Tez özetleri Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə14/24
tarix27.07.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#59897
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   24

AGİN Çağrı

Tez Adı : Fiziksel ve Kimyasal Yöntemlerle Nano Boyutlu Grafit

Tabakaların Eldesi ve İletken Kompozit Uygulamalarında Kullanımı

Danışman : Prof. Dr. M.Ali GÜRKAYNAK

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Proses ve Reaktör Tasarımı

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. M.Ali GÜRKAYNAK

Prof. Dr. Ayşe Zehra AROĞUZ

Doç. Dr. Hüseyin DELİGÖZ

Doç. Dr. Faruk ÖKSÜZÖMER

Yrd. Doç. Dr. Nevra ERCAN



Fiziksel ve Kimyasal Yöntemlerle Nano Boyutlu Grafit Tabakaların Eldesi ve

İletken Kompozit Uygulamalarında Kullanımı
Polimer/karbon kompozit ve nano kompozitleri yüksek elektiriksel ve termal iletkenliği, mekanik özellikleri iyileştirmesi gibi önemli yapısal ve fiziksel özellikleri nedeniyle son yıllarda yoğun araştırma ve uygulama konularından biri olmuştur. İki boyutlu (2D) kristal yapısıyla iki boyutlu nano plakalar olarak da adlandırılan grafit ise sahip olduğu elektriksel, ısıl ve mekaniksel özellikleriyle öne çıkan karbon esaslı dolgulardandır.
Grafit, karbon nano tüp ve karbon nano fiberlere oranla daha düşük maliyetli olması, düşük özgül ağırlığa sahip olması nedeniyle tercih edilirken, çeşitli kimyasal ve fiziksel yöntemlerle modifiye edilmesiyle elde edilen nano boyutlu tabakalar vasıtasıyla diğer dolgulara oranla daha üstün yapısal ve fiziksel özellikleriyle en önemli yüksek performans dolgularından biri haline gelmektedir. Ayrıca elde edilen nano boyutlu grafit tabakalarının çeşitli polimerlerde dolgu maddesi olarak kullanılmasıyla üstün nitelikli polimer esaslı dolgular hazırlanmaktadır.
Bu tez çalışmasında grafitin çeşitli kimyasal ve fiziksel yöntemlerle modifikasyonu ile nano boyutlu grafit/grafen tabakaların eldesi amaçlanmaktadır. Ayrıca elde edilen nano boyuttaki grafit tabakalarının termoplastik polimerlerde dolgu maddesi olarak kullanılmasıyla iletken kompozitler elde edilmesi de hedeflenmektedir. Tez çalışması kapsamındaki çalışmalarla hem üstün mekanik özelliklere sahip iletken kompozitlerin hazırlanmasında en önemli üretim aşaması olan “hammadde hazırlama”, “dolgu modifikasyonu ve karakterizasyonu” gibi yapısal tanımlama hem de kompozit üretimi konularında kantitatif veriler elde edilecek ve süreç ilişkileri incelenmiş olacaktır.

Preparatıon of Graphite Nano-Sheets Via Physical and Chemical Methods

and Using in Conductıve Composite Applicatıons
Last few years high electrical and thermal conductance of polymer/carbon composite and nano composite has been one of the deep research and application essay because of physical features and such as reformation the mechanical features. In case graphite, namely two dimension nano layers with two dimension crystal construction, has became prominent having electrical thermal and mechanical features that is into carbon essential stuffings.
Graphite is chosen the fact that has the fever cost than carbon nano tube and carbon nano fiber and has lower specific weight, that became one of the most important perform stuffings relatively the others with achievement via nano dimension layers modified by various chemical and physical methods. Also it has been prepared based ideal quality polymer stuffings by using obtained nano dimension grafit layers at various polymer such as stuffing material.
Modification of the graphite by chemical and physical methods and preperation of the nano dimension graphite/grafen layers is purposed in this thesis. Also preperation of the conductive composite by using layers which in nano dimension like a stuffing material at thermoplastic polymers is aimed. The studying within the thesis would obtain quantitative data about both subject the producing composite and the structural identification of the most important steps of conductive composite production such as “preparing the raw material”, “stuffling modification and characterization” which has superior mechanical specifications examine process connection.

  

FİLİZ Hasan

Tez Adı : Kitosan-Metal Oksit Kompozit Filmlerinin Hazırlanması ve Karakterizasyonu

Danışman : Prof. Dr. Gülten GÜRDAĞ

Anabilim Dalı : Kimya Mühendisliği

Programı : Kimyasal Teknolojiler

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Gülten GÜRDAĞ

Prof. Dr. Oğuz OKAY

Prof. Dr. Hasine KAŞGÖZ

Doç. Dr. Deniz DEĞER ULUTAŞ

Doç. Dr. Hüseyin DELİGÖZ




Kitosan-Metal Oksit Kompozit Filmlerinin Hazırlanması ve Karakterizasyonu
Bu çalışmada, başlıca iki tip kitosan (CS) filmi; farklı miktarda manyetik özellikte ve nanoboyutlu demir (II,III) oksit (manyetit : Fe3O4) içeren kitosan (CS2-M) filmleri ve glutaraldehid (GA) ile çapraz bağlanmış kitosan (CS-GA) filmleri hazırlanmıştır. Her iki tür filmin özellikleri, kitosan’ ın % 2 (v/v)’lik asetik asit çözeltisindeki %1’lik veya %2’lik (w/v) çözeltisinin buharlaştırılması ile hazırlanan saf kitosan (CS/CS2) filmininki ile karşılaştırılmıştır.
Çapraz bağlı kitosan (CS-GA) filmlerinin hazırlanmasında, % 2 (v/v)’lik asetik asitte çözünmüş % 1 (w/v)’lik CS çözeltilerinin üzerine, CS’daki –NH2 gruplarının % 25, % 50, %75, %100 ve %200’ünü bağlayacak miktarda GA içeren GA çözeltisinin eşit hacimleri ilave edilmiştir. Reaksiyon karışımı, teflon petri kaplarına alınıp, oda sıcaklığında kurutularak CS-GA filmi hazırlanmıştır.
Fe3O4 içeren CS2-M filmlerinin hazırlanmasında ise, % 2 (v/v)’lik asetik asitte çözünmüş CS çözeltilerinin üzerine, CS miktarının ağırlıkça %1, %2, %3, %4 ve %6’sı olacak şekilde katı Fe3O4 ilave edilip, ultrasonik banyoda karıştırılarak, homojen dağılması sağlanmıştır. Ardından karışım, teflon petri kaplarına dökülüp oda sıcaklığında kurutularak CS2-M filmleri hazırlanmıştır. CS/CS2, CS-GA ve CS2-M filmlerinin karakterizasyonu FTIR, XRD, DSC ve SEM-EDS analizleri ile gerçekleştirilmiştir.
Filmlerin dielektrik sabiti (ε’) ve dielektrik kayıp (ε’’) değerleri Dielektrik Spektroskopisi (DS) ile oda sıcaklığında, 12 Hz - 100 kHz frekans ve 293-463 K'de 5Hz - 5kHz frekans aralığında belirlenmiştir. Dielektrik sabitinin artan frekansla azaldığı ve artan sıcaklıkla arttığı gözlenmiştir. GA ile çapraz bağlanmış CS-GA filmlerinde polarizasyonun azalması nedeniyle, frekansın ve GA miktarının artması ile dielektrik sabitinin azaldığı; buna karşılık sıcaklığın artması ile dielektrik sabitinin arttığı belirlenmiştir. CS2-M filmlerinde ise Fe3O4 miktarının ve sıcaklığın artmasıyla dielektrik sabitinin arttığı gözlenmiştir. CS2-M filmlerinde, Fe3O4 miktarındaki artış ile filmlerin elektrik modülü sanal kısmı (M'') değerlerinin maksimum olduğu frekansın daha yüksek değerlere kaydığı belirlenmiştir. Bu durum, iletkenlik artışının göstergesi olup, aynı zamanda relaksasyon süresinin azalışına işaret etmektedir. CS-GA filmlerinde ise GA miktarındaki artış ile birlikte filmlerin maksimum M'' değerlerine karşılık gelen frekansların düşük frekans değerlerine doğru kaydığı, yani relaksasyon süresinin arttığı ve iletkenliğin azaldığı görülmüştür. CS2-M filmlerinin 3 farklı frekansta tanδ-sıcaklık ölçümleri gerçekleştirilmiş ve frekans artışı ile yapıdaki polarizasyondan dolayı relaksasyon piklerinin daha yüksek sıcaklıklara kaydığı görülmüştür.
The Preparation and Characterization of Chitosan-Metal Oxide Composite Films
In this study, mainly two types of chitosan (CS) films were prepared: nanosized iron (II, III) oxide (magnetite : Fe3O4) containing chitosan (CS2-M) films and glutaraldehyde (GA)-crosslinked (CS-GA) films. The properties of both chitosan films were compared with those of chitosan (CS/CS2) films which were prepared by the evaporation of 1 (w/v) % or 2 (w/v) % chitosan solution in 2 (v/v) % aqueous acetic acid.
In the synthesis of crosslinked CS-GA films, constant volume of aqueous GA solution at five different GA concentrations were added into the 1 (w/v) % chitosan solution in 2 (v/v) % aqueous acetic acid. GA concentration in the solution was adjusted to crosslink the 25 %, 50%, 75%, 100% and 200% of –NH2 groups in CS. The reaction mixtures were decanted to the Teflon petri dishes, and then they were held there at room temperature to obtain CS-GA films by the evaporation of solvent.
In the synthesis of Fe3O4 containing chitosan (CS2-M) films, various amounts of Fe3O4 (1, 2, 3, 4, and 6 wt % of CS) was added in 2 (w/v) % chitosan solution in 2 (v/v) % aqueous acetic acid, and the mixture was ultrasonically stirred in order to homogeneously dispers Fe3O4. CS2-M films were obtained by drying the mixture in Teflon petri dishes at room temperature. The characterization of CS/CS2, CS-GA, and CS2-M films were performed by FTIR, XRD, DSC, and SEM analyses.
Dielectric constant (ε’) and dielectric loss (ε’’) of the films were determined by dielectric spectroscopy between 12Hz - 100KHz in room temperature and between 5 Hz – 5 kHz at 293 - 463K temperature range. The increase of the temperature led to the increase in dielectric constant while increasing frequency caused to decrease in dielectric constant. It was observed that dielectric constant of CS-GA films decreased with frequency and crosslinker GA content due to the decrease in polarization in crosslinked films. It was also determined that dielectric constant of CS-GA films increased with temperature. In the CS2-M films, dielectric constant values increased with temperature and Fe3O4 content of the film. In CS2-M films, the increase in Fe3O4 content of the film shifted the frequency values corresponding to the maximum value of the imaginary part of the electric modulus (M'') to the higher frequencies. This finding is the indication for both the increase in conductivity and the decrease in relaxation time. For the CS-GA films, the increase in the GA amount, frequency values ​​corresponding to the maximum values of M'' shifted to lower frequencies​​ indicating the increase in relaxation time and the decrease in conductivity. Tanδ-temperature measurements of CS2-M films carried out in 3 different frequency and with the increase of frequency, relaxation peaks were shifted to higher temperatures due to the polarization.

JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

  

SEZERER Meltem

Tez Adı : İstanbul-Yenikapı’daki Holosen Yaşlı Denizel İstifin Dendrokronoloji Yardımıyla Yaşlandırılması Ve Çökelme Ortamı Analizi

Danışman : Prof. Dr. M. Namık YALÇIN

Anabilim Dalı : Jeoloji Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. M. Namık YALÇIN

Prof. Dr. Sinan ÖNGEN

Prof. Dr. Atiye TUĞRUL

Prof. Dr. Nüzhet DALFES

Doç. Dr. Erol SARI



İstanbul-Yenikapı’daki Holosen Yaşlı Denizel İstifin Dendrokronoloji Yardımıyla Yaşlandırılması Ve Çökelme Ortamı Analizi
İstanbul-Yenikapı Theodosious Antik Limanında yürütülen arkeolojik çalışmalar Bizans Dönemine ait çok sayıda gemi ve çeşitli arkeolojik buluntuların ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Böylece bu döneme ait kültürel, sosyal ve ticari yaşam hakkında çok önemli ve yeni bilgiler elde edilmiştir.

Yenikapı’da ortaya çıkarılan Theodosius Antik Liman kazı alanında yer alan çökel istif şimdiye kadar jeoarkeolojik açıdan incelenmiştir. Bu çalışmada ise farklı olarak, İstanbul-Yenikapı’daki denizel çökel istifi daha ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve birimin çökelme ortamının analizi yapılmıştır. Ayrıca, çalışma süresince, dört profil (S1, S2, S3, S4) ve üç iskele (İ3, İ5-6-7-8, İ17) ayrıntılı olarak incelenmiş ve kazı alanından 100 adet zemin ile 36 adet kazık örneği farklı analizler için derlenmiştir. Bu örnekler üzerinde tane boyu, XRD ve dendrokronoloji analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarıyla İstanbul jeolojisinin çok tanınmayan bu Holosen yaşlı biriminin litolojisi ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmalara paralel olarak da denizel istifin çeşitli seviyelerinde bulunan iskele kazıklarının istifteki farklı seviyelerle olan ilişkilerinin analizi yapılmış, bu kazıkların dendrokronoloji yardımıyla yaşları tespit edilmiş ve denizel bu istifin yüksek çözünürlüklü olarak (±10 yıl) olarak yaşlandırılması yapılmıştır.


Bu çalışmalar sonucunda, yüzeyden başlayarak bostan toprağı-yapay dolgu-akarsu çökelleri-denizel çökeller olarak sıralanan istifin tabanında kazı alanının doğusunda koyu gri-siyah renkli ve başlıca kilden oluşan bir birimin bulunduğu saptanmıştır. Böylece Holosen dönemindeki çökelme koşullarının koy veya haliçli kıyı ortamı olduğu belirlenmiştir.

Dendrokronoloji çalışmalarıyla birlikte çalışma alanında altı farklı dönemde inşa edilen ve/veya onarılan iskelenin bulunduğu tespit edilmiştir. Limana ilk olarak inşa edilen iskelelerin dönemleri sırasıyla MS 528 (İ3), MS 583 (İ5-6-7-8), MS 594 (İ17) olup, limandaki onarımla ilişkilendirilen dönemler ise sırasıyla MS 640, MS 690-770, MS 777 yıllarını göstermektedir. Tüm bu çalışmalar sonucunda elde edilen dönemlerin, Yenikapı çökel istifindeki yerleri bize yüksek çözünürlüklü olarak çökelme tarihini vermiştir. Yaklaşık 250 yıl süren bir iskele inşaası ve onarımı süresinde 200 cm’lik bir kum çökelmesiyle 0.80 cm/yıl gibi yüksek bir sedimentasyon hızı görülmektedir. Yenikapı alanında, Theodosius Limanında özellikle bu yıllardaki yoğun liman faaliyetleri ile mendereğin varlığı bu yüksek sedimentasyon hızının nedenleri arasındadır.  

 

 Dating of the Holocene Marine Sequence at Istanbul-Yenikapı Using Dendrochronology and Analysis of Depositional Environment


Many archaeological objects including numerous ship wrecks and various docks from Byzantine period have been discovered during the salvage excavations in the Ancient Theodosian Harbor (İstanbul-Yenikapı). Thus, a great deal of significant and new information has been obtained from that period’s cultural social and commercial life.

The sedimentary sequence uncovered during the archaeological excavations in the Theodosian Harbor in Yenikapı was so far investigated mainly from the geo-archaeological point of view. In this study a detailed geological investigation of the marine sequence is conducted and their depositional environment is determined. Four profiles (S1, S2, S3, S4) and three docks (I3, I5-6-7-8, I17) are investigated and 100 sediment samples and 36 wooden post samples are collected for various analysis. Sediment samples are analysed for the grain size and for mineralogical composition; the posts by dendrochronology. The results are used to define the lithological properties of this poorly known Holocene unit in Istanbul. Furthermore, using the deformation patterns caused by the wooden posts, which were rammed in different periods into the sediments, and the age of the respective trees by dendrochronology, a high-resolution dating (±10 years) is performed.

The Holocene sequence, uncovered in the excavation area, consists of from top to bottom agricultural soil and artificial fill, coarse-grained fluvial deposits, mainly sandy marine sediments and a dark grey to black clay. This sequence is underline by Miocene units forming the basement. Marine sands are deposited at the beginning in a coastal area which were than overlapped by the rising sea. The sedimentation continued than in a very shallow marine bay or sea inlet. This environment is later transformed again into a coastal area. The regression was caused by the prograding delta of the Lycos river. Finally, the marine sequence is overlain by the fluvial deposits of this river.

Six different periods of dock construction and/or renovation could be distinguished. Namely in ascending order 528, 583, 594 AD as the construction dates of the docks, I3, I5-6-7-8 and I17, respectively. Further dates 640, 690-770 and 777 AD are most probably related to renovations. As the exact positions of these periods within the sedimentary sequence have also been determined precisely was able to extract high-resolution information for the sedimentation history in this area. During the time period of the dock construction and renovations, which lasted 250 years, a sandy sequence of 2 meters was deposited. It corresponds to a high sedimentation rate of 0.80 cm per year, which is definitely related with the human activities in the harbor and with the existence of a water-break.

 

AĞCIOĞLU Hüsniye Kübra

Tez Adı : Petrol Rezervuarlarında H2S ve CO2 Oluşum Mekanizmaları ve Bakteriyel Aktivitenin Petrolün Kimyasal Bileşimine Etkileri

Danışman : Doç. Dr. Hakan HOŞGÖRMEZ

Anabilim Dalı : Jeoloji Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Hakan HOŞGÖRMEZ

Prof. Dr. M. Namık YALÇIN

Prof. Dr. Ali Malik GÖZÜBOL

Yrd. Doç. Dr. Okan TEZEL

Prof. Dr. Hayrettin KORAL


Petrol Rezervuarlarında H2S ve CO2 Oluşum Mekanizmaları ve Bakteriyel

Aktivitenin Petrolün Kimyasal Bileşimine Etkileri
İstanbul Üniveritesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu çalışmada petrol rezervuarlarında gerçekleşen alterasyon süreçlerinden biri olan biyodegredasyonun hangi koşullar altında gerçekleştiği, ne tür parametreler tarafından sınırlandırıldığı, petrolüm kimyasal özelliklerini ne şekilde değiştirdiğinin yanısıra petrol rezervuarlarında oluşan hidrojen sülfür ve karbondioksit gazlarının ne şekilde oluştuğu araştırılmış ve hidrokarbon gazlarının kökenleri belirlenmiştir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 farklı sahadan (Dodan ve Silivanka) alınan petrol ve gaz örneklerinin GC, GC-MS ve GC-IRMS cihazlarında analiz edilerek, metan, etan, propan miktarı ve karbon izotop sonuçların farklı sınıflama grafiklerine işlenmesi ile gazların kökenleri, olası anakaya çökelme ortamları, gazların tek bir anakayadan mı yoksa farklı gazların karışımı sonucu mu oluştuklarına dair yorumlar yapılmıştır.
Dodan sahasında bulunan hidrokarbon gazları metan-etan izotop modellemesinde %1,5 Ro olgunluğa sahip Tip III organik maddece zengin bir anakayadan; etan-propan izotop modellemesinde etan ve propan bileşenlerinin %1-1,5 Ro, Tip II anakayadan türemiştir. Silivanka sahasında bulunan gazların anakayasının olgunluk değerinin yaklaşık %1,2-1,4 Ro arasındadır ve gazlar ağırlıklı olarak denizel ana kayadan oluşmuştur.
Dodan 17G kuyularından alınan gaz örneklerinin Sülfür izotop değerleri sırasıyla (δ34S); 11.9‰ ve 13.4‰’dir. İzotop değerleri ve rezervuar özellikleri göz önüne alındığında hidrojen sülfür gazı termokimyasal sülfat indirgenmesi kökenli ve bir kısmı da bakteriyel kökenlidir. Dodan sahası üretim kuyularından alınan karbon dioksit gazı örneklerinin karbon izotop oranları -1,59 ile -8,13‰ aralığındadır. Bu değerler bu gazların inorganik kökenli olduklarını göstermektedir. Silivanka sahasında ise δ13CCO2 değerleri -7,69 ve -10,75‰ aralığındadır. Değerlerin bu aralıkta olması organik kökenli bir CO2 katkısı olduğunu göstermektedir.
  

 

 



Generation Mechanism of H2S and CO2 in Petroleum Reservoirs and the

Effect of Bacterial Activity to the Chemical Composition of Petroleum
This following study is prepared at Istanbul Üniversity Institute of Science Geology Department as a master graduation thesis. The aim of the study is to determine the aspects of biodegredation process (limiting parameters, optimum conditions, effects to petroleum chemistry) as well as to find out the generation mechanisms of hydrocarbon gases, hydrogen sulphur and carbon dioxide gases generated in oil reservoirs.
Gas and oil samples are collected from 2 different fields (Silivanka, Dodan) in Southewestern Anatolia. The samples are analized with GC, GC-MS and GC-IRMS equipments. After the results are evaluated with the help of different classification charts, comments have been made about origin of the gases, possible source rock sedimentation environment and mixture of gases.
The hydrocarbon gas samples from the Dodan field are derived from a source rock which its organic matter is rich in type III and with a maturity value of %1,5 Ro according to methan-ethan isotope modelling and type II with a maturity value of %1-1,5 Ro according to ethan-propane isotope modelling. The maturity value of the source rock in Silivanka field is between%1,2-1,4 Ro and the organic matter is mostly marine.
The sulphur isotope ratio of gas samples collected from the Dodan field are 11.9‰ ve 13.4‰. Considering the isotope values and reservoir characteristics, the origin of hydrogen sulphur is thermochemical sulphat reduction and a small part is derived with a bacterial process. The carbon isotope ratio of carbon dioxide gas samples from the Dodan field are between -1,59 and -8,13‰ showing that they have an inorganic origin. The carbon isotope ratio of carbon dioxide gas samples from the Silivanka field are between -7,69 and-10,75 ‰ showing that they have an organic origin.

JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI 
  

AKTAŞ Gülten

Tez Adı :İstanbul Boğazı ve Tekirdağ Arasında Toplanan Sığ Sismik ve Mikrobatimetrik Verilerin Yorumu

Danışman : Doç. Dr. Hüseyin TUR

Anabilim Dalı : Jeofizik Mühendisliği

Programı : -

Mezuniyet Yılı : 2013

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Hüseyin TUR

Prof. Dr. İbrahim KARA

Prof. Dr. M. Emin DEMİRBAĞ

Doç. Dr. Davut AYDOĞAN



Doç. Dr. Ferhat ÖZÇEP


İstanbul Boğazı ve Tekirdağ Arasında Toplanan Sığ Sismik ve

Mikrobatimetrik Verilerin Yorumu
Marmara Denizi kuzey şelfinde, İstanbul Boğazı – Tekirdağ arasında kalan alanda, yaklaşık 100 metre derinliğe kadar olan bir alanda çalışma alanının Kuvaterner evriminin açıklanmasına katkı sağlamak amacıyla, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen 5783 No’lu “Küçükçekmece ve Büyükçekmece Lagünlerinin (Marmara Denizi Kuzeyi) Jeolojik Evriminin Yüksek Çözünürlüklü Sığ Sismik Veriler Yardımıyla İncelenmesi” isimli proje çalışması kapsamında çözüm gücü yüksek rezolüsyonlu sığ sismik yansıma verileri ile yaklaşık 1250 metre derinliğe kadar batimetri (multibeam) verileri toplanmıştır. Toplanan bu veriler, DZ.K.K.’lığı Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı araştırma gemileri ve botları ile daha önceki yıllarda Sparker enerji kaynağı kullanılarak toplanmış yüksek rezolüsyonlu sığ sismik veriler ile birlikte değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Sismik kesitlerin yorumundan birimlerin sismik stratigrafisi ve çalışma alanındaki yapısal unsurlar ortaya çıkarılmıştır. Yapısal unsurlar yer yer KB-GD uzanımlı doğrultu atımlı faylar, yer yer KKD-GGB uzanımlı faylar ve yer yer de yaklaşık D-B uzanımlı faylar ile temsil edilmektedir. Ayrıca, kara jeolojisi çalışmaları ile stratigrafik birimlerin deneştirmesi gerçekleştirilmiştir.
Şelf alanında toplanan Multi-beam mikrobatimetrik verileri ile çalışma alanında cm hassasiyetinde derinlik değerleri elde edilerek deniz dibi topoğrafya (batimetri) haritası hazırlanmıştır. Elde edilen batimetri haritası incelendiğinde taban topoğrafyasının, kıyıdan itibaren Yaklaşık K-G yönünde, az bir eğim sergilediği göze çarpmaktadır. Örneğin -60 metrelik su derinliğini gösteren eş derinlik eğrisi, kıyıdan yaklaşık (İstanbul Boğazı-Tekirdağ arası) 5-10 Km uzakta yer almaktadır. -60-65 metrelerde izlenen orta kesimin oldukça düz ve 65 metre konturundan başlayarak güneye doğru ise, eğimli olduğu görülür. Orta kesimde yer alan düzlük inceleme alanı batısına doğru giderek genişlemektedir. Orta kesimdeki düzlüğün güneyindeki eğimli saha olası normal faylanma ile oluşmuş batimetrik dikliğin batıya uzantısı şeklindedir. Bu bölgede ve bölgenin güneyinde deniz tabanının -100 metrelerden itibaren aniden düşerek yaklaşık D-B doğrultulu çok dik bir yamaç şeklini aldığı gözlenmektedir. Yamacın güneye doğru bitiminden itibaren deniz tabanın derinliği 1200 metreye ulaşan üç farklı çukurun (havzanın )varlığı dikkat çekmektedir. Bu havzacıklar yaklaşık KD-GB uzanımlı ve havzanın tabanından yaklaşık 600-800 metreye kadar yükselen sırtlarla birbirlerinden ayrılmışlardır.
 

Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin