SosiologiYA. Sosial psiXologiYA. Sİyasət sociology social pshychology politics 2022 Cild 2, n 3



Yüklə 1,75 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə60/117
tarix06.02.2023
ölçüsü1,75 Mb.
#123053
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   117
Ali Asker. Cait Çakmak. JURNAL Cild 2 N 3 (1)

3. Ana Hatlarıyla Ġç Politikası 
Turgut Özal, 13 Aralık 1983- 21 Aralık 1987 tarihlerinde 45. Hükûmet‘te ve 21 Aralık 1987-9 
Kasım 1989 tarihlerinde 46. Hükûmet‘te Başbakan; 9 Kasım 1989-17 Nisan 1993 tarihlerinde 
Cumhurbaşkanı olarak iç ve dış politikada büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. 24 Ocak Kararları 
olarak bilinen ekonomi programının oluşturulmasında merkezi rol oynayan ve 1980 darbesi sonrası 
askeri rejimde mevcut görevini sürdüren Turgut Özal, liberal-muhafazakâr bir çizgi benimsemiştir. 
Bürokratik ve siyasi kariyerinin tamamında aynı çizgiyi devam ettiren Turgut Özal, 19 Aralık 1983 
tarihinde TBMM‘de hükûmet programını sunuş konuşmasında şunları ifade etmiştir: “Yüce
SOSĠOLOGĠYA. SOSĠAL PSĠXOLOGĠYA. SĠYASƏT
SOCIOLOGY. SOCIAL PSHYCHOLOGY. POLITICS 2022 Cild 2, N 3 
49-64 
 


~ 52 ~ 
Meclisin Sayın üyeleri, Hükûmetimizin millet ve devlet varlığında önemli olan temel görüşlerini ve 
ilkelerini sizlere şu şekilde özetlemek istiyorum: Hükûmetimiz milliyetçi ve muhafazakâr, sosyal 
adaletçi, rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisini esas alan bir hükûmettir”[38, s.106]. 
Turgut Özal iç ve dış politikada benimsediği siyasi kimlik doğrultusunda atılımlarda 
bulunurken, konjonktüre göre politikalar da geliştirmiştir. Şüphesiz bahsi geçen atılımlardan en 
önemlisi politika yapımında söz sahibi olan kurumları liberalleştirmek veya sivilleştirmek olmuştur. 
Özal‘ın başbakanlık görevini ifa ettiği dönemin durumunu anlamak için onun dilinden dönemin 
Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile gerçekleştirdiği diyaloğu görmek yeterlidir: “Bana, Bülent 
Ulusu‟nun Meclis Başkanı olması gerektiğini söyledi…Bunu teklif etti…Kendisi teklif etti bunu, ben 
reddettim…Evren Paşa sonra, Vahit Halefoğlu‟nun Dışişleri Bakanı olmasını istedi…Yani tavsiye 
şeklinde…Sonra, kendisine Hüsnü Doğan‟ın bakan olacağını söyledim…Evren Paşa, haydi Hüsnü 
Doğan kalsın, ama Adnan Kahveci‟yi bakan yapmayın dedi…Neticede, Adnan‟ı bakan yerine, 
danışman olarak kullanmak durumunda kaldım‖ [12, s.63-64]. Fakat açıklanan durum Turgut 
Özal‘ın yönetimde kaldığı sürede değişmiştir. İktidarının ilk yıllarında 13 Aralık 1983 tarihli 177 
Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında KHK ve 18 Haziran 1984 tarihli 206 
Sayılı KHK ile iç ve dış politika yapımında liberalleşme-sivilleşme hareketi başlamıştır. Genel 
itibariyle Haydar Çakmak‘ın da belirttiği gibi 1983-89 yıllarında politika yapımında askerler söz 
sahibi olmuş; 1985 yılı ve sonrasında bu hakimiyetlerini kaybetmeye başlamış ve 1989-91 
yıllarında ise politika yapımında sivilleşme büyük ölçüde gerçekleşmiştir [16, s.123].
Turgut Özal, iç politikasını benimsemiş olduğu ilkeler doğrultusunda düzenlemiştir: 
Bunlardan belki de en önemlisi liberalleşme hamlesi olmuştur; bu kapsamda liberalleşmenin bir 
boyutu olarak serbest piyasa ekonomisi oluşturulmaya çalışılmıştır. 7 Temmuz 1984 tarihinde 1567 
Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu hakkında 30 Sayılı karar çıkarılmış ve kambiyo 
rejimi serbestleştirilmiştir: “Türk Parası ve Türk parasıyla ödemeyi sağlayan belgelerin yurda 
ithali bir sınırlamaya tabi olmayıp, ihracı Bakanlığın iznine tabidir (Madde 3/a).” “Türkiye‟ye 
döviz ithali serbesttir, hiçbir kayda tabi tutulamaz ve menşei araştırılamaz (Madde 4/a).” “Kıymetli 
madenler, taşlar ve eşyaların Türkiye‟ye ithali Bakanlıkça belirlenecek esaslara uymak kaydıyla 
serbesttir. Kıymetli madenler, taşlar ve eşyaların ihracı Bakanlığın iznine tabidir (Madde 7/a)” [5]. 
18 Haziran 1984 tarihinde yayımlanan 233 Sayılı KHK ile Kamu İktisadi Teşebbüsleri 
(KİT) serbest piyasa ekonomisine uygun olacak şekilde düzenlenmiştir. Bahsi geçen kanun 
hükmünde kararnamenin amaçlarından bazıları şunlardır: “b) İktisadi devlet teşekküllerinin 
ekonomik gereklere uygun olarak verimlilik ve karlılık ilkeleri doğrultusunda kendi aralarında ve 
milli ekonomi ile uyum içinde çalışarak sermaye birikimine yardım etmelerini ve bu suretle daha 
fazla yatırım kaynağı yaratmalarını; c) Kamu iktisadi kuruluşlarının kendilerine verilen görev ve 
kamu hizmetlerini ekonomik ve sosyal gereklere uygun olarak verimlilik ilkesi doğrultusunda 
yürütmelerini…düzenlemektir” [33]. 
11 Ağustos 1989 tarihinde yayımlanan 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma 
Kanunu hakkında 32 Sayılı kararın çıkarılmasıyla sermaye hareketleri serbestleştirilmiştir: “Türk 
parası ve Türk parasıyla ödemeyi sağlayan belgelerin yurttan ihracı ve yurda ithali serbesttir 
(Madde 3/a).” “Yurda döviz ithali ve yurttan döviz ihracı serbesttir (Madde 4/a)” [52]. Ekonomide 
liberalleşmenin bir boyutu olarak vergilendirmede değişikliğe gidilirken, Turgut Özal şöyle 
diyordu: “Vergiler, sayıca az, basit, kolay anlaşılır olacaktır. Bunun yanında, vatandaş vergisini 
öderken eziyet çekmeyecek, kuyruklarda bekletilmeyecektir. Vergiler, adil genellikle herkesin 
kolaylıkla verebileceği nispette olacaktır. Vergi nispetlerinin yüksek tutulması, devletin daha fazla 
vergi geliri sağlaması sonucunu doğurmamaktadır. Vergi nispetleri adil olduğu zaman vergi 
tahsilatı artmakta, vergi kaçakları azalmaktadır” [38, s.117]. 
25 Ekim 1984 tarihli 3065 sayılı kanunla Türkiye ekonomisine katma değer vergisi 
getirilmiştir. Liberal anlayışa uygun olarak getirilen vergi sistemi ile üretim desteklenmiştir. 
Liberalleşmenin bir başka boyutu olarak devleti piyasadan çekmek hedeflenmiş, bu kapsamda 
özelleştirme politikası başlatılmıştır. Turgut Özal‘ın Türkiye‘yi liberalleştirme ve bu suretle 
kalkındırma serüveninde kendisine yol arkadaşlığı yapan Engin Güner özelleştirme hususunda şöyle

Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   117




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin