Sorunun başka yönlerini bir yana koyarak, bu tür bir itiraza karşı temelde şunu söylemek istiyorum. Kendinden önceki program birikimini ve deneyimini özümsemeyen bir hareket, kendi döneminin ihtiyaçlarına yanıt veren bilimsel devrimci bir programı ortaya koymakta başarılı olamaz. Soruna öncelikle bu gözle bakılması gerekiyor. Öte yandan, mesele şu veya bu tarihi dönemde ve şu veya bu ülkede program sorununun somutta nasıl çözüldüğü, ortaya nasıl bir programın konulduğu meselesinden de ibaret değil. Biz marksist-leninist dünya görüşüne(51)bağlı komünistleriz. Ve marksist klasiklerin de, bir marksist partinin programının ne olduğu ve nasıl ortaya konulması gerektiğine ilişkin olarak ortaya koydukları teorik-pratik yaklaşımlar var. Marksist-leninistler olarak bu dünya görüşünün taşıyıcıları olduğumuza göre, bu meselelere nasıl bakıldığını, sorunun hangi yöntemsel ve teorik bakışaçısıyla ortaya konulduğunu, ve nihayet pratik olarak nasıl çözüldüğünü bilmek zorundayız. Bilimsel temellere dayalı devrimci bir parti programı ortaya koyabilmenin temel bir önkoşuludur bu. Ve bu çerçevede, en önemli nokta: Marksist ustaların konuya ilişkin görüşleri hep somut bir program çalışması ya da eleştirisi vesilesiyle, bu tür bir pratik çaba ile bağlantılı olarak ortaya konulmuştur. Bu da bizi gerisin geri, tarihi önem kazanmış, uluslararası komünist hareketin gelişme tarihinde önemli bir yer tutmuş bir dizi programı somut olarak ele alma, irdeleme gereğine götürür.
Bir ara nokta olarak ifade edeyim. Muhtemelen tartışma nasıl yürütülecektir diye bir soru akla geliyordur. Progamın yapısına ilişkin olarak yaratılacak açıklıklar tartışmanın nasıl götürüleceğine de bir açıklık sağlayacaktır. Bu nedenle bunu önden belirlemek istemiyorum. Ama “bir programın iç yapısı hangi ana esaslardan oluşur” sorusu açıklığa kavuştuğu ölçüde, tartışmamızın nasıl seyretmesi gerektiği de kendiliğinden açığa çıkar. Ayrıca biz akademik bir çalışma yapmıyoruz, devrimci bir partinin devrimci programını ortaya çıkarmak sorunu üzerine tartışıyoruz. Böyle olunca, bizim için önem taşıyan tartışma ya da tartışmalı noktalar hangisi ise, tartışmamız çok doğal bir biçimde bu noktalar üzerinde yoğunlaşacaktır. Program yapısı içerisinde öyle sorunlar olabilir ki, bunlar çok temel önemde sorunlar olduğu halde, bizim için bu sorunlarda yeterli açıklık varsa eğer, biz onlar üzerinde pek fazla durma ihtiyacı duymayacağız. Ama görünürde çok önemli olmayan başka bazı sorunların tartışılması pekala bizim için özel bir önem kazanabilir.(52)
Manifesto’dan Spartakistler’e program deneyimi..,
Komünist Manifesto tarihte komünist işçi hareketi adına ortaya konulmuş bilimsel temellere dayalı ilk devrimci işçi partisi programıdır. Manifesto'nun yapısı ve iç mantığı bile bir programın genel yapısı konusunda bize yeterli bir fikir verebiliyor. Nitekim Manifesto'nun toplam dört bölümlük genel yapısı, sonradan marksist programların hazırlanmasında yol gösterici bir işlev yerine getirmiş. 1870’li yıllarda Gotha Programı var. Lasalcıların damgasını taşıyan, bilimsel temelden ve devrimci nitelikten yoksun bu programın bizim açımızdan önemi, Marks ve Engels’in bu programın eleştirisi vesilesiyle bir işçi partisi programı üzerine ortaya koydukları çok değerli görüşler ve önerilerdir. Daha sonra Erfurt Programı’nı görüyoruz, son derece kısa ve özlü bir program. Özlü derken biçimsel yanını kastediyorum, yoksa Erfurt Programı, tarihin de gösterdiği gibi, ruhu ve esası bakımından oportünist bir program. Çok bilinçli bir tutumla devlet, proletarya devrimi ve proletarya diktatörlüğünü es geçmiş, onlara açık tanımlamalarla yer vermemiş bir program. Ama bu program ortaya çıktığından itibaren genellikle bir model olarak alınmış. İkinci Enternasyonal tarafından temsil edilen tarihi dönemde ortaya çıkan yeni partiler, genellikle bu programı model olarak ele almışlar. Proletarya diktatörlüğüne yer vermek gibi temel önemde bir farklı tutuma rağmen, Ruslar da 1903 programını hazırlarlarken Erfurt Programını model almışlar. 1919’daki program tartışmalarında bile Lenin hala Erfurt Programı’nın yapısını örnek olarak verebiliyor, zaman zaman pozitif anlam yüklü vurgularla “ünlü Erfurt Programı” diyebiliyor.
Komünist Manifesto'da dört ana bölüm görüyoruz. İlk bölüm, “Burjuvalar ve Proleterler" başlığı taşıyor. Bu bölümde kapitalizmin nasıl geliştiği, burjuvazinin kendi tarihi rolünü nasıl oynadığı anlatılıyor. Kendi gelişmesi ve yerleşmesi süreci içinde kapitalizmin hangi onulmaz çelişkileri ve kendisini de tarihe(53)gömecek hangi yeni toplumsal güçleri ürettiği ile devam ediyor. Bu ilk bölüm kapitalizmin en ileri ürünü olarak gelip proletaryaya bağlanıyor, proletaryanın o ilk oluşum süreçleri ele alınıyor. İlk bölüm kabaca bunlardan oluşuyor.
İkinci bölüm, “Proleterler ve Komünistler” başlığı taşıyor. Burada bazı ilkesel ve yöntemsel açıklamaların ardından komünistlerin, temsil ettikleri sınıf adına toplumun karşı karşıya bulunduğu temel sorunlara yaklaşımları ortaya konuluyor ve arkasından maddeler halinde bir önlemler demeti sıralanıyor. Tartışmanın içeriğine girdiğimizde bunlar üzerinde durabiliriz, şimdi konuyu dağıtmamak için girmiyorum. Ama esas olarak, devrimci proletarya hareketinin ilke ve amaçları açıklanıyor bu ikinci bölümde. Üçüncü bölümde çeşitli sosyalizm akımları üzerine değerlendirmeler var. Dördüncü ve son bölümde ise, komünistlerin farklı muhalefet partileri karşısında konumları ve tutumları ele almıyor.
Komünist Manifesto bu dört ana bölümden oluşan bir program. Fakat Komünist Manifesto, bilimsel temellere dayalı bir ilk işçi sınıfı partisi programı olmakla birlikte, adından da anlaşılacağı gibi, bir programdan çok bir manifesto, bir bildirge. Buna uygun düşen bir yapıya, içeriğe, üsluba sahip ve zaten bu niyetle kaleme alınmış. Bakıyoruz, daha sonraları marksistler, program sorunu üzerine tartıştıkları durumlarda, bir programı bir manifestoyla, bir bildirgeyle karıştırmamak gereği üzerinde ittifakla birleşiyorlar. Ve bilindiği gibi, Komünist Manifesto bir çözümleme, bir gerekçelendirme, bir polemik aynı zamanda. Bu açıdan yapısı, kapsamı ve amacı yönünden bir parti programından da bir hayli farklı. Bir parti programının özünü ve esaslarını içeriyor, ama bir parti programından da öte bir kapsamı ve işlevi var.