Tefsir ekolleri I. Cİlt ilk Müfessirler, Rivayet Ekolü, Rivayet Tefsirleri



Yüklə 7,5 Mb.
səhifə63/168
tarix07.01.2022
ölçüsü7,5 Mb.
#86767
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   168
Eleştiri

1. Tefsiru Furat ve Tefsiru Kummi’den hiçbiri Mücahid’in Şii olduğunu belirtmemiştir. “Mücahid, Şia’nın sika müfessir ve muhaddislerindendir” cümlesi bu iki tefsirin hiçbirinde yoktur. Tefsiru Kummi’de, eserin mukaddimesinde naklettiğimiz “Bu tefsirde bizim meşayih ve sika kişilerimizden rivayet edilenleri zikrediyoruz.” cümlesi haricinde Mücahid’in, Ali b. İbrahim nezdinde Şii olduğunu anlatan başka bir değini mevcut değildir. Bu cümlenin Tefsiru Kummi’nin ravilerinin güvenilirliklerine ve Şii olduklarına delaleti de, Tefsiru Kummi’nin incelenmesinde zikredileceği üzere, tartışmalıdır. O halde bu cümleden de Ali b. İbrahim nezdinde Mücahid’in Şii olduğu sonucu çıkartılamaz. Tefsiru Furat’a gelince, orada böyle bir ifade bile bulunmamaktadır. Varolan tek şey, senedinde Mücahid’in yeraldığı Ali b. Ebi Talib’in (a.s) faziletlerine dair rivayetlerin nakledilmiş olması ve mukaddimede Mücahid’den “Kur’an’da nerede ‘ey iman edenler’ geçiyorsa hiç kuşku yok bunda öncelik ve üstünlük Ali’nindir (a.s) . Çünkü o, İslam’a iman edenler arasında en öndedir” rivayetinin geçmesidir. Fakat Mücahid’den fazilet rivayetlerinin ve faziletin nakledilmiş olması, onun Şii olduğunun veya Şia’nın sika muhaddis ve müfessirlerinden sayıldığının belirtilmesi manasına gelmez. Aynı şekilde Mücahid’in tefsirinin Kenzu’l-İrfan ve Bahru’l-İrfan tefsirinde nakledilmesi de o kitabın müellifinin (Muhammed Salih Burgani), Mücahid’i Şii kabul ettiğinin delili değildir. Çünkü pek çok Şii müellif Ehl-i Sünnet’ten rivayetlere kitaplarında yer vermiştir.

2. Ayetullah Hoi de Mücahid’in Şia’nın ravi ve muhaddislerinden olduğunu hiçbir şekilde belirtmemiş, hatta bu yönde bir imada da bulunmamıştır. Mu’cemu Ricali’l-Hadis’te Şii rivayetlerin ravilerini, ister Şii olsunlar, ister olmasınlar zikrettiği gözönünde bulundurulduğunda Mücahid’e bu kitapta yer verilmesi onun Şii raviler ve muhaddislerden sayıldığına delalet etmez. Tıpkı Şii rivayetlerin senedinde bulunmasının onun Şii olduğunun delili sayılamayacağı gibi. Üstelik Ayetullah Hoi, Tefsiru Kummi’nin Ali b. İbrahim’e isnadını ve eserin mukaddimesindeki cümlenin tefsirin ravilerinin güvenilirliğine ve Şii olduklarına delalet ettiğini kesin kabul etse, buna dayanarak da Tefsiru Kummi’de Mücahid’in Hz. Ali’den (a.s) rivayetine yer verilmesinin Ayetullah Hoi nezdinde Mücahid’in Şii olduğunu ispatladığı düşünülse bile.

3. Hadis toplamanın Ebubekir ve ondan sonraki yöneticiler tarafından menedildiğine dair rivayetler bulunsa dahi, herşeyden önce Ömer b. Abdulaziz’in hilafetine kadar, bir kimse eğer hadis yazar veya kitap telif ederse bu onun Şii olduğunun delili sayılacak şekilde Şia dışında hiçkimsenin gayri resmi olarak bile bir tek hadis yazmamış olması, tefsir görüşleri ve rivayetlerine dair bir tek kitap telif etmemiş bulunması uzak ihtimaldir. Hele de Mücahid’e ait birçok tefsir meselesinin bizzat onun veya İbn Abbas’ın tefsir görüşleri olduğu düşünülecek olursa. Dolayısıyla Mücahid tarafından tefsir kitabı yazılması sahabeden rivayet naklini içeriyor olsa bile onun Şii olduğunun delili değildir. İkincisi, “Mücahid’in tefsiri” adı altında basılmış kitaptaki rivayetlerin tamamı birkaç vasıtayla Mücahid’den nakledilmiştir ve Mücahid’in kaleminden çıkmadığı bellidir. Bilakis başkalarının ondan aktardığı görüşlerin derlemesidir. Hacı Halife’nin (Katip Çelebi) Tefsiru Mücahid adıyla zikrettiği706 kitabın da bizzat onun tarafından kaleme alındığı da belli değildir. Mücahid’in talebelerinin başkalarıyla birlikte onun tefsir görüşlerini toplayıp Tefsiru Mücahid adını koymuş olması mümkündür. Bu sebeple yasak zamanında onun tarafından hadis tedvin edildiği de sabit değildir.

4. Mücahid’in tefsirindeki velayet tecellileri, başka bir deyişle Müminlerin Emiri’nin (a.s) faziletlerine dair rivayetler Mücahid’in Şii olduğuna delalet etmez. Çünkü Ali’nin (a.s) faziletlerinin zikredilmesi Şia’ya özgü bir hususiyet değildir. Ehl-i Sünnet’ten Müminlerin Emiri Ali’nin (a.s) faziletlerine ilişkin çok sayıda rivayet veya konu zikretmiş nice şahsiyet vardır.707 Evet, eğer muteber bir senedle ondan Hazret’in imamet ve hilafetine birlikte delalet eden bir rivayet nakledilmiş ve bunu nakzeden bir şey yoksa sözkonusu rivayet Mücahid’in Şii olduğuna delil kabul edilebilir. Fakat böyle bir rivayete rastlamıyoruz. Makalede “Mücahid’in tefsirindeki velayet tecellileri” adı altında sunulan deliller, sened açısından tartışmalı olması bir yana, Ehl-i Sünnet’in bazı âlimleri onları kitaplarında kullanmışlardır708 ve nakledenin Şii olduğuna delil oluşturmaz. Nitekim Mücahid’in basılmış tefsirinde Bakara 207, Âl-i İmran 61, Maide 3, 55 ve 67, Ahzab 33. ayetlerin izahında Şii olduğunu gösterecek bir görüş veya rivayet mevcut değildir. Nisa 59’daki “ulu’l-emr”e din ve akılda anlayış sahipleri manası verilmesi de Şii olmama ihtimalini kuvvetlendirmektedir. O, Müminlerin Emiri’nin (a.s) birbirinden ayrılmaz efdalliği ve halifeliği üzerine bazı rivayetlerin senedinde tabii ki yeralmıştır. Mesela Hakim Haskani muttasıl senedle ondan şöyle nakletmiştir:

... عن مجاهد عن سلمان الفارسی قال سمعت رسول الله صلی الله علیه و آله یقول ان وصیی و خلیفتی و خیر من اترک بعدی ینجز موعدی و یقضی دینی علی بن ابی طالب 709

Fakat böyle rivayetlere dayanarak onu Şii kabul etmek, ilkin, bu rivayetlerin Mücahid’e kadar sıhhatinin sabit olmasına ve ikincisi, ileri bir araştırmayla bu rivayetlerle çelişen (onun Şii olmasına aykırılık taşıyan muteber bir rivayet veya görüş) bir bilgi bulunmadığının tespit edilmesine bağlıdır. Dolayısıyla onun mezhebi bizim için belli değildir ve şu ana dek mezhebini belirleyebileceğimiz muteber ve güvenilir bir delil de bulabilmiş değiliz. Evet, daha önce de değinildiği gibi, ondan faziletlerle ilgili rivayetlerin sadır olması, onun Haricilerin görüşüne nispet edilmesiyle uyuşmamaktadır. Fazilet rivayetlerinin çokluğu ve Haricilerin görüşüne nispet edilmesinin temeli bulunmadığı dikkate alındığında anlaşılacaktır ki bu ilişkilendirmenin bâtıllığı ve onun Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) ilgisi doğrudur.




Yüklə 7,5 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   168




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin