Başlık 19: Telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri Son Düzenli Rapor’dan Bu Yana Kaydedilen Gelişme
Telekomünikasyon alanında, sabit telefon pazarına Ocak 2004’te rekabetin getirilmesi için hukuki uyum süreci devam etmektedir. Telekomünikasyon Kurulu Mayıs ayında piyasada önemli bir güce sahip operatörlerin tespit edilmesi ve bu durumda bunlara uygulanabilecek gerek erişim, gerekse ara bağlantı yükümlülüklerinin belirlenmesini öngören bir yönetmelik yayınlamıştır.
Mobil hizmetlerde pazara giriş (penetrasyon) oranı yüzde 34’e yükselmiştir. Mevcut dört GSM operatörden, piyasaya en son giren ikisi Mayıs ayında birleşmişlerdir. 23.4 milyon aboneden 15.7 milyonuna sahip olan Turkcell, pazardaki egemen konumunu 2002 yılında da korumuştur. Sabit telefonda penetrasyon yüzde 28’dir. İnternet erişiminde ve kablolu televizyon bağlantısında penetrasyon oranları hâlâ düşüktür (her ikisinde de yüzde 6).
GSM operatörleri arasında ulusal dolaşım (roaming) anlaşmaları hâlâ yapılamamıştır. Konu operatörler arasında uzun zamandır uyuşmazlık konusudur ve uluslararası tahkim kararı beklenmektedir. Haziran’da Rekabet Kurulu, ulusal dolaşım altyapıları bağlamında GSM piyasasındaki hakim konumlarını kötüye kullandıkları gerekçesiyle Turkcell’e 12.8 milyon € tutarında, bir başka operatöre 5 milyon € para cezası vermiştir.
Hukuki çerçeve konusunda ise Telekomünikasyon Kurumu, hukuki statü olarak bakanlıktan bağımsızdır ve artırılması planlanan büyük boyutlu bütçe ve personel olanağına sahiptir. Kurum, ikinci tip telekomünikasyon lisansı vermeye devam etmektedir. Bugüne kadar uydu aracılığıyla küresel mobil kişisel iletişim için 5, İnternet servis sağlayıcıları için 86, uydu platform hizmetleri için 2 ve uydu telekomünikasyon hizmetleri için 19 lisans verilmiştir.
GSM aboneliklerinin iptalinde kural ve usullere ilişkin bir yönetmelik Eylül 2002’de yürürlüğe girmiştir. Mobil telefon sektöründe etkin piyasa gücüne sahip operatörler Eylül 2003’te belirlenmiştir. Mevcut mevzuat evrensel hizmet yükümlülüğünün Türk Telekom tarafından üstlenilmesini öngörmektedir.
“E-Dönüşüm Türkiye“ adı verilen, enformasyon toplumuna yönelik bir girişim Mayıs 2003’te başlatılmıştır. Toplam bütçesi 765 milyon € olan bu proje e-Europe+ programında belirlenen hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunacaktır.
Posta hizmetlerine ilişkin bir ilerleme sağlanamamıştır.
Genel Değerlendirme
Türk yetkililerin ulusal dolaşım politikasının uygulanması konusunda devam eden uyuşmazlık Türkiye pazarındaki mevcut ve potansiyel yatırım koşullarını olumsuz etkileyebilir. Güvenli yatırım için gerekli olan en önemli faktör hukuki istikrar ve geleceğin öngörülebilir olmasının yanı sıra, bazı durumlarda, rekabet kurallarının etkili bir şekilde uygulanmasıdır.
Telekomünikasyon sektöründe rekabet kurallarının uygulanması konusunda, Rekabet Kurumu ile Telekomünikasyon Kurumu arasında bir işbirliği protokolünün imzalanması olumlu bir gelişmedir. Türkiye’de sabit telefon ve uydu hizmetleri piyasasında bugün de, devlet kontrolünde ve tekel konumunda olan bir işletmeci şirketin egemenliği sürmektedir. Sektörün bu ve diğer alanlarındaki serbestleşmenin hızı ve başarısı büyük ölçüde bu işletmeci şirketin, hükümetin serbestleşme politikası ile ne derece işbirliği yapacağına bağlıdır.
Türkiye’nin telekomünikasyon sektöründe topluluk normlarını iç hukuka aktarma programı, piyasa olgunlaşma belirtileri gösterdiği zaman, her durumda, katılımdan önce 2002 yılı müktesebatını dikkate almalıdır. Lisans verme konusundaki yönetmelik bireysel lisansların asgari düzeyde tutulmasını sağlamak ve böylece piyasaya yeni girişlerin önündeki engelleri azaltmak üzere, etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Tarifelere ilişkin mevzuat, önemli bir piyasa gücüne sahip olan operatörlerin en yeni maliyet muhasebesi sistemlerini ve maliyet odaklı tarifeleri uygulamaya koymalarını sağlayacak şekilde etkin bir biçimde yürütülmelidir. Yönetmelik getirilmesi gereken alanlar şunlardır: Kiralık hatlar, numaralandırma, taşıyıcı seçimi ve taşıyıcı ön-seçimi, numara taşınabilirliği, yerel ağın kullanıma açılması ve evrensel hizmet. Avrupa’nın tek acil çağrı numarası olan 112, hâlâ sadece kamuya ait hastaneleri aramak için kullanılmaktadır. 2004 yılı başında piyasanın tam serbestleşmesine hazır olabilmesi için Telekomünikasyon Kurumu’nun idari kapasitesinin hâlâ güçlendirilmeye ihtiyacı vardır.
Hâlâ posta hizmetlerinin serbestleştirmesine yönelik bir plan bulunmamaktadır. Posta piyasası için bağımsız bir ulusal düzenleyici kurumun kurulması gerekmektedir. Müktesebatla tam uyum için bu alanda büyük çabaların gösterilmesi gerekir.
Sonuç
Son ilerleme Raporundan bu yana Türkiye sabit ses telefon hizmetlerinin serbestleştirilmesine hazırlık doğrultusunda, özellikle erişim ve ara bağlantı konusundaki yönetmeliği yürürlüğe koyarak, ilerleme kaydetmeye devam etmiştir. Posta hizmetleri konusunda bir ilerleme kaydedilmemiştir.
Telekomünikasyon müktesebatıyla hukuki uyum hâlâ yetersizdir ve özellikle etkin uygulama konusunda daha fazla çaba harcamak gerekmektedir. Evrensel hizmet, numaralandırma, kiralık hatlar ve veri güvenliği alanlarına daha fazla dikkat gösterilmelidir. Özellikle lisans verme ve tarifeler konusunda mevzuatın, uygulanması ve etkin icrası geliştirilmelidir. Ulusal dolaşım konusunda hâlâ çözümlenmemiş olan uyuşmazlık, Türk yetkililerinin bu alandaki etkinliğine gölge düşürmektedir. Posta hizmetleri alanındaki müktesebatla uyum hâlâ sınırlıdır. Posta hizmetleri piyasasının serbestleştirilmesi için önemli ölçüde çaba harcanmalıdır.
Başlık 20: Kültürel ve Görsel-İşitsel Politika Son İlerleme Raporundan Bu Yana Kaydedilen Gelişme
Görsel-işitsel politikaya ilişkin olarak, Ağustos 2002’de kabul edilen yasanın ardından Eylül 2002’de “Radyo ve Televizyon Yayınlarının Dili” hakkında bir yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Yeni yönetmeliğe göre, Türk vatandaşlarının geleneksel olarak konuştuğu farklı dil ve lehçelerde yalnızca Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu yayın yapabilecektir. Yönetmelik Radyo Televizyon Üst Kurumu ve TRT arasında farklı dillerde yayın konusunda bir protokolün imzalanmasını öngörmektedir. Yönetmeliğe göre farklı toplulukların talep ve ihtiyaçlarını belirlemek üzere TRT tarafından ülke ölçeğinde piyasa araştırması yapılacaktır.
Daha sonra TRT bu yönetmeliğin uygulanması ile ilgili olarak Danıştay’da yürütmeyi durdurma davası açmıştır. TRT, kendisini farklı dillerde yayın yapmakla yükümlü kılan yönetmeliğin özerk yapısıyla çeliştiğini ve devlet televizyon yayınlarını düzenleyen yasanın, yeni yönetmelik doğrultusunda değiştirilmemiş olduğunu öne sürmüştür. Danıştay Temmuz 2003’te, TRT’nin bu konuda bir tasarrufta bulunmasının ancak RTÜK Yasası’nda değişiklik yapılmasıyla mümkün olduğuna karar vermiştir. TRT’nin yerel dillerde yayını bu nedenle askıya alınmıştır.
Konu Haziran 2003’te Altıncı Reform Paketi kapsamında ele alınmış ve Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4. ve 32. maddeleri değiştirilmiştir. 4. maddede yapılan değişiklik, Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında kullandıkları dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayınını, TRT’ye ek olarak özel istasyonları da kapsayacak şekilde genişletmektedir. Söz konusu değişikliğe ilişkin usul ve esasların, Kasım 2003’te RTÜK tarafından yayınlanması gereken bir yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür.
32. maddede yapılan değişikliğe göre de seçim propagandalarının yayın yasağı süresi kısaltılarak, seçimlerden önce bir haftadan 24 saate indirilmiştir.
Henüz Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında konuştukları Türkçe dışındaki dillerde yayın yapılmamaktadır. Resmi kaynaklar, kurumun eleman alımında zorluk yaşadığını, bunun kısmen, Türk vatandaşlarının kullandığı Türkçe dışındaki çok sayıdaki lehçe ve dilden kaynaklandığını, bunların sayısının 50’yi aştığını belirtmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Sezer’in başvurusu üzerine Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un Ağustos 2002’de Üçüncü Reform Paketi çerçevesinde değiştirilen bazı maddeleri konusunda yürütmeyi durduran Anayasa Mahkemesi, Rapor yılı içinde bu konuda herhangi bir karar vermemiştir.
Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle Sinema, Video ve Müzik Eserleri Denetleme Kurulu’ndan Milli Güvenlik Kurulu temsilcileri çıkarılmıştır.
Genel Değerlendirme
Ağustos 2002’de yürürlüğe giren radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin değişiklikler uygulamaya konulmamıştır. İdari organın (RTÜK) yürürlüğe koyduğu önlemler, son derece sıkı koşullar koyduğu için reformların kapsamını daraltmıştır; bu da reformun amacına ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Haziran 2003’te kabul edilen Türkiye dışındaki dillerde de devlet ve özel televizyon yayınlarını mümkün kılan yeni yasa, ilerleme için bir zemin sağlamaktadır.
Türkiye, mevzuatın televizyon konusundaki müktesebata uyumunu henüz sağlayamamıştır. RTÜK yeni uygulama yönetmelikleri üzerinde çalışmaktadır. Resmi kaynaklar Avrupa Komisyonu Sınırsız Televizyon Direktifi ve Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi’nin, uyum sürecinin ana referansları olarak dikkate alınacağını öngörmektedirler. Bu özellikle, çocukların korunması, tele-alışveriş, reklam ve Avrupa kaynaklı görsel-işitsel eserlerin yaygınlaştırılması gibi henüz yeterince üzerine eğilinmemiş konular açısından önem taşımaktadır.
Sonuç
Son İlerleme Raporundan bu yana Türkiye, ağırlıklı olarak Türkçe dışındaki dillerin yayınına izin verilmesi konusunda olmak üzere, mevzuat alanında yeni ilerleme kaydetmiştir.
Ancak Türkiye’nin bu bölüm başlığı altında müktesebata uyum düzeyi sınırlıdır. Türk mevzuatını ve uygulamasını müktesebatla uyumlu duruma getirmek için büyük ölçekli ek çabalar gerekmektedir. Ayrıca Türkiye’nin, özellikle Türkçe dışındaki dillerde radyo ve televizyon yayını konusunda, kabul edilen mevzuatın uygulanmasına yönelik adımlar atması beklenmektedir.
Dostları ilə paylaş: |