Patrikhane, metropolitin kesinlikle böyle davranış içerisinde olamayacağını bildirdi. Fakat yapılan tahkikat derinleştirilince Siroz Metropoliti’nin, Siroz’un Dovişte köyünde oluşturulan Rum çetesine yardım ve yataklık ettiği, hatta çevreyi iyi tanıdığı için eşkıyanın
nasıl hareket edeceğine dair planlar hazırladığı ortaya çıkmış ve böylece doğrudan doğruya eşkıya ile münasebeti tespit edilmiştir.160
Ağustos ve Karaferiye’de Metropolit vekillerinin kiliseye yardım amacıyla Rumlar’dan ve Ulahlar’dan topladıkları paraları fesat işlerinde kullandıkları belirlendi.161 Ustrumca’nın Kolen karyesinde bir Rum papazının oğlunun teşkil ettiği çete ile girişilen çatışmada kendisiyle birlikte iki arkadaşı ölü olarak ele geçirildi.162 Karaferiye’de Rum Kilisesi’ne lağım kazıldığı tespit edildi.163 Prizren’de artık sanki devlet yokmuş gibi hareket edilmeye başlandığından, Rusya ve Avusturya konsoloslarının katıldıkları ve Rum mektebinde öğrencilerin oynadıkları oyun için hiçbir izin alınma gereği duyulmadı.164 Hatta bazı ruhanîler Kesendire Metropoliti’nin yaptığı gibi, daha da ileri giderek, Karakol Çavuşu’ndan memnun olmadığı için değiştirilmesini istedi.
Kesendire Metropoliti’nin bu teşebbüsü, böyle bir istekte bulunamayacağı belirtilerek, reddedilirken, yazışmasını Rumca yaptığı için, Osmanlı ülkesinde resmî yazışmalarda Rumca kullanılamayacağı konusunda da uyarıldı.165 Gerebne Metropoliti Agatankilos, Rum eşkıyası ile muhabere hâlinde bulunarak, onlara yardım ettiği için suç ortağı Antas ile birlikte tutuklandılar.166
Sonuç
Rum Ortodoks Patrikhanesi, Bizans Dönemi’nde, Bizans İmparatorları’nın emri altında sıradan bir memur olmaktan da öte, sürekli olarak Roma Kilisesi ile birleştirilme tehdidi altında ve bunun sıkıntısı ile bütünleşmiş durumdaydı. İstanbul’un fethinden sonra Türk kültürünün genel müsamahası çerçevesinde üzerinde yaşadıkları coğrafyanın hâkimi Devlete sadakatleri nispetinde kendilerine gereken önemle birlikte, değer de verilmişti.
Fakat Patrikhane ve bağlı kurumları, hem önemli, hem de değerli olma vasfını taşıyamadılar. Kendilerine bu vasfı kazandıran Osmanlı kimliğini hazmedememe, hatta ona karşı faaliyette bulunma noktasına geldiler. Fırsat buldukça Avrupa ülkeleri ile irtibat halinde bulunarak, Osmanlı Devleti’ne karşı açık ve gizli bir mücadeleye başladılar. Bu mücadeleyi verirlerken de kendilerine tanınan müsamahayı istismar ederek, bunların bir hak ve imtiyaz olduğu iddiasıyla dünya kamuoyunda mazlum bir görüntü vererek, haklı bir konum elde etmeye çalıştılar. Zaten sürekli olarak Osmanlı Devleti aleyhinde kullanmak üzere türlü bahaneler arayan Batılı Devletler, bu fırsatı da değerlendirmeye çalıştılar.
Özellikle Osmanlı siyasî hayatında, yasalaşma sürecinde yapılan bir takım değişiklikleri Patrikhane, kendisine yönelik bir hareket gibi değerlendirmek istedi ve bunlara engel olmaya çalıştı. Bâbıâli bu dönemde bir taraftan yeniden yapılanmaya çalışırken, diğer taraftan da Patrikhane’nin milletlerarası platformda önüne koymaya çalıştığı engelleri aşmak için yoğun bir çaba sarf etmek mecburiyetinde kaldı. Böylece Devletin maddî ve manevî gücünü daha doğru bir şekilde kullanarak, vatandaşına yapıcı bir takım hizmetler verebilecekken, Patrikhane ve O’nun tahrik ve teşvikleri ile hareket eden bazı kurumların engellemelerinden dolayı aynı gücünü varlığını devam ettirebilmek için kullanmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu ve buna benzer engellerden dolayı da gerekli reformlar zamanında yapılamamıştır. Türk yenileşme tarihini bir bütün olarak değerlendirmek durumundayız. Bundan hareketle Osmanlı Devleti döneminde, zamanında gerçekleştirilemeyen reformlar tabii olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nde yapılmak istenen yenileşme hareketlerini de dolaylı da olsa olumsuz etkilemiştir.
DİPNOTLAR
1 Süreyya Şahin, “Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi”, DiA, XII, İstanbul 1995, s. 342-343.
2 Bu konuda geniş bilgi için bkz.; Tursun Bey, Târih-i Ebu’l-Feth, (Tarih-i Ebu’l-Feth Sultan Mehmed Han), İstanbul 1330, s. 56; P. Wittek, “Feth-i Mübîn”, İstanbul Enstitüsü Dergisi II, İstanbul 1956, s. 209; Dimitri Kantemir, Osmanlı Devleti’nin Yükseliş ve Çöküş Tarihi, (Çev. Özdemir Çobanoğlu), I, İstanbul 1998, s. 154.
3 Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I, Ankara 1987, s. 167-175; Bekir Kütükoğlu, “Fatih, Fetih ve İstanbul”, Tarih Boyunca İstanbul Semineri, (29 Mayıs-1 Haziran 1988), İstanbul 1989, s. 9.
4 Geniş bilgi için bkz., Aurel Decei, “Patrik II. Gennadios Skolarios’un Fatih Sultan Mehmet için Yazdığı Ortodoks İtikadnâmesinin Türkçe Metni”, Fatih ve İstanbul, I, Sayı: 1, İstanbul 1953, s. 99-116; Yeorgios Francis, Şehir Düştü, (Çev. Kriton Dinçmen), İstanbul 1992, s. 104.
5 Steven Runciman, The Great Church in Captivity, A study of The Patriarchate of Constantinople From The Eve of The Turkish Conquest To The Graek War of Indupendence, Cambridge University Prees Great Britain, 1992, s. 169; İ. P. “Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi”, Türk Ansiklopedisi, XVI, Ankara 1958, s. 231.
6 BOA, TFR. 1. M. 19/1836, Kânûnuevvel 1321/Ocak 1906; Bülent Atalay, Fener Patrikhanesi’nin Siyasî Faaliyetleri (1908-1923), İstanbul 2001, s. 3-4.
7 BOA, H. H, nr. 36478-B, 1250/1834; Patrik III. Yovakim’in Meclis-i Muhtelit üyelerine sunduğu layihada, 1880 yılında hükümetin çıkarttığı
bazı kayıtlarda Fatih zamanında verildiği iddia edilen imtiyazlarla ilgili bilgiler bulunduğunu ifade etmektedir (BOA, TFR. 1. M, 19/1836, Kânûnuevvel 1321/Ocak 1906); Tanin, 17 Haziran 1909, Sayı: 284.
8 Halil İnalcık, “The Status of The Greek Orthodox Patriarch Under The Ottomans”, Essays in Ottaman History, İstanbul 1998, s. 216-218.
9 Robert Anhegger, “Osmanlı Devleti’nde Hıristiyanlar ve iç Tartışmaları II”, Tarih ve Toplum, VIII, Sayı: 47, İstanbul 1987, s. 274.
10 Dimitri Kitsikis, Türk-Yunan İmparatorluğu, (Çev. Volkan Aytar), İstanbul 1996, s. 103; Patrik I. Kirillos’un ölümüyle ilgili diğer bir iddia ise vatana ihanetle suçlanarak, aynı yıl idam edildiğidir. Robert Anhegger, “Osmanlı Devleti’nde Hıristiyanlar ve iç Tartışmaları I”, Tarih ve Toplum, VIII, Sayı: 46, İstanbul 1987, s. 247).
11 Robert Anhegger, “… Hıristiyanlar ve iç Tartışmaları II”, s. 274.
12 Münir Sirer, “Osmanlı Devleti Devrinde Asılan Patrikler”, Yeni Tarih Dergisi, Sayı: 15, İstanbul 1958, s. 404.
13 Hammer, Osmanlı Devleti Tarihi, (Çev. M. Çevik-E. Kılıç), XI, İstanbul 1986, s. 22-24.
14 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, IV, İstanbul 1972, s. 93.
15 N. Iorga, Osmanlı Tarihi, V, (Çev. Bekir Sıtkı Baykal), Ankara 1948, s. 240.
16 BOA, Cevdet Z, nr. 3067, 1230/1814.
17 BOA, H. H, nr. 36377, 1223/1808.
18 BOA, Cevdet D, nr. 3289, 1223/1808.
19 Ahmet Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, XI, İstanbul 1309, s. 163; Şehabettin Tekindağ, “Osmanlı İdaresinde Patrik ve Patrikhane”, BTTD, Sayı: 1, İstanbul (Ekim) 1967, s. 55.
20 Tarih-i Cevdet, XI, s. 166; N. Iorga, a.g.e., s. 259.
21 Süreyya Şahin, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, İstanbul 1996, s. 199; Patriğin asılması ve ele geçirilen mektup hakkında bkz., Aynı eser, s. 192-200.
22 BOA, H. H, nr. 38453, 1237/1822.
23 N. Iorga, a.g.e., s. 263; Yunan meclisinin 1871 yılında aldığı bir karar ile V. Grigorios’un cesedi Atina’ya getirildi. Patriğin idam edildiği günden sonra Fener Patrikhanesi’nin Petro Kapısı (Ortakapı) kapatıldı ve hâla kapalı durmaktadır, (Yavuz Ercan, “Türk-Yunan İlişkilerinde Rum Patrikhanesi’nin Rolü”, Üçüncü Askeri Tarih Semineri, Türk-Yunan İlişkileri, Ankara 1986, s. 203-204).
24 N. Iorga, a.g.e., s. 264.
25 Ahmet Rasim, Osmanlı’da Batının Üç Evresi, (Yay. Haz. H. Veldet Velidedeoğlu), İstanbul 1987, s. 135.
26 Cevdet D, nr. 2373, 1237/1821; 7940, 1237/1822.
27 N. Iorga, a.g.e., s. 285.
28 BOA, H. H, nr. 36332, 1240/1824.
29 BOA, H. H, nr. 36248, 1240/1824.
30 BOA, Cevdet D, nr. 8136, 1241/1825.
31 N. Iorga, a.g.e., s. 329.
32 BOA, H. H, nr. 36544, 1245/1829.
33 Ahmet Lütfi, Tarih-i Lütfi, I, İstanbul 1325, s. 230.
34 BOA, H. H, nr. 36465-B, 1248/1833.
35 BOA, H. H, nr. 36465, 1248/1833.
36 İsmail Hami Danişmend, a.g.e., s. 119.
37 BOA, H. H, nr. 36531-A, 1248/1833.
38 BOA, H. H, nr. 36471, 1250/1834-1835.
39 BOA, H. H, nr. 36478, 1250/1834-1835.
40 N. Iorga, a.g.e., s. 394; S. Esat Siyavuşgil, “Tanzimat Fermanı’nın Fransız Efkâr-i Umûmiyesinde Uyandırdığı Akisler”, Tanzimat I, (Maarif Vekâleti Yay.), İstanbul 1940, s. 750; E. Ziya Karal, “Gülhane Hatt-ı Hümayûnu’nda Batının Etkisi”, Belleten, XXVIII, Sayı: 112, Ankara (Ekim) 1964, s. 582.
41 BOA, İrade-H, nr. 521, 21 Rebiyülevvel 1257/13 Mayıs 1841; İrade-H, nr. 769, 1257/1841.
42 BOA, İrade-H, nr. 1120, 30 Zilkade 1259/22 Aralık 1843.
43 Takvim-i Vekayi‘, 15 Ramazan 1255; Halil İnalcık, “Sened-i İttifak ve Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu”, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul 1996, s. 358.
44 Halil İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulaması ve Sosyal Tepkiler”, Aynı eser, s. 371.
45 BOA, İrade-H, nr. 566, 8 Cemaziyelâhir 1257/28 Temmuz 1841.
46 BOA, İrade-H, nr. 157, 1257/1841.
47 BOA, İrade-H, nr. 501, 27 Nisan 1257/9 Mayıs 1841.
48 BOA, HR. MKT, nr. 8/43, 1260/1844.
49 BOA, İrade-H, nr. 1021, 14 Cemaziyelâhir 1259/12 Temmuz 1843.
50 BOA, İrade-H, nr. 1362, 24 Rebiyülevvel 1261/2 Nisan 1845.
51 E. Engelhard, a.g.e., s. 119-122.
52 Roderic H. Davison, “Küçük Kaynarca Antlaşmasının Yeniden Tenkidi”, (Terc. Erol Akögretmen), İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, S. 10-11, İstanbul 1981, s. 346.
53 Resat Kaynar, Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat, Ankara 1991, s. 495-498.
54 BOA, İrade-H, nr. 2369, 17 Rebiyülâhir 1265/12 Mart 1849.
55 BOA, A. MKT. MHM, nr. 14/33, 14/33, 21 Recep 1265/12 Haziran 1849.
56 BOA, A. MKT. MHM, nr. 21/15, 1 Recep 1266/13 Mayıs 1850.
57 BOA, A. AMD, nr. 47/36, 13 Muharrem 1269/27 Ekim 1852.
58 Cevdet Küçük, “Şark Meselesi Hakkında Önemli Bir Vesika”, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S. 32, İstanbul 1979, s. 616.
59 BOA, İrade-H, nr. 3648, 21 Cemâziyelevvel 1267/24 Mart 1851.
60 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi (Nizam-i Cedid ve Tanzimat Devirleri), V, Ankara 1988, s. 237.
61 BOA, İrade-H, nr. 6219, 20 Muharrem 1272/2 Ekim 1855; İrade-Meclis-i Mahsus, nr. 197, 12 Muharrem 1272/24 Eylül 1856.
62 E. Engelhard, a.g.e., s. 123-124.
63 BOA, A. DNV, nr. 114/63, 7 Zilkade 1272/10 Temmuz 1856.
64 BOA, İrade-H, nr. 8633, 26 Rebiyülevvel 1275/3 Kasım 1858.
65 BOA, İrade-H, nr. 7850, 8 Rebiyülevvel 1247/27 Ekim 1857.
66 BOA, İrade-H, nr. 8568, 22 Eylül 1274/4 Ekim 1858; İrade-H, nr. 7850, 4 Teşrinievvel 1274/16 Ekim 1858.
67 BOA, İrade-H, nr. 12/8146, 5 Cemâziyelevvel 1274/22 Aralık 1857.
68 BOA, İrade-H, nr. 9935, 26 Rebîyülevvel 1277/11 Kasım 1860.
69 BOA, İrade-H, nr. 9724, 21 Zilhicce 1276/10 Temmuz 1860.
70 Hak ve imtiyazlar hakkında bkz., Bülent Atalay, a.g.e., s. 5-7.
71 Roderic H. Davison, Osmanlı Devleti’nde Reform (1856-1876), (Çev. Osman Akinhay), I, İstanbul 1997, s. 148; Nizamnâmenin maddeleri için bkz., “Rum Patrikhânesi Umûrunun Islâhi Zımnında Patrikhâne-i Mezkûrede Müçtemi Olan Komisyonun Patrik intihap ve Nasbına Dair Tertip Eylediği Nizamnâme-i Umûmînin Tercümesidir”, Düstur, II Cilt, I. Tertip, İstanbul, 1289, s. 902-937.
72 BOA, İrade-H, nr. 10664, 5 Saban 1278/5 Şubat 1862.
73 BOA, İrade-H, nr. 11440, 9 Muharrem 1280/26 Haziran 1863.
74 BOA, İrade-H, nr. 11496, 12 Temmuz 1279/24 Temmuz 1863.
75 Vak’anüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi (Yay. Haz. M. Münir Aktepe), X, Ankara 1988, s. 96.
76 BOA, İrade-H, nr. 11730, 12 Rebiyülevvel 1280/26 Eylül 1863.
77 BOA, İrade-H, nr. 13026, 1 Şaban 1283/9 Aralık 1866.
78 BOA, İrade-H, nr. 13059, 19 Şevval 1283/24 Şubat 1867.
79 Ruznâme-i Ayine-i Vatan, 2 Temmuz 1284/14 Temmuz 1868.
80 Vak’anüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi, X, s. 38.
81 Aynı eser, XII, s. 52.
82 BOA, Yıldız Kâmil Paşa Evrakına Ek, nr. 86-1/10, 8 Zilhicce 1286/11 Mart 1870; BOA, Y. A. HUS, nr. 377/92, 8 Zilhicce 1286/11 Mart 1870.
83 Edward Driault, Şark Meselesi (Çev. Nâzif), İstanbul 1328, s. 278-279.
84 İrade B, nr. 114, 15 Rebiyülevvel 1289/23 Mayıs 1872.
85 D. Kosev, H. Hristo, D. Augelov, Kraute Istoriye na Bilgariya, Sofya 1962, s. 125.
86 BOA, İrâde M. M, nr. 1693, 25 Rebiyülevvel 1288/14 Haziran 1871.
87 Vak’anüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi, XII, s. 116.
88 BOA, Y. A. HUS, nr. 159/9, 14 Rebîyülâhir 1294/28 Nisan 1877.
89 BOA, Y. A. HUS, nr. 6/23, 26 Cemâziyelevvel 1298/26 Nisan 1881.
90 BOA, Y. A. HUS, nr. 175/101, 23 Safer 1301/24 Aralık 1883.
91 BOA, Y. A. HUS, nr. 176/7, 21 Kânûnuevvel 1299/2 Ocak 1884.
92 BOA, Y. A. HUS, nr. 175/38, 10 Teşrînisânî 1299/22 Kasım 1883.
93 Coşkun Üçok, “Osmanlı Devleti ve Rum-Ortodoks Kilisesi”, Üçüncü Askeri Tarih Semineri, Türk-Yunan İlişkileri, Ankara 1986, s. 191.
94 BOA, Y. A. HUS, nr. 176/2, 19 Kânûnuevvel 1299/31 Aralık 1883.
95 BOA, Y. A. RES, nr. 22/40, 29 Kânûnuevvel 1299/10 Ocak 1884.
96 BOA, Y. A. RES, nr. 53/5, 10 Rebîyülâhir 1308/23 Kasım 1890.
97 BOA, Y. A. HUS, nr. 199/31, 23 Kânûnusânî 1302//4 Şubat 1887.
98 BOA, Y. A. HUS, nr. 201/65, 29 Mart 1303/12 Mart 1888.
99 BOA, Y. A. HUS, nr. 220/43, 18 Rebîyülâhir 1306/22 Aralık 1888.
100 BOA, Y. A. HUS, nr. 240/89, 26 Teşrînievvel 1306/7 Kasım 1890.
101 BOA, İrade D, nr. 93354, 26 Ağustos 1306/7 Eylül 1890.
102 BOA, Y. A. HUS, nr. 240/102, 28 Teşrînievvel 1306/9 Kasım 1890; Kâmil Paşa’nın Anıları, (Yay. Haz. Gül Çağalı Güven), İstanbul 1991, s. 297.
103 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/37, 11 Teşrînisânî 1306/23 Kasım 1890.
104 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/3, 1 Rebîyülâhir 1308/15 Ekim 1890.
105 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/33, 10 Teşrînisânî 1306/22 Kasım 1890.
106 BOA, Y. A. HUS, nr. 240/11, 4 Teşrînievvel 1306/16 Ekim 1890.
107 BOA, Y. A. HUS, nr. 239/104, 29 Safer 1308/14 Ekim 1890.
108 BOA, Yildız Kâmil Paşa Evrakı’na Ek, nr. 86-3/291, 25 Cemâziyelevvel 1308/5 Ocak 1891.
109 BOA, Y. A. RES, nr. 52/23, 4 Teşrînievvel 1306/16 Ekim 1890.
110 BOA, Y. A. HUS, nr. 240/13, 5 Teşrînievvel 1306/17 Ekim 1890.
111 BOA, Y. A. HUS, nr. 240/7, 3 Teşrînievvel 1306/15 Ekim 1890.
112 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/24, 8 Teşrînisânî 1306/20 Kasım 1890.
113 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/22, 8 Teşrînisânî 1306/20 Kasım 1890.
114 BOA, Y. MTV, nr. 53/101, 17 Ağustos 1307/29 Ağustos 1891.
115 BOA, İrade-H, nr. 97994, 30 Teşrînievvel 1307/11 Kasım 1891.
116 BOA, Y. A. HUS, nr. 273/57, 15 Recep 1309/14 Şubat 1892.
117 BOA, DH. SFR, nr. 672/118, 28 Şevvâl 1309/25 Mayıs 1892.
118 BOA, Y. MTV, nr. 68/86, 28 Cemâziyelevvel 1308/9 Ocak 1891.
119 BOA, Y. A. HUS, nr. 272/46, 5 Cemâziyelâhir 1310/25 Aralık 1892.
120 BOA, Y. A. HUS, nr. 241/40, 10 Teşrînisânî 1309/22 Kasım 1893.
121 BOA, İrade A. M, nr. 1117/7, 18 Cemâziyelevvel 1312/17 Kasım 1894.
122 BOA, Y. A. HUS, nr. 312/8, 1 Cemâziyelevvel 1321/31 Ekim 1894.
123 BOA, Y. A. HUS, nr. 314/35, 20 Teşrînisânî 1310/2 Aralık 1894.
124 Mehmet Ali Aynî, Milliyetçilik, İstanbul 1943, s. 123.
125 BOA, Y. A. HUS, nr. 366/36, 28 Kânûnusânî 1312/9 Şubat 1897.
126 BOA, Y. A. HUS, nr. 431/56, 26 Rebîyülevvel 1320/3 Temmuz 1902.
127 Malûmat, 17 Mart 1903.
128 Malûmat, 5 Temmuz 1903.
129 BOA, Y. MTV, nr. 236/13, 22 Teşrînevvel 1318/4 Kasım 1902.
130 Malûmat, 7 Nisan 1903.
131 Malûmat, 17 Mayıs 1903.
132 Malûmat, 10 Ağustos 1903; 27 Ağustos 1903.
133 BOA, TFR. 1. SKT, nr. 39/3805, 17 Nisan 1320/30 Nisan 1904.
134 Turgut Işıksal, “Makedonya Üzerinde Oynanan Oyunlar ve Bilinmeyen Bir Nüfus Sayımı”, BTTD, Sayı: 43, İstanbul 1971, s. 15-17.
135 BOA, TFR. 1. SL, nr. 17/1629, 11 Ağustos 1319/24 Ağustos 1903.
136 BOA, TFR. 1. KV, nr. 24/2367-1, 22 Haziran 1319/5 Temmuz 1903.
137 BOA, TFR. 1. KV, nr. 17/1629, 14 Mayıs 1319/27 Mayıs 1903.
138 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 1/50, 2 Şaban 1321/24 Ekim 1903.
139 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 1/7, 21 Haziran 1319/4 Temmuz 1903.
140 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 2/160, 24 Teşrînisânî 1319/7 Aralık 1903.
141 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 1/1, 26 Mart 1319/8 Nisan 1903.
142 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 1/26, 18 Recep 1321/10 Ekim 1903.
143 BOA, TFR. 1. KNS, 8 Zilhicce 1321/25 Şubat 1904.
144 BOA, TFR. 1. ŞKT, 39-3805, 17 Nisan 1320/30 Nisan 1904.
145 BOA, TFR. 1. KNS, 5/436, 27 Ağustos 320/9 Eylül 1904.
146 BOA, TFR. 1. KV, nr. 231/23003, 8 Kânûnusânî 1320/20 Ocak 1905.
147 BOA, TFR. 1. SL, nr. 68/6712, 16 Mart 1321/29 Mart 1905.
148 BOA, TFR. 1. KNS, nr. 6/554, 17 Mart 1321/30 Mart 1905.
149 BOA, TFR. 1. MN, nr. 61/6070, 13 Nisan 1321/26 Nisan 1905.
150 BOA, TFR. 1. SKT, nr. 106/10560 8 Nisan 1321/21 Nisan 1905.
151 BOA, TFR. 1. SL, nr. 93/9219, 19 Kânûnuevvel 1321/1 Ocak 1906.
152 BOA, TFR. 1. A, nr. 30/2933, 26 Mart 1322/8 Nisan 1906.
153 BOA, TFR. 1. MN, nr. 94/9382, 10 Mayıs 1322/23 Mayıs 1906.
154 BOA, TFR. 1. SL, nr. 10679, 15 Mayıs 1322/28 Mayıs 1906.
155 BOA, Y. MTV, nr. 287/177, 10 Haziran 1322/23 Haziran 1906.
156 BOA, TFR. 1. MN, nr. 123/12211, 11 Rebîyülevvel 1325/24 Nisan 1907.
157 BOA, TFR. 1. KV, nr. 181/18020, 10 Teşrînievvel 1323/23 Ekim 1907.
158 BOA, TFR. 1. KV, nr. 177/17614, 29 Ağustos 1323/11 Eylül 1907.
159 BOA, TFR. 1. SL, nr. 166/16522, 11 Teşrînievvel 1323/24 Ekim 1907.
160 BOA, TFR. 1. MKM, nr. 2480-1, 12 Kânûnuevvel 1323/25 Aralık 1907.
161 BOA, TFR. 1 SL, nr. 171/17070, 21 Kânûnuevvel 1323/3 Ocak 1908.
162 BOA, TFR. 1. A, nr. 35/3470, 2 Mart 1324/15 Mart 1908.
163 BOA, TFR. 1. SL, nr. 177/17668, 11 Mart 1324/24 Mart 1908.
164 BOA, TFR. 1. KV, nr. 196/19557, 18 Nisan 1324/1 Mayıs 1908.
165 BOA, TFR. 1. SL, nr. 182/18180, 16 Nisan 1908/29 Mayıs 1908.
166 BOA, TFR. 1. MN, nr. 171/17028, 26 Mayıs 1324/8 Haziran 1908.
Erzurum’da Ermeni İsyanları (1890-1895)
yrd. Doç. Dr. Muammer DEMİREL
Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi / Türkiye
Bu makalede Anadolu’da hassas bir noktada bulunan Erzurum’da, XIX. yüzyılda Ermeni ihtilâl örgütlerinin çıkarmak istedikleri ve çıkardıkları isyanları inceledik. Ermeni ihtilalcileri, Türkiye’de ilk siyasi örgütlerini Erzurum’da kurdukları gibi ilk ayrılıkcı isyanlarını da yine burada çıkarmışlardı. Bu bakımdan bu olayların incelenmesini önemli bulduk. Makalede, 1881 yılında Erzurum’da Ermenilerin kurduğu Anavatan Koruyucuları adlı siyası teşekkül, 1890 ve 1895 yıllarında Osmanlı Devleti’ne yabancı müdahalesini sağlayarak bir Ermenistan oluşturmak maksadıyla, Ermeni ihtilalcileri tarafından çıkarılan iki Ermeni isyanı sebep ve sonuçları ile ele alınmıştır.
Anadolu’nun etnik karakteri, XI. yüzyılda başlayan Türklerin Anadolu’yu fetihleri ile oluşmuştur. Fetih, Ortadoks Hıristiyan nüfusun çoğunluğu ile Müslüman nüfusun yer değiştirmesine sebep olmuş, Türk idarelerindeki yıllar boyunca İslâmlaşma, Anadolu’daki Müslüman nüfusu güçlendirmiştir.1 Gerek Büyük Selçuklular ve gerek Anadolu Selçukluları devirlerinde gayrimüslimlere ve özellikle Ermenilere adalet ve hoşgörü ile muamele edilmiştır. Osmanlılar devrinde de yönetim anlayışı aynı şekilde devam ettirilmiştir. Ermeniler de asırlarca Türk idarelerinde sadık vatandaşlar olarak yaşamışlardı.2 Ermeniler, çoğunlukla Doğu Anadolu’da bulunmakla birlikte Orta ve Batı Anadolu’ya da yayılmışlardı. Erzurum, Ermeni anayurdu olarak iddia edilen Doğu Anadolu’nun merkezinde idi. Erzurum, Ermeni nüfusun iki bölgesi olan Doğu Anadolu ve Rusya Ermenistanı arasında uzanır. Ermeni milliyetçileri, Erzurum şehrini ileride kurulacağı varsayılan Kafkasya’dan Suriye’ye kadar uzanacak Ermenistan’ın baş şehri olarak hayal ederlerdi. Erzurum bölgesi Rus sınırında yer almakta olduğu için Rusların yayılmacı emelleri doğrultusunda her zaman istila planları içinde yer alıyordu.Bu doğrultuda Ermenilerin beşinci kol faaliyeti içinde yer alacakları ihtimali, Ermenilerin nüfus hareketlerini dikkat çeker yapmıştır. Bu nedenle Erzurum’daki Ermeni nüfus, Osmanlı Devleti tarafından daima yakından gözlenmiş ve kayıtları Müslümanlarınkine oranla daha düzenli tutulmuştur.3 Osmanlı ve yabancı kaynaklara göre Erzurum’da %20 civarında Ermeni nüfus vardır. Abartılı Patrikhane rakamlarına göre bu oran yüzde kırklara kadar çıkmaktadır.4 Berlin Kongresi’ne sunulan resmi nüfus miktarına göre Erzurum’un toplam 252.811 nüfusunun 197.768’ı (%78.2) Müslüman ve 55.043’u (%21.7) gayrimüslimdir.5 Bu rakamlarda milliyet ayırımı yapılmamıştır, fakat gayrimüslimlerin büyük çoğunluğunu Ermeniler teşkil eder.
XIX. yüzyıla kadar Ermeniler, Osmanlı yönetiminde sadık vatandaşlar olarak yaşamışlar ve Osmanlı yönetimi de onları hiçbir ayırım gözetmeden güvenlik içinde yaşatmayı ilke edinmiştir. Bu yüzyılda gerek milliyetçilik hareketlerinin gelişmesinden etkilenmeler ve gerekse Osmanlı Devleti’ni hasta adam olarak gören emperyalist devletlerin müdahaleleri, Ermeniler arasında ayrılık tohumlarını ekmişti. Rusya’nın müdahaleleri ise bunların hepsinden daha etkili olmuştur. Rusya’nın Ermenileri kendi tarafına çekmedeki müdahalelerinde, sınır bölgesinde yer almasından ve burada Rus Konsolosu’nun bulunmasından dolayı, en yoğun kışkırtıcı hareketler, Erzurum bölgesinde olmuştur. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusya, Ermenilere yönelik koruyuculuk iddialarıyla onları Osmanlı Devleti aleyhine yönlendirmiş ve savaşın sonunda da Doğu Anadolu’dan 100.000 Ermeniyi Rusya’ya göçürmüştür. Ermenilerin Rusya’ya meyletmelerinde din adamlarının rolü büyüktü; din adamlarının Rusya’ya sempatilerinde çoğunun dini eğitimini gördüğü yer olan, Ermeni dini merkezlerinden, Eçmiyazin Kata-
likosluğu’nun Rus sınırları içinde yer almasının payı büyüktür. Eçmiyazinde yetişen bu Ermeni din adamları, Rusya yanlısı propagandayı da hiç çekinmeden yapıyorlardı. Din adamlarının bu düşmanca eğitimi Ermenilerin Osmanlı aleyhtarı bir düşünceye kapılmalarına ve Rus sevgisine yönelmelerine yol açıyordu. Erzurum’un Rus sınırına yakın olmasından dolayı Ermenilerin Rusya’ya gidip gelmeleri, bu sempatinin daha da artmasına sebep olmuştur. Bunların yanında Erzurum Rus Konsolosluğu da boş durmuyordu. Erzurum’daki Rus Konsolosu, Ermeni ilerigelenlerine Rus pasaportu dağıtarak onları elde ediyordu. Bu durumu anlatan İngiltere’nin Erzurum Konsolosu Taylor, “bu vilayet, Ermenilerin sayı, mevkii ve işgal ettikleri yer bakımından en nüfuzlu bir sınıf olmaları dolayısıyla şimdiki durumda, Rusların yararına en uygun ve Devlet (Osmanlı) için en tehlikeli olan bölgedir” diye ifade etmektedir.6
A. Anavatan Koruyucuları
Örgütü’nün Kuruluşu
Erzurum’daki Ermeniler arasında siyasi teşkilatlanma, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında yine Rusya’nın müdahaleleriyle başlamıştı. 1890 Erzurum Ermeni isyanında suçlulardan birinin verdiği bilgiye göre, savaştan önce Bulgarların bağımsızlıklarını elde etmeleri için isyan edecekleri ve Doğu Anadolu’da da bir Ermenistan kurdurulacağı Ruslar tarafından, ajanlar vasıtasıyla Ermenilere propaganda edildi. Bunun teminini ise Ermenilerin savaş sırasında isyan etmeleri sağlayacaktır. Bir Ermeni isyanını sağlamak üzere Rusya, iki Bulgar avukatı, ajan olarak Doğu Anadolu’ya göndermiştir. Bunlar Erzurum’a gelmişler ve buradan Van, Diyarbekir ve Hakkari’ye kadar bir teşkilat kurmak için gitmişlerdi. Erzurum Ermenilerinden on altısı, o zaman bir komite olarak organize edilmişler ve Ermeni muhtariyetini sağlamak için çalışmaya başlamışlardı.7
Erzurum’da isyan amaçlı ilk Ermeni örgütü, Anavatan Koruyucuları 1881 yılında kuruldu. Örgüt, 1880 yılında faaliyete geçip fikirlerini yaymaya başlamış, ancak kuruluşunu Mayıs 1881’de yapmıştır. Örgütün adı başlangıçta Yüksek Meclis diye adlandırılmışsa da daha sonra Anavatan Koruyucuları olarak değiştirilmiştir. İhtilalci ve gizli faaliyet gösteren örgüt, Ermeni halkı devlete ve Müslüman halka karşı silanlandırmayı gaye edinmiştir. Örgüt, Dr. Bagrat Navasardian tarafından, Tiflis’deki merkezinden idare edilmiştir. Hükümetin şüphelerini dağıtmak için Anavatan Koruyucuları örgütüne Ziraat Cemiyeti adı da verilmiştir. Örgütün Erzurum’da gizli iki lideri vardı, Khachatur Kerektsian ve Karapet Nishkian. Bu iki liderden başka dört kurucusu, Hakob İshgalatsian, Aleksan Yethelikian, Hovhannes Asturian ve Yerhishe Tursunian idi. Kurucu olmayı kabul etmeyen H. M. Nishkian, örgüt içinde hizmet etmeyi kabul etmiştir. Örgütün tüzük ve nizamnamesi yazılmadı ve üyeler ezberlediler. Örgüt, silah ve cephaneyi satın alarak üyelerine, eğer imkanları varsa ucuz fiyata sattı veya bedava dağıttı. Örgüt, bir merkezsiz olarak, on kişilik gruplar halinde teşkilatlandı ve her grubun bir lideri vardı. Merkez komitenin hiçbir üyesini öteki örgüt üyeleri tanımıyordu. Komite, üyelerinin özel referansı ile üye kaydeden örgüt, hızlı bir şekilde Erzurum şehri ve köylerinde yayılmıştır. Üç ay içinde yüzlerce üye kaydedilmiştir. Piskopos Ormanian’a örgüt hakkında bilgi verildi ve O da durumu İstanbul’da Patrik Nerses Varzhabedian’a bildirdi ve Patriğin tasdiki de alındı.
Dostları ilə paylaş: |