Türk Basınında Sansür ve Oto-sansür Araştırması


Farklı dönemlerde benzer sansür biçimleri



Yüklə 1,33 Mb.
səhifə3/8
tarix06.01.2022
ölçüsü1,33 Mb.
#113601
1   2   3   4   5   6   7   8
Farklı dönemlerde benzer sansür biçimleri
Cumhuriyet sonrası Türkiye basınında sansür ve oto-sansürün gelenekeselleşmiş, sistematik izlerini görmek mükündür. Tek parti dönemi, çok partili dönem, darbe dönemleri, sivilleşme, Avrupalılaşma, demokratikleşme derken, her dönemin kendisine özgü yanlılıklarının getirdiği sansür ve oto-sansür uygulamaları olmuştur. Kuşkusuz, 1990’larda hız kazanan neo-liberal kapitalist sistemin ekonomi politiğiyle, medya sahipliğindeki değişim ve dönüşümler; askeri vesayetten kurtulup sivilleşme çabaları, geçmişten bazen farklı bazen de benzer sansür yöntemlerinin kullanıldığı bir süreci de beraberinde getirmiştir. Özellikle 1990’lı yıllarda Kürt basını (özgür basın geleneği) üzerinde uygulanan sansür ve baskılar, gazete kapatmalar, gazete binalarına yapılan baskınlar, Kürt gazetecilerin faili meçhul cinayetlere kurban gitmesi ve gazete binalarının bombalanması gibi direkt şiddet eylemleriyle, baskıcı bir sansür anlayışı medya tarihimize karanlık sayfalarında yerini almıştır. 2002 yılında tek başına iktidara gelen AKP’nin (Adalet ve Kalkınma Partisi) demokratikleşme ve sivilleşme vurgusu içeren politik söylemine karşın, basına uygulanan ekonomik ve siyasi baskıların artarak sürmekte olduğuna dair şikayetler vardır. Avrupa Birliği (AB) ilerleme raporlarında giderek artan dozda dikkat çekilen Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin sorunlu durum, hükümet tarafından tepki ile karşılanmakta ve bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından reddedilmektedir. Başbakan Erdoğan, bir yandan yüksek vergi borçları ve diğer ekonomik baskılarla muhalif medya üzerinde baskı kurulduğu yolundaki eleştirilere şiddetle karşı çıkarken, diğer yandan hemen her kamuya açık konuşmasında basına veryansın etmekte, özellikle basın patronlarına seslenerek muhalif köşe yazarlarına ayar vermelerini istemektedir. 2010 yılının Kasım ayında The Economist dergisinde yayımlanan bir yazıda, Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdırma korkusuyla kendilerine otosansür uyguladıklarını itiraf ettiklerine yer verilmiştir. Yazıda, birkaç gazetenin Erdoğan’ı eleştiren yazarlarının işine son verdiği de anlatılmaktadır. Dergi, Türkiye’deki basın özgürlüğü ile ilgili değerlendirmesinde, Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun, Türkiye’yi basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar üzerinden de eleştirdiğini yazmaktadır. Economist’teki yazıda şu ifadeler vardır: “Avrupa Komisyonu Türkiye'nin basınına yaptığı muamele konusunda oldukça eleştirel bir tutuma sahip. Cezaevlerinde tutuklu ya da mahkûm edilmiş 40 kadar gazeteci var. Birkaç gazete, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı çok eleştirel yaklaşan köşe yazarlarının işlerine son verdi. Komisyon Türkiye'nin en büyük holdingi Doğan Grubu'na karşı vergi makamlarının ancak, bu grubun gazetecileri, AK Parti üyelerinin yolsuzluklarıyla ilgili araştırmalar yaptıktan sonra başlayan taarruzundan endişe ettiğini tekrar etmiştir. Önde gelen birçok gazeteci, Erdoğan'ın canını sıkmamak için kendi kendilerine sansür uyguladıklarını itiraf etmektedir.” (12 Kasım 2010, BBC Türkçe)

Yüklə 1,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin