12:5,6 Yoksul ve çaresizlerin iniltilerine yanıt olarak, Rab “harekete geçeceğini ve özledikleri kurtuluşu vereceğini” vaat eder (Gelineau). Vaatleri kesinlikle yerine gelecektir. O’nun vaatleri paktır. Toprak ocakta eritilmiş, yedi kez arıtılmış gümüşe benzer. Başka bir deyişle, Tanrı’nın sözleri bilinen en saf gümüş gibidir. Bu sözlerde aldatmaca, dalkavukluk veya herhangi bir hata bulunmaz. Bütünüyle güvenilirdirler.
12:7 Bu nedenle imanlı, bu kötü kuşaktan korunmak için Rab’be döner – yalnızca saldırılardan korunmak için değil, saldırılarla birlikte gelen her tür ödün ve karmaşadan kaçınmak için de Rab’be sığınır.
12:8 Son ayet, “bu kuşağın” bir tanımıdır: Her yanda sinsice dolaşan, alçaklığı yücelten ve erdeme dudak büken kötü kuşak. Bu, Süleyman’ın Özdeyişleri 30:11-14’te tanımlanan kuşakla aynı özellikleri taşımaktadır:
Babalarını lanetleyen, annelerine değer vermeyen, kendilerini temiz sanan, ama kötülüklerinden arınmamış kibirli bir kuşak vardır. Herkese tepeden bakarlar. Dişleri kılıca, çeneleri bıçağa benzeyen bu kuşak, yoksulları yutup yeryüzünden yok etmek ister.