Program sorunları üzerine konferanslar (Not 2: Dipnotlar yazıda kullanılan yere parantez içinde küçük puntolarla eklenmiştir.)



Yüklə 1,06 Mb.
səhifə13/52
tarix26.07.2018
ölçüsü1,06 Mb.
#58884
növüYazı
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   52

Artı-değerin daha adil bir bölüşümü isteği, orta burjuvazide, “tekellerin iktisadi ve siyasi egemenliğini sınırlama doğrultusunda belli bir eğilim yaratsa bile, artı-değerle geçinen sömürücü bir sınıf olduğu için, asıl çelişkisi işçi sınıfıyladır. Temel sınıf tutumu emek-sermaye çelişkisi tarafından belirlenir. Sermaye cephesinin içinde ve emek cephesinin karşısındadır. Devrimci proletarya hareketinin karşısında, büyük burjuvazinin ve gericiliğin yanındadır. Devrimci değil, karşı-devrimcidir. Sömürüden alacağı payı artırmak gibi bir hayalle sömürü düzenini ve kapitalist mülkiyet ilişkilerini tehlikeye atmayacak kadar bilinçli olduğunu, Türkiye’nin yakın dönem olaylarıyla defalarca kanıtlamıştır.” (Devrimci Demokrasi ve Sosyalizm, s. 144-145)

M.Yılmazer, sermaye iktidarını yıkan bir devrimin “ilk elden” yalnızca büyük kapitalist mülkiyetin tasfiyesine girişmekle yetinmesini bir tutarsızlık sayarken, temelde çağdaş kapitalist toplumun iç yapısını, burjuva sınıfın bir iç hiyerarşiye dayanan genel egemenliğini gözden kaçırmış oluyor. Mevcut sermaye iktidarını yıkan bir devrim, burjuva sınıf egemenliğine toptan son vermiş demektir. “İlk elden” zengin köylülüğün ya da geri teknolojiye dayalı orta ölçekli işletmelerin tasfiye edilmemesi, bu sonucu hiçbir biçimde değiştirmez. Zira temel sınıf ilişkileri iktidar değişimi üzerinden tümden altüst olmuştur. Bu işletmeler bir süre için sahiplerinin elinde kalsalar bile,(158)toplumsal bir sınıfın mensupları olarak onlar iktidarı kaybetmişlerdir. Onların toplumsal egemenliğini temsil eden toplumsal düzen yıkılmıştır. Devrim, tekelci sermayeye öldürücü darbesini vurduğu zaman, tam da bu sayede, “bütün sermaye” sınıfının toplumsal-siyasal egemenliğini çökertmiş olacaktır. Tekel-dışı burjuvazinin de varlık koşulu olan kapitalist mülkiyet rejiminin belkemiği, tekelci burjuvazinin şahsında artık kırılmıştır, sistemin sinir merkezleri dağıtılmıştır. Sistemli artı-değer sömürüsünün güvencesi ve koruyucusu olan burjuva devlet iktidarı yerle bir edilmiştir. Onlar, orta ölçekli işletmelerin sahipleri olarak, bir süre için hala yaşıyor olabilirler; fakat artık bir başka sınıfın, eski düzende kendileri için ücretli kölelerinden ibaret olan bir sınıfın, işçi sınıfının egemenliği altına girmişlerdir. Ellerinden siyasal hakları alınmıştır. İktisadi gelişmeleri sınırlandırılmış ve denetim altına alınmıştır. Ve zaten çok geçmeden, kendileri de büyük-burjuvazi ile aynı akibete uğrayacaklardır. Süreç onların da iktisadi planda tasfiyesi doğrultusunda ilerleyecek, ellerinden sermayeleri çekip alınacak, dayandıkları mülkiyet tasfiye edilecektir. Böylece eski egemen sınıfın son kalıntıları olarak kendileri de tarihe karışacaklardır. Ve kuşkusuz onlar, salt güçlü sınıf güdüleriyle değil, fakat apaçık sınıf bilinçleriyle de bunu çok iyi bildikleri içindir ki, proletarya devriminden nefret ederler, ona karşı korkunç bir direnişin yolunu tutarlar. Bir devrimin ardından karşı-devrimci direnişin en geniş ve en sağlam toplumsal dayanağını oluştururlar.

Demokratizmi Savunmanın Sınırları

(H. Fırat, Eksen Yayıncılık, s.54-58)(159)

****************************************************

VII. BÖLÜM

Geçmişin deneyimleri ve bugünün tutarsızlıkları

Çin Komünist Partisi’nin 1920’li yıllarda, 1924-1927 yılları arasında, Kuomintang şahsında Çin milli burjuvazisi ile girdiği ittifak ilişkileri var. Sömürge ya da yarı-sömürge, yarı-feodal ülkelerde, bir başka ifadeyle anti-emperyalist anti-feodal karakterde bir burjuva demokratik kurtuluş sorunuyla yüzyüze olan ülkelerde, ulusal burjuvazinin koşullara bağlı olarak oynayabileceği sınırlı devrimci rol üzerine yapılan tartışmaların temel nedenlerinden ve kaynaklarından birini işte bu ilişkiler oluşturuyor. 1920’lerde SBKP bünyesinde ve Komintern içinde yapılan tartışmalar büyük ölçüde bu deneyim üzerinden yürüyor. 1928 yılında yapılan Komünist Enternasyonal Altıncı Kongresi’ndeki tartışmaların ve bundan çıkarılan sonuçların asıl kaynağı da bu aynı tarihsel deneyim oluyor.

Lenin, daha sürecin başında, 1920 yılında, Komünist En(160)ternasyonal İkinci Kongresi’nde, uluslar ve sömürgelere ilişkin tezlere bir sunuş konuşması yapıyor. Bu konuşmada, sözcülüğünü yaptığı komisyonun tezlerini hazırlarken üç temel noktadan ya da “yön verici fikir”den hareket ettiğini söylüyor. Bunlardan ilki, kuşkusuz en önemlisidir. Bu, ezen ve ezilen uluslar arasındaki ayrımdır. Sömürge, yarı-sömürge ülkelerin ulusal burjuvazisinin kendine özgü konumu da ancak bu ayrım çerçevesinde anlaşılabilir. Fakat bu ayrımın bugüne kadar sömürge ve bağımlı ülkeler devrimlerinin sorunlarına yaklaşılırken her türlü oportünizmin, hatta kaba sınıf işbirlikçi bir çizginin dayanağı olarak kullanıldığını da biliyoruz. Örneğin ‘70’li yıllarda “Üç Dünya Teorisi”nin, bugün “iç piyasa”cı Perinçek’in hala en berbat bir oportünizme dayanak olarak kullanmaya çalıştığı fikir budur. Aynı şekilde, Çin Devrimi formüllerinden türetilen ve iktisadi-sosyal gelişmeden, bunun ortaya çıkardığı yeni sınıf ilişkilerinden bağımsız olarak, her bağımlı ülke için geçerli sayılan “devrimin geçici ve tutarsız müttefiki” bir milli burjuvazi görüşü yine bu ayrıma dayandırılır.

Oysa, bizzat Lenin’in bu aynı konuşmasındaki iki temel fikir bu kötüye kullanmaları peşinen boşa çıkarmaktadır. Bunlardan ilki, Lenin’in, tezlerin üç temel “yön verici” fikri olarak saydıklarının üçüncüsüdür. Bu, ulusal kurtuluş mücadelesi içinde belli bir yeri olan ulusal burjuvazinin daha o günden kendini gösteren, yer yer özgürlük mücadelesine ihanete varan tutarsızlıklarıdır. Bundan dolayıdır ki, diyor Lenin, komisyon “burjuva demokratik hareket” terimi yerine “devrimci-ulusal hareket” terimini kullanmayı tercih etme yoluna gitmiştir.


Yüklə 1,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin