Aşk-ı Memnu, Halit Ziya Uşaklıgil'in İstanbul'da kaleme aldığı ikinci romanıdır. Roman kısaca şöyle özetlenebilir:
Adnan Bey zengin, elli yaşlarında, dul bir İstanbul efendisidir. Kızı Nihal ve oğlu Bülent'le yalısında yaşamaktadır. Çocuklarının artık kendisini anlayabileceklerini düşündüğü bir dönemde Firdevs Hanım'ın kızı Bihter'le evlenmeye karar verir. Firdevs Hanım gözü dışarıda hafifmeşrep bir kadındır. Kocasının ölümünden sonra zengin bir koca arama gayretine girer. Kızlarının yetişip güzelleşmesi onun bu arzusuna engel olur. Bu sebeple kızlarını birer rakip olarak görür, onların evlenmelerine karşı çıkar ama başarılı olamaz. Bihter annesinin itirazlarına rağmen Adnan Bey'le evlenmeyi kabul eder. Adnan Bey-Bihter evliliğinden en çok etkilenen Nihal olur. Nihai, yabancı bir kadının evlerine anne olarak gelmesini ve babasının elinden alınmasını kabullenemez. Bihter bütün gayreti ve samimiyeti ile iyi bir anne ve eş olmaya çalışır. Fakat karşısındakiler/den yeterli ilgiyi göremez. Evliliğinin birinci yıldönümünde Bihter evliliğinin bir yılının muhasebesini yapar. Fark eder ki Adnan Bey ile evliliği onun kadınlık ruhunun sevme ve sevilme açlığını tatmin etmemiştir. Daha sonraları Bihter, Adnan Bey'in genç yeğeni Behlül'ün yasak aşk ağına düşer. Bir kış boyu Behlül'le birlikte olur. Kış mevsiminin sona ermesiyle birlikte Bihter'den bıkan Behlül, Be-yoğlu'ndaki metresine gitmeye başlar. Daha da kötüsü yalıya yerleşen Firdevs Hanım Nihal-Behlül evliliği konusunu ortaya atar. Bu konu Behlül'le Nihal tarafından ciddiye alınır. Bihter büyük bir kıskançlık içindedir. Bihter daha fazla dayanamayıp annesine ilişkisini anlatır. Firdevs Hanım bunun üzerine Nihal'le Adalar'da olan Behlül'ü yalıya çağırır. Çoktan beri bazı şeylerden şüphelenen Nihal, Behlül'ün ardından yalıya geldiğinde Bihter'le Behlül'ün tartıştıklarını görünce düşüp bayılır. Adnan Bey durumdan haberdar olur. Bunun üzerine Behlül yalıdan kaçar. Bihter İse intihar eder. Sonunda Nihal tekrar babasına kavuşur.
KIRIK HAYATLAR (Halit Ziya Uşaklıgil) Kırık Hayatlar, Halit Ziya'nın Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde yazdığı son romandır. Yazar bu romanını olgunluk dönemi romanı olarak niteler ve diğer romanlarından üstün gördüğünü söyler. Roman şöyle özetlenebilir:
Ömer Behîç pek çok sıkıntı içinde tıp eğitimini bitirmiş ve doktor olmuştur. Ablasından (Müveddet) başka kimsesi yoktur. İstanbul'da doktor olarak çalışmaya başladıktan bir süre sonra Vedide ile tanışır ve evlenirler.
Selma ve Leyla adını verdikleri iki çocukları olur. Evliliklerinin sekizinci yılında ise üçüncü çocukları olarak gördükleri ve Ömer Behiç'in yıllardan beri biricik hayali olan kendilerine ait bir eve taşınırlar. Ömer Behiç için bu ev, büyük şehrin bütün kurumlarında, sokaklarında gördüğü, yaşadığı çirkinlikler, acılar ve ihanetlerden kurtulup sığınacakları bir masumiyet yuvasıdır. Çünkü çevrelerinde birçok kırık hayat mevcuttur. Evlerine taşınmalarından kısa bir süre sonra Ömer Behiç okul arkadaşı Bekir Servet Bey aracılığıyla Veli Beyin hanımı ve kızlarını tanır. On sekiz yaşındaki Neyyir, bir gün hastalık bahanesiyle evine çağırdığı Ömer Behiç'İ yasak aşka sürükler. Ömer Behiç bütün gayretleri, nefretleri ve pişmanlıklarına rağmen kendini ondan kurtaramaz. Neyyir'le olan ilişkileri müddetince evini, karısını ve çocuklarını ihmal eder. Bu sırada Leyla sık sık hastalanır. Sonunda büsbütün artan hastalık çocuğu yatağa düşürür. Ömer Behiç çaresizdir ve sonunda Leyla'yı kaybederler. Çektiği acıya rağmen kahramanın aklı hala Neyyir'dedir. Sonunda onu redderek evine döner ve karısının ayaklarına kapanır. Kızının ölümünden yıkılan Vedide ise kendini dine vermiştir. Kırık hayatlar, Halit Ziya'nın romanları içinde topluma daha çok yöneldiği ve onun iç yüzüne ayna tuttuğu başarılı bir romandır. İsminde de vurguladığı gibi, yazar tek bir birey veya aileyi değil birden çok aileyi ele alır. Böylece en azından İstanbul'da yaşayan Türk toplumunun XX. yüzyılın sonlarındaki iç hayatını gözler önüne sermiş olur.