Türkiye’nin katılım yönünde ilerlemesi üzerine 2003 İlerleme Raporu



Yüklə 1,02 Mb.
səhifə23/27
tarix15.09.2018
ölçüsü1,02 Mb.
#82276
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27

C. SONUÇ


Son bir yıl içinde Türk hükümeti, politik ve hukuki sistemde kapsamlı değişimlere yol açan reformların ilerleme sürecini hızlandırmada büyük bir kararlılık göstermiştir. Hükümet aynı zamanda Türk vatandaşlarının AB standartlarına uygun temel özgürlükler ve insan haklarından yararlanmasını sağlamak amacıyla reformların uygulanması yönünde önemli adımlar atmıştır. Mevzuata farklı alanlarda değişiklikler getiren 4 ana siyasi reform paketi kabul edilmiştir. Reformlardan bazıları, ifade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, kültürel haklar ve askeri gücün sivil denetimi gibi Türkiye açısından hassas konular üzerindeki etkileri nedeniyle, büyük siyasi önem taşımaktaydı. Gözden geçirilmiş Ortaklık Belgesi’nde yer alan siyasi kriterlerin içerdiği birçok öncelik ele alınmıştır.

Kamu yönetimi ve devletin işleyişini yalınlaştırmada ilerleme kaydedilmiştir. Hükümet özellikle kamu hizmetlerindeki insan kaynaklarının daha şeffaf yönetimi amacıyla reformlar başlatmıştır. Bu ayrıca, yolsuzluğa karşı mücadelenin güçlenmesine hizmet etmiştir.

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) görevleri, yetkileri ve işleyişinde önemli değişiklikler yapılmış, sivil-asker ilişkilerinin çerçevesini AB üye ülkelerdeki uygulamaya yaklaştırmıştır. MGK Genel Sekreterinin rolü gözden geçirilmiş ve yürütme yetkileri kaldırılmıştır. Hâlâ MGK temsilcilerinin bulunduğu, RTÜK ve YÖK gibi sivil kurullar vardır. Askeri harcamalar üzerinde, gerek bütçenin onaylanması, gerekse kontrolü açısından parlamentonun tam denetimi sağlanmalıdır.

Yargının etkinliği ve bağımsızlığını artırmak için daha fazla çaba harcanmalıdır. Aile mahkemelerinin kurulmasıyla yargı sistemi halihazırda güçlendirilmiş bulunmaktadır. Askeri mahkemelerin sivilleri yargılama yetkisi kaldırılmıştır. Devlet Güvenlik Mahkemeleri sistemine olumlu değişiklikler gerçekleştirilmiş, özellikle tutukluluk sırasında kimseyle görüştürülmeme uygulamasını kaldırılmıştır. Ancak bu mahkemelerin işleyişinin Avrupa standartlarıyla, özellikle savunma hakları ve adil yargılanma ilkesiyle uyumlu hale getirilmeye hâlâ ihtiyacı vardır.

Reformlar pratikte aynı düzeyde uygulanmamaktadır. Bazı durumlarda parlamentonun benimsediği temel özgürlüklere ilişkin siyasi reformları uygulamakla görevlendirilmiş yürütme ve yargı organları kısıtlayıcı koşullar koyarak reformların kapsamını daraltmış, böylece yola çıkarken amaçlanan hedeflere ulaşılmasını zorlaştırmıştır. Hükümet reformların sistematik bir şekilde uygulamaya konulamadığını kabul ederek, uygulamayı sağlamak için bir Reform İzleme Grubu oluşturmuştur.

Türkiye Yolsuzluğa İlişkin Medeni Hukuk Sözleşmesi’ni onaylamıştır ve böylece 1 Ocak 2004’te Avrupa Konseyi’nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun bir üyesi haline gelecektir. Ancak bir dizi girişime rağmen yolsuzluk ısrarlı bir şekilde yüksek düzeyini korumakta ve kamu yaşamının birçok alanını etkilemektedir.

Türkiye önemli uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Uluslararası Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Sosyal ve Ekonomik Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 No’lu Protokolü gibi Avrupa Sözleşmeleri’ni onaylamıştır. AİHM’nin beş yıl önce karara bağladığı Loizidou davası bu duruma örnektir.

İşkence ve kötü muameleyle mücadeleye hız verilmiş ve Türk hukuk sistemi bu alanda Avrupa standartlarına yaklaşmıştır. İşkencenin yaygınlığında düşüş kaydedilmiş olmakla birlikte, hâlâ belirli vakalara ilişkin duyumlar alınmakta ve bu bir kaygı konusu olmaya devam etmektedir.

Cezaevi sisteminin reformu devam etmiş ve tutuklu ve mahkum haklarında iyileşme sağlanmıştır. Uygulamada avukat edinme hakkı her zaman sağlanmamaktadır.

Yeniden yargılanma olanağı getirilmiş ancak pratikte çok az sayıda davada yeniden yargılanma uygulanmıştır. Zana ve arkadaşlarının davasında, yeniden yargılama bugüne kadar daha önceki yargılamaların bir tekrarı olarak gerçekleşmiş ve savunmanın haklarına saygı gösterilmesi konusunda kaygıların devam etmesine neden olmuştur.

Reform paketlerinin kabulü, ifade özgürlüğünün kullanılması üzerindeki bir dizi kısıtlamanın kaldırılmasına neden olmuştur. Ceza Kanunu’nun değişen hükümlerinin uygulamaya konulması birçok davanın beraatla sonuçlanmasına yol açmıştır; öte yandan şiddet içermeyen düşüncelerini açıklayan kişiler aleyhine hâlâ dava açılabilmektedir. Şiddet içermeyen görüşleri nedeniyle cezaevinde olan bazı kişiler ceza aldıkları hükümlerin yürürlükten kaldırılması sonucunda salıverilmişlerdir.

Gösteri özgürlüğü ve barışçı toplanma alanında bazı kısıtlamalar kaldırılmış ve bu alanda önemli ilerleme sağlanmıştır. Yine de bazı barışçı gösterilerde yetkililer oransız güç kullanımına başvurmuşlardır.

Dernek kurma özgürlüğü konusunda bazı kısıtlamalar gevşetilmiştir; ancak dernekler hâlâ külfetli prosedürlere uymak zorundadır. Dernekler, özellikle insan hakları savunucuları aleyhine dava açılmaya devam edilmektedir.

Siyasi Partiler Yasası’nda, parti kapatmayı zorlaştırıcı değişiklikler yapılmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi HADEP’i kapatmıştır ve DEHAP’a karşı kapatma istemiyle dava açılmıştır.

Din özgürlüğü konusunda reform paketiyle getirilen değişiklikler henüz istenen sonuçları vermemiştir. Yürütme organları ilgili hükümleri çok kısıtlayıcı bir şekilde yorumlamaya devam etmekte, bunun sonucunda din özgürlüğü Avrupa standartlarına kıyasla ciddi sınırlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu, özellikle tüzel kişilik yokluğu, dini personel eğitimi ve mesleki eğitimi ve dini cemaatlerin mülk edinme haklarının tam olarak kullanamamaları durumu için geçerlidir.

Türkçe dışındaki dillerde radyo ve TV yayını ve eğitim üzerindeki yasağın kaldırılmasına yönelik adımlar atılmıştır. Bugüne kadar bu alanlarda kabul edilen reformların pratik etkisi az olmuştur.

Güneydoğu Anadolu’da olağanüstü halin kaldırılması genel olarak halkın üzerindeki gerilimi düşürmüştür. Kültürel etkinliklere karşı daha fazla tolerans gösterilmektedir. Köye dönüş programı çok yavaş bir şekilde ilerlemektedir. Yurtiçinde yerlerinden olan insanların sorunlarının çözümü, bölgenin geniş kapsamlı bir şekilde sosyo-ekonomik kalkınması ve genel olarak kültürel haklar konusunda ciddi ölçüde çaba harcanmasına ihtiyaç vardır.

Selanik Avrupa Konseyi ve Katılım Ortaklığı sonuç belgelerinde Türkiye Kıbrıs sorununun çözümü için BM Genel Sekreteri’nin çabalarına güçlü destek vermeye davet edilmiştir. Türkiye çeşitli vesilelerle Kıbrıs sorununun çözümünden yana olduğunu ifade etmiştir. Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyi ile bir gümrük birliği anlaşmasının yürürlüğe girmeyeceğini de belirtmiştir.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerde iyileşme devam etmiştir. Yeni güven artırıcı adımların atılması için çabalar devam etmektedir. İki ülkenin Dışişleri Bakanları arasında Ege Denizine ilişkin çözüm arayışına yönelik temaslar da devam etmiştir.

Türkiye, NATO üyesi olarak AB üyesi olmayan müttefiklerin AB liderliğinde NATO olanaklarıyla yürütülen operasyonlara çeşitli biçimlerde katılımına onay verme kararını almıştır. Bu adım, şimdiye kadar Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın etkili bir şekilde hayata geçirilmesini engelleyen bir sorunu çözmüştür.

Genel olarak son 12 ayda Türkiye Kopenhag siyasi kriterlerine uyum sağlama yolunda önemli bir ilerleme oluşturan hukuk alanındaki dikkate değer çabalarını daha da geliştirerek sürdürmüştür. Türkiye, yargının bağımsızlığını ve işleyişini güçlendirme, temel özgürlüklerin (örgütlenme, ifade ve din) kullanımına ilişkin genel çerçeve, asker-sivil ilişkilerinin Avrupa’daki uygulamayla daha uyumlu hale getirilmesi, Güneydoğu Anadolu’nun durumu ve kültürel haklar başta olmak üzere bu raporda altı çizilen belli başlı konuları ele almalıdır. Türkiye, Türk vatandaşlarının insan hakları ve temel özgürlükleri Avrupa standartlarıyla uyumlu bir şekilde kullanabilmeleri için reformların tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamalıdır.

Ayrıca Türkiye Kıbrıs sorununun kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasına yönelik çabalara kararlı bir şekilde destek vermelidir.

Türkiye piyasa ekonomisinin işleyişini önemli ölçüde geliştirmiştir, ancak makroekonomik dengesizlikler devam etmektedir. Makroekonomik istikrar ve yapısal reformlar doğrultusunda atılacak yeni kararlı adımlar, ayrıca, Türkiye’nin rekabet baskıları ve Birlik içindeki piyasa güçleriyle başa çıkma kapasitesini artıracaktır.

Her ne kadar hâlâ yüksek olsa da, enflasyonist baskının düşmeye devam etmesi ve Türkiye’nin piyasa mevzuatı ve kurumlarının modernleşmesi sonucunda ekonomik istikrar ve öngörülebilirlikte artış olmuştur. Benimsenen ve aşamalı olarak uygulamaya konulan yapısal reformlar, Irak krizinin etkilerine büyük bir ekonomik hasar olmaksızın direnç gösterilebilmesinde yardımcı olmuştur. Bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumların bunda büyük rolü olmuştur. Finans sektörünün gözetimi güçlendirilmiş ve modern bir doğrudan yabancı yatırım mevzuatının temeli atılmıştır. Kamu maliye yönetiminin şeffaflığı ve etkinliği geliştirilmiştir.

Mevcut reform sürecine devam edilmelidir. Mali disiplin ve istikrara yönelik ekonomik politika, piyasanın güvenirliği ve sürdürülebilir bir kamu maliyesinin köşe taşlarını oluşturmaktadır. İyi dengelenmiş ve güçlü bir ekonomi için enflasyonun düşürülme süreci devam etmelidir. Bankacılık sektöründeki yeniden yapılanma henüz yeterince ilerlemiş değildir ve sektörün gözetimi ve ihtiyati standartlarının uluslararası normlarla uyumlaştırılması süreci tamamlanmalıdır. Devlet mülkiyetindeki banka ve işletmelerin özelleştirilmesi ve piyasanın serbestleştirilmesi hızlandırılmalı ve yapısal çarpıklıklar ele alınmalıdır. Üretken alanlara yönelik yeterli kamu ve özel sektör yatırımı ve eğitime özel önem verilmesi, ekonominin rekabet gücünü ve büyüme potansiyelini artırmak açısından önemlidir. Doğrudan yabancı sermaye girişi, bu alanda varlığını sürdüren engeller de kaldırılarak teşvik edilmelidir.

Türkiye’nin uyum süreci çoğu alanda ilerlemiştir ancak birçok başlık altında henüz sürecin erken evrelerinde kalmaya devam etmektedir. Türkiye’nin uyumu en çok AT-Türkiye Gümrük Birliği’ne ilişkin alanlarda sağlanmış ancak burada da yükümlülüklerini tam olarak yerine getirememiştir. Uyum, ayrıca, müktesebatla benzerlik gösteren diğer uluslararası yükümlülüklerin söz konusu olduğu alanlarda da daha ileri bir noktadadır. Bütün alanlarda mevzuatla ilgili daha fazla çalışma yürütülmeli ve Türkiye, müktesebatın kabulüne ilişkin Ulusal Program’ın, Katılım Ortaklığı’nın önceliklerine uygun olarak bütün alanlarda daha tutarlı bir şekilde uygulanmasına odaklanmalıdır. Ayrıca yeni kabul edilen yasa ve yönetmelikler de müktesebattan uzaklaşmamalıdır.



Malların serbest dolaşımı konusunda Türkiye, özellikle sektörlere özel mevzuat alanında ilerleme kaydetmiştir; ancak ürün güvenilirliğini de içerecek şekilde, endüstriyel ve işlenmiş gıda ürünleri açısından ürün güvenirliği ve ürün şartnamelerine ilişkin Yeni ve Eski Yaklaşım kapsamındaki alanlara ilişkin mevzuatın uyumlaştırılması ve uygulanması konusunda daha fazla çaba harcamalıdır. Uygunluk değerlendirme ve piyasa gözetim mekanizmaları ve kuruluşlarının oluşturulması konusunda sınırlı bir gelişme kaydedilmiştir ve yasal metroloji sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir. Kamu ihale yasasında yapılan değişikliklerle Türkiye müktesebatla uyum düzeyini düşürmüştür. Kısa vadede Türkiye ticaretin önündeki teknik engelleri kaldıracak araçlar benimsemenin yollarını aramalıdır. Müktesebatın doğru uygulanması ve 31 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği Kararı’ndan kaynaklanan yükümlülüklerle uyumun sağlanması için yapılması gereken çok iş vardır.

Kişilerin serbest dolaşımı alanında rapor döneminde ağırlıklı olarak işçilerin serbest dolaşımı konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir; buna rağmen Türkiye’nin uyumu sınırlı seviyede kalmıştır. Hizmetlerin serbest dolaşımıyla ilgili olarak Türkiye bankacılık sektörü, yatırım hizmetleri ve hisse senedi piyasaları alanlarında bazı ilerlemeler kaydetmiştir. Profesyonel hizmetlere ilişkin olarak sınırlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Sigortacılık sektöründe mevzuatın müktesebatla uyumlaştırılması ve idari kapasitenin güçlendirilmesi için önemli ölçüde çaba harcanması gerekmektedir. Verilerin korunmasına yönelik mevzuatın kabulü ile ilgili çabalar sürdürülmelidir ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin müktesebatla uyumlu yeni hukuki düzenlemeler kabul edilmelidir. Sermayenin serbest dolaşımı alanında, özellikle sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesine ilişkin müktesebatla uyum süreci ilerlemekte, ancak daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.

Geçen yıllarda atılan adımlara rağmen fikri ve sınai mülkiyet hakları da dahil olmak üzere şirketler hukuku alanında uyum sınırlı kalmıştır. Korsanlıkla ve fikri ve sınai mülkiyet haklarının ihlaliyle mücadele edebilmek için gerek mevzuata, gerekse uygulamaya ilişkin önlemler alınmalıdır. Rekabet konusunda devlet yardımını izlemeye yönelik hükümlerin güçlendirilmesi ve devlet yardımı izleme kurumunun oluşturulması gerekmektedir.



Tarıma ilişkin olarak, bitki ve hayvan sağlığı konularında özellikle hayvan hastalıklarının kontrolü, büyükbaş hayvanların tespiti ve kayda geçirilmesi ve patatesle ilgili zararlı organizmalar alanında bazı ilerlemeler sağlanmıştır. İdari kapasitenin artırılmasına ve kontrol ve teftiş sistemlerinin geliştirilmesine yönelik daha çok çaba harcanmalıdır ve bu alanlarda tam uyum sağlanması için gıda işleme kuruluşlarının geliştirilmesi gerekecektir. Kırsal kalkınma konusunda bir stratejinin benimsenmesi gerekmektedir. Balıkçılık alanında sınırlı bir gelişme kaydedilmiş, ancak özellikle teftiş ve kontrol alanlarına ilişkin bazı hazırlık çalışmaları tamamlanmıştır. Ne var ki ana mevzuatın müktesebatla uyumlaştırılması ve kurumsal reform henüz gerçekleşmemiştir.

Ulaştırma konusunda ilerleme çok sınırlıdır. Belirli sektörlerde, özellikle karayolu taşımacılığı ve deniz güvenliği alanlarında elde edilen uyum seviyesi, çeşitli uluslararası sözleşmelerin iç hukuka aktarımının bir sonucudur. Deniz güvenliği ile karayolu ve demiryolu taşımacılığı alanlarında önemli çabaların harcanması gerekmektedir. Vergilendirme konusunda, gerek mevzuat, gerekse idari kapasite açısından sınırlı ilerleme kaydedilebilmiştir. Mevzuata ilişkin olarak KDV konusunda uyum düzeyi yükseltilmeli, bu kapsamda muafiyetler ve düşürülmüş oran uygulamasının kapsamı konusuna gerekli dikkat gösterilmelidir. Dolaylı vergiler konusunda, alkol ve tütün üzerindeki vergilerde bir miktar yaklaşma sağlanmış olsa da, uygulanan vergiler AB dahilindeki en düşük oranların bile altındadır. Türkiye’nin ayrıca gümrük vergisi askıya alınmış malların hareketi rejimini uygulamaya koymalıdır.

Türkiye bütün istatistik alanlarında bazı ilerlemeler kaydetmiştir, ancak uyuma yönelik ana gereklilikleri yerine getirmek için daha fazla çaba harcanması gerekmektedir. Verilerin tarafsızlığı ve güvenilirliği, istatistiklerin şeffaflığı ve kişisel verilerin gizliliği konularındaki temel ilkelerin uygulanması açısından mevcut mevzuatın müktesebatla uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Sosyal politika ve istihdam açısından Türkiye bazı ilerlemeler kaydetmiştir. İdari kapasite güçlendirilmiş, İş Kanunu’nda ve istihdam politikasında kadın ile erkek arasındaki eşitliği geliştirmeye yönelik önlemler alınmıştır. Sosyal diyalog, sağlık ve güvenlik konularında daha fazla çaba harcanması gerekmektedir. Elektrik ve gaz piyasalarına ilişkin çerçeve yasalarının uygulanmasına yönelik çeşitli hükümlerin kabulü sonucunda enerji alanında önemli ilerleme kaydedilmiştir. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik uyum konusunda da ilerleme sağlanmıştır. Bütün enerji alanlarında uyumun tamamlanması için daha fazla çabanın harcanması gerekmektedir.



Sanayi politikasına ilişkin olarak Türkiye, kamu sektörü reformunun yanı sıra yeni bir doğrudan yabancı yatırım yasasını kabul ederek ilerleme sağlamıştır. Devlet mülkiyetindeki işletmelerin yeniden yapılandırmasına yönelik olarak daha fazla çaba harcanması gerekmektedir. Çelik endüstrisinin yeniden yapılandırılması büyük önceliğini korumaktadır. Türkiye KOBİ politikasında bazı ilerlemeler sağlamıştır. Şirket kuruluşu ve tescil için gerekli işlemlerin basitleştirilmesi olumlu bir gelişmedir. Türkiye teknoloji geliştirme merkezleri açısından oldukça iyi donanımlıdır. Türkiye’nin AB programlarına katılımı henüz yeni başlamış olmakla birlikte, Altıncı Çerçeve Programı’na tam katılımı bilim ve araştırma alanındaki kesin taahhüdünü göstermektedir. Türkiye bilim ve araştırma alanına yaptığı yatırımları artırmalıdır. Eğitim ve mesleki eğitim alanında bir miktar ilerleme sağlanmıştır. Türkiye üç Topluluk programına katılım hazırlıklarını tamamlama konusundaki çalışmalarını artırmalı ve gereken önlemleri uygulamaya koymalıdır.

Bazı ilerlemelere rağmen telekomünikasyon konusundaki müktesebata hukuki uyum hâlâ yetersizdir ve özellikle evrensel hizmet, numaralandırma, kiralık hatlar ve verilerin korunması alanında daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir. Mevcut mevzuatın uygulanması ve yürütülmesi iyileştirilmelidir. Posta hizmetleri piyasasının serbestleştirilmesi için büyük çaba harcanmalıdır. Türkiye kültürel ve görsel-işitsel politika konusunda, özellikle Türkçe dışındaki dillerde yayına izin vererek, mevzuat alanında ilerleme sağlamıştır. Ancak müktesebatla uyum konusunda daha fazla çaba harcanmalıdır ve Türkiye diğer dillerde yayına ilişkin uygulamaya yönelik adımlar atma doğrultusunda teşvik edilmektedir.



Bölgesel politika alanında son İlerleme Raporundan bu yana bazı ilerlemeler kaydedilmiştir, ancak bölgesel politikanın merkezi ve yerel düzeyde uygulanmasını sağlamak için önemli ölçüde çaba harcanması gerekmektedir. Buna uygun kurumların oluşturulması ve yeterli insan ve finans kaynaklarıyla donatılması gerekmektedir. Çevreye ilişkin olarak Türkiye bir dizi alanda sınırlı ilerleme sağlamıştır ve birçok alanda müktesebatla genel uyum düzeyi düşük kalmıştır. Çevre politikasına ilişkin bütün alanlarda gerek mevzuat, gerekse uygulama açısından daha fazla çaba harcanması gerekmektedir.

Tüketicilerin ve sağlığın korunması alanında, esas olarak bir çerçeve yasasının kabulü sonucunda ilerleme sağlanmıştır. Ancak etkili bir denetim rejimi kurulmalıdır ve tüketicilerin yüksek düzeyde korunması için yeterli kaynaklara ihtiyaç vardır. Adalet ve içişleri alanında uyuma yönelik ilk aşamadaki stratejilerin benimsenmesinde Türkiye önemli bir ilerleme sağlamıştır. Birçok alanda, örneğin yasadışı göç ve organize suçla mücadelede işbirliği geliştirilmiştir. Türkiye, halihazırda benimsenmiş durumda olan stratejileri uygulamaya geçirmeli ve hukuki ve kurumsal çerçevesini uyumlaştırma çabalarını yoğunlaştırmalıdır. Türkiye, AB ile bir geri kabul anlaşmasına yönelik görüşmeleri başlatmalıdır.

Gümrük Birliği başlığı altında beklemekte olan şu konulara öncelik verilmelidir: gümrük kontrol mevzuatı; taklit ve korsan mallar; kültürel mallar ve gümrüklerle ilgili hükümlerin serbest bölgeler üzerindeki uygulamalarını ve ekonomik etkiye sahip gümrük usullerini etkileyecek gümrük-dışı mevzuat. İdari kapasite geliştirilmiştir, ancak Türkiye uyumlaştırılmış mevzuatının tatminkâr bir şekilde uygulanması ve yürütülmesini sağlamak için kurumlar arası işbirliğini, gümrükleme sonrası denetimleri ve sınır kontrollerini güçlendirmeye devam etmelidir.

Türkiye, özellikle Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi alanında uzun süredir bekleyen yükümlülüklerinin bulunduğu dış ilişkiler kapsamında çok sınırlı bir ilerleme kaydetmiştir. İkili anlaşmalar bağlamında Türkiye AB’nin bu türden anlaşmalarının bulunduğu partnerleriyle serbest ticaret anlaşmaları yapma çabalarını sürdürmelidir. Ortak dış ve güvenlik politikası alanında Türkiye büyük ölçüde AB ortak dış ve güvenlik politikasıyla uyumlu konumunu sürdürmüştür. Türkiye ulusal politikalarını ve uygulamalarını AB’nin ortak tutumlarıyla uyumlu olmasını ve bütün yaptırım ve kısıtlayıcı önlemlerin gereğince uygulanmasını sağlamalıdır.

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun kabulünün gecikmesi nedeniyle mali kontrol alanında az bir ilerleme sağlanmıştır. Türkiye bu kanunu kabul etmeli, bütçe şeffaflığının ve muhasebe standartlarının iyileştirilmesine ve yeni bütçe kod yapısını uygulamaya odaklanmalıdır.

Birçok alanda uygulama zayıftır. Müktesebatın etkili bir şekilde uygulanması ve yürütülmesini sağlamak için çeşitli alanlardaki idari kapasitenin güçlendirilmeye ihtiyacı vardır. İdari reform bazı durumlarda, örneğin devlet yardımı ve bölgesel kalkınma alanlarında, yeni kurumların oluşturulmasını gerektirmektedir. Yeni düzenleyici organların kurulduğu durumlarda, bu organların özerklikleri güvence altına alınmalı ve yeterli personel ve mali kaynakla donatılmalıdır.



Yüklə 1,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin