İHTİFALCİ ZİYA BEY
bak. MEHMED ZiYA BEY (Ihtifalci)
İHTİSAB
15. yy'dan 1826'ya kadar ihtisab ağasının, bu tarihten 1854'e kadar da ihtisab nazırının başında bulunduğu, İstanbul'un zabıta ve çarşı-pazar düzeni örgütü. İstanbul kadısına bağlı olan bu örgütün görevleri arasında kentin güvenlik işleri, kente giriş çıkışlar, bazı vergilerin toplanması da vardı.
İyi yönetim ve doğru önlemler anlamına gelen "ihtisab", islam hukukunun temel kavramlarındandır. Kâtib Çelebi, ihtisabı "kent halkının, yasaklara uyup doğrulan işlemelerine olanak veren yönetim" olarak tanımlamıştır. Hisbe-ihtisab örgütleri, Hz Ömer (halifeliği 634-644) döneminden başlayarak bütün islam devletlerinde, başlıca kurumlar arasında yer aldı. Kent kadısının yardımcısı sayılan muhtesibe de u-yan, kınama, müdahale, tehdit, dayak, hattâ idam yetkileri tanındı.
İstanbul'un fethinden sonra kentte yeni bir sosyal ekonomik düzene geçişte çe-
Bir çarşı ressamının betimlemesinde ihtisab ağası, 17. yy, anonim. Galeri Alfa
şitli işler için yetkililer (hâkimler) atanırken, Evliya Çelebi'nin belirttiğine göre "sekizinci hâkim ihtisab ağası da cem-i ehl-i sanayie hükmetmek üzere ta'zir ve siyasete ve bey'ü şirâda hile edeni tekdir ve tevbih etmek" ile görevlendirildi. 15. yy'ın ikinci yarısından başlayarak da İstanbul i-çin ihtisab kanunnameleri yayımlandı. Kent, l şehir (mahrusa-i İstanbul, Dersa-adet) ile 3 belde (Bilad-ı Selase Galata, Üsküdar, Eyüp) olmak üzere 4 ayrı kadı tarafından yönetildiğinden, İstanbul kadısına bağlı ihtisab ağasından ayrıca Galata, Üsküdar ve Eyüp kadılarının maiyetlerinde de birer muhtesib vardı. Bunlar, kent ve belde kadılarının, ticaret işlerini, bu a-lana ilişkin yasaların uygulanışım denetleme yetkilerini fiilen kullanmaktaydılar. Ayrıca, istanbul'un genel yönetiminden sorumlu olan sadrazamın, kent güvenliğini sağlamasında birinci sırada yardımcılarıydılar. Sadrazamın, "kola binme", "kol gezme", "büyük kol" denen kent içi denetim ve yoklamalarında, ihtisab ağasının maiyetinde bulunması ve kendisine düşen görevleri yapması yasa gereğiydi. Örneğin, Çarşamba divanı(->) kol gezmesinde ve-zirazam, narhlara ilişkin sorularını bazen istanbul kadısına, bazen de ihtisab ağasına yöneltirdi. Kol heyetinde, ihtisab ağası, perişanî sarık, ortak kuşak ve elinde sadrazamın değneği ile yer alırdı. Sadrazam atından inince, yeniçeri ağası bu değneği alıp kendisine verirdi. Fınnlardan ekmek numuneleri alıp sadrazama vermek de ihtisab ağasının göreviydi. Kadı kola çıktığında da ihtisab ağası ya da o beldenin muhtesibi beraberinde olurdu. Kadının verdiği cezaları hemen orada ve yardımcıları aracılığıyla uygulamak ihtisab a-ğasının ya da muhtesibin göreviydi. Ka- •
di tarafından konulan narhı esnafa tebliğ işini, ihtisab ağasının maiyetini oluşturan koloğlanları yapmaktaydılar. Bunlar, Yeniçeri Ocağı'nm 56. ortasından seçilme askerlerle değişik mesleklerden ve çarşı pazar geleneklerini bilen esnaf zümresinden kişilerdi. Kıdemlilerine "terazicibaşı" deniyordu.
îhtisab ağası, subaşı, asesbaşı ile her gün kol gezerdi, ihtisab kanunnamesi gereği, terazi, kantar, arşın, endaze ile iş gören ne kadar esnaf varsa hepsinin ölçü ve ölçeklerini, alım satım kurallarına uyup uymadıklarını denetler, gerektiğinde falaka ve değnek cezaları uygular, daha fazla cezaya müstahak olanları ise ihtisab ağası mahbesinde tutuklayarak kadı önüne çıkarırdı.
İltizam yöntemiyle atanan ihtisab ağasının ve muhtesiblerin İstanbullu, yetişkin ve Müslüman, adil, yetenekli, bilgili, dürüst, dindar olmaları aranırdı. Bu görevler l yıllıktı. İhtisab kanunnameleriyle belirlenen esnaftan belirli oranlarda ihtisab rüsumunu toplama yetkisini peşin iltizam bedeli ödeyerek elde eden ihtisab ağası bununla giderlerim ve geçimim karşılardı.
1501 tarihli Mahrusa-i istanbul Kanun-namesi'ne göre ihtisab örgütünün görevleri arasında, kente gelen koyunların sayılması; kaçak hayvan getirtilmesinin önlenmesi; gelen buğdayın kalitesinin saptanması; ekmeğin "eyü ve arı" çıkartılması; taşradan istanbul'a her ne gelirse denetlenmesi; aşçı, başçı ve büryancı dükkânlarının denetimi; kavaf, debbağ, derici, çizmeci, paşmakçı, saraç, sağrıcı, bakkal, aktar, bezzaz, gazzaz, hayyat, neccar, kuyumcu, kazancı, boyacı, bıçakçı ve kılıççı, hallaç, hamamcı, kalaycı, manav, değirmenci vb esnafın sık sık yoklanması; narha, ölçüye, tartıya, temizliğe, gedik kurallarına, kılık kıyafete uyup uymadıklarının saptanması da vardı, işyeri açma ruhsatım da ihtisab ağası vermekteydi. Irgat, amele, hamal, kayıkçı vb işçi kesiminin kente giriş çıkışlarını, bekâr odalarına yerleşmelerini, esnaf loncalarını denetlemek, ithal edilen malların istanbul'a girişini gözetimde tutmak, kent güvenliğinde kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak da ağanın görevlerin-dendi. İstanbul'da nüfus artışının ortaya çıkardığı pek çok sorun olduğundan ve "nakl-i hane" denen temelli göçlerin önlenmesi gerektiğinden, bu konuda 16. yy'dan başlayarak istanbul kadısı aracılığı ile ihtisab ağasına sık sık görevler verildiği de saptanmaktadır. Bu görevin gereği, mahallelerde ve çarşılarda, bekâr odalarında, hanlarda yoklamalarla yerine getirilmekteydi. Yakalanan kaçaklar, serseriler ve işsizler memleketlerine gönderilirdi. Istifçileri, karaborsacıları yakalayıp cezalandırmak, alıcı ile satıcı ya da esnaf arasındaki inat ve çekişmeleri önlemek de ihtisab ağasına ve muhtesiblere düşen görevlerdendi. Yakalanan suçlulardan, kadı huzuruna çıkarılması gerekenler, şer'i cezadan ayrıca başlarına tahta külah geçirilip çarşıda dolaştırdırlardı. Narhtan ziyade veya eksik fiyatla satanlara da ağır cezalar uygulanırdı. Bu nedenle esnaf, en çok
144
Dostları ilə paylaş: |