Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 2,23 Mb.
səhifə42/48
tarix03.11.2017
ölçüsü2,23 Mb.
#28943
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   48

AYDIN Zafer


Danışman : Prof. Dr. Fevzi ERDOĞMUŞ

Anabilim Dalı : Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2009

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Fevzi ERDOĞMUŞ

Yrd.Doç.Dr. Gökhan KARA

Yrd.Doç,Dr. Münip BAŞ

Yrd.Doç.Dr. Birsen KOLDEMİR

Yrd.Doç.Dr. Muzaffer GÜNAY


Yeni Gemi Finansman Analizi

Bu çalışmada yeni gemi finansman analizi ve ikinci el gemi finansmanı analizi incelenmiştir. Genel bilgi kısımlarında gemiler hakkında bilgiler verilmiş, gemi sicili ve elverişli bayrak hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Bir sonraki finansal sistem ve unsurları hakkında bilgiler verilmiş ve finansal piyasalar açıklanmıştır. Daha sonraki bölümde denizcilik piyasalarında finansman hakkında bilgiler verilmiş, gemi yatırımı finansmanı açıklanmıştır. Gemi yatırımın finansman kaynakları detaylarıyla açıklanmıştır. Gemi İnşa sanayisi hakkında genel bilgiler verilmiş olup, dünya gemi inşa sanayisi ve Türkiye gemi inşa sanayisi incelenmiş ve detaylı bilgiler verilmiştir. Son bölümde gemi finansman şekilleri incelenmiştir. Yeni gemi finansman süreçleri detayları incelenmiş, ilgili konu örnek üzerinde açıklanmıştır. Daha sonra ikinci el gemi finansmanı incelenmiş ve ilgili konu örnek üzerinde açıklanmıştır. Diğer finansman şekilleri olan, K/G, K/S ve Mezzaine finans şekilleri hakkında bilgiler verilmiştir. Sonuç kısmanda çalışma ile ilgili bulgular açıklanmış mevcut bilgi ve bulgular ışığında sonuç kısmı oluşturulmuştur.


  

  

  



New Ship Finance Analysis

İn this study new ship finance analysis and second hand ship finance analysis were examined. İn the generally part the detail information was given about ships, ship register and open flag. The next part of this stage the information was given about finance system and finance markets was explained. The next part in this study the information about was given maritime market finance and what is ship invensment finance that question was explained. Ship İnvensment finance ways were written. General information was given about shipyard industry and in the second step The World Shipyard İndustry and Turkey shipyard industry was explained and was given detail information .Before final part the information was given about part of ship finance and part of ship finance progress was explained .Especially new building ship financing and second hand ship financing. Examples were written about new building ship finance and second hand ship finance .İn the other hand other parts of ship financing progress were explained K/G, K/S and Mezzaine finance .İn the final part the information was given about finding and then the result was written.


İRTEM Şevket Süleyman


Danışman : Yrd. Doç. Dr. Birsen KOLDEMİR

Anabilim Dalı : Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2009

Tez Savunma Jürisi : Yrd.Doç.Dr. Birsen KOLDEMİR

Prof.Dr. Fevzi ERDOĞMUŞ

Prof.Dr. Güler Bilen ALKAN

Yrd.Doç.Dr. Muzaffer GÜNAY

Yrd.Doç.Dr. Münip BAŞ


Limanlarda Ekonomik Kapasite Modellemesi ve Bir Uygulama

Limanlar gerek yatırım, gerekse işletme maliyetleri çok yüksek sanayilerdir. Bir bölgeye liman yatırımı yapılırken yapılabilirlik etüdlerinin büyük önemi vardır. Bununla birlikte bölge hinterlandının gelecekteki gelişmeleri iyi analiz edilmeledir. Tezde liman tanımı verildikten sonra günümüzde hizmet veren liman türleri tanıtılmış, limanlar için yapılabilirlik etüdlerinden bahsedilmiş ve liman işletmelerinde liman maliyeti, kapasite ve planlanma kavramları üçüncü bölümde açıklanmıştır. Bu kavramlara ait türler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Limanlarda gerçekleşen yük hareketlerine de değinilmiştir.

Liman yatırımları ekonomik anlamda büyük kaynakların kullanılması ile gerçekleşen yatırımlardır. Liman yatırımları hakkında bilgi ve yatırımların değerlendirilme tekniklerine çalışmada yer verilmiştir. Liman kapasitesininin belirlenmesinde önemli yere sahip olan rıhtım sayıları ve kapasiteleri limanlarda maliyetlerin oluşmasında da etken roldedir. Limanlar için optimum rıhtım sayısının belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan Kuyruk Teorisi Modeli bu çalışmada Haydarpaşa Limanı için kullanılmıştır. Çalışmanın malzeme ve yöntem kısmında teori hakkında detaylı bilgiler verilmiş, kuyruk şekilleri tanıtılmış, hesplamalarda kullanılan yöntemler açılanmıştır.

Limanlarda ekonomik kapasitenin belirlenmesinde kullanılan Kuyruk Teorisi ile Haydarpaşa Limanı için optimum rıhtım sayısının belirlenmesi üzerine bir uygulama yapılmıştır. Uygulama için gerekli olan değerler, istatistikler tablo ve şekiller ile sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar sonuç kısmında değerlendirilmiştir.



Economıc Capacıty Modellıng In Ports And A Case Study

Ports are industries the costs of both investment and management are high. While planning a port investment to a specific region the feasibility studies have a major significance. Additionally the future developments of the region’s hinterland should be perfectly analyzed. In this thesis after the port description is given, the still serving port types are indentified, the feasibility studies for the ports are examined and the concepts which are commonly used in port management; port cost, capacity and planning, are explained. The cargo movements in the ports are also studied.

Port investments are realized with the using of economically huge resources. The informations about the port investments and the technics used for the evaluation of the investments are also provided. The berth numbers and their capacities, which have a significance on determining the port capacities, have the majof role on the port costs. In this study Queue Theory Model, commonly used in defining the optimal berth numbers for ports, is used for Haydarpasa Port. In the material and method part of the study detailed information about the theory are given, queue forms are identified and the methods used in the calculations are explained.

A case study on defining the optimal beth number for Haydarpasa Port is made by the Queue Theory, commonly used in defining the optimal berth numbers for ports. The values necessary for the application and statistics are presented by the tables and figures. The results are evaluated in the last section of the study.



BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

GÜNDOĞDU Umut
Danışman : Prof.Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2008

Tez Savunma Jürisi :Prof.Dr. Aydın AKAN

Prof.Dr. Hakan Ali ÇIRPAN

Prof.Dr. Sıddık YARMAN

Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Ayten KUNTMAN



Nörodejeneratif Hastalıklarda Kortikomusküler Koheransın Analizi

Kas ile beyin arasında bir ilişki bulunduğu uzun yıllardır bilinmesine rağmen, kas ile beyin arasında bilginin taşınma yöntemine ait ortaya konulabilmiş çok sınırlı bilgiye sahibiz. Parkinson, Alzheimer, unutkanlık, felç gibi, etkileri kas hareketleri üzerinde de görülen, nörodejenaratif hastalıklar düşünüldüğünde, bu bilginin neden önemli olduğu anlaşılabilir. Bu güne kadar yapılan çalışmalar sonucu elde edilen veriler ışığında, bu sınıfa dâhil edilebilecek birçok hastalık grubu ile ilgili genel geçer sonuçlara ulaşılabilmiştir. Ancak bu sonuçların, her vaka üzerinde aynı sonuçları vermemesi, yeteri kadar bilgi taşımaması ve henüz çok yeni olmaları gibi sebeplerle, bu sınıfa dâhil hastalıkların teşhisinde henüz kullanım alanları oluşmamıştır. Bu çalışmada, ilk olarak kas ile beyin arasında bilinen fizyolojik ve anatomik yapılar ile kas ve beyin arasındaki ilişkiyi incelemede kullanılabilecek fizyolojik kökenli elektriksel işaretlerin oluşumları incelenmiştir. Literatürde bu sınıfa dâhil hastalıkların incelenmesinde en sık kullanılan fonksiyon olan koherans fonksiyonu tanıtılmış, hastalıklarda ve sağlıklılarda koherans fonksiyonu ışığında elde edilen bilgiler özetlenmiştir. Buna bağlı olarak Koherans fonksiyonunun bu gruba dâhil hastalıkların incelenmesinde içerdiği eksiklikler araştırılmıştır. Koherans fonksiyonunun taşıdığı eksiklikler tanıtıldıktan sonra, durağan olmayan rastgele süreçler tarafından üretilen işaretlerin incelenmesinde kullanılabilecek, “İkili Frekans Koheransı” olarak adlandırılan yeni bir yöntem önerilmiştir. Önerilen bu yeni yöntem sentetik işaretlerle incelenip, bugüne kadar kullanılmış benzeri yöntemlerle karşılaştırılmıştır. Daha sonra yeni yöntem ile gerçek işaretlerin analizi yapılmıştır. Bütün bu bilgiler ışığında yeni yöntemin kullanılabilirliği yorumlanmış ve gelecek çalışmalarda yapılabileceklerin bir önerisi yapılmıştır.



Analysis of Corticomuscular Coherency in Neurodegenerative Diseases

Although, it’s been known that there is a correlation between muscle and brain for a long time, our knowledge about the transmission mechanism of data is still far from to be effectual. Considering neurodegenerative diseases, which have also effects on moving behavior, like Parkinson, Alzheimer, Dystonia, stroke etc. the significance of this knowledge becomes evident. In retrospect, there are some results achieved about diseases falling into this category. Since, these results are nor very common neither robust, they are not used for diagnosis of these diseases. First of all, we investigated the physiologic and anatomic structures of motor system and the basic electrophysiological signals, which can be used to analyze the relationship, produced by these structures. Coherency function, which is the most common technique used for analyzing above mentioned signals, was introduced and findings, obtained in sight of coherency function were summarized. In accordance, weaknesses of coherency function on analyzing these diseases were investigated. After introducing weakness of coherency function, a new method named “bifrequency coherence”, was offered to analyze non-stationary random processes. The new method was examined with synthetic signals and compared with similar methods. Then, real signal were analyzed using this new method. In sight of all these findings, usefulness of the new approach was concluded and some suggestions about future work have been made.




ÜLGEN Ali
Danışman : Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Anabilim Dalı :Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı :2008

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof.Dr.Sıddık YARMAN

Prof.Dr.Ayten KUNTMAN

Prof.Dr.Serhat ŞEKER

Doç.Dr.A.Halim ZAİM



Dijital Mammografi Görüntülerinin İyileştirilmesi

Dünyanın birçok ülkesinde kadınlar arasında önde gelen ölüm nedenlerinde biri göğüs kanseridir. Çağdaş tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde meme kanseri hastalığında önemli derecede ilerleme kaydedilmiş, son 10 yılda standart görüntüleme teknolojisi ve analog mamografi cihazları kullanılarak erken teşhis konulması sayesinde meme kanserine bağlı ölümlerde azalma görülmüştür. Klinik uygulamalarda yeni teknoloji olarak artık dijital mamografi kullanılmaktadır. Bu teknolojinin yüksek uzaysal ve kontrast çözünürlüğüne gereksinimi dolayısıyla, çok düşük piksel ve düşük sinyal-gürültü oranına ihtiyaç duyar. Dijital versiyonun analog mamografiye oranla çok daha üstün bir dinamik aralığı ve doğrusallığı vardır. Dijital mamografi bize analogda olmayan kontrast ayarı, dijital arşiv ve CAD (Computer Aided Diagnosis) gibi ilave kolaylıklar sağlamaktadır. Bu özellikleri kullanarak mamogramların benign (iyi huylu tümör), malign (kötü huylu tümör) veya normal olarak sınıflandırılmasının üstesinden gelmek ve analiz yapmak mümkündür.

 
Enhancement of Digital Mammography Images

Breast cancer remains a leading cause of cancer deaths among women in many parts of the world. Contemporary diagnosis and treatment of breast cancer has noticeably improved the outcome of disease, reducing death rates over the last decade by earlier detection using standard breast imaging technology, film-screen X-ray mammography. Digital mammography is the new technology most certain to see clinical use, but it has been a long time coming. With its high spatial and contrast resolution requirements, mammography demands very small pixels and a high signal-to-noise ratio. The digital version of the technology has superior dynamic range and linearity compared to film, leading to better contrast resolution. Digital mammography provides additional features not available with standard film-screen mammographic imaging such as contrast enhancement, digital archiving, and computer-aided diagnosis. To analysis mammograms and overcome classification of benign, malign and normal ones, selection the best features from the images for classification and extraction should be done.




SAYIN Alaattin

Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği Anabilim Dalı

Mezuniyet Yılı : 2009

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Sıddık YARMAN

Prof. Dr. Hakan Ali ÇIRPAN

Prof. Dr. Ayten KUNTMAN

Beyin – Bilgisayar Arayüzü Tasarımı

Beyin-bilgisayar arayüzü (BBA) bir tür iletişim sistemidir. Bu iletişim sisteminde, bireyin dış dünyaya gönderdiği iletiler ve komutlar beynin normal çıktı yolları olan çevre sinirlerden ve kaslardan değil de beyin etkinliğinin algılandığı ve yorumlandığı bir sistemden oluşması amaçlanır. Bu amaçla tasarlanmış sistemlere BBA denir. Bu sistemlerde elektroensefalografi (EEG), fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI), pozitron emisyon tomografisi (PET), gibi teknikler kullanılabilir. Ancak şimdiye dek BBA çalışmalarında yoğun olarak kullanılmış olan teknik EEG'dir. Bu çalışmada da EEG kullanılarak, mevcut teknikler incelenip, yeni analiz tekniklerinin oluşturulması hedeflenmektedir. Böylece daha iyi yorumlanabilen ve daha hızlı çalışan bir BBA tasarlanabilir.

Bu çalışmada öncelikli olarak beyin hücrelerinin fizyolojik yapısının araştırılması yapılmış ve EEG sinyallerinin nasıl oluştuğu ve ölçüldüğü konusu incelenmiştir. Bunun sonunda BBA’ da kullanılacak olan sinyaller hakkında bilgi edinilmiştir.

Bir sonraki aşamada uyarılmış potansiyeller hakkında gerekli inceleme yapılmış ve kullanılacak öznitelik çıkarma konusunda araştırma yapılarak BBA’ da kullanılacak sisteme karar verilmiştir. Bu aşamada koherans analizi hakkında araştırma yapılmıştır.

Bu araştırmalar sonunda oluşturulan BBA’ da kullanılacak veriler daha önce yapılmış çalışmalardaki verilerden seçilmiştir. Bunun sebebi de burada oluşturulan sistem ile daha önce oluşturulan sistemler arasındaki farkı daha iyi görebilmek ve sonuçları karşılaştırmaktaki tutarlılık olmuştur.

Sonuç olarak burada kullandığımız analiz yöntemi daha önceki araştırmalardan farklı ve daha yeni bir sistem olduğu için, elde ettiğimiz sonuçların gelecekte bu konuda yapılacak çalışmalara ışık tutacağı düşünülmektedir.


Brain – Computer Interface Design

Brain-Computer Interface (BCI) is a kind of communication system. In this communication system, outputs and commands do not transmit out world via normal pathways or organs but that system by recognizing and analyzing brain activity. Electroencephalography (EEG), functional magnetic resonance imaging (fMRI), positron emission tomography (PET) and such techniques can be used in these systems. However, in retrospect the most common technique is been EEG. In this study, we aimed to produce new analysis technique uses EEG by investigating existent analyzing techniques. So a much faster and brainier BCI systems can be designed.

In this study, we first investigate the physiological structures of brain cells and formation and measuring EEG signals. So information about signals which can be used in a BCI system has obtained.

On the next step, some features extraction methods and evoked potentials were investigated and a decision on which features could be used in such system was made. In this step Coherency analysis was researched.

At the end of this investigation process, data of which would be used in the BCI system was chosen from a databank. So we would have the opportunity to compare our results with retrospect much more convenient.

In conclusion, the analysis method which we used in this study is assumed to be a different and new point of view and hopefully it will guide the researchers working in this field.



DOĞRUYOL F.Mehmet

Danışman : Prof.Dr.Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : Şubat 2009

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr.Aydın AKAN (Danışman)

Prof.Dr.Sıddık YARMAN

Prof.Dr.Hakan A.ÇIRPAN

Prof.Dr.Osman Nuri UÇAN

Prof.Dr.Ahmet SERTBAŞ

Sıcaklık ve Nem Faktörlerinin Anestezik Gazlar Üzerindeki Etkileri

Sağlık sektöründeki kalite çalışmaları kapsamında, medikal cihazların uluslararası standartlara uygun olup olmadığının tespiti ve dolayısıyla kalibrasyon ölçümleri çok büyük önem arz etmektedir. Bu tezin amacı; sıcaklık ve nem faktörünün vaporizatörden verilen gaz miktarına etkisinin araştırılması ve operasyon sırasında hastaya verilecek gaz miktarının ayarlanmasında bu faktörlerin göz önünde bulundurulmasını sağlamaktır.

Tezin ilk bölümünde anestezinin tanımı verilmiş ve anestezi türleri ele alınmıştır. Anestezinin tarihsel gelişimi incelenerek anestezik ajanların kullanım alanlarına göre sınıflandırılması yapılmıştır. Klinik uygulamalarda rutin tekniklerden birisi haline gelen düşük akımlı anestezinin pozitif ve negatif yönleri tartışılmıştır. Düşük akımlı anestezinin riskleri değerlendirilerek bu risklerin azaltılmasına yönelik teknik değerlendirmeler ele alınmıştır.

Buharlaşmaya hazır haldeki özellikle formüle edilmiş uçucu ajanlar organik sıvılardır ve genel anestezinin başlaması ve sürdürülmesi için solunum yoluyla verilirler. Düşük akımlı anestezi uygulamalarında izofluran ve sevofluran en yaygın kullanılan ajanlardır. İzofluran ve sevofluran gazlarının özellikleri ele alınmış ve teknik açıdan karşılaştırmaları yapılmıştır. Tezin ilk bölümünün son kısmında anestezik gaz yoğunlaşmasında sıcaklık ve basıncın etkisi araştırılarak farklı sıcaklık ve basınç değerleri altında anestezik ajanların etki düzeyindeki değişim ortaya konulmuştur.

Tezin ikinci ve üçüncü bölümlerinde anestezi uygulamalarında kullanılan cihazların kullanım alanları ve kullanım teknikleri ele alınmıştır. Bu çalışmada anestezi cihazının performansı değerlendirilmiş ve cihazın hastaya ayarlanan değeri verip vermediği ölçülmüştür. Daha sonra anestezi cihazının sıcaklık ve nem değerleri değiştirilerek, bu faktörlerin etkisinde nasıl bir değişime uğradığı incelenmiştir. Yapılan çalışmada izofluran ve sevofluran gazlarının sıcaklık-nem faktörüne göre etkilerinin değişimi ölçülmüştür. Elde edilen veriler biyoistatistik çalışma yapılarak değerlendirilmiş ve sıcaklık-nem faktörünün yer aldığı istatistikî modelleme yapılmıştır.

The Effects of Temperature and Humidity on the Anesthetic gases

Within the framework of quality management endeavors in medical services, calibration gained great importance through appropriacy of medical devices. The aim (goal, objective)of this study is to investigate the effects of temperature and humidity factors to the amount of gas output from the vaporizer and to enhance the consideration of these factors while adjusting he amount of gas to be given to the patient during(through) the operation(surgery).

The definition and types of anesthesia are studied in the first section of the thesis. Historical development of anesthesia is studied with classification of anesthetic agents according to their field of use. Advantages and disadvantages of Low Flow Anesthesia, which became a routine technique in clinical applications, are discussed. The risks of Low Flow Anesthesia and technical precautions in order to reduce the rate of these risks are considered.

Volatile agents ready to evaporate, especially formulated volatile agents, are organic liquids and they are applied to the patient through the respiratory system during induction and maintenance of general anesthesia. Isoflurane and sevoflurane are the most commonly used agents in Low Flow Anesthesia applications. The properties of isoflurane and sevoflurane gases are studied with their technical comparisons. In the final part of the first section of this study the effects of temperature and pressure to the anesthetic gas concentration and the rate of change in anesthetic depth under different values of temperature and pressure are introduced.


In the second and third sections of the thesis, the application areas and application techniques of machines (devices) used in anesthesia are introduced. In this study, the performance of the anesthesia machine is evaluated with whether it supplied the dialed amount of anesthetic to the patient. Then, through changing the temperature and humidity values (rates) of anesthetic device, the results of changes in these factors are observed. The changes in the effects of isoflurane and sevoflurane gases according to the temperature-humidity factors are measured. The data gathered (elicited) are evaluated with biostatistical study and also mathematical modeling including temperature-humidity factors is formed.
SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ANABİLİM DALI

GÜLER Müjde
Danışman : Doç. Dr. Mustafa YILDIZ

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Yetiştiriciliği

Programı : Yetiştiricilik

Mezuniyet Yılı : 2008

Tez Savunma Jürisi : Doç.Dr. Mustafa YILDIZ

Prof. Dr. Metin Timur

Prof. Dr. Erdal ŞENER

Doç.Dr. Devrim MEMİŞ

Doç. Dr. Nuray Erkan ÖZDEN

Pamuk Tohumu Yağı Kullanılan Diyetlerle Beslenen Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1972)’Nın Büyüme Performansı ve Yağ Asidi Kompozisyonu

Bu araştırmada, gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss W., 1972) diyetlerinde balık yağı yerine farklı oranlarda (% 25, % 50, % 75 ve % 100) kullanılan pamuk yağının balığın büyüme performansına ve yağ asidi kompozisyonuna etkileri değerlendirilmiştir. Toplam 60 gün süren yemleme deneylerinde başlangıç ağırlıkları ortalama 89,33 g olan 500 adet balık kullanılmıştır.

Balıkların büyüme parametreleri yapılan ölçümler sonucunda canlı ağırlık artışı, spesifik büyüme hızı, yemden yararlanma oranı, kondüsyon faktörü, karkas oranı, hepatosomatik ve viserosomatik indeks değerleri hesaplanmıştır. Araştırmada kullanılan yem ve balık örneklerindeki besin maddeleri miktarı, yağ asidi kompozisyonu ile balıklardan alınan karaciğer örneklerindeki toplam yağ oranı saptanmıştır.

Deney sonunda balıklardaki en yüksek ağırlık artışı (62,97 g) deney grubu 3’de gerçekleşmiş (P0.05) ve diğer deney grupları arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (P>0.05). Yemden yararlanma oranları, deney grubu 3’de en düşük (1,28) değerde hesaplanmış (P0.05) ve diğer deney grupları arasında (1,35-1,37) önemli bir fark görülmemiştir (P>0.05). VSİ ve HSİ değerleri diyetlerde kullanılan pamuk yağının artışına paralel olarak artmıştır. En yüksek VSİ (14,68) ve HSİ (1,16) değerleri deney grubu 5’de bulunmuştur.

Diyetlerde kullanılan pamuk yağı, balık örneklerindeki vücut ve karaciğer yağı oranları ile yağ asidi kompozisyonunu önemli derecede etkilemiştir. Yapılan analiz sonuçlarına göre % 50 ve daha yüksek oranlarda pamuk yağı içeren diyetler balıkların vücut ve karaciğer yağı oranlarını artırmıştır (P0.05). Diyetlerde kullanılan pamuk yağı oranlarının artışına paralel olarak n-6 PUFA oranları da artmıştır. Buna karşın n-3 PUFA ve n-3 HUFA oranları aşamalı olarak azalmıştır (P0.05). Benzer şekilde deney yemlerinin n-6 PUFA ve n-3 PUFA oranları deney balıklarının etindeki yağ asidi kompozisyonuna doğrudan yansımıştır.

Sonuç olarak balıkların büyüme performansı ve yağ asidi kompozisyonu incelendiğinde gökkuşağı alabalığı diyetlerinde balık yağı yerine maksimum olarak % 50 oranında pamuk yağının kullanılabileceği görülmüştür.



Growth Performance and Fatty Acid Composition of Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1972) Fed Diets Included Cottonseed Oil

In this study the effect of feeds included different (% 25, % 50, % 75 and % 100) ratios of cottonseed oil substitute of fish oil on growth performance and fatty acid composition of rainbow trout (Oncorhynchus mykiss W., 1972) were investigated. Totally 500 fish (mean initial weight was 89,33 g) were used for feeding trials during the 60 days.

Growth performanceof fish were calculated as individual growth performance, specific growth rate, feed utilization, condition factor, carcass ratio, viserosomatic and hepatosomatic index values. Proximate composition and fatty acid composition of experimental feeds or fish and total lipid in the liver samples of fish were determined.

At the end of feeding trials, mean individual weight gain of the fish was found the highest value (62,97 g) in experimental group 3 (P0.05). No significant differences were found among the other experimental groups (P>0.05). Experimental group 3 had the lowest feed conversion ratio (1,28) (P0.05) and no significant (between 1,35-1,37) differences were detected among the other experimental groups (P>0.05). To increase VSI and HSI values gradually increased cottonseed percentages in diets. However, experimental group 5 had the highest VSI (14,68) and HSI (1,16) values.

Liver and whole body lipid vawes or fatty acid composition of fish were significantly affected by cottonseed oil in diets. Results showed that diets included cottonseed oil % 50 and over levels were increased body and liver lipids of fish (P0.05). Cottonseed oil levels in diets were gradually increased n-6 PUFA.percentages and were gradually decreased n-3 PUFA and n-3 HUFA percentages (P0.05). n-6 PUFA and n-3 PUFA of whole fish bodies were directly reflected fatty acid composition of experimental diets.

According to the all results, growth performance and fatty acid composition of fish were shown that is possible use % 50 and sub levels of cottonseed oil as substitute fish oil in the rainbow trout diets.



Yüklə 2,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin