HÜRREM SULTAN
(1500, ?-15 Nisan 1558, istanbul) I. Süleyman'ın (Kanuni) hasekisi, II. Selim'in annesi. "Hürrem-şah", "Hürrem Haseki, "Haseki Sultan" adlarıyla da bilinir. Eski adı Avratpazarı olan semt, onun buraya yaptırdığı külliyeden dolayı Haseki(~») a-dını almıştır.
Osmanlı sarayının, Hıristiyan kökenli ilk haseki sultanı ve adına külliye tesis e-dilen ilk padişah eşi olan Hürrem'in Rus a-sıllı olduğu sanılır. "Şen ve mutlu" anlamına gelen Hürrem adı verilmezden önce o-nun Roza, Rossa, Rosanne, Ruziac, La Ros-sa, Roxelana adlarından biriyle anıldığı ve bu sözcüklerin "Rus kızı" anlamına geldiği ileri sürülmüştür. Babasının ise Rogatino adında bir Rus papazı olduğu söylenir. Kırım Tatarlarının bir akınında ele geçirilen Hürrem, o sırada henüz şehzade olan Süleyman'a verildi. Sarayda uzun bir eğitimden geçti. 1520'de tahta çıkan I. Süleyman'ın gözdeleri arasına katıldı. 1521'de Şehzade Mehmed'i doğurarak padişaha eş olma hakkını elde etti. Haseki Mamdevran Gülbahar gibi hasekilik unvanı almak ve nikahlanmak için uzun bir mücadeleye girişti. Bu yıllarda Mihrimah Sultan'ı (1522), Şehzade Abdullah'ı (1523), Şehzade Selim'i (II. Selim, 1524) Şehzade Bayezid'i (1525) ve Şehzade Cihangir'i (1531) doğurdu. Hürrem'in Gülbahar'la mücadelesini, 1526' da İstanbul'da Venedik balyosu olarak bulunan Pietro Brangadino, senatoya sunduğu raporunda anlatmıştır. Bu belgede, Gülbahar'ın, Hürrem'in saçlarını yolduğu,
Hürrem Sultan'ı betimleyen yağlıboya bir tablo, TSM. Galeri Alfa
yüzünü tırnakladığı, fakat bu kavgalar sonunda Hürrem'in padişah üzerinde tam bir egemenlik kurduğu ileri sürülmüştür.
1530'da Sir George Young'ın gözlemlerine göre de Kanuni, Topkapı Sarayı'n-da ve Atmeydanı'nda yapılan görkemli bir saray düğünü ile Hürrem'e hasekilik sanını vermiş ve onu nikâhlı eş yapmıştı. Hürrem, bu münasebetle düzenlenen şenlik ve şehrayinleri, Atmeydanı'ndaki cambaz, hokkabaz, vahşi hayvan gösterilerini, silahşor turnuvalarını, altın işlemeli giysiler içinde ve kalabalık harem halkıyla izledi. Fakat bu düğünün, Hürrem için değil, kızı Mihrimah'la Rüstem Paşa'nın 1539' da evlenişiyle ilgili olması da muhtemeldir.
Mahıdevran Gülbahar'ın oğlu Şehzade Mustafa ile Manisa sarayına gitmesi, Kanu-ni'nin annesi Hafsa Sultan'ın 1533'te ölmesinin ardından saray hareminde otorite kuran Hürrem, Kanuni'yi aşırı duygusallıkla kendisine bağladı. Bu karşılıklı sevgi, Hürrem'in yaşlılığında da sürdü. Bir padişahın, köle asıllı kadınlarından herhangi birine tutkusu yadırgandığından halk, Hürrem'in büyü yaptırdığına veya bir cadı olabileceğine inanıyordu. Avusturya Elçisi Busbecq(->) de Hürrem'in büyüler yaptırdığını yazmıştır. Vezirazam İbrahim Paşa' nın sarayda boğdurulmasında rolü olduğu ileri sürülen Hürrem, Kanuni'ye daha yakın olabilmek için 154l'de büyük haremi Topkapı Sarayı'na taşıttı ve buradaki eski duhteran dairesinin yerine aydınlık, ferah bahçeleri olan yeni bir harem dairesi o yıllarda yapıldı.
Kanuni'nin çıktığı ve aylarca süren seferlerde, ikisi arasında gidip gelen ulaklar ilginç aşk mektupları taşımaktaydılar.
Damadı Vezir Rüstem Paşa'yı, uzun sürelerle iki kez vezirazamhk makamına (1544-1553, 1555-1561) getirten Hürrem, üvey oğlu Şehzade Mustafa'nın boğdurul-
masını da hazırladı ve taht yolunu kendi oğullarına açtı. Böylece o, güzel ve zeki bir kadının Osmanlı sarayında hangi düzeyde etkili olabileceğini de kanıtladı. Bu açıdan, Hürrem, kadınlar saltanatının ilk temsilcisi oldu. İran Şahı Tahmasb'm kız kardeşi ile mektuplaşan Hürrem Sul-tan'a kimi Avrupa hükümdarları, kendisini "kraliçe" sayarak İstanbul'a gönderdikleri elçilerle hediyeler sunmaktaydılar.
Oğullan Abdullah'ın (1526), Mehmed' in (1543) ve Cihangir'in (1553) ölüm acılarını yaşayan Hürrem Sultan, Kanuni'nin, kızı Mihrimah'm, damadı Rüstem Paşa' nın İstanbul'da başlattıkları kapsamlı imar çalışmalarına katılmaktan geri kalmadı. Ahyolu, Aydos, Pınarhisar mülklerinden edindiği servetiyle İstanbul'da Haseki Külliyesi'ni(-»), İstanbul'a ve Edirne' ye birer suyolu, Cisrimustafapaşa'da (bugün Bulgaristan'da Sivilangrad) kervansaray ve cami yaptırdı. Mekke ve Medine'de de onun için her yıl sadakalar dağıtılıyordu.
Topkapı Sarayı Arşivi'nde saklanan Kanuni'ye mektupları çok yönlü incelemeye değer belgelerdir. Bunlarda siyasi konulara, aile içi sorunlara da değinilmiş olması, İstanbul'u tehdit eden salgınlardan söz edilmesi ayrıca ilginçtir. Topkapı Sarayı'n-daki portreler arasında görülen Hürrem tablolan ile Avrupa'daki resimleri, genelde aynı ince çizgileri verir. Zekiliği, yüzünde ifade edilmeye çalışılmıştır. Avrupa'daki birkaç portresinde, biraz şişman ve yorgun betimlenmiştir. Elinde gül tutuşu, başındaki hasekilik hotozu, uzun kollu, yakası arkaya devrik üstlüğü, çene altını örten~yâş-mağı dönemin moda anlayışını yansıtır. Giyim konusundaki ustalığını, Türkiye'ye sığınan İran şehzadesi Elkas Mirza'ya kendi eliyle diktiği ipek gömlek ve sırma işlemeli üstlükle kanıtladığı söylenir. Yabancı ressamlar da onun zarif giyimini özellikle vurgulamışlardır.
Topkapı Sarayı'ndaki harem dairesinin kurucusu sayılan Hürrem Sultan, bu yönüyle İstanbul'daki harem tarihini ve protokolünü de başlatmış kabul edilebilir.
Son yıllarını hastalıklı geçiren Hürrem, Kanuni ile çıktığı Edirne gezisinden dönüşünde İstanbul'da öldü. Süleymaniye Camii naziresine gömüldü. Daha sonra ü-zerine türbe yaptırıldı.
Bibi. Ahmed Refik, Kadınlar Saltanatı, I, ist., 1332, s. 50 vd; Uluçay, Padişahların Kadınları, 34-35; Ç. Uluçay, Harem, II, Ankara, 1971, s. 2, 41-47; ay, Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları, ist., 1950, s. 5-47; ay, Haremden Mektuplar, ist., 1956, s. 80-84; G. Oransay, Osmanlı Devletinde Kim Kimdi?, I, Osmanoğul-ları, Ankara, 1969, s. 62, 188; Gövsa, Türk Meşhurları, 178; M. T. Gökbilgin, "Hürrem Sultan", İA, V/2, 593-596; Ahmed Refik, "Hürrem Sultan'ın Son Seneleri", Yeni Mecmua, S. 32, 1334, s. 108 vd; "Âlî, Künhü'l-Ahbar" (basılmamış kısım-lstanbul Üniversitesi Ktp, no. 5959) vr 341, 431; A. G. Busbecq, Türk Mektupları, ist., 1939, s. 42, 103; A. L. Croutier, Harem-Peçeli Dünya, ist., 1990, s. 106-113; T. Hasırcıoğlu, "Hürrem Sultan", Resimli Tarih Mecmuası, Yeni Seri, S. 73/1, s. 15-19; H. Şeh-suvaroğlu, "Hürrem Sultan ve Sultan Süleyman", ae, ist., 1950, S. 4, s. 176-179; Topkapı Sarayı Arşivi, no. 765, 5038, 6036, 7702, 11480. NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |