Başlık 15: Sanayi politikası15 Son İlerleme Raporundan bu yana kaydedilen gelişme
Son İlerleme Raporunun kabul edilmesinden bu yana, bir sanayi stratejisi geliştirilmesinde ilerleme olmamıştır, çünkü Türk Hükümeti, Eylül sonu itibariyle, ilk başta planlandığı gibi bir Sanayi Politikası belgesini kabul etmiş değildir.
Kamu sektörü reformuyla ilgili olarak, Hükümet, Mart 2003’te, mevcut IMF programına uygun şekilde, kamu sektörü işçilerinin emekliye ayrılması üzerindeki kısıtlamaları kaldıran, böylece devlet ekonomik işletmelerinin fazla işgücü problemini çözmelerine olanak veren bir yönetmeliği kabul etti.
Yeniden yapılandırma ve özelleştirme alanında, özel olarak da kamu sektörü reformu bakımından, ilave çabalar sarf edildi. Esas olarak gönüllü emeklilik düzenlemeleri yoluyla, devlet işletmelerinde personel azaltımları gerçekleştirildi.
Zor uluslararası şartlar ve Kasım 2002’deki hükümet değişikliği nedeniyle, hükümetin özelleştirme hedeflerine 2002’de ulaşılamadı. Toplam satışlar 500 milyon € olarak gerçekleşti.
Hükümet, 2003 yılı için iddialı bir özelleştirme programı ilan etmiştir. Gıda, çimento, demir ve çelik, kağıt, elektronik, otomotiv, tekstil ve ağaç ürünleri sektörlerinde özelleştirme faaliyetleri yapılmıştır. Madencilik, şeker, tütün ve içkiler, tekstil, kağıt, gübre, petrol arıtma, petrokimya, temel metaller ve makine sektörlerindeki fabrikalar ve işletmeler, hâlâ özelleştirme programındadır. Ayrıca, Özelleştirme İdaresi, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı, İstanbul Altın Borsası’nı, Milli Piyango kurumunu ve Halkbankası’nı portföyüne dahil etmek için ilgili mevzuatı incelemektedir. Yeni program, geniş bir yatırımcılar yelpazesini çekmeyi amaçlıyor ve 2003 yılında 4 milyar € getirmesi bekleniyor. Hükümet, büyük kamu şirketlerinin özelleştirilmesi üzerine odaklanacak, fakat bazı orta ve küçük boy kamu varlıklarını da satacaktır.
Türk çelik sanayisinin yeniden yapılandırılması alanında bildirilecek özel gelişmeler yoktur.
2003’te yeni bir dolaysız yabancı yatırım kanunu çıkarıldı. Bu kanunun temel amacı, yabancı yatırımcıların haklarını koruyarak, Türk vatandaşlarının haklarıyla aynı çizgide yabancı tüzel kişilerce gayrımenkul edinilmesini serbestleştirerek ve dolaysız yabancı yatırımlar için, izne dayalı değil, bildirime dayalı bir sistem kabul ederek, Türkiye’de dolaysız yabancı yatırımları teşvik etmektir.
Genel değerlendirme
Türk sanayi politikası, AT sanayi politikasının ilkeleriyle esas olarak uyumludur. Ancak, son yıllarda Türkiye’deki zor makroekonomik duruma da bağlı olarak, uygulama ve ölçütler (“benchmarks”) dahil, bu ilkelerin etkili bir sanayi stratejisine aktarılması zayıf kalmaktadır.
Dolaysız yabancı yatırım (DYY), ülkenin küresel pazardaki rekabet yeteneğini arttırarak ve böylece ekonomik büyümeyi ve gelir yaratılmasını uyararak, hükümetin genel makroekonomik istikrar programında çok önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, esas olarak makroekonomik istikrarsızlık yüzünden, ama aynı zamanda, karmaşık mevzuat prosedürleri ve yabancı yatırımcıların bazı şirketlerde çoğunluk hissesi edinmelerinin olanaksız olması nedeniyle, DYY çok düşük olmaya devam etmektedir. Haziran 2003’te kabul edilen yeni Dolaysız Yabancı Yatırım Kanunu, yeni yatırımcılar çekilmesine yardım edebilir.
Sermaye Piyasaları Kurulu, Rekabet Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Tütün Kurulu ve Kamu İhale Kurulu gibi bağımsız düzenleyici kurullar hükümetçe destekleniyor. Bağımsız kurullar, ekonominin stratejik sektörlerinde yatırımcılar için eşit koşullar ve saydam kurallar oluşturarak ve tüketicilerin korunmasını sağlayarak, Türkiye’de ekonominin yönetilmesine siyasi müdahaleyi sınırlamakta yardımcı olmuşlardır. Ayrıca, kamu harcamalarının yönetimine ve daha etkili yönetişime katkıda bulunmuşlardır.
Türk çelik sanayisi, hem ülke düzeyinde, hem de bireysel işletme düzeyinde, önceki yeniden yapılanma programlarıyla tam olarak çözülememiş olan yapısal sorunlar içindedir. Bu nedenle, Türk makamları, AB’den, daha fazla yeniden yapılanmaya olanak vermek üzere, çelik şirketlerine devlet yardımı verebilme süresinin uzatılmasını istemişlerdir. Bunun üzerine, AB, Türk makamlarının bireysel işletme planları ve bir ulusal yeniden yapılanma planı hazırlamalarını talep etmiştir. Belli başlı Türk çelik şirketlerinin uzun vadeli ayakta durabilirliği, Türk makamlarınca geliştirilmekte olan tutarlı, açık ve rasyonel bir yeniden yapılandırma programına bağlı olacaktır. Herhangi bir sanayi politikasının önemli bir öğesinin, devlet yardımlarının kontrol edilmesi ve destek düzenlemelerinin AB kurallarıyla uyumlu olması olduğu da kaydedilmelidir. AB kurallarıyla uyumun incelenmesi gerekecektir. (Ayrıca bkz. Başlık 6 - Rekabet politikası.)
Sonuç
Son İlerleme Raporundan bu yana, Türkiye, kamu sektörü reformunda belli bir ilerleme sağlamış, ayrıca yeni bir dolaysız yabancı yatırım kanunu çıkarmıştır.
Özelleştirme dahil, devlet işletmelerini yeniden yapılandırmak için yeni çabalar gereklidir. Çelik sanayisinin yeniden yapılandırılması, yüksek bir öncelik olmaya devam etmektedir.
Başlık 16: Küçük ve Orta Boy İşletmeler Son İlerleme Raporundan bu yana kaydedilen gelişme
Avrupa Küçük İşletmeler Belgesi (ECSE), girişim ve girişimcilik için Çok Yıllı Program (MAP) gibi AB KOBİ politikaları ile uyumlu bir ulusal KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı Temmuz 2003’te kesinleştirilmiş olsa da, Eylül 2003 sonu itibariyle, bu belge hükümetçe resmi olarak onaylanmış değildir. Uygulama sistematik bir biçimde yürütülmelidir.
İş ortamının basitleştirilmesi ile bilgi ve hizmetlere elektronik erişim konularında sınırlı ilerleme vardır. Türkiye, bilgiye dayalı ekonomi alanında gerekli altyapıyı kurmak ve İnternet kullanımını teşvik etmek için “e-Türkiye” girişimine başlamıştır. Bu konuda, Gelirler Genel Müdürlüğü “İnternet Vergi Dairesi”ni kurmuştur. Başlıca özel ticari bankalar, özellikle KOBİ’lerin İnternet bankacılığını arttırmak için, önemli hizmetler geliştirmişlerdir. Bazı Ticaret ve Sanayi Odaları, İnternet üzerinde KOBİ’ler için her türlü bilgileri sunmak amacıyla kendi portallarını kurmuşlardır.
KOBİ’ler için tescil süresi azaltılmış ve şirketlerin tescil edilmesiyle ilgili prosedür önemli derecede basitleştirilmiştir.
Üniversitelerin, özel sektörün ve kamu sektörünün bilimsel ve teknolojik altyapılarını bütünleştirmek ve güçlendirmek, KOBİ’leri yeni ve ileri teknolojilere uyarlamak ve yeni ürünler ve üretim süreçleri geliştirmek amacıyla, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Merkezleri (teknoparklar) kurulmuştur.
KOBİ’ler için finans olanaklarına erişim, hâlâ yeterince gelişmiş değildir ve Türk KOBİ’leri için önemli bir engel olmaya devam etmektedir. Mevcut reel faiz oranları, KOBİ’lerin, yatırımlar bir yana, gündelik ticari faaliyetlerini bile finanse etmeleri için aşırı yüksek düzeylerde olmaya devam etmektedir. Tohumluk sermaye, iş melekleri ve mikro-kredi gibi, KOBİ’ler için alternatif finansman biçimleri Türkiye’de kolayca bulunabilir değildir. Sermaye Piyasası Kurulu, risk sermayesi şirketlerinin yatırım ortaklığı şeklinde kurulmalarına izin vermiştir.
Henüz müktesebat ile uyumlu olmayan KOBİ tanımı konusunda yeni gelişmeler yoktur.
Genel değerlendirme
KOBİ sektörüyle ilgili mevzuat karmaşıktır ve eşgüdümden yoksundur. KOBİ’lerin devlet desteği almak için değişik kamu kurumlarına yaptıkları başvuruların işlemden geçirilmesi uzun zaman almaktadır ve usuller zahmetlidir. KOBİ’lere destek sağlayan kamu kurumlarının bütçelerinin %50’den fazlası kullanılmadan kalmaktadır. Söz konusu kurumlar, bu durumu talep eksikliğine bağlarken, KOBİ’ler desteğin yetersiz oluşundan yakınmaktadır.
Türk makamları, iş ortamının basitleştirilmesi üzerinde çalışıyorlar. “Yatırım ortamının iyileştirilmesi için reform programı” kapsamında, “şirket kurmak” için gereken hukuki işlemlerin sayısı ondokuzdan üçe indirilmiş olup, şimdi bütün bu işlemler tek bir merkezde (ticaret odası) toplanmıştır. Bir komite, iş ortamını basitleştirmek için, sektör lisansları, izinler, arazi, arsa edinimi, geliştirimi ve kullanımı, teşvikler ve vergiler, ithalat, ihracat, gümrükler, standardizasyon, fikri mülkiyet hakları, vs. üzerinde çalışmaktadır. İşletmeler için “tek-duraklı bilgi noktaları” kurulması yönünde ilerleme çok sınırlı kalmıştır. Öte yandan, şirket kurmak için resmi işlemlerin maliyetleri hâlâ çok yüksektir.
“KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı”nı uygulamak için devamlı siyasi taahhüt ve destek gereklidir. Halen, özel sektör ile kamu kurumları arasında biçimsel ve düzenli diyalog yoktur. Strateji ve planı izlemek ve gözden geçirmek için KOBİ görev kuvveti yoluyla özel sektörün etkin katılımı tavsiye edilir.
Program hakkında bilinçlenme sağlamak için, başta MAP olmak üzere, Topluluk programlarının yararları ve olanakları etkili biçimde ve açıkça anlatılmalıdır.
Türkiye, okullarda girişimciliği teşvik etme çabalarını arttırmalıdır. KOBİ destek düzenlemeleri, sadece üretimi değil, ticaret, hizmetler ve turizm dahil, bütün sektörleri kapsayacak şekilde gözden geçirilmelidir. Destek düzenlemelerini yürüten kurumlar daha etkili olmalıdır.
Özellikle son ekonomik krizin ardından, KOBİ’lerin iş ortamını iyileştirmek için daha fazla çaba gösterilmelidir. Azalan yurtiçi talep, yüksek enerji maliyeti, işletme sermayesi yetersizliği, yüksek faiz oranları, vs. Türk KOBİ’leri için önemli engeller olmaya devam ediyorlar.
Karmaşık idari usuller, Türk KOBİ’lerinin gelişmesi önünde bir engel oluşturmayı sürdürüyor. Hükümetin iş ortamını basitleştirmeye yönelik düzenlemelere hız vermesi çok önemlidir. Özel sektörle işbirliği halinde, KOBİ’ler için hukuki, idari ve teknik engellerin sistematik bir analizi yapılmalıdır.
Yüksek faiz oranları ve yatırım sermayesine yetersiz erişim, KOBİ’ler için ciddi kısıtlamalar olmaya devam ediyorlar. Elverişli finansman düzenlemeleri başlatılmıştır, fakat hükümetçe tahsis edilen fonlar finansman gereksinmelerini karşılamak için yetersizdir.
Türkiye, kendi KOBİ tanımını, ilgili Komisyon tavsiyesiyle uyumlu hale getirmelidir.
Sonuç
Türkiye, son İlerleme Raporundan bu yana, AB KOBİ politikasının yaklaşımını izlemekte bir miktar ilerleme kaydetmiştir.
Şirket kurmak ve tescil etmek için öngörülen usullerin basitleştirilmesi, olumlu bir gelişmedir. Teknoloji geliştirme bölgeleri ve merkezleri açısından da Türkiye gayet iyi durumdadır. KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı resmen kabul edilip uygulamaya konulmalıdır. KOBİ’ler için iş ortamını ve finans olanaklarına erişimi iyileştirmek amacıyla ilave çabalar gereklidir. Türkiye, kendi KOBİ tanımını AB’ninkiyle uyumlaştırmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |