İSMAİL HAKKI BEY
214
215
İSMAİL PAŞA YALISI
Beylerbeyi'ndeki İsmail Paşa Yalısı'nın ön cephesinden bir görünüm.
Erkin Emiroğlu
İSMAİL HAKKI BEY (Muallim)
(1866, İstanbul - 30 Aralık 1927, istanbul) Bestekâr.
Balat'ın Molla Aşkî Mahallesi'nde doğdu. Hanende Raşid Efendi'nin oğludur. Musiki kabiliyeti küçük yaşta fark edildi. Henüz 13 yaşındayken mahalle camiinde ezan okuyuşunu duyan bir hünkâr müezzininin önerisiyle Muzıka-i Hümayun'a öğrenci olarak alındı. Latif Ağa'dan Türk musikisi, Zati Arca'dan Batı notası, Guatel-li Paşa'dan da Batı musikisi öğrendi. Başarılı bir eğitim döneminden sonra kısa zamanda "hünkâr müezzini" oldu, "serha-nende" sıfatıyla saray fasıl heyetinin başına getirildi. Sanat faaliyetlerini yalnız saray içinde değil, halka açık konserlerle İstanbul'un çeşitli mekânlarında da sürdürdü. Şehzadebaşı'ndaki Fevziye Kıraatha-nesi'nin(->) üstünde açtığı Musiki-i Osma-ni Mektebi, Türk musikisi öğretim tarihine geçen başlıca kurumlardan biri oldu. Darü'l-Elhân'da(-0 hoca, icra heyeti reisi, müdür ve tasnif heyeti üyesi olarak görev aldı. Karaköy'de, tramvayda geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. Eğrikapı Mezarlı-ğı'na gömüldü.
ismail Hakkı Bey, Türk musikisi tarihinin en verimli bestekârlarından biridir. Dini ve dindışı beste şekillerinin hemen hepsim kullandığı 2.000 civarında eser bestelemişti. Eserlerindeki makam ve usul zenginliği alışılmışın dışındadır. Kabına sığmayan bestekârlık uğraşı Türk musikisi alanının dışında fokstrot, vals, Arap tarzı raks parçası, polka, çoksesli marş, kanto, mazurka ve operet türlerinde eser vermesiyle de kendini belli eder.
ismail Hakkı Bey, çoğu içli fakat hareketli, lirik bir üslubun altında yer yer yaşama sevincinin hissedildiği; kimi zaman .musikiyi bir ilan-ı aşk vasıtası haline getiren, kimi zaman da aşk duygusunu tabiat dekoruyla kaynaştıran şarkıların bestekârıdır. Birçok eserinde, Bektaşî muhibbi o-luşunun da etkisiyle, hayata alabildiğine rintmeşrep bir bakışla yaklaştığı hissedilir. Bu türden eserlerinde en yalın aşk konularını bile en rindane duyuşlarla işler. Özellikle istanbul tabiatı, şarkılarının değişmez dekorudur. Bazı eserlerinde halk ağzını ustalıkla kullanır, köyü, çobanların hayatını yansıtan pastoral bir kimlikle ortaya çıkar. Öğüt vermek için didaktik bir üsluba başvurduğu da görülür. Marşları, kahramanlık duygularını ustaca dile getiren, etkileyici eserlerdir. İsmail Hakkı Bey ö-zellikle II. Abdülhamid'e sunduğu "methi-ye'leriyle bu türün de önde gelen temsil-cilerindendir. "Besteli dua" tarzını da denedi. Yaşadığı dönemin toplumsal hayatını canlı bir şekilde yansıtan eserleri de vardır. Bu tür parçalarında, balo, dans, o-tomobil, doktor, tiyatro, sinema gibi gündelik somut hayatla ilgili konulan uçarı, nükteli ve eğlendirici bir dille işler. Kâr-ı nâtıktan oyun havalarına, Arapça ve Farsça güfteli ilahilerden marşlara kadar hemen her beste şeklini değerlendiren bestekârın geniş ufuklu ve renkli bir musiki anlayışı vardır. Eserlerinde aşk, tabii gü-
Dostları ilə paylaş: |