Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə596/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   592   593   594   595   596   597   598   599   ...   877
KALAMIŞ

392

393

KALAMIŞ VAPURU

pa'ya Tanıttığı Sihirli İçecek: Kahve", Hayat 1/9-17 (24 Şubat 1977-21 Nisan 1977); H. Y. Şehsuvaroğlu, "Her Biri Birer Kulüp Olan Eski Kahvehaneler", Cumhuriyet, (l Haziran 1956); M. Gökgöl, "Kahvenin Hikâyesi", Yeni İstanbul, (17 Mart 1955); M. Aksel, "Kahve. Kahvehaneler", TFA, K/185 (Aralık 1964), 3589-3591; H. Turhan Dağlıoğlu, "Kahve Hakkında", HBH, S. 111 (İkincikânun 1940), 61-65; M. And, "Eski istanbul'da Meddah Kahveleri", Folklor, 1/3 (Temmuz 1969), s. 7-8; H. F. Es, "istanbul'da Eskiden Kahveler Nasıldı? Buralarda Hayat Nasıl Geçerdi?", Akşam, (30 Temmuz 1938); I. Numan, "Eski İstanbul Kahvehanelerinin içtimai Hayattaki Yeri ve Mimarisi Hakkında Bazı Mülahazalar", Kubbealtı Akademi Mecmuası, S. 2 (1981); Ralph S. Hattox, Cof-fee and Coffeehouses. The Origins of a Social Beverage in the Medieval Near East, Londra, 1985; E. Işın, "Semai Kahvelerinde insan ve Kültür", Sanat Dünyamız, S. 40 (1990), s. 26-29; ay, "İstanbul'un Tanrısız Tapınakları: Kahvehaneler", Çağdaş Şehir, S. 14 (Temmuz 1988), s. 82-85; R. Mantran, "XVII. Yüzyılda istanbul'da Kahve", ÎT, IH/15 (Mart 1985), 25-27; Ahmed Rasim, "Semaî Kahvehaneleri", Resimli Tarih Mecmuası, VII/4 (Nisan 1956); Ergin, Mecelle, I, 656; S. Birsel, Kahveler Kitabı, ist., 1975; Gerard-Georges Lemaire, L'Orient deş Cafğs, Paris, 1990; F. Georgeon, "Leş cafes â istanbul an XDCe siecle", Etudes Turqu-es et Ottomanes, I (Mart 1992), s. 14-40; M. Tuchscherer, "Cafe et cafes dans l'Egypte Ot-tomone XVF-XVIHe siecles", Contributions au theme du et deş Cafes. Dans leş societes du Proche-Orient, Aix-en-Provance, 1992 s. 25-51.

EKREM IŞIN

KALAMIŞ

Kadıköy'de bir semt ve aynı adla anılan koy.

Moda ve Fenerbahçe burunları arasında kuzey-güney doğrultusunda yer alan koya tam kuzeyde açılan Kurbağalı Dere' nin denize döküldüğü yerden (bugünkü

Fenerbahçe Spor Kulübü tesislerinden) güneye doğru uzanan ve sahile paralel bir yay çizerek Fenerbahçe'ye giden sokağın adı Kalamış iskele Sokağı'dır. Batısında denizin yer aldığı sokağın doğusunda ona paralel olarak, Kızıltoprak'ta Bağdat Cad-desi'nden ayrılan ve gene Fenerbahçe'ye uzanan yola ise Kalamış-Fenerbahçe Caddesi denilmektedir. İşte, Kızıltoprak'ın güneyinde Bağdat Caddesi ile Kalamış-Fenerbahçe Caddesi'nin makas yaptığı yerden başlayıp bu caddenin Fenerbahçe yakınlarında Kalamış İskele Sokağı ile kesiştiği yere kadar kuzey-güney istikametinde uzanan yolla deniz arasında kalan ince şeridin oluşturduğu kesim Kalamış adını alır. Semtin merkezi diyebileceğimiz mevki ise Kalamış Vapur îskelesi'nin bulunduğu bugün de küçük bir yat limanı (marina) haline getirilerek iki mendirek a-rasına alınmış alandır.

Münir Nurettin Selçuk'un kendi bestesi ve sesiyle ünlendirip, yediden yetmişe herkese duyurduğu Behçet Kemal Çağ-lar'ın mısralarında Yok başka yerin lütfü ne yazdan, ne de kıştan /Bir tatlı huzur almağa geldik Kalamış'tan diye tanımlanan Kalamış, Marmara Denizi -ve dolayısıyla İstanbul sahilleri- kirlenip, kıyılar bugünkü hallerine gelmeden önce, Kadıköy yakasının olduğu kadar kentin de en güzel yerlerinden birisiydi.

Kalamış Koyu'nun ve onun güney ucunu oluşturan Fenerbahçe'nin(-0 tarihi MÖ 7. yy'a kadar gider. Fenikelilerin kurduğu Halkedon kolonisinin söz konusu koyun doğusunda bir mezarlığa sahip olduğu, ayrıca bugünkü Fenerbahçe'de Tanrıça He-ra (Olympos'un hâkimi Zeus'un karısı) a-dına yapılmış bir tapınağın bulunduğu ba-

zı kaynaklarda kaydedilmiştir. Gene kimi kaynaklar, koyun kuzeyini oluşturan bugünkü Moda'daki(->) Halkedon bağlarını, yörenin mesire yeri olarak kaydederler. '

Bizans'ta İmparator I. İustinianos(-«) döneminde (527-565) bugünkü Fenerbahçe'de bir imparatorluk sarayı yapılmıştı. İustinianos ile Teodora'nın kullandıkları Hieria adını alan bu sarayın çevresi, özellikle koy boyunca uzanan bahçelerle, yoğun ağaçlıklarla, yeşilliklerle imparatorluk sarayı için geniş bir sayfiye alanı olarak düzenlenmiş ve bu arada mezarlık kaldırılmış, ayrıca çevrede bir kilise ile ayazma, hamam, deniz feneri vb yapılmıştı (bak. Hieria Sarayı). Sarayın bir de iskelesi vardı. O dönemde saray ve çevresindeki Bizans soylularının (İmparatoriçe Teodora dahil) o koyda denize girdikleri söylenir.

Bazı kaynaklara göre 600'lü yılların başlarında zamanın ileri gelenlerinden Eut-ropos (veya Eutropo) tarafından bir liman yaptırıldı. Liman ve koy bu adla anılmaya başlandı, sözcük zamanla Otropo'ya dönüştü.

Bizans sarayının sayfiye olarak seçtiği koyun eşsiz güzelliğinin Osmanlılar da farkına vardılar ve I. Süleyman (Kanuni) (hd 1520-1566) orada bir köşk yaptırdı, ayrıca artık ortadan kalkmış olan Bizans fenerinin bulunduğu yerde de fener yaptırılmasını emretti. Padişahın tuğrasını Receb 969/ Mart 1562 tarihli fermanda "Kadıköyü di-mekle maruf mahalle karîb Kelemiç-bur-nu nâm mevzi'de Müslümanların ve gayrin gemileri gece ile gelüp geçerken fanus olmamağın, ekser zamanda taşa çalup zarar ve ziyan olmağın" sözlerinde görüldüğü gibi, fener olmadığı için gece geçen gemilerin kayalara çarpıp hasar görme-




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   592   593   594   595   596   597   598   599   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin