Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 1,03 Mb.
səhifə17/19
tarix17.11.2017
ölçüsü1,03 Mb.
#31999
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19

SAATÇI Esra

Danışman : Prof. Dr. Aydın AKAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Aydın AKAN

Prof. Dr. Nurhayat YILDIRIM

Prof. Dr. Gökhan UZGÖREN

Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. İlhan KOCAARSLAN
İnvasiv Olmayan Ventilasyonda Solunum Parametrelerinin Modellenmesi
Bu çalışmada, solunum sistemi üç doğrusal ve bir doğrusal olmayan elektriksel model ile modellenmiş, model eşitlikleri durum-ölçüm uzayında çıkarılmış ve model parametreleri istatistiksel sinyal işlemede kullanılan kestirim yöntemleri ile benzetimler yardımıyla kestirilmiştir. Kullanılan solunum sistemi modelleri araştırmalarda sık kullanılan RIC, Viskoelastik, Mead ve bu tezde önerilen basitleştirilmiş doğrusal olmayan RC solunum sistemi modelleridir. Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) olan hastaların invasiv olmayan ventilatör altında solunum sistemini benzetimleyen bu modeller, solunum sisteminin parametrelerinin kestirilmesi için kullanılan araçlardır. Kullanılan yöntemler en küçük değişinti yansız kestirici (MVUE), enbüyük olabilirlik kestirimci (MLE), Kalman filtre (KF), unsecnted Kalman filtre (UKF) ve genişletilmiş Kalman filtre (EKF) dir.

Kestirim yöntemlerinin, solunum modelleri ve yapay solunum sinyalleri (havayolu gaz akış hızı ve havayolu basıncı) yardımıyla teorik performans karşılaştırma kriterleri kullanılarak karşılaştırılmaları bu tezin ilk kısmını oluşturmaktadır. Sonsal Cramer-Rao altsınırı (PCRLB) çiftli Kalman filtrede zamanla değişmeyen parametrelerin kestirimi için çıkarılmış ve hem parametreler hem de durum değişkenleri için gösterilmiştir. UKF ve EKF yöntemlerinin Mead model ve doğrusal olmayan RC model için hata ortak değişinti matrisleri PCRLB ile birlikte gösterilmiştir.

8 KOAH hastasından ve 6 sağlıklı bireyden ölçüm sistemi yardımıyla toplanan havayolu basıncı, havayolu gaz akış hızı ve akciğer hacim sinyalleri solunum sistemi modelleri yardımıyla parametrelerin kestiriminde kullanılmıştır. Ayrıca, ölçüm gürültüsü genelleştirilmiş Gauss dağılımı (GGD) olduğu düşünülerek modellerin gerçek sinyallere uyumu ve bu uyumdan sonra kalan artıkların dağılımı incelenmiştir.

Sonuç olarak; yapay solunum sinyallerinde, RIC modelin MLE ve MVUE yöntemleriyle en iyi model parametre kestirim sonuçlarını verdiğini; gerçek solunum sinyallerinde, solunum modellerinin kullanılan yönteme göre farklı gruplarda farklı davranışlar sergilediğini; RIC modelde her iki grup için MVUE ve MLE nin tutarlı sonuçlar verdiğini; doğrusal olmayan RC modelde her iki grup için EKF ve UKF yöntemlerinin aynı başarıyı sergilediğini ve doğrusal olmayan RC modelin, RIC modele göre Hasta grubuna daha uygun bir model olmakla beraber bunun tam tersinin Kontrol grubu için doğru olduğunu söyleyebiliriz.




Modellıng Of The Respıratory Parameters In Non-Invasıve Ventılatıon
In this study, the respiratory system are modelled by three linear and one non-linear lumped parameter respiratory model, the equations of the models are driven and the parameters are estimated by using statistical signal processing methods. Linear RIC, Viscoelastic and Mead models and proposed basic non-linear RC model are used to resemble the respiratory system of the patient with Chronic Obstructive Pulmonary Disease (COPD) under non-invasive ventilation. Statistical signal processing methods such as Minimum Variance Unbiased Estimation (MVUE), Maximum Likelihood Estimation (MLE), Kalman Filter (KF), Unscented Kalman Filter (UKF) and Extended Kalman Filter (EKF) are very powerful methods to estimate the parameters of the systems embedded in the unknown noise.

In the first part of this thesis, artificial respiratory signals (airway flow and airway pressure) are used for the performance measurement criteria. Posterior Cramer Rao Lower Bound (PCRLB) is computed for the time-invariant parameters as well as the states in the dual Kalman filters. Then the error covariance matrixes of UKF and EKF are illustrated with respect to these bounds.

In the second part of this thesis, the respiratory signals are acquired from 8 COPD patients and 6 healthy subjects by the measurement system. The parameters of the respiratory system are then estimated by these observed respiratory signals. Moreover, by assuming the Generalized Gaussian Distributed (GGD) measurement noise, the actual residuals that is left over when the models are fitted to the measured signals, are analyzed in the statistical sense.

In the conclusion, when artificial respiratory signals are used, the best estimated parameters are the RIC model parameters when MLE or MVUE are used. It is also found that, in the real respiratory signals each group demonstrates distinguished results with both different methods and models. The other important results are RIC model parameters are estimated very consistently by MVUE and MLE; EKF and UKF are equally successful for the parameter estimation of nonlinear RC model; and the respiratory signals acquired from the Patient group is best fitted to the nonlinear RC model whereas RIC model is more suitable for the Control group’s respiratory signals.



SAYAN Ömer Fatih

Danışman : Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof. Dr. Mahmut ÜN

Prof. Dr. Ahmet SERTBAŞ

Prof Dr. Serhat ŞEKER

Prof. Dr. Sedef KENT

Duygusal Zeka Modeli Oluşturulması
Bu tez kapsamında insan duygusal zekasının karar alma mekanizmasının nasıl çalıştığı televizyon izleme oranları dikkate alınarak incelenmiştir.

Literatürde insanların sahip olduğu duyguların nasıl modellenebileceği ile ilgili çalışmalar bulunmakta, ancak insan makine haberleşmesinde insan duygusal durumunun etkin olarak anlaşılması ve bunun karar alma mekanizmasına etkisi ile ilgili çalışmalar sınırlı sayıda deneysel çalışmalardan öte geçememiştir. Televizyon izleme oranını belirten rating oranı ilk olarak insan karar alma mekanizmasının belirlenmesi ve duygusal zekanın modellenebilmesi için ilk adım olarak kullanılmıştır.

Geçmiş rating oranlarını kullanarak gelecek rating değerlerinin kestirimi farklı metodlar kullanılarak yapılmıştır. Haber programlarının rating değerleri ve duygusal durumu incelenerek izleyici ve yapımcı açısından duygusal durumun etkilenmesi araştırılarak, duygusal zeka modeli oluşturulmasına yönelik ilk bir adım bu çalışmada sunulmaktadır.


Emotıonal Intellıgence Modellıng

In the context of this thesis the decision making process of human emotional intelligence works by the use of TV rating rates is analyzed.

There has been some research on how the emotions of human can be modelled. .However in the area of human machine interaction, research about the understanding of human emotions and the role of emotions in the decision making process has not been beyond some limited experimental studies. Indication of television watching ratings is at first used to determine the human decision making mechanism and in the modelling of emotional intelligence.

In this dissertation past rating rates are used the predict the future rating rates by several methods, the rating rates and emotional situation of news programs are analysed to search how these effect the producer and also the audience, in order to make the first step into the emotional intelligence model.



AKGÜNDOĞDU Abdurrahim
Danışman : Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Anabilim Dalı : Biyomedikal Mühendisliği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Osman Nuri UÇAN

Prof.Dr. Aydın AKAN

Prof.Dr. Sedef KENT

Prof.Dr. Sıddık YARMAN

Prof.Dr. Serhat ŞEKER




Trabeküler Kemik Yapılarının Yapay Zeka Yöntemleri İle Modellenmesi
İskelet kemikleri değişik miktarda yumu­şak spongiosa denilen süngerimsi (trabeküler) dokuyla, kortikal denilen sağlam, yoğun, kabuk dokusundan oluşmuştur. Düzensiz yapıdaki sünge­rimsi kemik dokusundan yapılmış olan trabeküler kemikler sert kemik tabakasıyla kaplıdırlar. Özellikle omur ve bilek kemikleri bu tür kemiklere birer örnektir. Çocukluk ve ergenlik çağlarında yapımı süren kemik dokusu kemik yıkımından faz­ladır. Erişkinlerde bu oran genelde dengede olup, yaş ilerledikçe bu işlem tersine dönmektedir. Bu nedenle yaşlı bireylerde kemik dokusu gevşer ve kemiklerde kal­siyum eksikliğine bağlı olarak osteoporoz (OP) adı verilen boşluklar meydana gelir.

Kemik kütlesinin, kemik yoğunluğunun ve kemik mineral içeriklerinin saptanması için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bireylerin kırık riskini belirlemede kemiğin fizyolojik ve patolojik durumunu en iyi kemik mineral yoğunluğu (KMY) gösterir. Özellikle 40-50 yaş arası kadınlarda kemik yapısındaki minerallerde yaşla ilişkili kayıplar görülmektedir. Kortikal kemik ölçümlerinde zamansal olarak yıllık ortalama kemik kaybı oranı %1 iken bu oran trabeküler kemikte çok daha yüksektir.

Kıkırdak yapının anormal ölçülerde zarar görmesiyle sinovyal sıvıda azalmaların başladığı bir diğer kemik rahatsızlığı da ostoartritdir (OA). 30 yaş altındaki bireylerde %1, 40 yaş üstü bireylerde %10 ve 60 yaş üstü bireylerde %50 sıklığında görülür.

Bu tez çalışmasında normal kemik yapıları, OA ve OP kemik hastalıklarından bahsedilmiş Sinirsel Bulanık Mantık, Doğrusal Vektör Makinaları ve Genetik Algoritma gibi literatürde başarılı sonuçları bulunan yapay zeka yöntemleri kullanılarak ilk etapta OP hastaları ve sağlıklı kişiler karşılaştırılmış ve hastalık tanısındaki başarım oranı verilmiştir. Daha sonra OA ve OP hastalarından alınan kemik görüntüleri Karma İskelet Grafik Analizi (KİGA) nin kullanımıyla modellenmiş ve bu trabeküler kemiklerden öznitelikler çıkarılarak OA ve OP sınıflandırması yapılmıştır.


  

Trabecular Bones Structure Analyzıng Usıng Artıfıcıal Intellıgence Methods

The skeletal bones are formed by solid, dense cortical tissue and different amounts of soft trabecular tissue. Misplaced structured sponge patterned of trabecular bones are covered with hard bone plates. Especially vertebral bones and wrist bones are examples of this type of bones. The built (The growth of) childhood and adolescence age bone tissue is more than the bone injury. In adults, this rate is usually in balance, as the year's progress in the process is reversed. Therefore, the bone tissue of elderly individual loosens and osteoporotic gaps occur due to a lack of calcium at the bones.

There are several methods used in which to identify bone mass, bone density and bone mineral content. Bone mineral density (BMD) is the best way to show the risk of broken bone’s physical and pathological conditions. Especially the loss of mineral structure in the bones of women between 40-50 years old is observed while annual average rate of bone loss in cortical bone measurements are 1%. This ratio is much higher in bone trabecular.

Another bone disease starting with abnormal extent damage in cartilage structure decrease of synovial fluid is called osteoarthritic (OA). These are often seen 1% in individuals under age 30, 10% in individuals over age 40 and 50% in individuals over age of 60.

In this thesis, normal bone structure, OA and OP bone disease have been mentioned then Neuro-Fuzzy, Support Vector Machines and Genetic Algorithms with successful results in the literature (medicine language) are used. In the first stage, OP patients and healthy people are compared and then the success rate of disease diagnosis has been given. Then, the bone images obtained from OA and OP patients have been modeled by using the Hybrid Skeleton Graph Analysis (HSGA) method and feature extracted from the OA and OP trabecular bones classification was made.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ANABİLİM DALI
ERCAN Didem Menekşe
Danışman : Prof. Dr. Akın CANDAN

Anabilim Dalı : Su Ürünleri Yetiştiriciliği

Programı (Varsa) : Hastalıklar

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Akın CANDAN

Prof. Dr. Gülşen TİMUR

Prof. Dr. Öznur DİLER

Prof. Dr. Ayşegül TOPAL SARIKAYA

Doç. Dr. Ayşegül KUBİLAY

Levrek (Dıcentrarchus Labrax L. 1758) Balıklarında Vıbrıo Anguıllarum’ Un Patogenesisi

Üzerine Bir Araştırma
Vibriozis, levrek balıkları (Dicentrarchus labrax L. 1758)’ nda çok sık görülen önemli bakteriyel hastalıklardan biridir. En önemli etkeni Vibrio anguillarum Gram (-), basil şeklinde ve hareketli bir bakteridir. Vibrio anguillarum ile enfekte olmuş balıklarda klinik tabloda hemorajik septisemi gözlenir. Bu patojen çeşitli toksinler ve virülans faktörleri üreterek balığın savunma mekanizmasını çökertmektedir.

Bu çalışmada deneysel olarak V. anguillarum enfeksiyonu oluşturularak bakterinin konak canlıda oluşturduğu patolojik değişiklikler ve konak canlının verdiği tepki araştırılmıştır. V. anguillarum patogenesisini incelemek için deneysel enfeksiyon oluşturulduktan sonra balıkların kan ve doku örnekleri alınmıştır. Bu örnekler ile total eritrosit sayımı, total lökosit sayımı, hematokrit değeri ölçümü, kan frotileri, doymamış demir bağlama kapasitesi belirlenmesi, serum demir miktar ölçümü, serum transferrin doygunluğu belirlenmesi, bakteri re-izolasyonu, histopatolojik inceleme, transferrin gen anlatımı analizi yapılmıştır.

30g üstü levrek balıkları 105 hücre/ml V. anguillarum içeren yapay deniz suyunda (‰30) tutularak enfekte edilmiştir. Ölmek üzere olan yada yeni ölmüş hasta balık örneklerinin, dış ve iç bakıda hastalığın tipik patolojik bulgularını taşıdığı saptanmıştır. İnternal olarak genellikle karaciğerde fokal hemorajiler ve bağırsakta sarı renkli sıvı birikimi gözlenmiştir. Dalağın büyümüş olduğu ve aynı zamanda dalağın ve böbreğin erimiş olduğu da saptanmıştır.

Enfeksiyonun 2. gününden itibaren olgunlaşmamış eritrosit sayıları artmış, 3. ve 6. günlerinde ise bu sayı %50 civarına ulaşmıştır. Yapılan bu çalışmada lökositlerin ilk iki gün enfeksiyon etkeni bakteriye karşı cevap olarak sayılarının yükseldiği fakat enfeksiyonun ilerleyen günlerinde sayılarının azaldığı tespit edilmiştir. Enfekte balıklarda histopatolojik olarak böbrek, dalak, karaciğer dokularının hemoraji ve liquefactive nekroz ve kalp kasında myopati saptanmıştır. 4. günden sonra bağırsak mukoza epitelinde yaygın nekroz ve dökülme yanısıra bağırsak duvarında delinme tespit edilmiştir.

Kanda demir azalmasına neden olan V. anguillarum, bu çalışmada transferrin doygunluğunun azalmasına da neden olmuştur. Vibriozis enfeksiyonu sırasında transferrin gen anlatım farkını izleyebilmek için RNA örnekleri ile yapılan RT-PCR sonucunda anlatım farkını görmek mümkün olmamıştır. Northern blotlama deneyinde elde edilen transferrin geni anlatımı sonuçlarına göre; kandaki transferin doygunluğu düşmekte iken gen anlatımının da düştüğü saptanmıştır.

Pathogenesıs Of Vıbrıo Anguıllarum In Sea Bass (Dıcentrarchus Labrax L. 1758)

Vibriosis is one of the important bacterial disease of sea bass (Dicentrarchus labrax L. 1758). Most important agent is Vibrio anguillarum which is a Gram (-), bacilliform motile bacteria. Infected fish shows haemorhagic septicemia when infected by V. anguillarum. This pathogen destroys the fish’s immune system by producing several toxins and virulence factors.

In this study, pathogenesis of V. anguillarum was researched in sea bass during experimental infection. Blood and tissue samples were taken daily from infected fish. Total erytrocytes, total leukocytes, hematocrite, blood smears, unsaturated iron binding capacity, serum iron levels, serum transferrin saturation levels, reisolation of bacteria, histopathological examination, transferrin gene expression were measured and analysed respectively.

The sea bass that are up to 30g were infected experimentally via holding in salt water contained 105 V. anguillarum cell/ml. Then they were sampled for daily. Moribund and newly dead fish samples have typically pathological external and internal signs. Internally the main feature is focal haemorrhages on the surface of the liver and accumulated yellow fluid in the intestine. Enlargement were seen of the spleen and liquefaction were also seen of the spleen and kidney.

After the second day of V. anguillarum infection, the number of unmaturated erytrocytes increased and reached to 50% of total erytrocytes in 3rd and 6th days. In this study, the number of total leucocytes increased in the first days of infection but in the continous days, these numbers decreased. Acute haemorhagic septicemia was progressed in infected fish with V. anguillarum. Liquefactive necrosis and haemorhagie in the spleen, kidney and liver tissues and cardiac myopathy were observed in histopathologically. After 4th day, necrosis and sloughed of the intestinal mucosa epithelium into the lumen and also perforation on the intestine wall.

During the infection, serum iron levels and transferrin saturation decreased. For gene expression analysis, RNA samples were isolated and analysed by RT-PCR and Northern blot. RT-PCR gave unsufficient results but according to Northern blot results, it has been shown that the transferrin gene expression decreased.




Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin