Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı 2



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə22/26
tarix30.04.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#49636
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26

ÖZTORUN Ezgi Zeynep

Danışman : Yard. Doç. Dr. Erdem DAMCI

Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Erdem DAMCI

Prof. Dr. Ekrem MANİSALI

Prof. Dr. Abdurrahman GÜNER

Prof. Dr. Tuncer ÇELİK

Yard. Doç. Dr. Ömer Fatih YALÇIN



Eksenel Simetrik Kabuk Yapıların Analizi
Kabuk yapılar kalınlığı diğer boyutlarına kıyasla son derece küçük olması, sistem geometrilerinin iç gerilme dağılımını basınç gerilmelerine dönüştürebilmeye uygunluğu, eğilme etkilerinin minimize edilebilmesi gibi nedenlerle malzeme açısından oldukça ekonomik olmasının yanı sıra son derece emniyetli yapılardır. Yapım teknolojileri ve malzeme özellikleri değişmekle birlikte estetik açıdan da yüzyıllar boyunca tercih edilmişlerdir. Geniş alanları emniyetli olarak geçebilmek ve/veya kapatabilmek açısından da tercih edilmektedir. Kubbe, tonoz, hiperbolik paraboloit, silindir gibi yaygın geometrilerin yanı sıra estetik ve amaca uygunluk açısından birçok farklı geometrik özellikte tasarlanabilirler. En yaygın geometrik şekiller ise küresel kubbe, silindirik duvar, dairesel plak ve çembersel kiriş elemanlarının kombinasyonları ile oluşmaktadır. Yapım ve işlev yönünden önem arz eden yapılarda sıkça kullanılan kabuk yapılar, kesin çözüm bakımından gerek matematiksel, gerekse geometrik olarak karmaşık yapısal sistemler arasında sayılırlar. Bu durum, kabuk yapıların matematiksel ifadelerinin çözümünde çeşitli varsayımlar yapılmasına veya alternatif çözüm yollarının araştırılmasına neden olmaktadır. Günümüzde bu tür yapıların analizi için özellikle sonlu elemanlar ve bazen sonlu farklar formülasyonu üzerine çalışan bilgisayar programları tercih edilmektedir. Ancak bu yöntemlerle yapılan analizlerde bilinmeyen sayısının ve işlem hacminin fazlalığı, matematiksel model hazırlama aşamasındaki zorluklar, sonuçların tasarım için yeterli detayları verememesi optimizasyonun pratik olmaması gibi sorunlar yaşanmaktadır.
Mevcut çalışmada, önce eksenel simetrik kabuk yapıların analizinde özellikle işlem hacminin yoğun olduğu problemlerde Sonlu Elemanlar Yöntemi’nin kullanımı ile ilgili olarak pratik bir yöntem sunulmaktadır. Bu yöntem yardımı ile daha az bilinmeyenle daha detaylı bir matematiksel model hazırlamak ve daha detaylı analiz sonuçları almak mümkündür. Daha sonra Sonlu Elemanlar Yöntemi’ne alternatif olarak fleksibilite yöntemi üzerine geliştirilen klasik kabuk teorisi ve kabuk teorisi formülasyonları kullanılarak geliştirilmiş iki ayrı bilgisayar programı anlatılmaktadır. “ESKA-2” ve “ESKA-4” (Eksenel Simetrik Kabukların Analizi) olarak adlandırılan ve mevcut çalışma kapsamında geliştirilmiş olan bilgisayar programları, eksenel simetrik kabuk yapıların analizini iki ve dört integral sabiti ile gerçekleştirmektedir. ESKA-2 bilgisayar programı eksenel simetrik duvarın iki integral sabiti ile analizinin uygun olduğu sistemlerin analizi için geliştirilmiştir. ESKA-2 formülasyonunda iki integral sabiti söz konusu olup duvarın alt ve üst kısımlarındaki etkileşimi görmez. Duvarın yeteri kadar yüksek olma kriterlerini sağlaması durumunda alt ve üst kısımda bir etkileşim olamayacağı için doğru çözüm sonuçları vermektedir. ESKA-4 ise dört integral sabiti ile formülize edilmiş olup herhangi bir kriteri sağlamasına gerek kalmaksızın doğru sonuç vermektedir. İki program yardımı ile uzun duvar kriterinin geçerli olduğu koşullar da mevcut çalışma kapsamında araştırılmştır. Her iki yöntemin de avantajları nümerik örneklerle irdelenmektedir.

Analysıs of Axıally Symmetrıc Shell Structures
Shell structures are quite economical and extremely safe structures in terms of materials and such reasons as extremely small thickness compared to other dimensions, the suitability of the system geometry to convert stress distribution into pressure stresses, ability to minimize the effect of bending. Although the construction technologies and material properties have been changing, they have been preferred for aesthetical reasons for centuries. They are also preferable for spanning large areas and/or close them with extreme structural safety, besides they can be designed in many different geometric properties in terms of aesthetics and applicability. It is possible to design them in many different geometric properties for purposes like aesthetics and applicability besides common geometries such as dome, arch, hyperbolic paraboloid, cylinder. The most common geometric shapes are formed by spherical dome, cylindrical wall, circular plate and combinations of circumferential beam elements. Shell structures, which are commonly used in construction of structures that have importance in terms of building and function, are considered to be within both geometrically and mathematically complex structural systems in terms of the exact mathematical solution. This situation causes various assumptions to be made in order to find the solution of mathematical expressions or leads to the investigation of alternative solutions. Nowadays, computer programs that are running based on finite elements and sometimes finite difference formulation are preferred for the analysis of such structures. However, problems such as exceedingly large number of unknowns and the volume of transactions, the difficulties in the preparation stage for mathematical model, the inability of results for sufficient detail of the design, impracticality of optimization are experienced in analysis with this method.
In the present study, first, a practical method associated with the usage of the finite element method for analysis of the axially symmetric shell structures are presented especially for problems in which transaction volume is intensive. With the help of this method, it is possible to prepare a more detailed mathematical model and get more detailed analysis results with less unknowns. Then, two separate computer programs, which are developed with the usage of classical shell theory and shell theory formulations of flexibility method as an alternative to the finite element method, are presented. These two computer programs that are developed in the current study and named as “ESKA-2” and “ESKA-4” (Axially Symmetrical Shell Analysis) make the analysis of axially symmetrical shell structures with two and four integration constants. Two integration constants are used in the formulation of ESKA-2, in which the interaction within the top or bottom parts of the wall is not considered. It is possible to obtain correct analysis results with this computer program if the criteria of walls to be high enough is fulfilled since there will not be interaction between the top and bottom parts. On the other hand, ESKA-4 is formulated with four integration constants, and gives the correct results without the need for any criteria to be fullfilled. With the help of these two programs; the conditions, for which long walls criteria is valid, are also investigated in this present study. The advantages of the two methods are discussed with numerical examples too.


BAHÇEÇİ Ayşenur

Danışman : Doç. Dr. Cevza Melek KAZEZYILMAZ ALHAN

Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Cevza Melek KAZEZYILMAZ ALHAN

Prof. Dr. Hafzullah AKSOY

Doç. Dr. Betül SAF

Doç. Dr. İlknur BOZBEY

Doç. Dr. Sadık ÖZTOPRAK

Ayamama Deresi Havzası'nın Taşkın Analizi Modeli
Taşkın, günümüzde en çok karşılaşılan doğal afetlerden biridir ve aynı zamanda can ve mal kaybına neden olmaktadır. Bu kayıpların azaltılması ve taşkının mümkün mertebe önlenebilmesi için taşkının oluş nedenleri araştırılmalı, bu nedenler belirlendikten sonra bunlara karşı kalıcı önlemler alınmalıdır. Ülkemizde, taşkının en son örneklerinden biri 09.09.2009 tarihinde İstanbul’da Ayamama Deresi’nde yaşanmıştır. Taşkın felaketinde 31 kişi ölmüş, 50 kişi yaralanmış ve bunun yanı sıra büyük ölçüde maddi hasar meydana gelmiştir. Bunun önüne geçebilmek için Ayamama Deresi’ni besleyen havza ve Ayamama Deresi incelenip taşkına sebebiyet veren durum ve olaylar araştırılmalı ve taşkın zararlarının azaltılması için hidrolojik modelleme çalışmaları yapılmalıdır. Bu çalışma kapsamında Ayamama Havzası’nın hidrolojik ve hidrodinamik modelleri oluşturulmuş ve bu model kullanılarak havzanın taşkın analizi yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda havza modeli EPA SWMM “Environmental Protection Agency Storm Water Management Model” (Çevre Koruma Kuruluşu Yağmur Suyu Yönetim Modeli) ve WMS “Watershed Modeling System” (Havza Modelleme Sistemi) adlı iki farklı bilgisayar programı ile oluşturulmuş; her iki program ile farklı senaryolar altında taşkın analizleri yapılmış ve iki programın çıktıları karşılaştırılmıştır.


Flood Analysis Model of Ayamama River Basin
Flooding is one of the most common natural disasters. As well as posing a big threat to human life, it has also devastating financial effects. In order to prevent these losses, reasons that cause flooding, should be examined thoroughly. One of the recent flood events occured in Turkey in September 9, 2009 in the Ayamama River Basin. During this flood event, 31 persons died and 50 persons injured. This disaster was also a huge blow on the economy due to the damage in buildings and infrastructures. In order to prevent these type of events in the future, the Ayamama River and the basin feeding the river should be investigated in order to better understand the causes of the flood. Moreover, hydrologic modeling is required to reduce the destructive effects of the flood. In this study, hydrologic and hydrodynamic models for the Ayamama River Basin are developed and flood analyses are conducted using these models. For this purpose, two different computer programs called EPA SWMM “Environmental Protection Agency Storm Water Management Model” and WMS “Watershed Modeling System”, are used and flood analyseis are performed with both programs under different scenarios. Finally results obtained by these two models are compared.
ŞİMŞEK Ozan

Danışman : Doç. Dr. Cevza Melek KAZEZYILMAZ ALHAN

Anabilim Dalı : İnşaat Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Cevza Melek KAZEZYILMAZ ALHAN

Prof. Dr. Yusuf SERENGİL

Doç. Dr. İlknur BOZBEY

Doç.Dr. Sadık ÖZTOPRAK

Yard. Doç. Dr. M. Kubilay KELEŞOĞLU



Akım Öteleme Metodu ile Hidroelektrik Potansiyelin Farklı Barajlar İçin Karşılaştırılması
Bir ülkede sürekli artan enerji ihtiyacının karşılanmasında yenilenebilir enerji kaynakları önemli rol oynar. Yenilenebilir enerji, doğadaki enerji akışından elde edilen enerjidir. Yenilenebilir enerjinin gelişimi, insanların bu tür enerji kaynaklarından elde ettiği fayda ile doğru orantılıdır. Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden biri hidroelektrik enerji kaynaklarıdır. Türkiye, enerji talebinin karşılanması bakımından çok önemli bir hidroelektrik potansiyele sahiptir. Türkiye’nin sahip olduğu bu teknik ve ekonomik hidroelektrik potansiyelin uygun bir şekilde değerlendirilmesinde, ülke sınırları içerisinde yer alan nehirlerin üretebilecek enerji potansiyellerinin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Hidroelektrik potansiyelin belirlenmesinde kullanılan yöntemlerden biri akım öteleme metodudur. Bu metot ile herhangi bir nehrin ve buna bağlı olarak da üzerine inşa edilecek baraja ait baraj gölünün hidrolik modellemesi yapılabilir. Bu sayede enerji üretimi bakımından, nehirlerden elde edilebilecek maksimum fayda sağlanmış olur. Bu çalışmada akım öteleme metodu kullanılarak Yukarı Seyhan Havzası’nda bulunan Zamantı Nehri üzerinde kurulabilecek bir hidroelektrik santralinden (HES) farklı işletme debileri ile elde edilebilecek yıllık enerji kapasiteleri hesaplanmıştır. Bu amaçla barajdan çıkacak akımı elde edebilmek için yağış, buharlaşma, sızma ve barajın üzerinde kurulu olacağı nehrin akımı göz önünde bulundurulmuştur. Öncelikle seçilen bölgeye ait günlük yağış ve sıcaklık verileri 17802 No’lu Pınarbaşı Devlet Meteoroloji İstasyonu’ndan temin edilmiştir. Ayrıca, Zamantı Nehri’ne ait 2009 yılı günlük akım değerleri, 1822 No’lu Fraktin Akım Gözlem İstasyonu’ndan alınmıştır. Daha sonra Runge Kutta nümerik yöntemi kullanılarak akım öteleme metodu ile Zamantı Nehri üzerinde kurulabilecek bir hidroelektrik santralin hidrolik modellemesi yapılmıştır. Uygulama sonucunda elde edilen çıkış debisi değerleri ile, HES’in farklı işletme debileri için hidroelektrik potansiyeli hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır.

Comparıson Of Hydroelectrıcal Potentıal For Dıfferent Dams Wıth Flow Routıng Method
Renewable energy resources play an important role in supplying the energy demand of a country. Renewable energy is an energy which may be obtained from natural energy flow. Development of renewable energy is directly proportional with the benefits of people. One of the most important renewable energy resources is hydroelectric energy in our country. Turkey has a very important hydroelectric potential in terms of meeting the energy demand. The energy potential of rivers in Turkey should be determined in detail in order to be able to produce and use the hydroelectric potential properly. One of the common methods is flow routing method in modeling and calculating the hydroelectric potential. Hydraulic models of rivers and dam reservoirs built on rivers may be developed using this method. This way, maximum gain of energy production can be provided from rivers. In this study, annual energy capacities of an hydroelectric power plant (HEPP) with different operating flows are calculated by using flow routing method. The planned HEPP will be built on the Zamantı River which is located in the Upper Seyhan River Basin. For this purpose, precipitation, evaporation, infiltration and inflow into the dam reservoir are taken into account in order to obtain the outflow from the dam reservoir. First, daily precipitation and temperature are obtained from No. 17802 Pınarbaşı State Meteorological Station. Then, daily flow rates of Zamantı River observed during 2009 are taken from No. 1822 Fraktin Flow Observation Station. Finally, the hydraulic modeling of an hydroelectric power plant (HEPP), which may be built on the Zamantı River, is developed by flow routing using Runge Kutta Numerical Method. The calculated outflow rates are then used in computing the hydroelectric potential of the HEPP for different operating flows and results are compared.

18- MADEN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

 

ÇAKICI Resul İhsan

Danışman : Yard. Doç. Dr. Orhan ÖZDEMİR

Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Orhan ÖZDEMİR

Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN

Prof. Dr. Şafak Gökhan ÖZKAN

Prof. Dr. Alaettin KILIÇ

Doç. Dr. Murat Olgaç KANGAL


Seramik Üretiminde Alternatif Hammaddelerin Kullanılma Olanaklarının Araştırılması Ve Maliyet Azaltma Çalışmalarının Yapılması
Türkiye’nin sanayi ve ekonomisinde önemli bir yere sahip olan Seramik sektörünün Dünya piyasasında söz sahibi olabilmesi için rekabetçi fiyatlara ve dolayısıyla düşük maliyetlere ihtiyacı vardır. Seramik üretiminde maliyeti oluşturan girdiler; enerji, işgücü ve hammaddedir. Enerji tüketimi seramik üretiminde özellikle seramiğin pişirilmesi aşamasında kullanılan doğalgaz olarak gerçekleşmektedir. Doğalgaz ülkemizin ithal ettiği bir enerji kaynağı olup daha ucuz bir alternatifi şu an için yoktur. İşgücü maliyetlerinde ise zaten Avrupa ortalamasının altında olan ülkemizde daha fazla tasarrufa gidilebilmesi pek mümkün görülmemektedir. Geriye kalan ve üzerinde çalışılabilecek tek maliyet girdisi hammaddelerdir. Bu bakımdan maliyetleri düşürebilmek için seramik üretiminde kullanılan hammaddelerin seçiminin önemi büyüktür.
Bu çalışmada genel olarak seramik hammaddeleri incelenmiş ve maliyet azaltma çalışmaları kapsamında seramik üretiminde fiyat ve miktar açısından önemli bir girdi olan Zirkonla ilgili çalışmalar yapılmıştır. Zirkon fiyatları arz talep dengesinin yanı sıra zirkon üreticilerinin piyasa şartlarının kendileri tarafından belirlenebilmesi için uyguladıkları politikalar sebebiyle zaman zaman çok yüksek seviyelere çıkmaktadır.
Zirkon fiyatlarındaki bu spekülatif dalgalanmalar kullanıcıları alternatif arayışlarına yönlendirmiştir. Bu doğrultuda yaptığımız çalışmalarda zirkon alternatifleri olarak adlandırılan “Beyazlatıcılar” ele alınmıştır. 14 ayrı beyazlatıcı numunesi ile yapılan çalışmalarda öncelikle malzemelerin XRF ve XRD ile kimyasal, minerolojik ve tane boyut dağılım analizleri yapılmış ve malzemeler belli oranlarda reçetelere katılarak sonuçları incelenmiştir. Yapılan reçete çalışmalarında numunelerle hazırlanan engoplar standartlarla karşılaştırılmış ve kullanılabilecek malzemeler tespit edilmiştir. Yurtbay Seramik fabrikasında yapılan bu çalışmaların sonuçları son bölümde ele alınarak teknolojik ve ekonomik değerlendirmeler yapılmıştır.

 

Investigation Of Alternative Raw Materials Used In Ceramic Production And Cost Reduction Studies


Ceramic industry, which has an important place in Turkey's industry and economy, needs competitive rates and a low cost in order to have a say on the world market. Costs of inputs in the production of ceramic are energy, labor, and raw material. Energy consumption in the production of ceramic takes place as natural gas which is especially used in the step of firing the ceramic. Since natural gas is an energy source which our country has imported, there is no cheaper alternative to natural gas so far. Meanwhile, labor costs are already below the average Europe in our country therefore it does not seem possible to get more savings on the cost. Raw materials are the only remaining and to be studied in the terms of reducing cost. For this reason, selection of raw materials used in the production of ceramics is of great importance in order to reduce costs.
In this study, first, ceramic raw materials used in literature are summarized in detail, and then several raw materials alternative to zirconium which is an important input of ceramic industry in terms of its price and amount are evaluated in order to reduce the cost of ceramic. The zircon prices rises to very high levels from time to time due to a supply-demand balance of zircon prices, and zircon producers’ policies to determine the market conditions.
This speculative fluctuation in zircon prices has led to the users to search for alternative raw materials. In this respect, "whitening agents" called as alternatives to zircon are discussed in our study. In the studies conducted with 14 different whitening materials, first of all, XRF, XRD, the chemical, mineralogical, and particle size distribution analyzes of the materials were performed, and then these materials are mixed at a certain amounts depending on the recipe, and finally the results were examined in detail. Engop samples prepared according to the recipe ​​were compared with the standard materials, and the optimum materials were determined. The results of this study performed at “Yurtbay Seramik” factory are discussed in the last section of this thesis, and technological and economic assessments are considered.

  

ERSOY Ömer Fehmi

Danışman : Yard. Doç. Dr. Orhan ÖZDEMİR

Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Orhan ÖZDEMİR

Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN

Prof. Dr. Mehmet Sabri ÇELİK

Prof. Dr. Şafak Gökhan ÖZKAN



Doç. Dr. İlgin KURŞUN


Isıl İşlemin Türk Linyitlerinin Tek ve Çift Değerlikli Tuzlar Varlığında Flotasyonuna Etkisinin Araştırılması
Kömürler linyitten antrasite doğru derecelerine bağlı olarak sınıflandırılırlar. Yüksek dereceli kömürler hidrofobik (su sevmez) özellik gösterir iken, düşük dereceli kömürler hidrofilik (su sever) karakter gösterirler.Taş kömürlerini yüzdürmek kolay iken, linyitin yüzmesi için yüksek miktarlarda kollektöre ihtiyaç vardır. Düşük dereceli kömürlerin zayıf yüzebilirliği genellikle karboksil ve hidroksil grupları içeren oksijen varlığına bağlanmaktadır. Literetürden bilindiği üzere tuz çözeltileri içersinde kollektör ve köpürtücü olmadan taşkömürlerinin flotasyonu mümkün olmaktadır. Diğer yandan linyit kömürlerinin flotasyonu oldukça zordur.
Önceki çalışmalar linyit gibi düşük dereceli kömürlerin ısıl işlem sonrası hidrofobisitesinin arttığını göstermiştir. Kömürdeki hidrofobik ve hidrofilik grupların miktarının aynı zamanda kömürün ısıl işleme uygun olup olmadığını belli etmektedir. Bu kapsamda bu tez çalışmanın amacı, linyit kömürünün ısıl işlem (105 °C ve 150 °C) sonrası hidrofobikliğindeki değişimi saptamak ve bu kömürlerin NaCl, KCl, CaCl2, MgCl2 tuz çözeltileri içerisinde herhangi bir flotasyon kimyasalı kullanmadan flotasyon davranışlarını mukayese etmektir. Buna ek olarak kömür numunesinin flotasyon davranışını ve hidrofobisitesi ve hidrofilik grupların miktarını tayin etmek ve de dolayısıyla mekanizmayı açıklama amacıyla FTIR, temas açısı, zeta potansiyel gibi çeşitli yöntemler de kullanılmıştır. Mesela, FTIR ölçümlerinin flotasyon verimi ile hidrofobik ve hidrofilik grupların tayin etmede faydalı olduğu bilinmektedir. Cevher Hazırlamada tuzlu suların kullanımı dünyada doğal su kaynaklarının azlığından dolayı kaçınılmazdır. Bu amaçla bu tez çalışmasından çıkacak sonuçlar minerallerin tuzlu sular içerisinde flotasyon davranışını anlamada yardımcı olmaktadır.
Yapılan çalışmalarda, ısıl işlem sonucu linyitin tuzlu su içerisinde hiçbir flotasyon kimyasalı kullanılmadan yüzebilirliğinin arttığı görülmüş ve yapılan yüzey kimyası çalışmalarıyla flotasyon mekanizması ortaya koyulmuştur. Isıl işlem ile birlikte linyitin daha hidrofob yapıya geldiği görülmüştür.

Investigation Of Effect Of Heat Treatment On The Flotation Of Turkish Lignites In The Presence Of Monovalent And Bivalent Salts
Coals are classified based on their ranks representing the progressive alteration in the natural series from lignite to anthracite. While higher rank coals are inherently hydrophobic, lower rank coals exhibit more of hydrophilic character. For instance, while it is easy to float the bituminous coals, lignite coals need large quantities of collector to become floatable. Poor floatability of low rank coals is generally ascribed to the presence of oxygen containing groups such as carboxyl and hydroxyl groups. It is also known from the literature that flotation of bituminous coal particles in salt solutions in the absence of collector and frother is possible. On the other hand, flotation of lignitic coals is inherently difficult.
The previous studies showed that lower rank coals such as lignite have found to exhibit improved hydrophobicity upon heating. It is also shown that the amount of hydrophobic and hydrophilic groups in coal dictates whether a particular coal is conductive to thermal treatment prior to flotation. The objective of this study was therefore to determine changes in the hydrophobicity of some lignites under modestly controlled heat treatment (105 °C and 150 °C) and correlate the flotation response of lignite coals in the presence of NaCl, KCl, CaCl2, MgCl2 salts without using any flotation chemicals. In addition, several methods such as FTIR, contact angle, zeta potential measurements were used to correlate the flotation response and the quantity of hydrophobicity and hydrophilic groups in coal. For example, FTIR measurements demonstrated a direct correlation between the flotation recoveries and hydrophobic and hydrophilic FTIR peaks in coal. While the use of brine in mineral processing is an essential issue due to lack of fresh water sources in the world, the results obtained from this study help understand the general flotation behavior of minerals in salt solutions.
This study has showed that lignite have found to exhibit improved hydrophobicity upon heating. In addition, several suface chemistry methods such as FTIR, contact angle, zeta potential measurements has used to correlate the flotation response and the quantity of hydrophobicity and hydrophilic groups in coal.

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin