Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı 2



Yüklə 1,65 Mb.
səhifə18/26
tarix30.04.2018
ölçüsü1,65 Mb.
#49636
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   26










Comparative Performans Analysis of Slotted Optical Burst and Packet Switching Techniques








Optical networks allow the solution of many problems seen in current computer networks. In addition to providing a very high capacity, they also provide a common network infrastructure that supports various services. Also in optical networks, bandwidth can be adjusted in a flexible manner according to need. In the case of the bandwidth requirements, basically three solutions arise. These are OCS (Optical Circuit Switching), OPS (Optical Packet Switching) and OBS (Optical Burst Switching). Optical switches and networks can be divided into two categories that are slotted and unslotted. Slotted is based on fixed-length time slots and synchronous packet processing. In unslotted, the packet length is variable. In SOBS (Slotted Optical Burst Switching), burst length is fixed. Routers are synchronized and they only send bursts at the beginning of the time slot. In SOPS networks, time is slotted and switch structure in each node can be configured again at the beginning of a time slot. All packets in this network are the same size and length of a slot is equal to sum of optical packet size and length of optical header.
In this thesis study, firstly the studies that have been made so far about SOBS and SOPS techniques are examined. After that SOBS and SOPS methods used for comparison study are explained. Theoretical analyses of these methods are given and algorithmic analyses are prepared. In this study, the comparative performance analysis of SOBS and SOPS techniques are performed with simulation studies. Simulations are made for different number of links and wavelengths on NSFNET and ring topologies. Drop probabilities, access delays and end to end delays are considered as performance criteria.
According to the simulation results, it is observed that SOBS gives better results than SOPS in terms of loss probability in both topologies. The loss probabilities of SOBS and SOPS are better in NSFNET topology. As seen in the simulation results, the increase in traffic load leads to the reduction of access delays on NSFNET and ring topologies for SOBS. In SOPS, when the traffic load increases, access delays also increase. It is seen that SOPS and SOBS give better results in NSFNET topology than ring topology in terms of access delay. In low traffic load, SOPS has lower access delays than SOBS for both topologies. When the traffic load increases, access delay of SOPS on ring topology is greater than access delay of SOBS on both topologies. In addition to that access delay of SOPS on NSFNET topology is the lowest in all traffic loads. In other words, access delays of SOPS are more in ring topology. According to the simulation results, it is seen that end to end delays of SOBS and SOPS are less in ring topology. End to end delay of SOPS is less in NSFNET topology. In ring topology, while the traffic load is low, end to end delay of SOPS is less. In contrast, end to end delay of SOBS is less while the traffic load is high.
In this thesis, it is shown that choosing one of these two techniques depends on the traffic load of network and the topologies. Finally, some information is given about possible subjects to study in the later stages of this work.

  

BATUR Özlem

Danışman : Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Anabilim Dalı : Bilgisayar Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Doç. Dr. Fırat KAÇAR

Doç. Dr. Hakan DOĞAN

Yard. Doç. Dr. Tolga ENSARİ

Yard. Doç. Dr. Fatih KELEŞ



Elde Seçmeli Toplayıcıya Dayalı Yüksek Performanslı Karma Toplayıcı Devrelerin Tasarımı
Paralel toplama işlemine dayanan Elde Seçmeli Toplayıcı yapısı yüksek performanslı toplayıcı tasarımında gittikçe daha fazla öne çıkmaktadır. Öte yandan, düzenli ve modüler olması nedeniyle Elde Seçmeli Toplayıcı yapıları, karma toplayıcı devrelerin tasarımında da sıklıkla kullanılmaktadır.
Bu çalışmada, elde seçmeli toplayıcıya dayalı karma toplayıcı yapıları içinde çeşitli elde iletimli toplayıcıları Temel Ünite (TU-Basic Unit) ile birlikte kullanarak yüksek performanslı karma toplayıcı devre tasarımları geliştirilmeye çalışılmıştır.
Bu amaçla öncelikle, klasik elde iletimli toplayıcı yapıları olarak bilinen Elde Dalgalı Toplayıcı (RCA), Elde Öngörülü Toplayıcı (CLA), Elde Atlamalı Toplayıcı (CSKA), Kooge-Stone Paralel Önek Toplayıcı ve Brent-Kung Paralel Önek Toplayıcı yapılarının dayandığı algoritmalar ve devre tasarımları detaylı olarak incelenmiştir. Daha sonra, incelenen toplayıcı devrelerinin simulasyonlarının elde edilmesi için kullanılan Çok Hızlı Tümleşik Devre Donanım Tanımlama Dili (VHDL) ile Altrera QUARTUS II programı ve çeşitli uygulamalar ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
Tez çalışmasında, Önerilen Elde Seçmeli Karma Toplayıcıya dayalı RCA-TU, CLA-TU, CSKA-TU, Kogge/Stone-TU ve Brent/Kung-TU karma topolojileri ile oluşturulan devrelerin performans analizleri yapılmıştır. Toplayıcı performans ölçütleri olarak devrenin girişten çıkışa gecikmesi, kullanılan lojik kapı sayısı (devre alanı) ve bu iki ölçütün çarpımı ile oluşan toplam performans değerleri kullanılmıştır.
Tezde elde edilen sonuçlara göre; önerilen elde seçmeli toplayıcıya dayalı karma toplayıcıları, klasik tekil toplayıcı ve klasik elde seçmeli toplayıcıya dayalı karma toplayıcılara oranla daha iyi performanslı oldukları görülmüştür.


High Performance Hybrid Adders Design Based Carry Select Adder
The structure of the Carry Select Adder depending on parallel addition operation is becoming more popular in the design of high performance adders. On the other hand, since it’s steady and mobile, Carry Select Adder structure are commonly used in the design of mixed adders circuits.
In this study, mixed adder structures depending on Carry Select adders are used with conductive adders Basic Units (TU-Basic Unit) in an attempt to develop high-performance mixed adder circuits.
For this reason, undulating adder known as ordinary conductive adder, Carry Ripple Adder (RCA), Carry Look Ahead Adder (CLA), Carry Skip Adder (CSA), Kooge-Stone Parallel Prefix Adder and Brent-Kung Parallel Prefix Adder and their algorithms and circuit designs are investigated in detail. Then, in order to create simulations of the adder circuits, Altrera QUARTUS II software and various applications are investigated in Very High Speed Integrated Circuit Hardware Description Language.
In this thesis, performance analyses were performed on RCA-TU, CLA-TU, CSKA-TU, Kogge/Stone-TU and Brent/Kung-TU depending on the Suggested Carry Select adder circuits formed with mixed topologies. As adder performance criteria, the input-output delay of the circuit, the number of logic gates used (circuit area) and the total performance values obtained with the multiplication of these two criterion.
According to the results obtained, mixed adders depending on the suggested carry select adders demonstrated higher performance than classical single adders and mixed adders depending on selective adders.

YILMAZ Orhan
Danışman : Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Anabilim Dalı : Bilgisayar Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Doç. Dr. Atakan KURT

Doç. Dr. Olcay KURŞUN

Yard. Doç. Dr. Yusuf YASLAN



Yard. Doç. Dr. Selçuk SEVGEN

Model Vıew-Vıew Model Tasarım Örgüsünün Java Dilinde Gerçeklenmesi, Performans Ve Maliyet Analizi
Bu çalışmada yazılım geliştirme süreci içerisindeki mimari desenler incelenmiş bu desenlerin internet uygulamalarında kullanımları anlatılmış, ardından bu çalışmada önerilen mimari tasarım yapılmış ve referans bir çatı geliştirilmiştir. Bu çatı ile ortalama bir internet uygulaması gerçeklenerek önerilen yöntem testler ve incelemeler ile diğer mimari tasarımlara göre artıları ve eksileri anlatılmıştır.
Çalışmanın birinci bölümünde mimari desenler hakkında bilgi verilmiştir. Ardından çalışmaya konu olan internet uygulamalarındaki mimari tasarımlardan bahsedilmiştir.
Bu tasarımların getirileri ve çözdüğü problemler anlatılmıştır. Hem bu çözümlerin kullandığı standart yapıları anlatmak hem de önerilen çözümün kullanacağı standartları anlatmak için internet uygulamalarındaki standartlar ve bu ortamda kullanılan yazılım geliştirme dillerinden bahsedilmiştir. Araştırmaya konu olan mimari tasarımlarıgerçekleyen ticari ve açık kaynak yazılımlar incelenmiştir.
İkinci bölümünde temel yeteneklerini ve eksikliklerini birinci bölümde belirttiğimiz mimari tasarımlara çözüm olarak önerilen tasarım sunulmuştur. Bu tasarımın hayat döngüsü, bileşenleri, referans implementasyonu ve önerilen çözüm ile örnek yazılmış bir uygulama gerçeklenmiştir. Önerilen çözümün diğer çözümlere karşı üstünlükleri gösterilmiştir.
Üçüncü bölümde önerilen çözümün performansı, verimliliği ve üstünlükleri dört açık kaynak olan ve ticari olarak kullanılan çatı ile karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma internet uygulamalarında kullanılan temel özellikler baz alınarak tek tek incelenerek açıklanmıştır.
Son bölümde önerilen çözüm analiz edilmiş ve gelecek çalışmalara konu olabilecek geliştirmeler ve değerlendirmeler ortaya konulmuştur.

Implementıng Model Vıew-Vıew Model Desıgn Pattern İn Java Language, Performance And Cost Analysıs
In this study, software architectures have been studied and their usage in web applications have been researched. After that I have proposed an architectural design implemented a framework based on this design. I have developed an example web application and run tests and analysiz on this application to show pros and cons about this design.
In first section is about architectural patterns. After that I have talked about architectural patterns that are used in web applications and what they brought and solved. Standarts that are used inweb application development has been explained. Also web programming languages and example frameworks have been examined.
In second section, we have offered an architectural solution to problems that are examined in first section. Advantages of our solution has been explained in this section.
In third section, we have examined performance, efficency and advantages against four open source and commercial frameworks. Every aspects have been analyzed and explained.
At last chapter our solution has been analyzed and future improvements have been

explained.



15- ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ASLIYÜKSEK Hızır Osman

Danışman : Doç. Dr. Bülent ARMAĞAN

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Bülent ARMAĞAN

Prof. Dr. Neşe TÜFEKÇİ

Doç. Dr. İlter TÜRKDOĞAN

Doç. Dr. Semih NEMLİOĞLU

Doç. Dr. İlda VERGİLİ



Ekolojik Denge Suyu Debisinin Balık Geçitleri Yönünden Değerlendirilmesi: Rize İlindeki Hidroelektrik Santrallere Uygulanması
Balık geçitleri, su canlılarının göç yolları üzerindeki baraj ve bent gibi engelleri aşmasını sağlayarak memba veya mansap göçlerini kolaylaştıran yapılardır. Nehir üzerine inşa edilen hidroelektrik santraller balıkların ve su canlılarının göçleri açısından bir risk oluşturmaktadır. Ekolojik denge suyu debisi; nehirlerdeki habitatların sürdürülebilirliği için gerekli olan akış miktarı olarak tanımlanır.
Günümüzde yenilenebilir olması, işletim ve bakım giderlerinin düşük olması ve fiziki ömürlerinin uzun oluşu sebebiyle çok sayıda hidroelektrik santral kurulmaya başlanmıştır. Rize İlinde incelenen hidroelektrik santrallerde ekolojik denge suyu debisi ve balık geçitleri, yerinde gözlem ve Çevresel Raporlar üzerinden incelenmiştir. HES’lerin ekosisteme zarar vermemesi için, balık geçitlerinin işlevsel olması, ekolojik denge suyu debisinin havzaya özgü olarak belirlenmesi ve havza planlamasının eksiksiz olarak yapılması gerektiği belirlenmiştir.


Evaluatıon Of The Ecologıcal Balance Water Flowrate Effects On Fısh Passages: Examınatıon Of Hydroelectrıc Energy Plants (Hep) In Rıze Provınce
Fish passages help water creatures to pass over interferences like dams and embankments and they are the structures that facilitate the migration on water sources. Hydroelectric Energy Plants built on the rivers, compromise the immigration of fish and other living creatures in the stream. Ecological Balance Water Flow is known as the rate of the flow in rivers that necessary for the sustainability of its habitat.
Many HEPs has been begun to be established in the Eastern Black Sea Region because of its renewability, low maintaining and operating costs and long physical life. Ecological Balance Water Flow and fish passages in the HEPs of Rize have been examined by the help of the environmental reports and on-site inspections. In this study, it was determined that, in order to protect ecosystems from HEP’s adverse effects, fish passages should be fully functional; ecological balance water flow should be arranged to authentic conditions of drainage basin, and drainage basin planning should be completely prepared.
  

KORKMAZ Birgül

Danışman : Prof. Dr. Neşe TÜFEKCİ

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Neşe TÜFEKCİ

Doç. Dr. İlda VERGİLİ

Doç. Dr. Yalçın A. ÖKTEM

Doç. Dr. İlter TÜRKDOĞAN

Doç. Dr. İbrahim DEMİR.



İçme Sularındaki Doğal Organik Maddelerin Koagülasyon Ve Adsorpsiyon Yöntemleriyle

Giderilmesi
Bu tez çalışmasında, İstanbul’da bulunan içme suyu kaynaklarından yüzeysel suyu temsilen Kağıthane İçmesuyu Arıtma Tesisi girişinden alınan numunelerde DOM ve ÇOK değişimleri belirlenerek, istenilen limitlere düşürülmesinde koagülasyon ve adsorpsiyon yöntemleri incelenerek giderim verimleri karşılaştırılmıştır.

Çalışmanın, koagülasyon kısmında koagülant madde olarak alüminyum sülfat (alüm) ve FeCl3; adsorpsiyon kısmında ise adsorplayıcı madde olarak kil kullanılmıştır. ÇOK giderim verimlerine bakıldığında koagülant madde olarak alüm kullanılması durumunda 42%’lik bir giderim verimi elde edilirken, FeCl3 kullanılması durumunda ise 54%’lük bir giderim verimi elde edilmiştir. UV254 absorbansı giderim verimi FeCl3’ün kullanılmasıyla 75% olarak elde edilirken, alümun kullanılması durumunda ise giderim verimi 66% olarak elde edilmiştir. Adsorpsiyon işleminde ise gerek ÇOK gerekse UV254 absorbansı giderim verimleri 30-40%’larda kalmıştır.


 

Removal Of Natural Organic Matters From Drinking Water By Using Coagulation And

Adsorption Methods
In this study, the NOM and DOC variations in the samples from the inlet of Kağıthane Drinking Water Treatment Plant which represents the surface water source of drinking water supplies in İstanbul were investigated the effects of coagulation and adsorption methods on the concentrations which have to be lowered between the limits are examined and the removal rates of the methods are compared.

In the coagulation studies, aluminium sulphate (alum) and FeCl3 as the coagulant matter were used. In the adsorption studies, the clay as an adsorption matter was used. When the alum was used as a coagulant matter, the DOC removal rate was obtained upto 42%. When FeCl3 was used, the removal rates was obtained upto 54%. When the FeCl3 was used, the UV254 absorbance removal rate was obtained 75%, while it was obtained 66% when the alum was used. In the adsorption studies, both DOC and UV254 absorbance removal rates were 30-40%.


  

CAN Nuri

Danışman : Prof. Dr. Nilgün BALKAYA

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Nilgün BALKAYA

Prof. Dr. Hüseyin SELÇUK

Doç. Dr. Nihal BEKTAŞ

Doç. Dr. Mehmet KOBYA

Yard.Doç. Dr. Ayla BİLGİN


İçme Suyu Şebekelerinde Oluşan Su Kayıplarının Belirlenmesi Ve Kontrolü: İstanbul İli Örneği

Dünya nüfusunun artışı, kentleşme ve sanayileşmenin hızla artması su tüketimini arttırmakta ve su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır. Su üreticileri artan su talebi ve azalan kaynaklar nedeniyle yeni kaynak arayışına girmişlerdir. Yeni su kaynaklarından su elde etmenin mali yükü su üreticilerini kayıp su oranını azaltmaya yönlendirmiştir.


Bu çalışmada, su dağıtım sistemlerindeki kayıplar ele alınmıştır. Önce, ülkemizin su kaynakları potansiyeli incelenmiş, daha sonra su kayıplarının bileşenleri verilmiştir. Su dağıtım sistemlerini kayıplar yönünden değerlendirmek için literatürde tanımlanmış olan su kaybı göstergelerinden bahsedilmiştir. Su kayıplarını tespit ve önleme yöntemleri anlatılmış, ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan çalışmalardan örnekler verilmiştir.
Şebekedeki kayıp ve kaçakların tespiti için sayaçsız kullanım yerlerine belli sürelerde sayaçlar takılarak okumalar yapılmış, bu sonuçlar yıllık tüketime dönüştürülerek, tüketimin olduğu ancak ne kadar olduğu bilinmeyen kullanım yerlerindeki su miktarları belirlenmiştir. Sonuç olarak üretilen su miktarından tahakkuk ettirilen su miktarı ve miktarını tespit ettiğimiz yerlerdeki kullanılan su miktarı çıkarılarak şebekedeki bilinmeyen kaçaklardan ve illegal bağlantılardan kaynaklanan kayıp su miktarı tespit edilmiştir. Kayıp suyun en asgari seviyeye düşürülmesi için önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca SCADA ve GIS’in nasıl uygulanabileceği anlatılmıştır.
Bu çalışmada, İstanbul kent merkezinde yer alan Bakırköy ilçesi pilot bölge çalışma alanı olarak seçilmiş ve çalışma alanında bulunan içme suyu şebekesindeki kayıp-kaçak oranları belirlenmiştir. Bakırköy bölgesinin seçilmesindeki amaç kayıp-kaçakla mücadelede birçok çalışmanın yapılmış olmasıdır. Bakırköy bölgesinde yapılan çalışmalar sonucu ne kadar başarılı olunduğu gözlemlenmiştir. Çalışma sonucu Bakırköy bölgesi kayıp su oranı 20.13% bulunmuştur. Ancak gerçek kayıp yani fiziksel kayıp oranı yaklaşık 10% olarak tespit edilmiştir.
Çalışma sonucunda pilot bölgede yapılan çalışmaların İstanbul geneline yayılması halinde oranın daha aşağılara düşeceği düşünülmektedir.


Determination And Control Of Water Losses In Water Distribition Systems: A Case Study For İstanbul City

Due to raise in population, rapid growth of urbanization and industrialization water consumption increases and causes decrease in water resources. As a result of expanding water demand and diminishing existing water resources, water utilities has started to look for new resources. The financial burden of producing water from new water resources has obliged water utilities to find ways to decrease non revenue water.


This study focuses on non-revenue water problem. First, the water resources potential of Turkey is presented and then the components of non-revenue water are described. Performance indicators of non-revenue water and water losses are investigated. Some methods for determining and reducing the water losses are given. The existing studies for some municipalities in Turkey and the world about water losses are provided.
At some using points without any measuring device in the network, measuring devices installed for sometime and flows were measured from this measuruments anual usage at these palaces were calculated. The billed quantity of water and other amounts of water determined by calculation substructed from the produced amount of water the difference then, is considered as due to the water losses or illegal usage of water from the network.
Bakırköy district located at the city center of İstanbul have been selected as pilot area within the scope of this study and water loss-leakage ratios of the existent potable water network in this pilot work area have been determined. Studies on Bakırköy district has given succesful results. In this study the persentage of loss water in Bakırköy district was found as 20.13. However the actual loss percentage. the physical loss percentage, was determined as about 10%.
If the study on pilot region was applied to whole Istanbul, this percentage is expected to decrease.

  

BACAKSIZ Ahmet Murat

Danışman : Yard. Doç. Dr. Yasemin KAYA

Anabilim Dalı : Çevre Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2014

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Yasemin KAYA

Prof. Dr. Neşe TÜFEKÇİ

Prof. Dr. Gülen İSKENDER

Doç. Dr. İlda VERGİLİ



Doç. Dr. Bülent MERTOĞLU


Anaerobik Membran Biyoreaktörde (Anmbr) Membran Kirlenme Mekanizmalarının

Araştırılması: İlaç Endüstrisi Uygulaması
Bu tez çalışmasında bir ilaç fabrikasının kimyasal sentez prosesi ile Etodolak ilaç aktif madde üretimine ait yüksek kirliliğe sahip ilaç endüstrisi atıksuyunun AnMBR ile arıtılabilirliği ve membranda meydana gelen kirlenme mekanizmaları araştırılmıştır. Çalışmada kullanılan AnMBR reaktör, batık membran modülü (FM MP005 MF membranı, 66 cm2 yüzey alanı) ile metanojen fazda işletilmiştir. Reaktör, 4 L hacme sahip olup; pH: 7, Sıcaklık: 35 oC’de 557 gün süre ile sürekli karıştırmalı ve teorik sonsuz çamur yaşında (SRT=∞) çalışılmıştır. Giriş KOİ değeri kademeli olarak 2500 mg/L, 5000 mg/L, 7500 mg/L, 10000 mg/L ve 15000 mg/L’ye çıkartılmıştır. 15000 mg/L KOİ değerine kadar yapılan yükleme süresince %85–90 arasında giderim verimi elde edilmiştir. 15000 mg/L KOİ ile besleme sonrasında ise KOİ giderim verimi sürekli olarak azalmış ve tüm işletme süresince en düşük giderim verimleri elde edilmiştir (%60). KOİ giderim veriminde gerçekleşen bu düşüşün sülfit inhibisyonundan kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. AnMBR’de artan yükleme değerleri ile birlikte ortaya çıkan sülfit inhibisyonuna çözüm olarak ham atıksu ön ozonlanmıştır. İşletme sürecinin son 167 günü reaktöre 16000 mg/L KOİ değerinde ozonlanmış ham atıksu ile besleme yapılmıştır. 2500, 5000, 7500, 10000 ve 15000 mg/L KOİ yükleme değerlerinde sırasıyla, Akı: 2.1, 1.6, 1.1, 1.18 ve 0.9 L/m2.saat olarak elde edilmiştir. Akıda meydana gelen değişiklikler doğrultusunda HRT: 12, 15.6, 22.9, 21.4 ve 27.6 gün olarak belirlenmiştir. AnMBR’de işletme süresince sülfat, sülfit, etodolak ve KOİ giderim verimleri sırasıyla %76, %99, %90 ve %95’lere ulaşmıştır. İşletme sürecinin başlarında %20 olan TUKM/TKM oranı %40’a kadar yükselmiş ve ozonla yapılan besleme sonrasında %6-12 oranında dengelenmiştir. Ozonlamanın TUKM artışı üzerinde bir etkisi olmamıştır. Yapılan deneysel çalışmalarla farklı OLR değerlerinde mikroorganizmaların flok yapısı, EPS ve SMP içerikleri, yüzey özellikleri (hidrofobisite ve yüzey yükü) ve atıksuyun viskozitesi ile membranın kirlenmesi arasındaki ilişkisi izlenmiştir. Reaktördeki çamurda mikrobiyal popülasyonun belirlenmesi için PCR ve FISH Analizi yapılmıştır.
Yapılan çalışmanın amacı membran kirlenmesi odaklı olduğundan; akı azalması analizinde kullanılan amprik membran gözenek tıkanması modelleri ve yine akı azalması analizinde yer alan adsorpsiyon ve adsorpsiyon–membran gözenek tıkanması modellerinin ‘Sigma–Plot’ programında iterasyon değerleri bulunarak akı modelleri hesaplanmıştır. Ayrıca temiz, kirli ve yüzeyi sıyrılmış olmak üzere 3 membran üzerinde otopsi çalışması yapılmıştır. Temiz membranda, 557. gün sonunda sistemden çıkartılan membranda ve üzerinden çamur sıyrılarak alınan membranda SEM–EDS, FT–IR, zeta potansiyeli, temas açısı, konfokal mikroskop görüntüleme, optikprofilometre ile yüzey pürüzlülüğü ölçümleri yapılmıştır. Membran yüzeyinde biriken çamurda ICP–OES, TOK, EPS ve SMP analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan otopsi işlemlerinden sonra kirli membranlar üzerinde kalın bir kek tabakasının (600 µm) oluştuğu görülmüştür. Kalsiyum ve tuz kristallerinin varlığı, membran yüzeyinde daha çok inorganik çökelmelerin meydana geldiğini göstermiştir. Kirli membranın pürüzlülük değerinde temiz membrana göre artış gözlenmiştir. Negatif yüzey yüküne sahip temiz membranın yükü kirlenme sonrası pozitif değer almıştır. Sonuç olarak, AnMBR’de inhibisyona sebep olan durumlar iyileştirildiğinde membranda meydana gelen kirlenme artması ve akının azalmasına rağmen, yüksek etodolak (%84.1-90.7 ) ve KOİ (%90) giderim verimleri elde edilmiştir.


Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin