Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə719/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   715   716   717   718   719   720   721   722   ...   877
Refik Halid Karay

Cengiz

Kahraman

arşivi

de hemen hiçbir yazı yayımlamadı. Ziya Gökalp'in aracılığıyla istanbul'a döndü; Ro-bert Kolej'in Türkçe öğretmeni oldu. Mütareke devrinde üyesi olduğu Hürriyet ve itilaf Fırkası'nca Posta-Telgraf umum müdürlüğüne getirildi (1919). Gazetelerde yazdı, Aydede dergisini kurdu (1922). Aynı yıl kasım ayında, yurtdışına gitti. Daha sonra "yüz ellilikler" listesinde yer alarak Türkiye'ye dönüşü yasaklandı. Minelbab llel-mihrab'&z (1946) ve Bir Ömür Boyun-ca'âa. (1990) hayatının bu fırtınalı günlerini, yer yer çok nesnel, yer yer de iğneleyici bir anlatımla kaleme getirdi. Beyrut ve Halep'te geçen sürgün yıllan 1922-1938 arasıydı. Bazı eserleri Halep'te basıldı. Atatürk, çok sevdiği eserleri nedeniyle Refik Halid'in yurda dönmesini isteyince, en yakın sınır karakoluna sığınması formülü bulundu; yazar bu öneriyi reddetti. Bunun üzerine af kanunu çıkü. Yurda döndükten sonra, Refik Halid, muhalefette daha ılımlı bir tutum edinmesine karşın, ölünceye kadar eleştiri ve yergilerinden vazgeçmedi, inanmadığı siyasalara karşı çıktı. Zincirli-kuyu Mezarlığı'na gömüldü.



Memleket Hikâyeleri'nde (1919) taşra kasabalarına, köylere de uzanan Refik Halid, istanbul'un kıyı köşe semtlerindeki buruk yaşamaları, orta halli yurttaşın sorunlarını, cinsel duygularını bastırmak zorun-daki kadınları kaleme getirmiştir. Bu hikâyelerin istanbul'da geçenlerinde yüzyıl başındaki istanbul mahallelerinin tasvirleri de göze çarpar. Gurbet Hikâyeleri (1940), sürgünde geçen yıllarda, yurt özlemiyle kaleme alınmıştır. Türkçeye, özellikle istanbul Türkçesine duyulmuş sonsuz bir sevgi hikâyelerin en belirgin yazınsal özelliğidir.

Refik Halid ilk romanı İstanbul'un Bir Yüzü'nde (1. bas. istanbul'un iç Yüzü adıyla, 1920) II. Abdülhamid döneminde yetişmiş, değişik toplumsal kesimlerden, çeşitli kişilerin I. Dünya Savaşı günlerine kadar uzanan yaşayışlarım, duyuş ve düşünüşlerini ele almış; o zamanların törel hayatını, gelenek ve göreneğini, modalarını, heveslerini, möbleden ziynet eşyasına bütün bir dekoru ayrıntılarıyla saptama imkânı bulmuştur.



istanbul'un Bir Yüzü, bir yandan da istibdat .döneminden tırnak içindeki bir

hürriyet dönemine geçişin maddi dünyasını inceden inceye taşlamıştır. Bu romanı Yezidin Kızı (1939), Çete (1939) romanları izler. 194l'de basılmış Sürgün, istanbul dışında yaşamak zorunda bırakılmış roman kişisinin sürgün yıllarında gördüğü, tanıdığı, dostluk kurduğu ve her biri değişik sebepler dolayısıyla sürülmüş öteki kişileri kaleme getirir. Aralarında hanedan ailesi üyeleri de bulunan bu kişilerin bütün davranışlarında sürgün psikolojisi ve istanbul özlemi ağır basar. Böylelikle romanın anlatıcısı sık sık istanbul'un kendine özgü dünyasından söz açma fırsatı bulur. Eserde hanedan ailesine ayrılmış sayfalar, Türk romanında hemen hemen ilk örnek olmakla kalmaz, aynı zamanda çok çarpıcı ruh çözümlemelerine ulaşır. Anahtar(194~7^> evlilikte sadakat motifi üzerine kurulu olmakla birlikte, İstanbul'un Şişli, Nişantaşı, Ayaspaşa apartmanlarını, Beyoğlu pastanelerini, gece kulüplerini ve barları, II. Dünya Savaşı'nın gölgesindeki günleriyle tasvir eder. işadamlarının, ediplerin, bankacıların, salon kadınlarının, bar kızlarının roman kişisi seçildiği Anahtar, 1940'lı yıllar istanbul'unu çok canlı görünümlerle bugüne aktarmıştır.

Yazar, Bu Bizim Hayatımız'la. (1950) çok sevdiği Boğaziçi'nin pitoreskini roman alanında işler. Eserde ayışığı geceleri, mevsimler, bahçeler, limonluklar, lale çiçeğinin, güllerin, sümbüllerin soyağacı,

zengin bir anlatımla geniş kitlelere benimsetilmek istenmiştir. Egzotik özellikli Nil-gün (1950-1952), Yeraltında Dünya Var (1953), Dişi Örümcek (1953) halkın hoşlanacağı konular çerçevesinde hem kitap okuru yetiştirmeye yönelik romanlardır, hem de yer yer İstanbul'a göndermelerle bir İstanbul töresinin saptanmasına katkıda bulunulmaktadır. Yine göndermelerle, siyasal taşlamalarla yüklü Bugünün Saraylısı (1954) Demokratik Parti dönemine geçiş günlerinin toplumsal panoramasını da çizer. Ikibin Yılın Sevgilisi (1954), tarihi görünümlerle yüklü, metafizikten yararlanmış bir romanın havasında bir "sonsuz aşk"ı anlatırken, İstanbul Türkçesinin bütün inceliğini gözler önüne serer. Bir başka metafizik ve entrika arayışı iki Cisimli Kadiri in (1955) temasıdır; bu romanda İstanbul' un yeni yeni rağbet ettiği ormanlık dinlence yerleri mekân seçilmiştir. Karlı Dağdaki Ateş\& (1956) İstanbul sosyetesinin kış gezileri için buluştuğu Uludağ'da geçen bir aşk hikâyesi anlatılır.

Refik Halid, son dönem romanları içinde en ağırlıklısı sayılabilecek Kadınlar Tekkesi'nde (1956) imparatorluk düzeninden Cumhuriyet rejimine değişen toplumsal yapıyı, gizli bir tekkenin odağında değerlendirir. Roman İstanbul'da 100-150 yılın imbiğinden geçmiş bütün bir hayatı çö-zümleyişiyle, fonda, toplumsal, siyasal bir söylemi barındırmaktadır. Kadınlar Tek-


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   715   716   717   718   719   720   721   722   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin