İnanç Turizmi Dönenler Camii
XIV. yüzyıl yapısıdır. Mevlana’nın torunu olan Ergun Celebi’nin kuruculuğunu yaptığı Kütahya’nın ilk mevlevihanesidir. Erken dönem mevlevihanelerinin ilklerinden olan yapı, yapıldığı dönemde daha geniş bir alanı kaplamaktadır. Günümüze, cami olarak kullanılan semahane ve derviş hücreleri ulaşabilmiştir. Yapı iki kez tamirat görmüş ve 1956 yılında restore edilerek cami olarak hizmete açılmıştır.
Termal Turizm
Ilıca Harlek Kaplıcaları
Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamam olan Ilıca Harlek Kaplıcaları, “Termal Turizm Merkezi”dir. Kaplıca suları 25ºC / 43ºC sıcaklıkta olup oligometalik sular grubuna girer.
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları
Kütahya’nın güneyinde, Gediz’e 18 km. uzaklıktadır. Kaplıca suları 65ºC - 98ºC sıcaklıkta olup hipotonik sular grubuna girer.
Tavşanlı Göbel Kaplıcaları
Kütahya’nın batısında, Tavşanlı’ya 7 km. uzaklıktadır. Kaplıca sularının sıcaklığı 32ºC olup, romatizma, siyatik, cilt hastalıkları ve yaraların tedavisine iyi gelmektedir. 5lºC sıcaklıktaki kaplıca suları, içme uygulamaları ile mide, bağırsak sistemi, karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Alternatif Turizm Aktiviteleri
Çamlıca (Trekking, FotoSafari, Yayla Turizmi)
Kütahya’nın batısında, şehir merkezine 5 km. uzaklıktaki Çamlıca, orman içi dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir. Çam ağaçları, soğuk suları, temiz havası ve insanı rahatlatan manzarası ile geniş bir mesire yeridir.
Porsuk Barajı (Olta Balıkçılığı)
Kütahya’nın kuzeydoğusunda, şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır. Porsuk Çayının taşkınlarından çevreyi korumak amacıyla yapılmış olan baraj, son yıllarda balıkçılığın yanı sıra önemli bir piknik yeri haline gelmiştir.
Muratdağı(Trekking, FotoSafari, Yayla Turizmi)
Kütahya’nın güneyindeki Muratdağı, Gediz’e 30 km. uzaklıktadır. 2312 m. yükseklikteki Muratdağı, Kütahya’nın olduğu gibi İç Ege’nin de en yüksek dağıdır. Kestane, meşe ve çam ormanlarından oluşan zengin bir bitki kuşağına sahip olan Muratdağı; temiz havası, soğuk suları ve özellikle zengin termal kaynaklarıyla çok önemli bir yayla turizmi merkezidir.
Domaniç Ormanları(Trekking, FotoSafari,Botanik)
Kütahya’nın kuzeyindeki Domaniç Ormanları, ilçenin çevresinde çok geniş bir alana yayılmış durumdadır. Çok zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Domaniç Ormanları’nda, pek çok endemik tür bitki ve anıtsal değerde ağaç bulunmaktadır.
Gölcük Yaylası(Trekking, Yayla Turizmi)
Kütahya’nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası, Simav’a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir.
Toy Kuşları(Ornitoloji)
Anadolu’nun en büyük kuşları olan Toy Kuşları, dünyada yalnızca Kuyucak, Nuhören ve Pusan Köyleri arasında kalan alanda üremektedirler. Koruma altında olan Toylar, her geçen yıl biraz daha çoğalmaktadır.
Muğla
Bölgenin antik çağdaki adı Karya (Caria)'dır. Karya bölgesini, güneyde İndus (Dalaman) çayı ayırır. Kuzeyde Lidya bölgesi ile olan sınırını ise Büyük Menderes nehri oluşturur. Coğrafi olarak, Ege denizi ile Akdeniz’in Birleştiği kıyılarda yer alması nedeniyle de, her iki deniz hinterlandı da, uygarlığın etkisi altında kalmıştır. Dor, Lidya, Karia, Helen, Roma, Bizans gibi İslam öncesi uygarlıklar ile, daha sonra gelen Selçuklu (Menteşe) ve Osmanlı Kültürleri, Bölgeyi tarihsel zenginlik bakımından dünyanın sayılı köşelerinden biri haline getirmişlerdir.Muğla Karya'daki en eski şehirlerden biridir. Kıyıda yer almadığı için, deniz ticaretinin getirdiği canlılığı yaşayamamış, bu nedenle de yöredeki pek çok antik kent gibi fiziksel özellik göstermemiştir. Şehirde kalıntı olarak sadece bazı mezarlar bulunabilmiştir. Muğla, Arnos, Araxsa, Balbura, Euromos, Heraklia, Hydisos, İasos, Letoon, Labranda, Narasa, Olymos, Sdyma, Telmessos, Halikarnasos, Stratonikeia, Knidos gibi Yunan Mitolojisindeki kahramanların öykülerine konu olmuş antik kent kalıntılarının yanı sıra Muğla evi, Milas evi, Ula evi, Bodrum evi gibi çevre koşulları ve dönemlerinin kültürel yaşamı ile şekillenmiş insan-doğa birlikteliğinin en güzel örnekleri ile de canlı bir tarih hazinesi durumundadır.
Turizm Potansiyeli
Ören Yerleri ve Müzeler
Muğla Müzesi
Müzenin "Turollan Parkı" bölümünde, Merkez İlçeye bağlı Özlüce Köyünün yaklaşık 1 km. Kuzeydoğusunda, Kaklıca Tepenin kuzey yamaçlarında bulunan 3 adet fosil yatağından getirilen fosiller sergilenmektedir. Turollan, günümüzden 5-9 milyon yıl kadar öncesine tarihlenen ve Doğu Asya'dan İspanya'ya kadar uzanan geniş bir alanda yaşamış ve yok olmuş canlıları içeren bir dönemdir. Adını, fosillerin ilk buluntu yeri olan İspanya'daki Teruel havzasından almıştır.
Stratonikeia
Stratonikeia Antik Kenti, Muğla'nın Yatağan İlçesi'nin 6-7 kilometre batısındaki Yatağan-Milas karayolu üzerindeki Eskihisar Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kent, I.Ö. 3. yüzyılda kurulmuştur. Yapılan araştırmalara göre; Suriye Kralı I. Seleukos eşi Stratonike'yi oğlu Antiokhos'a vermiş, Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına kenti kurmuştur.
Lagina
Lagina-Hekate Kutsal Alanı, Muğla İlinin, Yatağan İlçesi'ne bağlı Turgutreis Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yatağan-Milas karayolu üzerindeki termik santralin yanından sağa ayrılan asfalt yoldan 9 km. gidilerek Lagina Harabelerine varılır. Karialılar'ın önemli kült merkezi olan Lagina Kutsal Alanı'nın ünü zamanımıza kadar gelmiş olup, bu yöre halen Leyne ismi ile tanınır..
Sedir Adası
Ula İlçesi sınırları içerisinde, Gökova Körfezi'nde yer alan Sedir Adası (Kedriai Antik Kenti) arkeolojik doğal yapısı ile yörenin kültür turizminin en yoğun yaşandığı bölgelerden birisidir. Sedir Adasına, Gökova - Akyaka Beldesi'nden ya da Çamlıköy'den teknelerle ulaşılabilmektedir.
Gemiler Adası
Fethiye'ye takriben 9 kilometre güneyinde bulunan adaya Gemile Koyu'ndan deniz yoluyla ulaşılabilir. Ortaçağda Sybola adıyla bilinen Ölüdeniz Havzası içinde yer alan Gemiler, diğer bir deyişle Aya Nikola Adası M.S. 5. yüzyıldan itibaren özellikle dinsel içerikli yerleşimlerin oluşmasıyla önemli bir konuma gelmiştir.
Kadyanda
Fethiye'ye 24 kilometre uzaklıkta olup, büyük bir bölümü asfalt, 8 kilometre'lik kısmı stabilize bir yolla ulaşmak mümkündür. Likçe kitabelerde ismi Kada Wanti olarak okunan Kadyanda'nın ismindeki "–ND" takısı nedeniyle, kuruluş tarihinin M.Ö.3. binlere kadar indiği ileri sürülmektedir. Ancak antik kentten günümüze ulaşan yüzeydeki en eski kalıntılar M.Ö. 5. yüzyıldan daha eskiye gitmez.
Kaunos
Köyceğiz ilçesi sınırları içerisinde kalan antik kente, Ortaca İlçesi, Dalyan Kasabası'ndan karayolu ile ulaşılabildiği gibi, ayrıca deniz yolu ile de ulaşılabilmektedir.
Kayaköy
Fethiye'ye 8 km. mesafede bulunan Kayaköy'ün geçmişi filolojik açıdan M.Ö. 3. binlere kadar gitmesine rağmen Antik Dönem kalıntılarından günümüze M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen az sayıda lahit ve kaya mezarları ulaşmıştır. Kentte, yamaca dayalı olarak izlediğimiz yapı gruplarının tamamı, Osmanlı İmparatorluğu'nun geç dönemlerinde azınlıklara tanınan haklarla 19. yüzyılın 2. yarısı ile 20. yüzyılın ilk çeyreğinde iskan edilen Rumlar'ca yapılmıştır.
Letoon
Fethiye - Kaş karayolunun 65 km. güneye sapılan yoldan takriben 3 kilometre gidildiğinde Letoon Antik Kenti'ne ulaşılır.Antik kent merkezinde, yan yana dizilmiş üç tapınak mevcut olup, bunlardan en batıdaki olanı Leto'ya, daha küçük olan ve ortada yer alan tapınak Artemis'e, en doğuda, Dor düzenindeki tapınak ise Apollon'a aittir.
Pınara
Antik kent, Fethiye'ye 40 kilometre mesafede, Fethiye-Kaş karayolu üzerinde, Minare köyü yakınlarında olup, köyden 2 km. stabilize bir yolla ulaşılmaktadır. Antik yazarlardan Stephanos, Byzantion Menekrotes'den alıntı yaparak "Xanthos'un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir grup, Kragos dağının yüksek olan tepesinde bir kent kurup adına da yuvarlak anlamına gelen Pınara ismini verdiler" diyerek kentin kuruluşunu anlatmaktadır.
Telmessos
Akdeniz kıyı bandında, kurulmasından günümüze dek yerleşimin kesintisiz olarak sürdürüldüğü tek merkez durumundaki Telmessos antik kenti tarihinin, filolojik bazı tespitlere göre M.Ö. 3. binlere kadar gittiği tahmin edilmektedir.
Tlos
Antik kent Fethiye'ye 40 km. uzaklıkta bulunan Yaka Köyü sınırları içinde bulunmaktadır. Dik yamaçlarla doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi, yer yer sur duvarları ile takviye edilerek tahkim edilmiştir. Akropolün kuzey-doğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ile kaya mezarları Likya kültürünün örneklerindendir.
Milas
Stephanos Byzantinos, Ethnica adlı eserinde, Mylasa'nın adını Sisyphos Aiolos torunu Khrysaor oğlu Mylassos'tan aldığını yazar. Eski Yunanlılar Karlar'ı Leleg ve Plasglar'la birlikte Ege'nin en eski halkı olarak gösterirler. Mylasa, M.Ö. 5. yüzyılda İonia ihtilali'ne ve Pers Savaşları'na karışır. M.Ö. 446'da Berymidon Savaşı'ndan sonra, Persler'in hakimiyetinden kurtularak Attika - Delos Deniz Birliği'ne dahil olur. M.Ö. 334'de Asya seferine çıkan Büyük İskender, Güneybatı Anadolu'yu ve dolayısıyla Milas'ı da almış, fakat hemen sonra elde ettiği toprakları Karya Kraliçesi Ada'ya vermiştir.
Euromos
Milas İlçe merkezine 10 km mesafede İzmir karayolu üzerinde yer alan Euromos, antik çağda Mylasa'dan sonra yörenin en önemli kenti kabul edilmektedir. Kentin adı M.Ö.5 yüzyılda "Kyramos" ya da "Hyramos" biçiminde telaffuz edilmekte olup, Asya'nın en iyi korunmuş yarım düzine tapınağından biri, Euromos' daki Zeus Tapınağı'dır.
Labranda
Zeus Labrandos'un kutsal alanı olan Labranda, Milas'ın 14 km. kuzey doğusunda yer almaktadır. En eski buluntular yaklaşık M.Ö. 600 yılına ait olup, kutsal alan, sonradan tapınak terası olarak kullanılan küçük suni bir düzeltiden oluşmaktadır. Bölgedeki araştırmalarda bulunan bir yazıtta, M.Ö. 497 yılında, kutsal alanda bir savaş yapıldığı ve Karia ordusunun müttefikleri Miletliler'le beraber Pers ordusuna yenildikleri anlatılmaktadır. M.Ö. 4. yüzyıl tapınağın en önemli devri olup, Mausolos (377-352) ve Idrieus (351-344) adlı satraplar zamanında yeni bir görünüm kazanmıştır.
Herakleia
Herakleia antik kentine, Milas - Söke karayolu üzerindeki Çamiçi Beldesi'nden ayrılan bir yolla ulaşılmaktadır. Kent bugünkü Kapıkiri Köyü içerisinde kalmakta olup, Milas'a 39 km. uzaklıktadır. Antik çağda kentin kıyısında kurulduğu, Ege Denizi'nin bir uzantısı olan Latmos Körfezi, Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla dolması sonucu bugünkü Bafa Gölü'ne dönüşmüştür.
Iasos
İasos, Milas'a 28 km. uzaklıktakı Kıyıkışlacık Köyü içerisindeki üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerine kurulmuştur. Mitoloji'de, Argos'tan gelenler tarafından kurulduğu ve ismini kolonistlerin başı Iasos'tan aldığı söylenmektedir.
Knıdos
Datça Yarımadası'nın en uç kısmında Ege ve Akdeniz'in birleştiği noktada Tekir Burnu üzerinde yer alan Knidos antik kenti Batı Anadolu kıyı kentlerinin en önemlilerinden biridir. Muğla İli, Datça İlçesi, Yazı Köyü sınırları içinde bulunan kente, turizm sezonu boyunca gezi tekneleri ve yatlarla ulaşılabilmektedir. Bölgenin Pers hakimiyetinde olduğu M.Ö. 360 tarihlerinde Knidoslular, kentlerinden ayrılarak, yarımadanın en uç noktasında Hippadamos planında yeni bir Knidos kenti kurmuşlardır.
Bodrum Kalesi
Kale iki liman arasında kayalık bir alan üzerinde kurulmuştur. Antik Çağ'da önce ada olan bu alan sonraları anakaraya bağlanarak yarımada şeklini almıştır. 1406 - 1523 tarihleri arasında St. Jean Sövalyeleri tarafından inşa edilen kale, kare planlı olup, 180 x 185 metre ölçülerindedir. İç kısımda değişik ülke adları verilmiş kuleler yer almaktadır. Kale bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır. Müze kolleksiyonlarında bulunan eserler Türk Hamamı, Amphora Sergilemesi, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, İşkence ve Katliam Odaları ve Alman Kulesi gibi bölümlerde sergilenmektedir.
Halikarnassos
Antik Çağ'ın en ünlü kentlerinden biri olan Halikarnassos'un, M.Ö. 11. yüzyılda kurulduğu tahmin edilmektedir. Kent Dor Kolonistleri tarafından kurulmuş olmasına karşın, tam bir iyon kenti görünümündedir. M.Ö. 5. Yüzyılda Pers Satrabı Mavsolos, Halikarnassos'u Karya Bölgesi başkenti yapmış ve halkı üç büyük kentte oturmaya mecbur etmiştir.
Dostları ilə paylaş: |