T. C. DİYanet iŞleri başkanliği eğİTİm hiZMETleri genel müDÜRLÜĞÜ Program Geliştirme Daire Başkanlığı


HADİSLERİ YORUMLAMA İLKE VE YÖNTEMLERİ



Yüklə 5 Mb.
səhifə34/56
tarix13.05.2018
ölçüsü5 Mb.
#50400
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   56

HADİSLERİ YORUMLAMA İLKE VE YÖNTEMLERİ



Bir hadisi anlamanın beş kategorisi:

Herhangi bir hadis metnini ele almaya başlamadan önce ön fikirlerin doğru olması sağlanmalıdır. Hadis kitaplarında ki bap başlıkları bunu sağlamaya çalışırlar.

Bir kelime cümle, metin ve dilin yapısıyla anlam kazanır. Dolayısıyla hadisteki tek tek kelime ve cümlelerin hadisin tamamı ile olan ilişkisi, hadisin aynı konudaki diğer hadislerle olan ilişkisi ve başta Kur’an olmak üzere dinin bütünü ile olan ilişkisi dikkate alınmalıdır.

Hadisin etkileşim süreci; yani sebeb-i vurûdu ve toplum üzerinde bıraktığı etki bilinmelidir.

Hadisin bağlayıcılık değeri bilinmelidir. Bu da hadisin kaynağının vahy olup olmadığı, Peygamber’in bu sözü hangi konumda ve hangi sıfatla söylediği, hadisin ihtiva ettiği konunun dindeki yeri ve muhatabın hadisin muhtevası bakımından mükellefiyet durumunun -yani hadis belli bir sınıfa mı yoksa bütün ümmete mi yönelik- tespit edilmesidir.

Son olarak hadisin, makasıdu’ş-şeria bağlamında yani dinin genel esas ve ilkeleri doğrultusunda bir değerlendirmeye tabi tutulmasıdır.

Bu çerçeve doğrultusunda Hz. Peygamber’den bize kadar gelebilen bir söz veya uygulamayı doğru anlayabilmek için aşağıdaki sorular sorulmalı ve doğru cevaplar alınmalıdır:

Kim? bize kadar ulaşan rivayet gerçekte kime aittir.

Ne sıfatla? Söz peygamberlik sıfatıyla mı yoksa beşer sıfatıyla mı söylenmiştir.

Kime? Muhatap tanınmalıdır.

Niçin? Ne? Neyi? Nasıl? Sözde ki bilinç ve amaç nedir.

Nerede? Ne zaman? Mutlak hakikatlerin yeri ve zamanı olmaz, ancak mücerret hakikatlerin tatbik edildiği mekân ve zaman önemlidir.

Hadisleri anlama çabası gösterilirken sünnet ve hadisin birbiriyle olan ilişkisi ve farkı iyi bilinmelidir. Her şeyden önce toplumda asıl belirleyici olan sünnettir. Sünnet olan bir davranış bir hadis ile ifade edilebilir, ancak her hadis bir sünnetin ifadesi değildir.340

HADİSLERİN DİLİ

Hadislerin tümü Hz. Peygamber tarafından özel bir din dili kullanılarak ifade edilmemiştir. Ancak anlam bakımından problem (müşkil) arz eden bir kısım hadislerde din dili kullanılmıştır. Hz. Peygamber Allah’ı tanıtırken, O’nun zatı ve sıfatlarından söz ederken, tıpkı Kur’an gibi, teşbihi, tenzihi ve temsili anlatımlara başvurmuş, mecaz ve istiareleri oldukça fazla kullanmıştır.

Ahkâm hadislerini okurken, nispeten kanun metinleri gibi algılanıp; her cüz’üne bir anlam yüklemek düşünülebilir. Fakat aynı yöntemin kıyamet, cennet, cehennem gibi gayb ve melekût âlemi ile ilgili hadislere uygulanması tamamen yanlış olur. Bu meyanda ki hadislerin genel muhtevası ve hadiste verilmek istenen ana fikri elde etmeye çalışmak icap eder.

Hz.Peygamberin Üslûbu Ve Anlatım Tarzı

Hz.Peygamber’in davet, tebliğ, ta’lim ve beyan gibi birçok vazifeleri anlatıma dayalı görevlerdir. Eldeki hadis külliyatından hareketle Hz.Peygamber’in anlatım tarzını iki kısma ayırmak mümkündür.

Dolaysız Anlatım: Hz.Peygamber’in açık emir ve yasaklarında, öğretici ve bilgilendirici haberlerinde, inanç, ibadet ve toplumsal kurallar hususunda daha çok bu yola başvurduğu müşahede edilmektedir. Mesela: “İslam beş esas üzerine bina edilmiştir.” , “İlim kadın erkek her Müslüman farzdır” , “Mü’min mü’minin kardeşidir” gibi.

Dolaylı Anlatım: Hz.Peygamber’in dolaylı anlatımda en çok kullandığı anlatım tarzları; edebi tasvirler, teşbih, mecaz, kinaye ve kıssalardır. Mesela: Abdest almanın evin önünden akan ırmakta yıkanmaya benzetilmesi, dalkavukluk yapanları yüzüne toprak serpilmesi, kadınların kaburga kemiğinden yaratıldığı vb. hadisler gerçek manada ele alınıp kelime kelime yorumlanmaya çalışılırsa birçok zorluklara yol açar.

Dolaylı anlatımın önemli bir ifade tarzı da kıssalardır. Bu kıssaları muhteva itibariyle üç kısma ayırmak mümkündür.

Hz.Peygamber’in yaşadığı tecrübeler; vahyin başlangıcı ve miraç ile ilgili kıssalarda olduğu gibi.

Gaybi kıssalar; bu da geçmişte yaşanan tarihi kıssalar ve gelecekte meydana gelecek büyük hadiseler şeklinde iki çeşittir.

Temsili kıssalar. Temsili kıssalar yaşanmamış hadiselerdir. Bunlar bir hakikati anlatmak, onu toplumun zihnine ve vicdanına yerleştirmek için başvurulan dolaylı bir anlatım tarzıdır. Mesela; yüz adamı öldürdükten sonra tevbe etmek için hicret eden ve gideceği yere varmadan ölen adam ile ilgili kıssa bunun açık bir örneğidir.341



HADİSLERİN BAĞLAM TAHLİLİ


Hadislerin iç ve dış olmak üzere iki tür bağlamı söz konusudur.

Bir hadisin iç bağlamları;

1.Dilsel bağlam: Kelime ve kavramları metnin tamamıyla olan bağlantısı.

2.Sınıflandırıcı bağlam: Bir hadisin benzer hadislerle olan bağlantısı. Yani nassın inşası.

3.Konusal bağlam: Hadisin o konuda varid olan bütün hadislerle olan bağlantısı.

4.İşlevsel bağlam: Hz.Peygamber’in o konuda ki hedeflerini belirlemek.

5.Varoluşsal bağlam: Hadisin İslam’ın evrensel ilke ve esasları doğrultusunda anlaşılması.

Hadisin dış bağlamları;

1.Tarihsel bağlam: Sünnet ve hadisin yerel ve evrensel unsurlarını ayırt etmek.

2.Toplumsal bağlam: Hadis veya sünnetin tarih ve toplum içinde nasıl bir iz bıraktığı ve ne tür bir etki uyandırdığıdır. Mesela: “Her çocukla beraber bir akika vardır. Onun için akan akıtın ve ondan eziyeti giderin.” Hadisinde ki “ondan eziyeti giderin” ifadesi ne anlama gelmektedir. Birçok âlim bu ifadeden yeni doğan çocukların saçlarını kesmek gerektiğini istinbat etmişlerdir. Fakat cahiliye Araplarının akika kurbanından sonra çocukların kafasını kana buladıkları âdeti öğrenilince hadisin nasıl anlaşılması gerektiği farklı bir boyut kazanır.



KISSA, MESEL ve SEMBOLİK ANLATIMLARIN SİMGESEL YORUMU


Dolaylı anlatımın en önemli bir ifade tarzı da kıssalar ve temsili hikâyeciklerdir. Hz. Peygamber bir hakikati anlatmak için, bazen her dil ve kültürde mevcut olan kıssalara ve temsili kıssalara başvurmuştur. Ancak bunların sayı itibari ile hadis külliyatı içinde çok fazla bir yer tuttukları söylenemez. Tekrarları bir tarafa bırakacak olursak, Kütüb-ü Tis’a da toplam yüz otuz dokuz kıssa olduğu tesbit edilmiştir.

Bu kıssaları muhteva itibariyle üç kısma ayırmak mümkündür. Bunların bir kısmı gerek rüyada gerekse uyanıkken Hz. Peygamberin yaşadığı tecrübelerdir. Vahyin başlangıcı ve mirac ile ilgili kıssalarda olduğu gibi. Bu tür kıssaların sayısı on beşi geçmez.

Diğer kısmı ise gaybi kıssalardır. Gaybi kıssaları da iki kısma ayırmak mümkündür. Geçmişte yaşanan tarihi kıssalar, gelecekte meydana gelecek büyük hadiseler. Tarihi kıssalar, iki tarzda nakledilmiştir. Bazıları geçmiş Peygamberlere ve ümmetlerine atfedilmiş, bazısı ise hiçbir isim verilmeden anlatılmıştır. Bunlar daha çok mesaj ihtiva eden hadislerdir. Teferruatına bir bilgilendirme söz konusu değildir. Cennet, cehennem, ahiret alemi… gibi.

Hz. Peygamberden bizlere nakledilen kıssaların bir kısmı ise temsilidir. Temsili kıssalar yaşanmamış hadiselerdir. Bunlar hakikati anlatmak, onu toplumun zihnine ve vicdanına yerleştirmek için başvurulan bir dolaylı anlatım tarzıdır.

Hz. Peygamberin dolaylı anlatım tarzı olarak sıkça başvurduğu unsurlardan biri de mesellerdir. Hadislerde geçen meseller, temsilî hikâyelerden farklı olduğu gibi Arap edebiyatındaki darb-ı mesellerden de farklıdır. Kısa öz ve veciz ifadelerden oluşan darbı meseller, tarihsel deyimlerden ibarettirler. Tarihte yaşanmış bir vakıaya göndermede bulunurlar. Hadislerde geçen meseller bir hakikati anlatmak için başvurulan bir izah ve açıklama tarzıdır. Bunlar daha çok şifahi kültürün anlatım tarzı ve üslubudur. Zihinlerdeki soyut bilgiyi somuta indirgeyerek anlatmak için bu yola başvurulmuştur.


Yüklə 5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin