Ünden bugüN


HAYDARPAŞA ASKERİ HASTANESİ



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə44/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   877
HAYDARPAŞA ASKERİ HASTANESİ

III. Selim'in vezirlerinden Haydar Paşa'ya ait arazide kurulduğu için bu adı almıştır.

Abdülmecid'in iradesi üzerine 1844'te Hacı Hüseyin Paşa yönetiminde yapılmaya başlanmış 1846'da faaliyete geçmiştir. Hastane, eğimli bir arazide inşa edildiğinden, üç tarafı 2, denize bakan tarafı 3 katlıdır. Doğu tarafındaki büyük kapıdan girildiğinde; solda "tabib-i evvel", müdür ve cerrahların odaları ile elbise ambarı ve hamam bulunmaktaydı. Sağda, hekimler ile "eczacı-i ewel"e ait odalar eczane, istihzar-hane (ilaç laboratuvarı) ve ecza deposu yer almaktaydı. Diğer üç tarafın iki katında ise 10'ar koğuş ile subaylar ve bulaşıcı hastalıklara ait odalar vardı. Geniş sahanlıkları gerektiğinde hasta yatırmaya elverişliydi.

Hastane normal zamanlarda 600 yataklıydı ancak gerektiğinde sahanlıkların kullanılmasıyla bu sayı artınlabiliyordu. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda hastanede 3.000 hasta, yataklı tedavi görmüştür. Geniş bahçesinde yazın hastalar ağaçlar altına serilmiş hasırlarda dinlenirlerdi. Bahçenin ortasındaki şadırvanın üzerinde küçük bir cami bulunmaktaydı. Batı cephesi altında, ingiliz mezarlığı bitişiğindeki zemin katta karantina koğuşu, mutfak, erzak ve yiyecek ambarı ile çamaşırları kurutmaya mahsus bir de feshane yer alıyordu.

1870'te Umur-ı Sıhhiye Nizamnamesi' ne göre hastane, tıbbiyeyi bitirenlerin staj yapacağı bir uygulama okulu olmuştu. Yüzbaşı rütbesiyle Mekteb-i Tıbbiye'yi bitirenler, "muavin-i tabib" unvanıyla burada 2 yıl Türkçe derslere devam ederek seçecekleri bir branşta ihtisas yapmaya başlamışlardı.

Orduda görülen cerrah ve eczacı sıkıntısı nedeniyle Sıhhiye Reisi Nuri Paşa'nın girişimi ile hastanede, Ameliyat-ı Tıbbiye Mektebi kurulmuş, 1873'te cerrah sınıfı ve 1876'da da eczacı sınıfı açılmıştır (bak. eczacılık öğretimi). 1888'de hastanede, mirliva rütbesinde bir "tabib-i evvel", miralay rütbesinde bir "tabib-i sani" ve değişik rütbelerden 10 kadar hekim bulunuyordu. Ayrıca 20 kadar tıbbiye mezunu, 15 eczacı ve 6 cerrah staj yapmaktaydı. Eczacı sınıfında 54, cerrah sınıfında 64 öğrenci vardı.

Hastanede, 1862'de üroloji kliniği Dr. Nafilyan Paşa'nın gayretleriyle genel cerrahiden ayrılarak bağımsız olarak çalışmaya başlamıştır. İlk göz servisi 1871'de Ba-haeddin Bey, kulak-burun-boğaz servisi 1912'de Sani Yaver tarafından açılmıştır.

Zamanla hastanede verilen eğitim bozulmuş ve hastane ordu birliklerine atanacak hekimler için bir depo haline gelmiştir. Askeri hekimlerin daha iyi yetiştirilmeleri için 1898'de Gülhane Tatbikat Mektebi ve Seririyat Hastanesi(-t) açılmıştır.

1890'da Avrupa'dan dönen Operatör Cemil Bey (Topuzlu) burada görevlendirilince ilk işi hastanede bir ameliyathane ile modern cerrahi bilgileri vermek üzere bir Askeri Sağlık Mektebi açmak olmuştu. Buradan yetişen küçük cerrahlar orduya hizmet etmişlerdir. Ertesi yıl Cemil Paşa hastaneden ayrılmış ancak cerrahi servisi çevredeki bütün acil vakalara hizmet vermeye devam etmiştir.

1898'de bina onanma alınmıştır. Bu sıralarda askeri ve sivil tıbbiye mekteplerinin reorganizasyonu için Almanya'dan getirtilmiş olan Rieder Paşa, 1.000 yatağa u-laşan hastanenin iç hizmetlerini kontrol etmenin güçlüğüne işaret ederek hastanenin tıbbiyeye katılması için uygun olmadığını bildirmiştir.

Hastane 1909'da büyük bir onarım geçirmiş, Balkan Savaşı'nda ordu birliklerinin sağlık personeli ve malzeme ikmal merkezi olmuş, birçok sıhhiye bölüğü ve seyyar hastanenin kurulmasını sağlamıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Hamburg Üniversite-si'nden Prof. Provazek ile Dr. Rocha-Lima bit ve tifüs üzerinde araştırmalarda bulunmak üzere hastaneye gelmiş, bakteriyolog Schilling ile laboratuvar hizmetlerinde çalışmışlardır. Savaş süresince hastane Çanakkale ve Bağdat cephelerinden gelen hasta ve yaralılarla dolmuştur. Bu sıralarda Haydarpaşa'da bulunan Tıp Fakültesi klinikleri ile Zeynep Kâmil Hastanesi de hastane emrinde kullanılmış, ayrıca hastane bahçesinde barakalar yapılarak 200 yataklı bir nekahethane açılmıştır. Bu barakalar 1930'da yıktırılmıştır.

Milli Mücadele'de hastane başhekimi Sadık Nazif Bey, depolarda bulunan tıbbi araç gereç ile o sırada lağvedilen iplikhane Hastanesi'nden gelen bütün sıhhi malzemeyi küçük paketler halinde kimsenin dikkatini çekmeden Anadolu'ya göndermiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında, 750 yatakla çalışan hastanede, şadırvanlı cami harap olduğu için boşaltılmıştı. Eskiyen bina 1933 sonlarında onanma alınınca hastane Selimiye Kışlası'na nakledilmiştir. Binanın tarihi görünümüne zarar verilmeden yapılan uzun süreli bir onarımdan sonra hastane, l Nisan 1940'ta eski binasına dönerek faaliyetini sürdürmüştür.

Hastanede 1931'de kadın-doğum servisi, 1956'da çocuk hastalıkları ile fiziko-terapi servisleri açılmış diğer servisler de bu dönemde yenilenmiştir. Ekim 1985'te, Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne bağlanarak Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi adını almıştır. Günümüzde akademi öğrencilerinin staj yaptıkları, tam teşekküllü bir askeri hastanedir.

Bibi. S. Ünver, "Tabib Miralay Mehmet Şakir ibrahim (1851-1897) ve Haydarpaşa Hastanesi Tarihçesi ve Diğer Yazıları", Türk Tıb Tarihi Arşivi, c. V, no. 19-20 (1942), s. 1-3; S. Kumbaracılar, "istanbul'da Askeri Hastanelerin Kuruluşu", Dirim, c. XXVI, S. 78 (1951), s. 149-150; G Göker, Haydarpaşa Askeri Hastanesi


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin