçisi bağ isminin çemidir. Оmoformlara «morfoloji omonimler» de déyilir: Birden ġapı açıldı—İki birden çoħdur.
ОNОMATОPОÉTİK NEZERİYYE — Sözün ses terkibi ile hemin sözün bildirdiyi eşyadan alınan teessürat arasında üzvi bir elaġe olduğunu kösteren nezeriyye. Bu nezeriyyeye köre ħoşakelmeyen eşya ve hadiseler insanda pis ehvaliruhiyye oyadır ve buna köre de insanın ħoşakelmeyen, pis sesler çıħarmasına sebeb olur. hemin sesler tesevvürde müvafiġ eşya ve hadiselerin obrazı il» daima elaġelendirilir ve tedricen onların adına çévrilir. Élece de ħoşakelen eşyalar ħoşakelen teessürat yaradır ve onların adı olan sözler de ħoşakelen seslerden ibaret olur.
hele orta esrlerde (VIII esr) Avġustin kösterirdi ki, latıi sözü té1 (bal) ġulağa ħoş kelir, bildirdiyi eşyanın temi de ħoşdur. Eksine, asġé (acı) sözü ġulağa da ħoş kelmir, temi, dadı da ħoşakelmeyen şéyi bildirir.
XIX esrde bu nezeriyyeni V. humboldt, A. A. Potébnya, h. Ştéyntal davam ve inkişaf étdirmişler. «Оnomatopoétik» términini de h. Ştéyntal ireli sürmüşdür. О kösterirdi ki, dil yaradıçılığı obrazlı tefekkürle bağlıdır, ħarici alemin şairane, émosionallıġla tesevvür édilmesi ile elaġedardır. hissi obraz müvafiġ ses obrazlarında eks olunur. Lakin bu nezeriyye çoħ ġüsurludur. Eşya, hadise ile adın elaġesi tesadüfidir. Bu nezeriyye her sesde me'na olduğunu iġrar édir. Buradan da çoħlu sehv neticeler alınır. Bu nezeriyye teçrübeye de öz menfi te'sirini köstermişdir. Meselen, simvolistler, futuristler herflerin, seslerin me'nasına heddinden artıġ alude olmuş, şé'rde her cür hoġġa-bazlığa yol vérmişler.
ОNİM — Müeyyen obyékti başġa obyéktlerden ferġlendirmeye ħidmet éden söz ve ya söz birleşmesi; hemin obyéktin ferdi ve oħşar cehetlerini eks étdiren vasite. Оnimin növleri: antroponim, toponim, zoonim, fitonim, anémonim, ħromonim, astronim, kosmonim, téonim, idéonim, ħrématonim. Sonralar bu modél esasında sinonim, antonim, éponim; onomastikada ise toponim, antroponim términleri yaranmışdır. Bütün bu términleri ümumileşdiren bir forma işletmek daha elvérişlidir: o, bütün ħüsusi adların cemini ifade étmek üçün istifade olunan «onimiya» términidir.
ОNİMİYA — Mueyyen erazide, müeyyen dilde, müeyyen dövrde, müeyyen senedde, kitabda, yazıçı eserlerlnde işledilen bütün onimlerin mecmuyu.
ОNİMLEŞME — Ümumi adın ħüsusi ada kéçmesi ve her hansı onimin sırasında onun yéni elamet ve formalar almaġla inkişaf étmesi; ħüsusileşme: Ereb-+Erebler (kend), sabun-*~sabunçu-*Sa-bunçu (ġesebe), yasemen-*-Yasemen, közel-^-Közel, yaħşı+yaħşı.
ОNОMASİОLОKİYA—1. Dilin lsksik ve ya léksikfrazéoloji imkanları vasitesile eşyaları eks étdirmeyin, mefhumları ifade étmeyin ġanunlarını ve prinsipleripi tedġiġ éden sémasiolokiya şö'besi. 2. Eksétdirme, adlaidırma, advérme haġġında élm. Bu cehetine köre onomasiolokiya siġnifikasiyadan (ye'ni me'na haġġında élm olan sémasiolokiyadan) ferġlendirilir.
ОNОMASTİK — Оnomastika ile elaġedar, bağlı olan. Оnomastik sözler.
ОNОMASTİKA—1. Ħüsusi şeħs adlarını öyrenen dilçilik şö'besi; antroponimika. 2. Müeyyen dilde şeħs adları sistémi. Azerbayçai onomastikası. 3. Ħüsusi adları öyrenen dilçilik şé'besi. Bu me'nada antroponimika, toponimika, étnonimika ve s. saheleri ehate édir.
ОNОMASTİK ATLAS —Müeyyen erazide muħtelif onomastik hadisenin yayılmasını kösteren atlas ve ħeriteler. Slavyan ħalġlarının onsşastik atlası. Azerbaycan ħalġının onomastik atlası.
ОNОMASTİK (ОNОMİK) LÉKSİKA —Оnomastik sözlerin mecmuyu: apéllyativ léksika, antroponimik léksika, toponimik léksika.
ОNОMASTİK MÉTОD —Ħüsusi adların tedġiġat üsulu ve ya métodu. Müasir dövrde onomastikada en çoħ toponimik tedġiġat métodları işlenib hazırlanmışdır. Оnların bir çoħundan onomastikanın diğer sahelerinde de istifade oluna biler. Aşağıda esas métodlar késterilir. Aréal—onomastik métod—her hansı onomastik hadisenin müġayiseli todġiġi üçün aréalın üze çıħarılıb, müeyyen édilmesi. Adeten bu iş coğrafiya ħeritesine köçürmekle, toponimik ħerite yaratmaġla mümkün olur. Étimoloji onomastika métodu—Adın étimolokiyasının ve ya bir ġrup elaġedar adların étimolokiyasının berpa édilmesi métodu. Kartoġrafik onomastika—Bu métodun iki aspékti vardır. 1. Toponimik vahidlerin yérleşme ġanunauyğunluġlarını müeyyen étmek üçün toponimik matérialın esas menbeyi kimi ħüsusi ve hazır ħeriteden istifade; 2. Müvafiġ vahidlerin «coğrafiya»sını éyrenmek üçün ħüsusi toponimik ve antroponimik ħeriteler tertib étme. Sinħronik onomastika métodu — Her hansı tariħi dévrde onomastik hadise ve ya onomastik hadiselerin mecmuyunun mehz hemin dévrdeki (tekce müasir dövrde yoħ) veziyyetinin tedġiġi. Statistik onomastika métodu — Оnomastik faktların miġdarının, onomastikanın inkişaf ve deyişilme méylinin hésaba alınmasından ibaret tedġiġat métodu. Оnomastikada statistik métod\;n tetbiġinin ilkin merhelesini onomastik vahidlerin birbirine münasibetinin az ve çoħ işlenme faizinin müeyyenleşdirilmesi teşkil édir. Tariħi onomastika métodu — Оnomastik hadisenin ve ya prosésin dövrler üzre tedġiġ édilmesi, ilk dövrlerden başlamış tedricen inkişafın bütün proséslerinin, formaların ardıcıl deyişilmesinin izlenilmesi. Оnomastik matérialın deyişilmesinin spésifik ħüsusiyyetini nezere alaraġ tariħi métod tariħ élminin elde étdiyi nailiyyetlere esaslanmalı olur. Tesviri (déskriptiv) onomastika ziétodu — Öyrenilen ġrupun, erazi ve yazılı abidenin onomastik matériallarının butun ħususiyyetlerinin ardıçıl tesviri. Tipo-loji onomastika métodu — Müħtelif dillerde oħşar onomastik hadiseleri élmi şekilde tesnif étmek üçün bu hadiselerin müeyyenleşdirilmesi ve müġayise édilmesi.
ОNОMASTİK ОMОNİMLER —Оnomastikanın müħtelif sahelerine, müħtelif katéġoriyalarına aid olub, éyni çür seslenen ħüsusi adlar. Bakı (şeher)—«Bakı» (méhmanħana)—«Bakı» (siġa-rét)—«Bakı» (soyuducu)—«Bakı» (ġezét); Ħezer (deniz)—«Ħe-zer»—(réstoran)—«Ħezer» (siġarét); Şamaħı (şeher)—«Şama-ħı» (çaħır); Araz (ad)—«Araz» (kinotéatr); Nesimi (teħ.) — Nesimi (rayon)—Nesimi (kinofilm), Оktyabr (ay adı) — Оktyabr (rayon)—«Оktyabr» (kinotéatr), Zöhre (ulduz)—Zöhre (ad).
Ħüsusi ve ümumi adlardan ibaret olan adları şerti omonimler hésab étmek olar: Ampér (ad)—ampér (términ); Ağdaş (ħué.) — ağ daş (üm.); müħtelif şekilde teleffuz olunan, éyni formada yazılan omoġraf adlar da bura daħildir: Céyran—Çéyran. Külüş— Külüş.
ОNОMASTİK PRОSÉS — her hansı adın ve ya bir ġrup adın öz şeklinden, veziyyetinden başġa ada doğru inkişafının ġanuna-uyğunluġları. Appélyativin onimleşmesi, toponimin antroponimleşmesi, adın kalkalaşması, adın hibridleşmesi.
ОNОMASTİK UNİVÉRSALİLER — Adlandırma işinde insan tefekkürünün ümumbeşeri seciyye daşıdığını subut éden ve bir çoħ dillere ħas olan onomastik hadise. Bu hadiseye misal olaraġ insanın bioloji ħüsusiyyetlerini özünde eks étdiren antroponimlerin méydana kelmesini, hidronimlerde teleb olunan esasların séçilmesini köstermek mümkündur.
ОRОNİM — Yér sethinin rélyéfinde olan her hansı éléméntin (oroġrafiya obyéktinin) ħususi adı. Talış daġları. Şahdağ. Ġaf-ġaz dağları. Lénin piki (Pamirde). Rus dağı (Antraktidada). Bu-duġ(un) nafı. Ħaladar kéçidi. Tenke boğazı.
ОRОNİMİKA — Оronimleri, onların méydana kelmesi, inkişafı ve funksiyasının ġanunauyğunluġlarını öyrenen élm sahesi.
ОRTAĠ ADLAR — Formaca éyni olan, lakin hem ġadın hem de
kişi adları kimi işlenen ħüsusi adlar. Azerbaycan antroponi mikasında: Arzu, Ġzlem, Şeker, Şövket, Yave r, Dilşad ve s.
ОRTA SIRA SAİTLERİ — Dilin ön ve orta hissesi sert damağa doğru ġalħmaġla teleffüz édilen saitler: é [é:]. İnkilis dilinde: e[e:].
ОRFОĠRAM — Оrfoġrafiya teleblerine, ġaydalarına müvafiġ kelen yazı; mümkün olan variantlar içerisinden séçilib ayrılmış yazı. hem herf, hem birge, défisle ve ya ayrı yazılma, hem setirdensetre kéçirme ġaydaları, hem de iħtisar yazma üsulları orfoġram ola biler. Оrfoġrafiya nezeriyyesinde ve tecrübesinde orfoġram başlıça vahidlerdendir. Dublét orfoġram — Éyni sözün ve ya morfémin (çoħ zaman üslubi meġsedlerle) iki çür yazılışı: küzem—kuzem, perşan—pzrişan, ġedeğzn—ġadağan.
ОRFОĠRAFİYA — Nitġi yazıda eks étdirmek üçün müeyyen édilmiş ġaydaların mecmuyu. her bir dilde sözlerin yazılışında neinki onların ses terkibi nezere alınır, hem de dilin tariħine, onun étimoloji-morfoloji ħüsusiyyetlerine de ħüsusi diġġet yétirilir. Démeli, ġrafika yalnız seslerin özünü nezerde tutub, onlara esaslanırsa, orfoġrafiyada tariħi, étimoloji ve morfoloji ħüsusiyyetlere böyük ehemiyyet vérilir.Оrfoġrafiya muħtelif ümumileşiiş prinsiplere istinad édir> ki, bunlardan en çoħ yayılanları fonétik, étimoloji, morfoloji (tariħi) prinsiplerdir. her bir dilin yazısında butün bu prinsiplerin hamısından az ve ya çoħ derecede istifade olunur, lakin orfoġrafiyanın yéniliyinden ve ya ġedimliyinden asılı olaraġ bunların bu ve ya diğeri üstünlük teşkil éde biler. Kösterilek prinsipler birbirini tamamlayır, be'zen de birbirile «reġabet» aparır ki, bu sahede orfoġrafiya islahatlarının rolu héç de az olmur.
Késterilen prinsiplerin orfoġrafiyada rolu muħtelifdir. Adeten fonétik prinsipi en démokratik prinsip hésab édirler. Bu prinsiple savad te'liminde az ġüvve serf édilir, öyrenme işi asanlaşır. Bununla béle, vahid norma baħımından fonétik prinsip ġüsurludur. Çünki her dialékt nümayendesi öz teleffüzünü esas alıb yaza biler (dedeyin, kédeyin, yazaçayıġ kimi). Оdur ki, dialékti olmayan ve ya dialéktleri birbirinden çoħ az ferġlenen diller üçün (meselen, bélerus dili) béle bir prinsip elvérişli ola biler. Başġa halda ise hemin prinsip sözü öz eslinden uzaġlaşdıra biler (ġaraldı, saraldı....).
En'enevi prinsip muhafizekar prinsip olsa da, dil irsini nesillerden-nesillere vérmekde mühüm rol oynayır. Lakin dilin deyerli cehetlerini sonrakı nesiller üçün ġoruyub saħlayan bu prinsip inkişafın müeyyen merhelesinde bir manieye çévrilir, yazı: ile teleffüz arasında bir uçurum yaradır, élece de savad te'limini çetinleşdirir. Оrfoġrafiyada étimoloji prinsip — Yazılışda; söz-formanın kéçmiş fono-morfoloji strukturunu saħlamağı teleb éden prinsip. Ademi adem éyleyen paradır (M. E. Sabir) — misalında adem sözleri étimoloji prinsip esasında yazılmışdır.. İnġilabdan evvel Azerbaycan orfoġrafiyasında étimoloji prinsip üstün yér tuturdu; meselen, çerçive yoħ, çeharçube, çil-çıraġ yoħ, çéhil-çıraġ, çarşab yoħ, çadirşeb ve s. şeklinde yazılırdı. Çz'fzrġ sen'et, fe'le ve s. vahidlerdeki apostrof da hemin prinsiple elaġedar olmuşdur. Оrfoġrafiyada en'enevi prinsip — Sözlerin müasir dövrde teleffüz terzine, morfoloji strukturuna esaslanmayıb, yalnız tariħen néce yazıldığına esaslanan prinsip. Meselen, müasir Azerbaycan orfoġrafiyasında -iyyet, -iyyat şekilçisinin iki «yy» ile yazılması en'enevi prinsipden ireli kelir. En'enevi prinsipe esasen sözler alındığı dilde olduğu kimi yazılır ve béle yazını dilin müasir veziyyetinde esaslandırmaġ olmur. Azerbaycan ve rus orfoġrafiyasında bu prinsipden çoħ az istifade olunur. Almançada da çoħ déyil. Ğépz(éġ ve üa(éġ éyni f sesi ile başlanır, yazılışı ise ferġlenir. Almancaya nisbeten fransız dili orfoġrafiyasında en'enevi prinsipden kéniş istifade édilir. İnkilis dili orfoġrafiyası başdan-başa bu prinsipe esaslanır. Оrfo-ġrafiyada morfoloji prinsip — Teleffüzde ferġlenseler de, ġo-hum morfémlerin vahid terzde yazılışını te'min éden prinsip. Meselen, cem şekilçisi -lar, -ler müħtelif sözlere ġoşulduġda ferġli şekiller alır: -nar, -ner (ġalannar, ölenner); -rar, -rer (narrar, yérrer); -zar, -zer (ġazzar, közzer); -dar, -der (atdar, it-der). Buna baħmayaraġ, bunların hamısı morfoloji prinsipe esasen -lar, -ler şeklinde yazılır. Yazılışda morfémlerin ġrafik vehdetini mühafize éden bu prinsip esaéen sözdüzeltme ve sözdeyişme üçün ehemiyyetlidir. Rus orfoġrafiyasında morfoloji prinsip esas prinsipdir. Оrfoġrafiyada fonétik prinsip — Déyildiyi (teleffüz édildiyi) kimi yazma prinsipi. Meselen, el, ġapı, köz, dil, két ve s. kimi sözlerin orfoġrafiyası ile teleffüzü bir-birine uyğundur. Béle veziyyet rus orfoġrafiyasında (stol, babuşka, kniġa), alman orfoġrafiyasında (§éhép, ^éhép, Ğépz1éġ) da mühüm yér tutur. Fransız orfoġrafnyasında fonétik prinsipe nisbeten az, inkilis orfoġrafiyasında lap az yér vérilir. Eslinde orfoġrafiyanın fonétik prinsipi ġrafikaya müvafiġdir. Оrfoġrafiyada héroġlif prinsipi — Yazıda omonimleri ferġlendirmek üçün tetbiġ édilen prinsip. Moselen, be'zen ve me'den sözlerinin apostrofla yazılışı onları bezen-mek, meden-i vahidlerinden ferġlendirmeye ħidmet édir. Dilimizde Ereb dilinden kelen ġerib («yaħın») ve ğerib («uzaġ») sözlerini bir-birinden ferġlendirmek üçün de bu prinsipden istifade édilir. Alman orfoġrafiyasında: \mé1 (çoħ), İé1 (düşdü). héroġlif prinsipi daha çoħ tekhécalı omonimlerin yazılışı üçün elvérişlidir: his-hiss, red-redd. Bu prinsip bir-hécalı omonimlerle zenkin olan fransız dili orfoġrafiyasında ħüsusile kéniş tetbiġ édilir.
ОRFОĠRAFİK TEHLİL — Sözün orfoġramını müeyyenleşdirmekden ibaret tehlil. Bu tehlilde baş herflerin yazılış ġaydaları, mürekkeb sözlerin bitişik ve ya défisle yazılması, setirdensetre kéçirmek ġaydaları şerh édilir.
ОRFОÉPİYA — Dilde mövcud olan müħtelif teleffüz variantlarını öyrenen ve bélelikle de onların dil en'enelerine, dilin inkişaf temayüllerine ve dil sistémi baħımından ardıçıllığına müvafiġ kelibkelmediyini müeyyenleşdiren dilçilik bölmesi; normativ edebi teleffüzü öyrenen ve mueyyenleşdiren bölme. Azerbaycan orfoépiyasına saitlerin, samitlerin, şekilçilerin, ġoşmaların, habéle alınma sözlerin teleffüzünü tenzimleyen ġaydalar daħildir. Be'zen orfoépiyaya vurğu ve intonasiyanı da daħil édirler. Vurğu ve intonasiya şifahi nitġde mühüm rol oynasa da, bilavasite teleffüzle bağlı olmadığından orfoépiyanın obyékti hésab édile bilmez. Vurğu ya mueyyen sözün elameti kimi léksikaya, ya da müeyyen ġrammatik formanın elameti kimi ġrammatikaya daħildir. İntonasiya şifahi nitġde mühüm ifadelilik vasitesidir, bu, nitġe émosional çalar vérir, lakin teleffüz normaları ile elaġedar déyildir. Edebi teleffüz ġanunları tam sabitleşmemişdir. Erazi ile, habéle üslubi çalar ile bağlı olaraġ teleffüz variantları mövcuddur. Bununla béle, müasir orfoépiya normaları bir sistém teşkil édir, inkişaf étmekde ve tekmilleşmekdedir. Edebi teleffüzün formalaşmasında téatr, radio ve téléviziya vérilişleri, sesli kino mühüm rol oynayır.
Ö
ÖLÜ DİL — Canlı ünsiyyet prosésinde işlenmeyen, yalnız edebi abidelerde mühafize édilen dil. Latın dili, sanskrit, prakrit, ġedim Fars dili, skif dili, ġedim slavyan dili, ġot dili, ġall dili, ġedim yunan dili, assur-babillerin dili, ġedim Misir dili, polovés dili, ħezer dili, şumér dili ve s. ölü diller hésab olunur.
ÖN — Ağız boşluğunun ġabaġ hissesinde méydana kelen. Ön samitler — Dilin orta hissesinin sert damağa en çoħ yaħınlaşması ile teleffüz olunan samitler. Ön sıra — Dilin orta hissesinin sert damağa doğru ġalħma yéri. Ön sıra saitleri — Dilin orta hissesinin sert damağa doğru ġalħması ile ağız boşluğunun én hissesinde emele kelen saitler: i, u, ö, ğ.
ÖNLÜK — İsmin ve umumiyyetle adların evveline kelerek onları.ç forması ile birleşmedeki ve ya cümledeki diğer sözlerin muħtelif elaġelerini bildiren kömekçi aitġ hissesi. Bunlar daha çoħ mekan, zaman, meġsed ve sebeb elaġelerinin ifadasine ħidmet édir. Önlük esasen fléktiv dillerde işlenen ġrammatik vasitelerdendir.
ÖNŞEKİLÇİ — Esasen Hind-Avropa dillerinde söz kakünün evveline ġoşulan, sözdüzeltme seciyyesiie malik şekilçi morfém (kömekçi morfġm): nanzçib, bişüur, bilaiħtiyar, antifaşist.
Dostları ilə paylaş: |