ASHÂB-I REY VE KELÂM MEZHEPLERİ ‘Rey’in anlamı ile ilgili olarak genellikle şöyle bir tarif benimsenmiştir: Rey,
düşünüp taşındıktan ve doğru olan ciheti anlamak için araştırmada bulunduk-
tan sonra varılan kanaat veya görüştür. Fıkıh usulünde, hakkında nass
olmayan konulardaki ictihadın temeli olan rey, şeriatın gösterdiği düşünme
yollarından gidilerek yapılan aklî bir faaliyettir. Bu anlamda genellikle
ümmetin imamlarından müctehit olanlar, Ashab-ı Hadis ve Ashab-ı Rey
olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Ashâb-ı Rey, Irak ehli yani Ebû Hanife ve
ashâbıdır. Rey ve kıyas ehli, şeriatın manasının anlaşılabilir olduğunu kabul
etmeleri nedeniyle Kur’ân-ı Kerim'de, sünnetin de teyit ettiği umumi asıllar
bulunduğunu savunmuşlardır. Ayrıca sahih olması durumunda sünnet
karşısındaki tutumları Ehl-i Hadis’ten farklı değildir.
Sünnî çizgideki reyciliğin esas olarak Ebû Hanîfe ve çevresinde
başladığını, daha sonraki yüzyılda İbn Küllâb, Muhâsibî, Kalânisî gibi
âlimler elinde Kelâmî usûle yaklaştırıldığını, nihayetinde de Eş‘arî ve
Mâturidî eliyle sistemleştirilip onların talebeleriyle Kelam mezheplerine
dönüştüğünü yukarıda açıklamıştık. Şimdi Ehl-i Sünnet kelâmının iki mez-
hebi hakkında ayrı ayrı bilgi verebiliriz.