3.2. İşârî Tefsir
İşârî tefsir: "Yalnız tasavvuf erbabına açılan ve zahir mana ile bağdaştırılması mümkün olan birtakım gizli anlamlara ve işaretlere göre Kur'ân'ı tefsir etmek" demektir. Bu tefsir, sûfinin kendi fikirlerine değil, bulunduğu makam itibariyle kalbine doğan ilham ve işaretlere dayanır.
Ehl-i sünnet bilginleri, Kur'ân'm zahiri manasının ötesinde bâtınî birtakım manalarının da bulunduğunu kabul etmektedirler. Onlara göre bu hususa açıkça delâlet eden Kur'ânî nasslar bulunmaktadır. Meselâ, "Bu kavme ne oluyor ki hemen hiçbir sözü anlamıyorlar", "Allah size zahir ve bâtın nimetlerini bolca ihsan etti" âyetleri bunlardan bazılarıdır.
Görüldüğü gibi Kur'ân'da insanlara zahir ve bâtın nimetlerin verildiği açıklanmış; ayrıca "hiçbir sözü anlamıyorlar" ifadesiyle de bâtınî manaları anlamadıkları ifade edilmiştir. Çünkü Kur'ân'ın ilk muhataplarının kullandığı dil Arapça idi, dolayısıyla onların Kur'ân'ın zahirini anlamamaları mümkün değildi. O halde söz konusu âyette kastedilen zahiri mana değil bâtınî manadır. Yani onlar âyetlerin dış manalarını anlıyorlar, fakat iç manalarına nüfuz-edemi-yorlardı. İşte Allah bu âyetlerle, Kur'ânî nasslarm iç/bâtınî manalarını anlama noktasında ilk muhataplarını uyarmış ve "Hiç mi Kur'ân'ı düşünmüyorlar?" diyerek onları Kur'ân'ın bu yönünü düşünmeye davet etmiştir.
Hz. Peygamber (sav)'in hadislerinde de bâtına/iç manaya işaret vardır. Meselâ, "Eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız" hadisi bu hususa işaret etmektedir. Çünkü Hz. Peygamber'in hadiste konu edindiği ilim, eğer herkesin bilebileceği bir ilim olsaydı, "Benim bitliğimi bilseydiniz" dediği zaman Resûlullah'ı duyanlar: "Senin bildiğini biz de biliyoruz" derlerdi. Böyle söylemediklerine göre demek ki Allah Resûlü'nün bildiği zahirin Ötesinde bir ilimdi.
Ebû Hureyre de benzer bir hadisi şöylece nakletmiştir: "İlimler arasında sedef içerisinde saklı inci gibi bir ilim vardır ki, onu Allah'ı tanıyan bilginlerden başkası bilemez...". Aynca Hz. Peygamber (sav): "İlim ikidir. Birisi kalpte gizlidir ki, faydalı olan da budur" demiştir. Dolayısıyla bu hadisler de Kur'ân'm, dış anlamının yanında bir de iç anlamının bulunduğunu göstermektedir. Böylece denilebilir ki hem âyetlerin hem de hadislerin delaletiyle şartlarına uygun olan bâtını te'viller her zaman mümkün ve caizdir.
Dostları ilə paylaş: |