Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə12/24
tarix27.07.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#59897
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   24

DÖNMEZ Göknur

Tez Adı : Katı Oksit Yakıt Hücreleri İçin Ce1-x Mx O2-(x/2) Esaslı Elektrolitlerin Hazırlanması ve Karakterizasyonu

Danışman : Doç. Dr. M. A. Faruk ÖKSÜZÖMER

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Proses ve Reaktör Tasarımı

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Doç.Dr. M. A. Faruk ÖKSÜZÖMER

Prof. Dr. M. Ali GÜRKAYNAK

Prof. Dr. A.Nilgün AKIN

Doç.Dr. Hüseyin DELİGÖZ

Doç.Dr. Mehmet BİLGİN


Katı Oksit Yakıt Hücreleri İçin Ce1-x Mx O2-(x/2) Esaslı Elektrolitlerin

Hazırlanması ve Karakterizasyonu

Uygun fosil yakıt rezervlerinin azalmasıyla oluşan endişeler ile küresel ısınma, kirletici gazların emisyonu gibi çevresel sorunların artışına bağlı olarak elektrokimyasal dönüştürücüler araştırma konusu olarak ilgi çekmiştir. Temiz, etkin ve çevre dostu yöntemlerle enerji üretimi, mühendislerin ve bilim insanlarının en önemli araştırma konularından biridir. Yakıt hücreleri yakıtın kimyasal enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştürürler, etkin sistemlerdir ve yanma gerekmediği için çevreyi kirletmezler. Ayrıca yakıt hücreleri ticari olarak elektrik enerjisi üretimi uygulamalarında kullanılmak üzere gereken boyutlarda geliştirilme potansiyeline sahiptir. Yakıt hücre sistemleri, taşınabilir elektronik cihazlardan büyük güç tesislerine kadar pek çok uygulamada ihtiyaçları karşılamaya uygun sistemlerdir. Yakıt hücre kullanımı için gelecek vadeden uygulamalar taşınabilir güç, ulaşım, bina kojenerasyonu ve dağıtılabilir güç sistemleri gibi uygulamaları kapsamaktadır.


Katı oksit yakıt hücreleri yüksek enerji etkinliği, platin gibi pahalı elektrokatalizörlerin kullanımı gerekmeksizin elektrot (anot ve katot) kinetiklerinin hızlı olması, yakıttaki safsızlıklara direnç göstermesi ve diğer yakıt hücre çeşitlerinde zehir etkisi göstermesine rağmen CO, CH4 ve diğer karbon esaslı yakıtların kullanılabilmesi sebebiyle özel olarak ilgi çekmiştir. Araştırmaların çoğu yitriya stabilize zirkonya (YSZ) elektrolitler, lantan veya kalsiyum katkılı stronsiyum manganit (LSM) katotlar ve Ni-YSZ sermet yapılı anotlar gibi katı oksit yakıt hücresi materyallerinin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşmıştır. YSZ elektrolitler yeterli iyonik iletkenliğe ulaşılabilmesi için yüksek operasyon sıcaklığı (~1000 ºC gerektirirler, bu da kullanılacak elektrot, bağlantı elemanı ve yapı materyallerinin seçiminde kısıtlamalara yol açar. Sonuçta, katı oksit yakıt hücrelerinin maliyeti, ticarileşmelerini önleyen en önemli faktör haline gelir. Bu sorunları ortadan kaldırmak için orta sıcaklıklarda yüksek iyonik iletkenlik gösteren elektrolitlere gerek duyulmaktadır. Son araştırmalarla orta sıcaklıklarda işletilen katı oksit yakıt hücrelerinin geliştirilmesi için çeşitli nadir toprak metali katkılı seryum oksitlerin elektrolit malzemesi olarak kullanılabileceği ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmanın amacı orta sıcaklıkta işletilen katı oksit yakıt hücreleri için yoğun yapılı, iyonik iletkenliği yüksek metal oksit katkılı seryum oksit esaslı elektrolitlerin poliol yöntemi kullanılarak hazırlanması ve TG/DTA, XRD, SEM, EIS, EDS ile karakterize edilmesidir. EIS ile yapılan iyonik iletkenlik analizi sonucunda en yüksek iyonik iletkenlik değerini veren malzemenin SDC20 olduğu belirlenmiştir.


  

 
Preparation and Characterization of Ce1-xMxO2-(x/2) Based



Electrolytes for Solid Oxide Fuel Cells

The development of electrochemical converters has attracted research interest due to an increasing concern on the depletion of available fossil fuel reserves and environmental issues such as global warming and emission of pollutant gases. The generation of energy by clean, efficient and environmental-friendly means is now one of the major challenges for engineers and scientists. Fuel cells convert chemical energy of a fuel gas directly into electrical energy, and are efficient and environmentally clean, since no combustion is required. Moreover, fuel cells have the potential for development to a sufficient size for applications for commercial electricity generation. Fuel cell systems are available to meet the needs of applications ranging from portable electronic devices to utility power plants. Promising applications for fuel cells include portable power, transportation, building cogeneration, and distributed power for utilities.


Solid oxide fuel cells have received special attention because of their higher energy efficiency, rapid electrode kinetics without using expensive electrocatalysts such as Pt, relative resistance to impurities in the fuel and the possibility of processing CO, CH4 and other carbon based fuels. Most of the research efforts have focused on the development of solid oxide fuel cell materials such as yttria stabilized zirconia (YSZ) electrolytes, lanthanum or calcium doped strontium manganite (LSM) cathodes and Ni-YSZ cermet anodes. YSZ electrolytes require high operation temperatures (~1000 °C) in order to achieve sufficient ionic conductivity, placing large restrictions to candidate electrode, interconnect and housing materials. As a result, the cost of solid oxide fuel cell systems has become an important factor preventing their commercialization. To overcome these problems, electrolytes which have high ionic conductivity at intermediate temperatures are needed. According to the recent researchs, it was shown that a variety of rare earth metal doped cerium oxides can be used as electrolyte materials in order to develop solid oxide fuel cells operating in intermediate temperatures.
The aim of this work is to prepare metal oxide doped cerium oxide based electrolytes with dense structure and high ionic conductivity for intermediate temperature-solid oxide fuel cells by using polyol method and characterize them with TG/DTA, XRD, SEM, EIS, EDS. As a consequence of ionic conductivity analysis with EIS, it was obtained that the material which indicated the highest ionic conductivity value was SDC20.

  

YILMAZ Kadir

Tez Adı :İran Ağır Petrol Kalıntısının Hidrokraking Reaksiyonlarının İncelenmesi

Danışman : Prof. Dr. Muzaffer YAŞAR

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Proses ve Reaktör Tasarımı

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Muzaffer Yaşar

Prof. Dr. Mehmet Ali GÜRKAYNAK

Prof. Dr. İsmail KIRBAŞLAR

Prof. Dr. Serpil GÖKSEL

Yrd. Doç. Dr. Solmaz AKMAZ



İran Ağır Petrol Kalıntısının Hidrokraking Reaksiyonlarının İncelenmesi
Hafif petrol ürünlerine artan talep; ağır fraksiyonların, daha hafif ve kullanılabilir ürünlere dönüştürülmesi ihtiyacını doğurmuştur. Slurry hidrokraking umut verici bir prosestir ve kullanılan reaktör tipi ve katalizörün özelliğine göre, reaksiyon verimi ve yüzde dönüşüm açısından çeşitlilik göstermektedir.
Bu çalışmada; ağır petrol kalıntısının, yüksek verimde daha hafif ve değerli ürünlere dönüştürülmesini sağlayacak, etkin, ucuz ve kolay temin edilebilir katalizörün araştırılması amaçlanmıştır. Elde edilecek sonuçlar ile mevcut proses maliyetlerinin düşürülmesi ve daha kaliteli ürünlerin elde edilmesi ve bu doğrultuda alternatif çözümler sunarak endüstriye katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Hidrokraking reaksiyonları, 200 devir/dakika karıştırma hızıyla dikey doğrultuda karıştırma yapabilen karıştırıcı ile, 10 ml hacme sahip paslanmaz çelik bomba tipi reaktörde gerçekleştirilmiştir. Başlangıç H2 gazı basıncı 100 bardır. Reaksiyonlarda minimum kok miktarını veren katalizörün bulunması amaçlanmıştır. FeSO4.H2O, FeSO4.H2O’nun metal oksitler (Fe2O3, Al2O3, CaO, SiO2) ile olan ikili karışımları ve Fe2O3, Al2O3 ve SiO2’nin elementel kükürt ile olan karışımları denemeler kapsamında katalizör olarak kullanılmıştır. Bu reaksiyonlar, 425oC’de 90 dakika reaksiyon süresi ve 100 bar başlangıç H2 basıncı ile gerçekleştirilmiştir. Homojen sıcaklık ortamı, akışkan kum banyosu ile sağlanmıştır. Her bir deneme için; kok, sıvı ve gaz+hafif ürün miktarları hesaplanmıştır. İran ağır petrol kalıntısının analizinde; Jel Geçirgenlik Kromagtorafisi (GPC), Nükleer Manyetik Rezonans (1H NMR) ve elemental analiz kullanılmıştır. Katalizör analizleri için Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (DSC) ve kok analizi için ise Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) kullanılmıştır.

  

Investigation of Hydrocracking Reactions of Iranian Heavy Oil Resid


It is now a necessity to produce lighter products from heavy oil residue due to increasing demand for lighter petroleum products. Slurry hydrocracking is a new promising process. The reaction yield and % conversion varies on slurry hydrocracking according to reaction type and the properties of catalyst used.

In this study, it’s expected to investigate cheap, effective and easily accessible catalysts that help converting heavy oil residue to lighter products with high yield. The results of this study are expected to reduce current process costs and produce good quality products. Hydrocracking experiments were carried out in a 10 ml stainless steel bomb-type reactor with up and down stirrer at 200 times of reciprocation per minute. Initial pressure was 100 bar H2. The catalyst provided the minimum coke in the reactions was investigated. FeSO4.H2O, the binary mixtures of FeSO4.H2O with metal oxides (Fe2O3, Al2O3, CaO, SiO2) and the mixtures Fe2O3, Al2O3 and SiO2 with elementary sulphur were used as catalyst through the experiments. These experiments were conducted at 425oC for 90 minutes with the initial pressure 100 bar H2. The temperature homogeneity was provided with fluidized sand bath. The amount of coke, liquid and gas+light maltene were calculated for each experiment. Gel Permeation Chromatography (GPC), Nuclear Magnetic Resonance (1H NMR) and elemental analysis were used for Iranian heavy oil resid analysis. Differential Scanning Calorymeter (DSC) was used to analyze the catalyst and Scanning Electron Microscopy (SEM) was used to analyze coke.



BOYANAY Kemal Özgür
Tez Adı : Turunçgil Yapraklarından Çeşitli Ayırma Yöntemleri ile Uçucu Yağ Eldesi ve Bileşiminin İncelenmesi

Danışman : Prof. Dr. Şah İsmail KIRBAŞLAR

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Temel İşlemler ve Termodinamik

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Şah İsmail KIRBAŞLAR

Prof. Dr. Umur DRAMUR

Doç. Dr. Mehmet BİLGİN

Doç. Dr. Erol İNCE

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞERBETÇİ



Turunçgil Yapraklarından Çeşitli Ayırma Yöntemleri ile Uçucu Yağ

Eldesi ve Bileşiminin İncelenmesi
Türkiye’de yılda yaklaşık olarak 2.700.000 ton civarında turunçgil üretimi yapılmaktadır. Bu üretim dünya turunçgil üretiminin yaklaşık % 3’nü oluşturmaktadır ve Türkiye bu üretim miktarı ile dünya sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Yetiştirilen başlıca turunçgil türleri portakal, mandalina, greyfurt, limon ve turunçtur. Türkiye’de turunçgil üretimi yaygın olarak yapılmasına rağmen bu meyvelerden uçucu yağ elde edilmesi yaygınlaşmamıştır. Portakal yağı Brezilya, İngiltere, Fransa, İsrail ve Hollanda; limon yağı ise İngiltere, İspanya, Brezilya, İtalya ve Almanya gibi ülkelerden ithal edilmektedir.
Bu çalışmada Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü turunçgil üretim sahasında yetiştirilen Interdonato limon, yerli mandalina ve turunç ağaçlarının yapraklarından su destilasyonu (SD) ve süperkritik akışkan ekstraksiyonu (SCFE) yöntemleri kullanılarak uçucu yağ ve özütler elde edilmiştir. SD yöntemi kullanılarak elde edilen uçucu yağların kimyasal yapısı Gaz Kromatografisi/Kütle Spektroskopisi yöntemi kullanılarak aydınlatılmıştır. Ayrıca elde edilen uçucu yağ ve özütlerin antioksidan kapasiteleri DPPH yöntemi; özütlerin toplam fenolik madde içerikleri ise Folin-Ciocalteu yöntemi ile belirlenmiştir.
Interdonato limon yapraklarından elde edilen uçucu yağda toplam 51 bileşen tespit edilmiştir. Bu uçucu yağın kimyasal bileşiminin % 63,56’sını monoterpen hidrokarbonlar, % 0,63’ünü seskiterpen hidrokarbonlar ve % 35,64’ünü de oksijenli bileşikler oluşturmaktadır. Turunç yapraklarından elde edilen uçucu yağ toplam 48 bileşenden oluşmaktadır. Bu uçucu yağın en büyük kısmını (% 92,48) oksijenli bileşikler oluşturmaktadır. Geri kalan kısmının % 6,77’sini monoterpen hidrokarbonlar; % 0,64’ünü de seskiterpen hidrokarbonlar oluşturmaktadır. Yerli mandalina yapraklarından elde edilen uçucu yağda ise toplam 41 bileşen tespit edilmiştir. Bu uçucu yağın % 55,58’ini diğer iki yağda bulunmayan ve karakteristik kokuya fazlaca katkısı olan metil-N-metil antranilat bileşiği oluşturmaktadır. Yağın % 42,00’ını monoterpen hidrokarbonlar; % 1,24’ünü seskiterpen hidrokarbonlar ve % 56,68’ini oksijenli bileşikler oluşturmaktadır.
Uçucu yağ ve özütlerin antioksidan kapasiteleri incelendiğinde yerli mandalinadan elde edilen ürünlerin en fazla oranda antioksidan etki gösterdikleri görülmektedir. Bu durum Interdonato limon yapraklarından elde edilen ürünlerde en düşük seviyededir. Toplam fenolik madde miktarlarının ise genel olarak antioksidan kapasiteleriyle paralellik gösterdiği söylenebilir. En yüksek fenolik madde içeriği yerli mandalinadan elde edilen ürünlerdeyken, en düşük seviye ise Interdonato limon yapraklarından elde edilen ürünlerdedir.

Obtaining of Essential Oil from Citrus Leaves By Several Separation

Methods and İnvestigation of its Content
In Turkey, approximately 2.700.000 tons of citrus are cultivated every year. This cultivation is approximately 3 % of world’s total citrus cultivation. Turkey is among top 10 countries in world ranking with this production amount. The main citrus species that are cultivated are orange, mandarin, grapefruit, lemon and bitter orange. In Turkey, although citrus species are cultivated extensively, production of essential oil from these fruits is not so common. Orange oil is imported from countries like Brazil, England, France, Israel and Netherlands. Lemon oil is imported from countries like England, Spain, Brazil, Italy and Germany.
In this study, essential oils and extracts are obtained from Interdonato lemon, Mediterranean mandarin and bitter orange leaves that are cultivated in citrus cultivation area of Batı Akdeniz Agricultural Research Institute by hydrodistillation and supercritical fluid extraction. The chemical composition of products which are obtained by hydrodistillation method were analysed by Gas Chromatography/Mass Spectroscopy. Also, antioxidant capacity of essential oils and extracts of these three species were analysed by DPPH method. Total phenolic content of extracts were analysed by Folin Ciocalteu method.
51 components were identified in essential oil obtained from Interdonato lemon leaves. The chemical composition of this essential oil was composed of 63,56 % of monoterpene hydrocarbons, 0,63 % of sesquiterpene hydrocarbons and 36,64 % of oxygenated components. Essential oil that was obtained from bitter orange leaves was composed of 48 components. The most part of this essential oil is composed of 92,48 % of oxygenated components. 6,77 % of remained part of it is composed by monoterpene hydrocarbons. 0,64 % of it is composed by sesquiterpene hydrocarbons. 41 components was identified in essential oil obtained from Mediterranean mandarin leaves. This essential oil contains methyl-N-methyl anthranilate that does not include in other two oil and has chracteristic odour. The oil was composed of 42,00 % of monoterpene hydrocarbons, 1,24 % of sesquiterpene hydrocarbons and 56,68 % of oxygenated components.
When we consider antioxidant capacities of essential oils and extracts obtained from citrus species, it can be seen that the antioxidant capacity of products obtained from Mediterranean mandarin are the highest one. Products obtained from Interdonato lemon leaves have the lowest antioxidant capacity. Amount of total phenolic content resembles the situation that the antioxidant capacities of these three species have. Products obtained from Mediterranean mandarin leaves have the highest total phenolic content. Products obtained from Interdonato lemon leaves have the lowest total phenolic content.

  

ORFA Sinem

Tez Adı : Polimer Filmler İçin Difüzyon Hücresi Tasarımı

Danışman : Prof. Dr. Muzaffer YAŞAR

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Proses Ve Reaktör Tasarımı

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Muzaffer YAŞAR

Prof. Dr. Mehmet Ali GÜRKAYNAK

Prof. Dr. İsmail KIRBAŞLAR

Prof. Dr. Serpil GÖKSEL

Doç Dr. Mehmet BİLGİN




Polimer Filmler İçin Difüzyon Hücresi Tasarımı
  

Esnek ambalaj sektöründe son yıllarda değişen talepler ile daha iyi bariyer özelliklerine sahip ambalaj ürünlerine olan gereksinim artmıştır. Özellikle gıdaların ambalajlanmasında ambalaj malzemesi gıdayı dış etkenlere karşı korumakta, ışık, su buharı, oksijen geçişi gibi faktörlerin olumsuz etkilerini azaltmaktadır. Gıda ambalajlamada en çok kullanılan filmler PE filmler olup gazlara karşı düşük bariyer özellik gösterirler. Bu gazlar içinde oksijen, mikrobiyolojik, oksidatif ve enzimatik reaksiyonların başlamasına neden olduğu için kontrol edilmesi gereken en önemli bariyer parametresidir. Bu nedenle esnek ambalaj materyallerinin oksijen geçirgenlik değerlerinin bilinmesi ürün kalitesi ve raf ömrü açısından göz önünde bulundurulması gereken en önemli unsurlardandır.


Bu çalışmada difüzyon hücresi tasarlanarak esnek ambalaj üretiminde kullanılan polimer filmlerin oksijen geçirgenlikleri termal iletkenlik dedektöre sahip gaz kromotografisinde ölçülmüştür. Çalışmayı iki bölüme ayırmak mümkündür. Birinci bölümde genel bilgiler verildikten sonra diğer bölümlerde tasarım, yöntem ve analiz sonuçları verilmiştir.
Sanayide polimer filmlerin oksijen geçirgenlik ölçümü, genleşme ve basınç farkı prensibine dayanarak yapılmakta olup bu çalışmada konsantrasyon farkı yöntemine dayanarak termal iletkenlik dedektörüne (TCD) sahip gaz kromatografisi ile ölçümler yapılmıştır.
Tasarlanan difüzyon hücresinden difüzlenen O2 gazı, gaz kromatografisi sonuçlarındaki pik alan ve yüksekliklerine göre değerlendirilmiştir. Sonuçlardaki oransal değişimler literatür ile uyumludur. Cihaz geliştirilebilir niteliktedir.

 

 




Design of Diffusion Cell for Polymer Films

In packaging industry, the need for a better barrier packaging products has increased with changing demand in recent years. Food packaging material protects against external influences, and reduces the negative effects of factors such as oxygen, light, water vapor migration. Plastics which are used in food packaging are low barrier films against gases. Oxygen causes many microbiological, oxidative, enzymatic, chemical reactions so oxygen is the most important barrier parameter that must be checked. Therefore, knowing oxygen permeability values for flexible packaging materials ​​in terms of product quality and shelf life are the most important elements to consider.


In this study, the oxygen permeability cell was designed and the oxygen permeability of polymer films was determined by thermal conductivity detector. Analytical technique was developed for the interpretation of the data collected. The study was seperated in two parts. In the first part general informations were discussed then where in the second part the analysis of polymer films were detailed.
Measurement of oxygen permeability of polymer films is made on the basis of the principle of expansion and the pressure difference in the industry. In this study, analysis was done on the base of concentration gradient by gas chromatography with thermal conductivity detector (TCD).
The amount of O2 gase were evaluated according to the peak area and height of gas chromatography results. Results are consistent with literature. The device can be improved.

AKIN Dinçer

Tez Adı : Karbon dolgulu siklo-olefin kopolimer (COC) kompozitlerin elektriksel ve mekanik özelliklerinin incelenmesi

Danışman : Yard. Doç. Dr. Ali DURMUŞ

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Kimyasal Teknolojiler

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Ali DURMUŞ

Doç. Dr. Hüseyin DELİGÖZ

Doç. Dr. M. Faruk ÖKSÜZÖMER

Doç. Dr. Alaattin AKTAŞ

Yard. Doç. Dr. Saffettin YILDIRIM


Karbon Dolgulu Siklo-olefin Kopolimer (COC) Kompozitlerin

Elektriksel ve Mekanik Özelliklerinin İncelenmesi
Bu tez çalışmasında, farklı tipte karbon dolgular içeren siklo-olefin kopolimer (COC) esaslı kompozitler eriyik harmanlama yöntemiyle hazırlanmış ve elde edilen kompozitlerin mekanik özellikleri ve elektriksel iletkenlikleri incelenmiştir. Örneklerde, karbon siyahı, karbon elyaf, grafit ve genleştirilmiş grafit gibi farklı geometri ve fiziksel özelliklere sahip karbon dolgular kullanılmıştır. Farklı dolgu oranlarına sahip örnek serileri laboratuvar ölçekli çift vidalı ekstruderde hazırlanmış ve kompozitlerin elektriksel iletkenliklerindeki değişimler hem alternatif akım prensibiyle çalışan empedans spektroskopi cihazında, hemde doğru akım prensibiyle çalışan multimetrede ölçülmüştür. Örneklerin mekanik ve katı-hal viskoelastik özellikleri ise dinamik mekanik analiz (DMA) cihazında gerçekleştirilen testlerle incelenmiştir. Kompozitlerin iletkenlik testleriyle, dolgu tipi, geometrisi ve dolgu oranına bağlı olarak kompozit malzemelerin elektriksel iletkenlik değerleri incelenmiş ve elde edilen veriler ile polimer esaslı iletken kompozit malzemeler için önemli bir parametre olan kritik dolgu oranı (perkolasyon bileşimi) belirlenmiştir. Dinamik mekanik analiz cihazında gerçekleştirilen testlerle ise hazırlanan kompozitlerin modül, faz farkı gibi parametrelerin dolgu türü ve oranına göre değişimi incelenmiştir.
Ayrıca, kullanılan dolguların ve bazı kompozitlerin morfolojik özellikleri, taramalı elektron mikroskobundaki (SEM) mikro-yapı incelemeleri ile belirlenmiştir.

  

 



 

 

 



Investigation of Electrical and Mechanical Properties of Cyclo-Olefin

Copolymer (COC) Composites Reinforced With Carbon Based Fillers
In this study, electrical conductivity and mechanical properties of cyclo-olefin copolymer (COC) based composites which were prepared with melt processing method and include various types of carbon fillers, were investigated. Several carbon-based fillers, with different geometry and physical properties, such as carbon black, carbon fiber, graphite and expanded graphite were used. Series of samples including various amounts of fillers were prepared in a lab-scale twin screw extruder and the electrical conductivity values of samples were measured with an impedance analyzer which works with alternative current (AC) and a multimeter that works with direct current (DC). Mechanical and solid-state viscoelastic properties of samples were investigated in a dynamic mechanical analyzer (DMA). The electrical conductivity properties of samples were studied by the conductivity tests depending on the geometry and physical properties of fillers and amount in the composition. Conductivity data were quantified to determine percolation threshold which is a critical physical parameter for the polymer based conductive composites. Variation in mechanical parameters such as modulus, phase angle depending on the geometry and physical properties of fillers and amount in the composition were investigated in detail by the DMA tests.
Furthermore, morphological properties of the fillers and some composites were characterized by microstructural investigation in a field emission gun scanning electron microscope (SEM).

  


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin