78
çalışmışlardır. Eş‘arî'nin aksine Bâkıllânî, kulun hâdis kudretinin fiil üzerinde
etkili olduğunu kabul etmiştir.
Nübüvvet: Allah bir sebep ve hikmete bağlı olmaksızın sadece
rahmetinin eseri olarak kullarından dilediğini peygamberlikle görevlendirir.
Bunlardan resul olanlar ilâhî emirleri insanlara
tebliğ etmekle yükümlü
tutulduğu halde, nebîler böyle bir mükellefiyet taşımaz. Bu sebeple
kadınlardan da nebî seçilmiştir, kanaatini taşırlar. Bir peygamberin nübüvveti
mucize göstermesi, önceki peygamberin kendisini haber vermesi veya hitap
ettiği
insanlarda, örnek davranışları ve öğretilerinin hidayete ulaştırıcı olması
açısından nübüvvetinin doğruluğuna dair zaruri bir bilginin meydana
gelmesiyle bilinir. Hz. Peygamber'in nübüvvetine ilişkin en büyük delil,
ümmî olduğu halde Kur'ân gibi yüce bir kitabı getirmiş olmasıdır. Erişilmez
nazım
güzelliği, fevkalâde zengin muhtevası, gayba ait haberler içermesi,
çelişki ve tutarsızlıklardan uzak bulunması onun ilâhî kaynaklı bir kitap
olduğunu göstermektedir. Peygamberler nübüvvetten önce büyük günahlar-
dan, nübüvvetten sonra da bütün günahlardan korunmuşlardır. Varlığı aklî
delillerle bilinen ve kâinatın yegâne mâliki olan Allah'ın kulların dünya ve
âhiret mutluluğu için çeşitli emirler, yasaklar ve ibret verici
öğütler içeren
talimatlar göndermesi ve bunları insanlar arasından seçeceği kimseler
vasıtasıyla onlara bildirmesi aklen mümkündür. Tarihî bilgiler de bunu
kanıtlamaktadır. Eş‘arîler'in nübüvveti ispat etmek için dayandığı en önemli
delil mucizedir.
Âhiret: Âhiret hallerini bilmenin tek yolu nakil olmakla birlikte, akıl da
bunların imkân dâhilinde bulunduğunu kabul eder. Kabirlerdeki cesetlere,
dünyadaki amellerine göre acı veya huzur ve mutluluk
hissedecek şekilde bir
tür hayatın verilmesi, ölmüş bir canlının ikinci defa yaratılması (el-ba's
ba'de'l-mevt) aklen imkânsız değildir. İmam Eş‘arî, itikadi meselelere delil
getirirken, hem nakli ve hem de aklî metodları kullanmıştır. Eş‘arî, Kur’ân ve
hadislerde zikredilen Allah'ın sıfatlarını, peygamberlerini, âhiret gününü,
melekleri, hesabı, cezayı, sevabı olduğu gibi kabul eder. Bu hususları ispat
etmek için akli ve mantıkî delillere başvurur. Deccal’ın çıkacağına, kabir
azabına, Münker ve Nekir adlı sorgu meleklerine inanır. Eş‘arîler’in ihtilâf
ettikleri konuların başında bedenle birlikte ruhun
ölüp ölmediği meselesi
gelir. Cüveynî ile Gazzâlî'den itibaren ruhun bedenden ayrı basit bir cevher
olduğu ve ölümden sonra varlığını sürdürdüğü görüşü Eş‘arîler'ce
benimsenmiştir. Ayrıca şefaati de kabul etmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: