Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı 2



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə23/26
tarix30.04.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#49636
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26

ÖZKAN Mehmet Furkan

Danışman : Yard. Doç. Dr. Mehmet Faruk ESKİBALCI

Anabilim Dalı : Maden Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. M Faruk ESKİBALCI

Prof. Dr. Ataç BAŞÇETİN

Prof. Dr. Şafak G. ÖZKAN

Prof. Dr. Alaettin KILIÇ

Prof. Dr. İsmail BOZ




Cevher Hazırlamada Elektrokoagülasyon Prosesinin Uygulanabilirliğinin Araştırılması
Gelişen teknoloji ve sanayi üretimi ile üretim proseslerinde ortaya çıkan sıvı atıklar gün geçtikçe toplum sağlığını ve doğal yaşamı daha fazla tehdit etmektedir. Özellikle son yüzyılda gelişen susuzlandırma teknolojileri ile en uygun ve ekonomik yöntemlerin belirlenmesi çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmalar arasında çeşitli kimyasalların kullanımının yanında elektrik kullanılarak gerçekleştirilen susuzlandırma faaliyetleri giderek öne çıkmaktadır. Bu çalışmada elektrokoagülasyon yöntemi kullanılarak kömür hazırlama tesis artığı numunesi üzerinde kısa süre içerisinde daha düşük maliyetler ile arıtılabilirliği araştırılmıştır.
Proje kapsamında, öncelikle alüminyum sülfat (Al2(SO4)3), Demir Sülfat (FeSO4) ve Demir Klorür (FeCl3) koagülantları ile alüminyum (Al) ve demir (Fe) elektrotların kullanıldığı elektrokoagülasyon prosesi kullanılarak kömür hazırlama tesis atıklarında bulanıklık giderim verimleri araştırılmıştır. Bu kirleticilerin giderilmesi için Fe ve Al elektrotlarının monopolar olarak bağlandığı bir EC reaktörü kullanılmıştır. Bulanıklılık giderimi üzerine akım yoğunluğu, pH ve işletim zamanı gibi optimizasyon parametreleri belirlenerek, elektrot materyali, enerji ihtiyacı ve işletme maliyeti gibi proses işletim parametreleri hesaplanmıştır.
Gerçekleştirilen deneyler sonucunda kimyasal koagülasyon deneylerinde %94 koagülasyon verimi ile, 0,1 Molar, 150 devir/dk karıştırma hızı, 2,5 dk kondisyon süresi, başlangıç pH’ı 9 ve 675 gr/ton şarj miktarı ile Demir Klorür’ün (FeCl3) en optimum koagülant olduğu, bununla beraber elektrokoagülasyon prosesinde 40 A/m2 akım yoğunluğunda, 360 devir/dk karıştırma hızında, 120 sn ön kondisyon ve 300 sn durgun elektrokoagülasyon olacak şekilde toplam 420 sn proses süresi, başlangıç pH’ı doğal pH ve %95 koagülasyon veriminin elde edildiği tespit edilmiştir. Maliyet açısından 21,86 TL/ton artık olan Demir Klorür (FeCl3)’e karşın Alüminyum elektrotun kullanıldığı elektrokoagülasyon prosesi maliyeti 17 TL/ton artık olarak bulunmuştur. Bununla beraber proseste 1,76 kg/ton NaCl kullanıldığı durumda maliyet 9,56 TL/ton artığa kadar düşmüştür.
Sonuçlar, kimyasal koagülasyona karşın elektrokoagülasyon prosessinin de, bulanıklık giderimin de etkin bir proses olduğunu, ve kimyasal koagülasyona kıyasla daha ekonomik olduğunu göstermiştir.


Investıgatıon of Applıcabılıty of Electrocoagulatıon Process ın Mineral Processıng
By developing technology and production processes, industrial production occurs more and more waste water every day and threaten public health and wildlife. Especially dewatering technologies that developed in the last century are very important for determining the most appropriate and economical methods. These studies are performed for using a variety of dewatering activities. In this study, by using the method of electrocoagulation on a sample of coal preparation plant waste waters was investigated for treatability and a short processing time with lower costs.
Scope of the project, primarily aluminum sulfate (Al2(SO4)3), Ferrous Sulphate (FeSO4) and ferric chloride (FeCl3) coagulants and aluminum (Al) and iron (Fe) electrodes used for some coagulation and electrocoagulation process tests for investigate efficiency removal turbidity in coal preparation plant waste waters. To eliminate these pollutants an Electrocoagulation reactor is used with Fe and Al electrodes which are connected monopolar type. For investigating the performance of removal of turbidity, current density, beginning pH and operating time parameters tested and calculated electrode material costs, process operating parameters, energy consumption and operating costs.
As a result of experiments carried out, by the chemical coagulation tests 94% coagulation efficiency obtained by 0.1 molar, 150 rpm stirring speed, endurance time of 2.5 min, initial pH 9 and the amount of 675 gr/ton iron chloride (FeCl3) charge is the optimum coagulant, however electrocoagulation process tests results showed that with 95% coagulation efficiency obtained by current density of 40 A/m2, 360 rpm stirring rate, 420 sec total process time and initial pH natural pH conditions are optimum application conditions. In terms of cost by using chemical coagulation iron chloride (FeCl3) costs calculated 21,86 TL/ton waste but other hand electrocoagulation process by using aluminum electrodes costs calculated only 17 TL/ton waste. At the same time, in the process if 1,76 kg/ton NaCl used, costs of operations will be decreased 9,56 TL/ton waste.
Test results shows that, the electrocoagulation processing in the turbidity removal performance is more performance and more economical than chemical coagulation.

19- METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ESER Anıl

Danışman : Prof. Dr. İbrahim YUSUFOĞLU

Anabilim Dalı : Metalurji ve Malzeme Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. İbrahim YUSUFOĞLU

Prof. Dr. Suat YILMAZ

Prof. Dr. Şerafettin EROĞLU

Prof. Dr. Gökhan ORHAN

Prof. Dr. İbrahim Servet TİMUR




Değişik Gaz Atmosferlerinde ve Isıtma Koşullarında Amonyum Paratungstatın Bozunma

Mekanizması ve Kinetiği
Amonyum paratungstat (APT) tungsten (W) üretiminde önemli bir yere sahiptir. APT’nin ısısal bozundurulması ile şartlara bağlı olarak tungsten trioksit veya tungsten mavi oksit oluşmaktadır. Tungsten mavi oksitte stokiometrik ve nonstokiometrik tungsten oksitler ve tungsten bronzları bulunmaktadır. W, endüstride flaman olarak aydınlatma lambalarında, katot olarak gücü yüksek lambalarda ve roket nozülleri olarak uzay araçlarında kullanılmaktadır. Açık tünel yapılarından dolayı hekzagonal yapıdaki tungsten oksit ve tungsten oksit bronzları elektronik aygıt ile nem ve gaz sensörleri olarak kullanım alanı bulmaktadır.
APT’ın ısısal bozunma kademeleri ve bozunma ürünleri hakkında literatürde farklı bulgular mevcuttur. Farklı bulguların elde edilmesinde kullanılan madde miktarının, uygulanan ısıtma hızı ile gaz ortamının ve maddelerin konuldukları kabın cinsinin önemli etkileri olmaktadır. APT’ın ısısal bozunma mekanizmasının araştırılmasına yönelik çalışmalar bulunmasına rağmen bu ısısal bozunma kademelerinin kinetiğinin incelenmesine yönelik literatürde herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır.
Bu çalışmada, APT’ın ısısal bozunma mekanizmasının belirlenmesinde nonizotermal ve izotermal koşullarda kuru hava ve Ar atmosferlerinde gerçekleştirilen Termogravimetrik, Diferansiyel Termal ve Kütle Spektrometrik Analiz (TGA/DTA-MS) sonuçlarından yararlanılmıştır. Isısal bozunma sonucu oluşan ara ve son katı ürünlerin karakterizasyonu X-Işını Toz Difraksiyon (XRD) ve Fourier Transform – Infrared Spektroskopisi (FT-IR) analiz teknikleri uygulanarak yapılmıştır. Isısal bozunma adımlarına ait kinetik bağıntılardaki görünür aktivasyon enerjileri, eksponansiyel öncesi katsayılar ve kinetik model bağıntılar belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, vakum uygulanarak kapatılmış sistemde APT’ın ısısal bozunması sırasında oluşturduğu kendi gaz atmosferinde değişik sıcaklıklarda elde edilmiş ısısal bozunma ürünlerinin karakterizasyonu XRD ve FT-IR analiz teknikleri ile belirlenmiştir.

   


Mechanism and Kinetics of Ammonium Paratungstate Decomposition Under Different Gas Atmospheres and Heating Conditions
Ammonium paratungstate (APT) takes an important part in tungsten (W) production. Tungsten trioxide or tungsten blue oxide is formed depending on the thermal decomposition conditions of APT. Tungsten blue oxide includes either stoichiometric and nonstoichiometric tungsten oxides or tungsten bronzes. In industry, W is used as filaments in illumination bulbs, cathodes in high power bulbs and rocket nozzles in space vehicles. Hexagonal structured tungsten oxide and tungsten oxide bronzes find area of utilization as gas and humidity sensors in electronic devices because of their open tunnel structures.
Various findings are proposed about thermal decomposition steps and products of APT in literature. Amount of sample, heating rate, gas atmosphere and type of crucibles play important role in obtaining different findings. Although there are numerous studies on the decomposition mechanism of APT, no investigation was found about kinetics of these thermal decomposition steps.
In this study, Thermogravimetric, Differential Thermal and Mass Spectrometric Analyses (TGA/DTA-MS) were carried out under nonisothermal and isothermal conditions in dry air and argon atmospheres to determine the thermal decomposition mechanism of APT. The characterizations of the intermediate and final thermal decomposition products were made by using X-ray Powder Diffraction (XRD) and Fourier Transform – Infrared Spectroscopy (FT-IR) analysis techniques. Apparent activation energies, preexponential factors in kinetic equations belonging to thermal decomposition steps and kinetic model equations were determined. Additionally, the characterizations of the thermal decomposition products of APT obtained at different temperatures under its own atmosphere in an evacuated system were carried out by using XRD and FT-IR analysis techniques.


20- DENİZ ULAŞTIRMA İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

  

SUCUOĞLU Muhammed Kürşad

Danışman : Prof. Dr. Güler ALKAN

Anabilim Dalı : Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Güler ALKAN

Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU

Prof. Dr. Cem SAATÇİOĞLU

Doç. Dr. Özcan ARSLAN

Yard. Doç. Dr. MURAT YILDIZ


Kanal İstanbul Projesi’nin Türk Denizciliği Açısından SWOT Analizi
Bu çalışmada; Kanal İstanbul Projesi’nin hâlihazırdaki planlanan şekli ele alınmış ve Proje’nin Türk denizcilik sektörüne etkileri açısından SWOT analizi yapılarak bu Proje’nin güçlü ve zayıf yanlarını tespit edebilmek, oluşabilecek olası sonuçlar, fırsatlar ve tehditleri belirleyebilmek amaçlanmıştır. Aynı zamanda bu araştırma, Türkiye’nin ulusal bir meselesi olan bu projeyi daha görünür hale getirmeyi amaçlamaktadır. Çünkü yeni yapılacak bu Kanal sadece Türkiye’yi değil, fayda ve zararları ile bütün dünyayı etkileyebilecektir. Bu projenin denizcilik açısından en verimli sonucu doğurması için AHP yönteminden de faydalanarak en uygun strateji oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın bulguları SWOT matrisine uyarlanarak, Kanal İstanbul’un Türk denizciliğine etkileri açısından izlemesi gereken stratejiler saptanmıştır.

 

SWOT Analysis of the Istanbul Canal Project in terms of Turkish Maritime


In this study; Canal Istanbul Project's present planned shape is discussed and SWOT analysis of the project is done in terms of Turkish maritime industry effects, aimed to detect this project's strengths and weaknesses and to determine the possible results that may occur, opportunities and threats. At the same time, this research aims to make it more visible this project that is a national issue in Turkey. Because this will be the new canal not only in Turkey, advantages and disadvantages could impact the whole world. The most appropriate strategy has been attempted to establish about this project for the most efficient results in terms of maritime with help of the AHP. In this respect, the findings of the study were adapted to the SWOT matrix and the strategies to be followed of the Istanbul Canal in terms of Turkish maritime were determined by the help of AHP method,
  

OKŞAŞ Olgay

Danışman : Prof. Dr. Güler ALKAN

Anabilim Dalı : Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Güler ALKAN

Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU

Prof. Dr. Cem SAATÇİOĞLU

Doç. Dr. Özcan ARSLAN

Yard. Doç. Dr. Birsen KOLDEMİR




İntermodal Taşımacılıkta Maliyet Analizi ile Optimum Taşıma Uzaklıklarının Belirlenmesi
Taşımacılık maliyetinin lojistik maliyetler içinde önemi oldukça yüksektir. Yapılan çalışmalar, lojistik maliyetlerin bir ürünün toplam maliyetinin yaklaşık %18-23 ‘ünü oluşturduğunu göstermektedir. Globalleşen dünya düzeninde rekabet ortamının artmasıyla maliyetlerin minimumda tutulması, sabit hammadde giderlerinin düşürülememesinden ötürü lojistik maliyetlerin azaltılması bu rekabet ortamında tutunmak için kaçınılmaz olmaktadır. İntermodal taşımacılık, yüklerin tek ve aynı yükleme ünitesi ya da aracıyla, iki ya da daha fazla taşıma modu kullanılarak bir noktadan diğer bir noktaya taşınmasıdır. İntermodal taşımacılığın arkasında yatan ana fikirlerden biri de farklı taşıma modlarının güçlerini bir taşıma zincirinde birleştirerek ekonomik fayda sağlamaktır. Bu noktada, intermodal taşımacılıkta  hangi taşıma modlarının kullanılmasın ekonomik olarak daha avantajlı olacağının bulunması gerekmektedir. Taşınan yükün cinsine, miktarına, taşıma mesafesine, intermodal terminalin bulunduğu yere ve terminalin özelliklerine göre taşıma modu seçimleri değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ise, son dönemlerde altyapı çalışmaları devam eden lojistik köylerin ve demiryolu ağının faaliyete geçirilmesi ve kabotaj taşımacılığının etkin bir şekilde kullanılmasıyla, intermodal taşımacılığın daha yaygın hale gelmesi beklenmektedir. İntermodal taşımacılığın günlük hayatta kullanımının artışıyla taşıtanlar ve taşıma işleri organizatörleri için yükleri tüm taşıma modlarının kombinasyonu ile en ekonomik şekilde nasıl taşıtabilecekleri sorusuna çözüm bulunması gerekecektir. Bu çalışmada amaç, herhangi iki nokta arasında yapılacak intermodal taşımacılıkta kaç kilometre mesafeye kadar ya da hangi kilometreler arası, hangi taşıma modunun kullanılması gerektiğini, maliyet analizi ile belirlemek olacaktır. Tezin sonucunda, hazırlanacak model üzerinden yapılacak uygulamalı bir çalışmayla da intermodal taşımacılık ile unimodal taşımacılık kıyaslanarak hangi kilometreden sonra intermodal taşımacılığın avantajlı konuma geçtiği belirlenip bu eşik mesafesini etkileyen faktörler analiz edilecektir. Özellikle eşik mesafesinin yüksek olduğu durumlarda intermodal taşımacılığın rekabet edebilmesi için çözümler sunulacaktır.
 

 

Determining Optimum Transport Distances of Intermodal Transportation by Cost Analysis


Transportation cost has an important role in the logistics cost and according to the researches, logistics cost is almost %18-23 of total product cost. With the increasing competitive environment in the globalized world, companies intend to reduce their logistics costs to be more competitive in the market as they can't reduce their raw material costs. Intermodal Transport is a kind of transportation which is using multiple modes (rail, ship and truck) for one loading unit, without any handling of the freight itself in the loading unit when changing modes. The idea behind intermodal transport is to utilize the strengths of different transport modes in one integrated transport chain to improve the economic performance. At this point, it is important to find out which modes will be more economic while planning an intermodal transport and to choose suitable transport modes, decision makers should consider kind of goods, quantity of the cargo, transport distance, location of logistics village and logistics village's specifications.  In Turkey, after using cabotage transport more effective and completion of ongoing infrastructure works of logistics villages and railway system, it is expected that intermodal transport would be more practicable and shippers/forwarders needs to find out which transport combination would be the best solution for their actual shipments. In this study we aim to determine by cost analysis that which kilometer is the break even distance to change the mode from one to another (e.g. from truck to rail,or from road to ship, or from rail to ship, etc.). At the end of the thesis, intermodal transport and unimodal transport will be compared by using the model on an actual shipment to find out the break even distance where intermodal transport takes advantage. The factors which effects this break even distance will be analysed and especially for the high break even distances, solutions will be found to make intermodal transport more competitive in the market.

YALÇIN Ender

Danışman : Prof. Dr. Güler BİLEN ALKAN

Anabilim Dalı : Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Güler BİLEN ALKAN

Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU

Prof. Dr. Barbaros GÖNENÇGİL

Doç. Dr. Cengiz DENİZ

Yard. Doç. Dr. Birsen KOLDEMİR




Geliştirilmiş Seyir Konsepti (E-Seyir) ve Türk Denizcilik Sektöründeki Uygulamaları
Geliştirilmiş seyir konsepti, elektronik entegrasyon ile deniz kazalarında büyük bir paya sahip olan insan faktörünü minimize etmeyi amaçlayan bir sistemdir.
Bu tezin genel kısımlar bölümünde geliştirilmiş seyir konsepti ve alt bileşenleri geçmişinden geleceğine kadar tüm dünya ve Türkiye’deki uygulamaları temelinde incelenmiştir. Böylece, tarafımızca Türkiye’nin bu konsept çerçevesinde yaptıkları ve yapması gerekenlerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.
Çalışmanın bulgular bölümünde Dünyadaki örnek projeler göz önünde bulundurularak, Türkiye karasuları ve Türk Boğazları’nda seyir güvenliğinin artırılması, deniz çevresinin korunması ve kazaların büyük kısmına neden olan insan faktörünün minimize edilebilmesi için Delphi tekniği ile bir model önerisi oluşturulmuştur.
Sonuç bölümünde tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerine yer verilmiştir.
  

 

Enhanced Navigation (E-Nav) Concept and Its’ Applications in Turkish Maritime Sector


Enhanced navigation (E-Nav) concept is a system which aims to minimize the human interference, has key role for marine accidents, by means of electronical integration.
In the common parts, enhanced navigation concept and its components has been analysed based upon applications in the world and Turkey until from the past to the present. Therefore, author is to aim to reveal what did Turkey do and what should Turkey do.
In the part of inventions of the study a model suggestion, based upon worldwide reference projects, has been constituted to increase navigation safety in the Turkish territorial waters and Turkish Straits, marine environmental protection and minimize human factor which cause many of the marine accident by the using Delphi Technics.
In the last chapter, an overall analyses has been made and some solutions have been assested dealing with the mentioned problems.


21- BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

  

KARAMUSTAFAOĞLU Gözde

Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

2. Danışman : Yard. Doç. Dr. Esra SAATÇİ

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Doç. Dr. Fırat KAÇAR

Doç. Dr. Olcay KURŞUN

Doç. Dr. Hakan DOĞAN

Yard. Doç. Dr. Mana SEZDİ



Polisomnografi Sinyallerinin İşlenmesi İle Uyku Apnesinin Otomatik Teşhisi
Bu çalışmanın amacı uykuda solunum durması olarak adlandırılan uyku apnesi için polisomnografi sinyalleri incelenerek apne kestirim yöntemleri ortaya koymaktır. Böylece hastaların uyku laboratuvarlarına yatırılarak polisomnografi kayıtlarının alınmasına gerek olup olmadığı konusunda hekimlere yardımcı olabilecek bir karar destek sistemi oluşturmaktır. Çalışmada, uyku laboratuvarı kayıtlarından elde edilen, hastaların tüm gece boyunca uykularında kayıt altına alınmış polisomnografi sinyalleri kullanılmıştır. Elektrokardiyografi (EKG), Elektroensefalografi (EEG) ve Elektromiyografi (EMG) sinyallerine çeşitli sinyal işleme teknikleri uygulanarak apne teşhisi için kestirimlerde bulunulması hedeflenmiştir. Tıkayıcı apneli, hipopneli ve apnesiz dönemlerindeki sinyaller, Matlab grafiksel kullanıcı ara yüzünde oluşturulan bir sistemle eş zamanlı olarak işlenmiştir. Sinyalleri incelenen hastaların tanıları daha önce hekimler tarafından konulmuş ve hangi saniyede ne çeşit apne meydana geldiği, apnenin süresi gibi bilgiler hekimler tarafından belirlenmiştir. Çalışmada uygulanan yöntemlerle elde edilen verilerin, hekimler tarafından tanısı konulan verilerle karşılaştırılarak doğruluk dereceleri belirlenmeye çalışılmıştır. Yöntem olarak sinyallerin güç spektral yoğunluğunun belirlenmesi amacıyla Yule Walker, Welch ve Periyodogram yöntemleri kullanılmıştır. EKG sinyallerinin işlenmesine ek olarak genelde uyku evrelerinin belirlenmesinde kullanılan EEG ve EMG sinyallerinin güç spektral yoğunluklarının hesaplanmasının apne kestirimi için nasıl sonuç vereceği araştırılmıştır. Sonuç olarak EKG sinyallerinin güç spektral yoğunluğunun bulunması ile tıkayıcı apne ve hipopne durumlarında apne kestirimi %88,3 oranında başarıya ulaşmıştır. İleride yapılabilecek uyku apnesi belirleme çalışmalarında, bu tezde oluşturulan sinyal işleme ara yüzü kullanılarak EKG sinyalleri otomatik olarak işlenebilecek, polisomnografi kayıtlarına gerek kalmadan hastalık tanısı konusunda hekime destek sağlanabilecektir.

Automatic Detection Of Sleep Apnea By Processing Of Polysomnography Signals
The aim of the present study is to manifest apnea prediction methods by investigating polysomnography signals for respiratory arrest during sleep, named as sleep apnea. Thus to produce a decision support system that could be supportive for the doctors in deciding whether it is necessary to hospitalize the patients to sleep laboratory and to obtain polysomnography records or not. Polysomnography signals which were recorded during all night sleep were obtained from the records of sleep laboratory, were used in the current study. We aimed to predict apnea diagnosis by applying several signal processing techniques to electrocardiography (ECG), electroencephalography (EEG) and electromyelography (EMG) signals. The signals during obstructive apnea, hypoapnea periods and during period without apnea were simultaneously processed by a system which was developed in Matlab graphical user interface. The patients in which signals were investigated, had been previously diagnosed by the doctors and the data such as which apnea occurs in which second and the duration of apnea were determined by the doctors. The data obtained by the applied methods in the study were compared with the data diagnosed by the doctors and their degree of accuracy was determined. Yule Walker, Welch and Periodogram methods were used as the methods to determine the power spectral density of the signals. In addition to processing of ECG signals, it was investigated how calculation of power spectral density of EEG and EMG signals which are generally used in determination of sleep periods, could result in prediction of apnea. In conclusion; determination of power spectral density of ECG signals has succeeded in prediction of apnea in obstructive and hypoapnea conditions at a rate of 88.3%. In the future sleep apnea determination studies, by using signal processing interface produced in this hypothesis, ECG signals would be automatically processed and without any need for polysomnography records, assistance regarding diagnosis of disease would be provided to the doctors.
  

22- SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ANABİLİM DALI

  


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin