Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı 2


Investıgatıon Of Two Stage Anaerobıc Treatabılıty Of Pharmaceutıcal Industry Wastewater



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə20/26
tarix30.04.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#49636
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   26

Investıgatıon Of Two Stage Anaerobıc Treatabılıty Of Pharmaceutıcal Industry Wastewater

In this study, two staged anaerobic treatability of etodolac chemical synthesis wastewater from pharmaceutical industry and removal of etodolac pharmaceutical active substance and metabolites are aimed. In this context, ASBR (Anaerobic Sequencing Batch Reactor) and AnMBR (Anaerobic Membrane Bioreactor) systems were selected as a two stage treatment. The systems were independently operated because of the insufficient acidification in the ASBR. The reactors were inoculated with granule sludge of an up-flow anaerobic sludge blanket reactor treating the beer industry wastewater.


Firstly, the full characterization of the wastewater and BMP (Biochemical Methane Potential) tests were carried. Acclimation study was started with the organic loading rates that were estimated from BMP tests.
In the first section of this study, an ASBR was designed as pre–acidification reactor. Operating parameters were pH: 5, temperature: 35oC, hydraulic retention time (ϴh): 1.53 days and 4 L of reactor volume. The rector was operated with the exchange ratio of 62.5 % for 413 days. ASBR was operated with 24 h cycles. Every cycle comprise of (1) filling: 30 min (2) reaction: 20 h–100 rpm (3) settling: 3 h (4) emptying 30 min. Pedaled stirrer and nitrogen gas were used for mixing. COD was increased gradually to 4000 mg/L (OLR: ≈2.6 kgKOİ/m3.d) and 6000 mg/L (OLR: ≈3.9 kgKOİ/m3.d).
Sulphate, sulphite, etodolac and COD removals were reached to 39%, 98%, 60% and 90%, respectively. VFA (volatile fatty acids) and alkalinity concentrations were reached to 1350 mg/L and 600 mg/L CaCO3, respectively. Increasing the COD to 6000 mg/L was caused to sulphite inhibition and deterioration. Glucose was added to reactor to improve the acidification after the acclimation process. Production of VFA was not observed when the glucose was not added with 6000 mg/L COD loading. ASBR which designed for pre-acidification could not be operated effectively.
In the second section of this study, AnMBR was operated as methanogenic phase. Operating parameters were pH: 7, temperature: 35oC and 4 L of reactor volume. Pedaled stirrer and nitrogen gas were used for continuous mixing. Nitrogen is used for preventing submerged membrane surface from cake layer occurrence. AnMBR was operated with infinite sludge retention time (theoretically ϴc=∞). COD was increased to 2500 mg/L, 5000 mg/L, 7500 mg/L, 10000 mg/L, and 15000 mg/L, respectively. Hydraulic retention times were (ϴh) 12, 15.6, 22.9, 21.4 and 27.6 days respectively. OLR values were 0.21, 0.32, 0.47 and 0.54 kg KOİ/m3.d, respectively. Fluxes were 2.1, 1.6, 1.1, 1.18 and 0.9 L/m2.h for the membrane surface area of 66 cm2.
Sulphate, sulphite, etodolac, COD removals were reached to 76%, 99%, 60% and 95% respectively. System performance was deteriorated with increasing COD to 15000 mg/L. COD removal rate was decreased to 60%. Sulphite inhibition was likely the reason of the system deterioration.
In conclusion, efficient operation conditions could not be achieved for ASBR. However, if the sulfite inhibition problem can be solved, one stage AnMBR could be applied for treatment of pharmaceutical industry process wastewater. Activeted carbon adsorption is suggested as post treatment for the effective removal of etodolac.
YALÇIN Gözde

Danışman : Prof. Dr. Hüseyin SELÇUK

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hüseyin SELÇUK

Prof. Dr. Nilgün BALKAYA

Prof. Dr. Yaşar NUHOĞLU

Doç. Dr. Semih NEMLİOĞLU

Doç. Dr. Yaşar AVŞAR



Yeşil Bina Sertifika Programları Ve Türkiye’deki Uygulanabilirliğinin Araştırılması
Günümüzde çevresel sorunların ortaya çıkışında yapılaşmanın da önemli bir rolü olduğu bilinen bir gerçektir. Yapılar, yapı malzeme hammaddesinin kaynağından elde edilişinden başlayıp yapı ömrünün sona ermesine kadar geçen yaşam döngüsü boyunca, çevresel sorunların oluşumuna katkıda bulunurlar.
Binaların yeşil olarak tanımlanabilmesi için, sürdürülebilir arazi planlaması, su ve enerji, ekolojik malzeme kullanımı, iç ortam hava kalitesi, kullanıcı sağlığı ve konforu, ulaşım ve atıkların kontrolü, akustik ve kirlilik gibi alanlarda belli standartları karşılaması gerekir. Bu konular altında kaynakların verimli kullanılması, binanın tasarım ve inşaat sürecinde çevreye olan negatif etkilerinin azaltılması amaçlanır.
Yapıların çevresel etkilerinin objektif ve somut olarak ortaya konmasında yeşil bina değerlendirme sistemleri ve sertifika programlarının önemli rolü vardır.
Bu çalışmanın amacı, Sürdürülebilir Çevre Dostu Yeşil Binaların geleneksel binalara nazaran çevreye olan olumlu etkilerini ve bu binaları değerlendiren sertifika programlarını ve Türkiye’deki uygulanabilirliğini incelemektir.
 

Green Building Certification Systems And Investigation Of Its Applicability In Turkey
It is a known fact that structuring has also an important impact on occurrence of environmental problems at the present time. Structures contributes to the occurrence of environmental problems during the lifecycle starting from the obtaining of the raw material for building till the end of the buildings life time.
For the buildings to be defined as green, they have to fulfill certain standards such as sustainable land planning, water and energy, using of the ecologic material, indoor air quality, health and comfort of the user, the control of transportation and trashes, acoustics and pollution. It is aimed to use the sources productively and reduce the negative impacts of the sources on environment during the process of design and building.
Green buildings evaluation systems and certification programs has an important role in the objective and concrete introduction of the environmental effects of the buildings.
The purpose of this study is to examine the positive impacts of the Sustainable Eco-Friendly Green Buildings as compared with the traditional ones’, and the certification programs evaluating these buildings and applicability of these programs in Turkey.

KAHRAMAN Ahmet Cihat

Danışman : Doç. Dr. Bülent ARMAĞAN

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Bülent ARMAĞAN

Prof. Dr. Neşe TÜFEKÇİ

Doç. Dr. Gülsüm YILMAZ

Doç. Dr. H. Kurtuluş ÖZCAN

Doç. Dr. Fatma İlter TÜRKDOĞAN



Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türkiye'de E-Atık Yönetimi ve Uygulamaya Yönelik Stratejik Analizler
Hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan elektrikli ve elektronik eşyalar, ekonomik ömrünü ya da teknolojik ömrünü doldurduktan sonra çözülmeye ihtiyaç duyulan bir “Elektronik Atık” problemi oluşturmaktadır. Bu problemin, ancak etkili bir atık yönetim stratejisinin belirlenmesi ile çözümü mümkündür.
Miktarı her geçen gün artan elektronik atıkların aslında ne olduğunun, çeşitlerinin neler olduğunun ve küresel boyutu hakkında bilgi veren bu çalışma, etkin bir yönetimin olmaması durumunda meydana gelmesi muhtemel çevresel etkileri ve sağlığa zararlı yönlerini ele almaktadır. Elektronik atıkların zararlarını minimize etmek için ve bunun yanında bazı yönlerinden de yararlanmak için nelerin yapılması gerektiği üzerinde durulmuş, konuyla ilgili gerek uluslararası gerekse ulusal mevzuatın tüm detayları incelenmiştir. Dünyada elektronik atık yönetimine ilişkin pratik uygulamalara yer verilerek bu uygulamalar arasında çeşitli kıyaslamalar yapılmış, avantaj ve dezavantajları değerlendirilmiştir. Nihai olarak, Türkiye özelinde ülke olarak toplumsal ve sosyal dinamiklerimiz ile ulusal ve uluslararası yasal çerçevede nasıl bir atık yönetim stratejisinin belirlenmesi gerektiği literatür incelemeleri, konuya ilişkin paydaşlara yönelik teknik ziyaretler ve bir kamuoyu yoklaması ile ifade edilmiştir.

E-Waste Management In Turkey and Strategic Analysis Towards Implementation Within The EU Harmonization Process

Electrical and electronic products which has very crucial place in our life when completing the economic or the technologic service life create an “Electronic Waste” problem needed to be solved. Solution for this problem is only possible by creating an efficient “Waste Management Strategy”.


This study, provides information at global level about the amount of electronic waste increasing every day, actually what they are and what are the types? On the other hand; handles with the possible environmental effects and the aspects of health harm that can be occurred if there is an absence of efficient management. All details of the International and National legislation regarding the subject has been examined beside to be able minimize the damage of electronic waste and also stressed on what could be done to get benefit from the some aspects of it. Various comparisons, advantages and the disadvantages has been also evaluated by giving practical applications regarding “Electronic Waste Management”. As a consequence, what kind of a waste management strategy must be determined within the national and international legal framework particularly in Turkey with dynamics of the Turkish Society that has been defined with the technical visits to stakeholders, literature reviews and one public poll.
16- ELEKTIRIK ELEKTRONIK MÜHENDISLIĞI ANABILIM DALI

  

KARACA Yusuf

Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Elektrik Elektronik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Doç. Dr. Hakan DOĞAN

Doç. Dr. Fırat KAÇAR

Yard. Doç. Dr. Niyazi ODABAŞIOĞLU


Sıkıştırılmış Algılama Yöntemiyle Genişband Sualtı Akustik Kanal Kestirimi
Son zamanlarda birçok iletişim sisteminde olduğu gibi sualtı iletişim sistemlerinde de büyük gelişmeler olmaktadır. Bu tezde sıkıştırılmış algılama yaklaşımı kullanılarak sualtı iletişim kanallarının incelenmesi ve kestirimi üzerinde çalışılmıştır.
Kablosuz elektromanyetik iletişim kanalına göre sualtı kanalının bozucu etkisi çok fazladır. Ayrıca radyo sinyalini sualtı kanalında kullanmak çok güç olduğundan, akustik sinyal kullanılır. Akustik sinyalin dezavantajı ise iletim hızının çok düşük olmasıdır.
Buna bağlı olarak ortamın gecikme yayınımı büyük olur, kanalı alıcıda kestirmek zorlaşır. İletim hızının düşmesine ve yayınım gecikmesinden dolayı bu tezde Orthogonal Frequency Division Multiplexing (Dikgen Frekans Bölmeli Çoğullama (DFBÇ)) tekniği kullanılmıştır. Çok yollu kablosuz kanal yapısının simülasyon modeli MATLAB ortamında başarı ile uygulanmıştır. Sualtı kablosuz kanalın MATLAB modeli henüz geliştirilmemiş ancak mevcut kanal modelinin parametrelerine ek birkaç parametre eklemekle sualtı kanalına yakın MATLAB modeli oluşturulabilir. Bu çalışmada kanal modeli olarak Rayleigh kanal seçilmiştir. Sualtı kanalına etki eden bozucu etmenler kablosuz kanaldaki gibi az değildir. Sualtı gürültüsü toplamsal beyaz Gauss gürültüsü değildir. Frekansa bağlı değişen bir gürültüdür.
Sualtı kanalının yapısından ve akustik sinyalin hızından kaynaklanan etmenlerden dolayı sualtı sinyali seyrek sinyal olarak düşünülebilir.
Sıkıştırmalı algılama seyrek sinyallerde sıkıştırma yaparak daha az sayıda gözlem yapmaya dayalı algoritmalar bütünüdür. Burada amaç, seyrek sinyalin klasik örnekleme oranından daha az sayıda örnek kullanılarak tekrar geri çatılabilmesidir.
Çeşitli algoritmalar kullanarak (MP OMP) sinyali geri elde etmeye çalışır. Bu algoritmalar kullanılırken vektörler arası uzaklık bilinen Öklid uzaklığı kullanılarak hesaplanmaz. Bu tezde alıcıya ulaşan sinyali elde etmek için Eşleyen Takip (Matching Pursuit) Dik Eşleyen Takip Pursuit (Orthogonal Matching ). Sıkıştırılmış Algılama (SA) yöntemiyle kanal kestirirken Genişletme Matrisinin seçimine bağlı hata başarımı çok fazla değişmiştir. Genişleme Katsayısı 2 nin altındaki durumlar için SA yöntemi hata başarımında ve kanal kestiriminde çok iyi sonuçlar vermezken ikiden büyük katsayılar için teorik sınırlara yakın müemmel sonuçlar vermektedir.
 

 

 



Wideband Underwater Acoustic Channel Estimation by Using Compressive sensing
Recently, like other communication systems there are great developmets in underwater communication system. In that thesis searching and estimation of underwater communication channel is studied by using compressed sensing approach.
According to the wireless electromagnetic communication channel damaging effects of underwater channels is much more. In addition, because of the difficulty of using radio signal in underwater channel, acoustic signal is used. Disadvantage of the acoustic signal is low speed of transmission.
Accordingly, delay of environmetal trasmission becomes large and predicting channel in receiver is more difficult. Because of falling of transmission speed and delay of broadcasting, in that study Orthogonal Frequency Division Multiplexing Technic is used. Simulation model of multi-way wireless channel structure has been used successfully in MATLAB environment. MATLAB model of wireless underwater channel hasn’t been developed but close MATLAB model can be created by add in some parameters into present channel parameters. In the study, Rayleigh channel is choosed as a channel model. Distorting affects of underwater channel isn’t less like wireless channel. Underwater noise is not total white Gauss. It is a changeable noise according to frequency.
Underwater signal can be considered sparse signal because of affects of acoustic signal speed and structure of underwater channel.
Compressive detection is an algorithmal whole by based on less number of observation by compressing in sparse signal. The purpose is lashing back sparse signal by using less number of samples than the classical sampling rate.
It uses various algorithms (MP OMP) to get the signal back. While these algorithms are used, distance between vectors is not count by Euclidian distance. In the study Matching Pursuit is used in order to obtain signal reached to the receiver.
As forecasting channel with Compressed Sensing method, error permormance changed so much related to chosing of Espansion Matrix.
Although Compressed Sensing Method does not give perfect result in error performance and channel broadcasting under the Expansion Coefficient 2, it gives perfect result near the theoric border for bigger than coefficient 2.

SEZGİN Hatice Gül

Danışman : Yard. Doç. Dr. Yasin ÖZÇELEP

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Yasin ÖZÇELEP

Prof. Dr. Ayten KUNTMAN

Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Doç. Dr. Fırat KAÇAR



MOSFET' lerde Aşırı Gerilim Kaynaklı Kapasite Değişimlerinin Zamana Bağlı İncelenmesi
Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan MOSFET' lerin geçit oksit tabakaları  normal çalışma koşulları altında zaman içerisinde bozulmaya uğramaktadır. Bu durum MOSFET' lerin işlevlerini yerine getirememesine neden olmaktadır. Bu tezde, MOSFET' lere geçit ucundan normal çalışma koşullarının üzerinde bir gerilim uygulanarak MOSFET geçit oksidinin daha kısa sürede bozulması sağlanmıştır. Bu bozulmanın MOSFET' in terminal kapasiteleri üzerindeki etkileri zamana bağlı olarak incelenmiştir. Ayrıca elektriksel yormaya maruz kalan MOSFET' in karakteristik parametrelerindeki (eşik gerilimi, mobilite, çalışma direnci, vb.) değişimler de bu çalışma kapsamında ele alınmıştır.
Terminal kapasiteleri, sayısal uygulamalarda anahtarlama sürelerini ve analog uygulamalarda frekans cevabını belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. Yorulmuş transistörler evirici ve kuvvetlendirici devrelerinde çalıştırılarak bu devrelere ait karakteristik parametreler (anahtarlama süreleri, frekans cevabı parametreleri) hesaplanmıştır. Bu karakteristik parametrelerin değişimleri üzerinden elektriksel yormanın devrelere olan etkileri incelenmiştir. Elde edilen deneysel sonuçların yanı sıra, benzetim çalışması da gerçekleştirilerek yorma etkisi modellenmiştir. Anahtarlama uygulamaları için basit ve doğru bir bozulmuş güç MOSFET modeli önerilmiştir. Kuvvetlendirici devresi açısından da üst kesim frekansının yormaya bağlı olarak değişiminin elde edilebilmesi için alternatif bir benzetim sistemi önerilmiştir. Önerilen bozulma modelleri, devre tasarımcılarına sürecin erken safhalarında devre güvenilirliğini tahmin etmede yardımcı olacaktır.

 
Time Dependent Investigation of Over Voltage Induced Capacity Changes at MOSFETs


The oxide layers of MOSFETs, that are commonly used nowadays, degradate over time under normal operating conditions. This degradation causes that MOSFETs cannot operate their own functions. In this thesis, the degradation of oxide layers are achieved in a shorter time by applying the voltage which is higher than that of the normal operating condition. The effects of this degradation on the terminal capacitances of MOSFET’s are analyzed depending on time. The changes of characteristic parameters (threshold voltage, mobility, on resistance, etc.) of stress induced MOSFETs are also dealt with in the context of this study.
Terminal capacitances play an important role on switching times of digital circuits and frequency characteristic of analog circuits. The related characteristic parameters (switching times, frequency characteristic parameters) of these circuits were determined by operating the degredated transistors in the inverter and amplifier circuits. Effects of electrical stress on the circuits were analyzed over changes of the characteristic parameters. Beside of the obtained experimental results, stress effect is also modeled by carrying out simulation studies. For switching applications, a simple and accurate degradated power MOSFET model was proposed. In respect of the amplifier circuits, an alternative simulation framework is proposed in order to obtain the changes of the high cut-off frequency depending on stress time. Proposed degradation models have ability to help designers to predict circuit reliability in the early stages of designs.

AKSOY Türker Togay

Danışman : Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Doç. Dr. Fırat KAÇAR

Yard. Doç. Dr. Niyazi KILIÇ

Yard. Doç. Dr. Mahmut YALÇIN




Hastanelerde Elektriksel Ve Fiziksel Risk Etmenleri Ve Örnek Bir Risk Analizi Uygulaması
Çalışma ortamları farklı sağlık ve güvenlik tehlikelerini barındırmaktadır. Bu tehlikeler bireyin sağlığını direk etkileyebilecek meslek hastalıkları ve iş kazalarına sebep olmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliği açısından önemli riskler taşıyan çalışma birimlerinden biri de sağlık hizmet alanıdır. Sağlık çalışanları sağlık hizmetlerinin birçok alanında, özellikle hastanelerde, biyolojik, kimyasal, fiziksel, ergonomik, psikososyal risklerle karşı karşıyadır. Çalışmamızın amacında da hastanelerde ve özellikle bazı birimlerde yapılan ölçümler ve risk analizleriyle bu konuya dikkat çekmeye ve bu alana katkı sağlanmaya çalışılmıştır.
Çalışmada hastanelerde farklı birimlerde gürültü düzeyi ölçümü ve ortamın radyasyon doz ölçümü yapıldı. Bunların yanı sıra L-Matris ve Fine-Kinney metoduyla da bu birimlerin risk analizleri yapıldı. Bu araştırmalar doğrultusunda sağlık çalışanlarına sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı sağlayabilmek için standartlara uygun iş sağlığı uygulamalarına gereksinim olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca sağlık çalışanlarına verilebilecek eğitimlerle iş sağlığı ve güvenliği alanında daha bilinçli olunabileceği kanaatindeyiz
  
Electrıcal And Physıcal Rısk Factors In Hospıtals And A Sample Application Of Rısk
Working environment contains a variety of health and safety hazards. These hazards that can affect an individual's health is causing occupational diseases and accidents at work. Important in terms of occupational health and safety risks, one of the study area which is the area of health care. Health care workers in many areas of health care, particularly in hospitals, biological, chemical, physical, ergonomic, psychosocial risks are faced with. The aim of our work in hospitals and in some units, especially with the measurement and risk analysis to draw attention to this issue and has sought to contribute to this area.
Studies in different units in hospitals and ambient noise level measurement radiation dose was measured. These as well as with L-matrix and the method of Fine-Kinney risk analysis were performed of these units. In line with this research to health professionals in order to provide a healthy and safe working environment in accordance with standards for occupational health practice that has emerged requirements. Also be given to health professionals with training in the field of occupational health and safety, we believe that it can be more conscious.

  

KARABACAK Satılmış Alpgiray

Danışman : Prof. Dr. İlhan KOCAARSLAN

Anabilim Dalı : Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. İlhan KOCAARSLAN

Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof. Dr. Alaittin ARPACI

Yard. Doç. Dr. İbrahim GÜNEŞ

Yard. Doç. Dr. Aysel ERSOY YILMAZ

Demiryolu Emniyet Yönetim Sisteminde İzleme ve Analiz Yönteminin Uygulanması
Günümüz demiryollarında hızın artmasıyla birlikte emniyetin önemi daha da artmaktadır. Bu kapsamda ilk olarak Avrupa ülkeleri tarafından uygulamaya alınan Emniyet Yönetim Sistemi (EYS), Türkiye’de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) kapsamında da uygulamaya alınmıştır.
EYS’nin önemli bir bileşeni olan Kaza ve Olay Yönetimi bileşeni, demiryollarında kaza ve olaylar meydana geldikten sonra araştırılması ve daha sonra bu tür kaza ve olayların bir daha yaşanmaması için gerekli emniyet önlemlerinin alınmasını kapsamaktadır.
Kaza ve olay yönetimi bileşeni ile ilgili olarak Avrupa’da kullanılan İzleme ve Analiz için Önleme ve İyileştirme Bilgi Sistemi (PRISMA) yöntemi ile kazalardan ziyade olayların araştırılması yapılmakta ve bunlarla ilgili olarak gerekli emniyet önlemlerinin alınması sağlanmaktadır. Bu sayede kazaların da önü kesilmiş olmakta ve demiryolları olarak emniyetli bir şekilde işletmecilik yapılabilmektedir.
PRISMA yöntemi ile hedeflenen kimya endüstrisindeki süreçlerde insan hatalarını yönetmekti fakat daha sonra bu yöntem çelik endüstrisinde, enerji üretiminde, sağlık hizmetlerinde ve demiryolu sektöründe kullanılmaya başlanmıştır.
PRISMA yönteminin ana amacı, süreç sapmalarından, olaylardan dolayı oluşan sonuçlara yönelik optimal bir karşı önlem geliştirebilmek amacıyla sayısal bir veri tabanı oluşturmaktır.

Implementation of Monitoring and Analysis Method on Railway Safety Management System
The importance of safety is increasing day by day with the increasing speed of railways. In this context, Safety Management System (SMS) that was established firstly by European countries has also been established within the body of Turkish State Railways (TCDD) in Turkey. The important component of SMS, Accident and Incident Management, includes the investigation of these railway accidents and incidents and safety measures to be taken to avoid from these type of railway accidents and incidents after the accident and incident occured.
Prevention and Recovery Information System for Monitoring and Analysis (PRISMA) method that is related to the Accident and Incident Management component is used for investigating incidents rather than accidents and then for being taken necessary safety measures. In this way, the accidents are being prevented and railway operations are performed safely.
The target of the method PRISMA that human error in the chemical industry processes was managed but later this method has been used in the steel industry, energy generation, health care and railway.
The main objective of the PRISMA method is to create a digital data base in order to develop a optimal countermeasure for the results arising from process deviations and incidents.


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin