4. Sosyal ve Politik Yapıların Elverişliliği: Aleviler için Yeni Alanlar
Soysal ve politik yapıların elverişliliği ya da sosyal ve politik fırsat yapıların sosyal bir hareketin oluşumunu, teşvik eden ya da cesaretini kıran koşullar olarak tanımlamıştım. Buna göre sosyal ve politik fırsat yapıları bir sosyal hareketin ve o hareketin fikir, sembol, eylem ve mesajlarını yaratmak ve bunları yaymak için gerekli olan derneklerin kurulabilmesinde belirleyicidir. Şimdi Alevi hareketinin ortaya çıkısında belirleyici olan sosyal ve politik yapıyı ele alacağım.
Alevi hareketinin zeminini oluşturan ilişki ağları kırdan kente göçle oluştuğundan göç sosyal ve politik fırsat yapılarının içinde yer alır. 1950 öncesi Sünni çoğunluk hem kent hem kırsal alanlarda yaşıyorken Alevilerse neredeyse tamamen kırsal topluluklardı. Kırdan kente göçle birlikte Aleviler “dışardan gelen” olarak “yerli” Sünni çoğunlukla etkileşmeye ve kentle bütünleşmeye başlamışlardır. Alevilerin sosyal tabakalaşması değişirken kentlerin yapısında da derin etkiler yapmışlardır. Alevi aydın ve burjuvalarının ortaya çıkması, Alevi işadamı, bakan, politikacı, belediye başkanı, avukat, öğretim görevlisi olarak kentin sosyal, ekonomi ve politika alanlarında fark edilir oldular.
Alevilerin dernekleşme, kitap dergi çıkarma festival düzenleme gibi faaliyetlerini desteklemeye gönüllü Alevi işadamları ve sanayicilerin ortaya çıkması Alevi hareketinde önemli rol oynamıştır. Alevi aydınları kitap, dergi basma ya da dernek kurma yönetme gibi işleri üslenirken işadamları da maddi destek sağlamışlardır. Son zamanlarda Alevi işadamları cemevi açılışlarına, festivallere katılarak görünür hale de gelmişler, hatta kendilerine hizmetlerinden dolayı plaketler sunulur olmuştur. Alevilerin en yaygın örgütlenmelerinden olan HBAKV ve Cem Vakfi’nın kurucular kuruluna baktığımızda işadamlarının rolü daha da açıktır. HBAKV’nin 27 kişilik kurucular kurulunun dokuzu işadamı sanayici iken Cem Vakfı’nın da 14 kurucusundan 8’i işadamıdır.
Bu zemin tabiiki Alevi hareketi için bir potansiyel oluşturmakla birlikte yeterli değildir. Hareketin oluşması için gerekli politik koşulların oluşması gerekli idi ve bu seksenlerin sonlarında oluşmaya başladı. Türkiye’de ekonomik ve politik alanda yaşanan liberalleşme süreci 1987 yılında Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırılmasına yönelik tartışmalarla başlamıştır. 141 ve 142’inci maddeler ırkçı ve bölücü dernek kurma ve bu yönde propoganda yapmayı yasaklarken, 163. madde dini temelli dernek ya da parti kurmayı yasaklıyordu. Bu maddelerin kaldırılması ve 1980 darbesi ile getirilen sivil örgütler kurmanın üzerindeki sınırlayıcı maddelerin kalkması ile Türkiye’de kültürel bir değişim sürecine girildi. Türkiye’de özellikle Kürt sorununun tartışılmaya başlaması ile Türkiye’de etnik ve dini farklılıkların olduğu kamusal alanda konuşulmaya o güne kadar basılması dağıtılması mümkün olmayan yayınlar kitapçılarda satılmaya başlandı. Tabuların kırıldığı dönem olarak tanımlanan bu dönem resmi Kemalist devlet ideolojisinin Cumhuriyet tarihinde ilk kez tartışılmaya açıkça eleştirilmeye başlandığı kültürel bir transformasyon dönemi oldu. Bu sorgulama özellikle yükselen İslami hareket de kendini gösterdi.
Yıllarca kamusal alanda Alevi kimliğini saklayan Aleviler de Aleviliği kamusal alana taşımaya talep ve sorunlarını dile getirmeye başladı. Bu dönem Alevilik üzerine yazılan kitaplarda bir patlamanın yaşandığı dergilerin basıldığı ve derneklerin yavaş yavaş ortaya çıkması ile Aleviliğin politik bir hareket olarak ortaya çıkışını da beraberinde getirdi. 1980’lerin sonlarına doğru medya Aleviler ve Aleviliğe, Alevi temsilcilerine sık sık yer vermeye Alevilik dizi yazıları yayınlamaya başladı. Medyanın Alevilere kapılarını açması Alevilerin kendilerini daha geniş bir kamuya duyurma fırsatı verdi. Aleviliğin medyada haber olmaya değer ve ‘sattıracak’ bir konu haline gelmesinde siyasal İslamın yükselişine karşı laik aydın medya ve aydınların Alevileri Kemalizmin ve laikliğin korunmasında doğal müttefik olarak keşfetmesi büyük rol oynamıştır. Bu dönemde medyanın özelleştirme süreci de Alevilerin lehine gelişmiştir.
Dostları ilə paylaş: |