Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə69/140
tarix27.12.2018
ölçüsü8,87 Mb.
#86730
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   140

1990'daki İstihdam Yapısı 1990'da, 12 yaş ve üstündeki iktisaden faal olan ve olmayan, 2.923.988 erkek, 2.680.715 kadın, toplam 5.604.703 kişi-

den, 2.214.110'u erkek, 493.287'si kadın olmak üzere toplam 2.707.397'si istihdam edilmekteydi. Bu sayılara işsiz olup da iş arayanlar dahil değildi (Tablo I). Bu istihdamın dağılımının daha ayrıntılı incelenmesi istanbul'un 1990'lardaki istihdam yapısını ve özelliklerini ortaya koyabilir.

Tablo V, işteki statü (durum), cinsiyet ve yaş gruplarına göre istanbul'un çalışan nüfusunun yapısını göstermektedir. Ücretlilerin mutlak ağırlıkta olduğu, onları kendi hesabına çalışanların izlediği bu istihdam dağılımında, büyük çoğunluğunu ücretlilerin ve işçilerin meydana getirdiği 12-24 yaş grubundan genç çalışanların üçte biri bulan bir ağırlığı vardır. Bütün çalışmalar arasında en yüksek yoğunlaşma 25-44 yaş arası gruplardadır, işverenler öbeğinde kümeleşme 25-39 yaş öbeğinde,

iSTiHDAM

264

265

İSTİKLAL CADDESİ

ücretsiz aile işçileri arasında ise 15-29 yaş öbeğindedir. Bu verilerden hareketle istanbul'un genel olarak genç bir istihdam yapısına sahip olduğu söylenebilir.

istanbul'un çalışan nüfusunun Ekim 1990'da yaptığı işe göre ayrıntılı dağılım tablolarının incelenmesi ve bunların çeşitli sektörlere ve çalışma alanlarına göre dağılımları, a) istanbul'un bir sanat, kültür, e-ğitim, bilim kenti olduğunu (müzik ve sahne sanatçıları, plastik sanatlarda çalışanlar, yazar ve edebiyatçılar, öğretimle ilgili meslekler, istatistikçiler, fizikçiler vb'nin tüm çalışanlara oranı yüzde 7,5 civan); b) istihraçtan sonra en az istihdam kümelenmesi gösteren tarımda küçük işletmeciliğin yaygın olduğunu ve yıldan yıla gerileme göstermekle birlikte balıkçılıkta hâlâ 3.267 kişinin varlığını; c) aşçı, garson, barmen vb ile ev hizmetlerinde temizlikte, bekçilikte vb çalışanların hizmet kesimindeki istihdamın en büyük gruplarını meydana getirdiğini; d) diğer alanlarda, özellikle de ticarette müteşebbis ve yöneticilerin ağırlığını; imalat sanayiinde dokuma, gıda, içki ve metal işçilerinin diğerlerine göre daha yoğun kümelendiğini; terziler, döşemeciler vb mesleklerin tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlann beşte birini aştığını; inşaat işlerinde çalışan usta, kalfa ve işçilerin de yaklaşık 168.000 kişiyle önemli bir grup oluşturduğunu; e) yaklaşık 150.000 kişiye varan ulaştırma makineleri kullananların faal nüfus içindeki önemim gösteriyor. Öte yandan, hatırlanması gereken önemli bir nokta, özel hizmetler başta olmak üzere çeşidi işkollarında ve işlerde çalışan, bir bölümü bilinmeyen ve tanımlanmamış işlerde, bir bölümü ise (ağırlıklı olarak ev hizmetleri, gündelikçiler, temizlik işleri) iktisaden faal olmayan ev kadınları kümesinde gizlenen, oldukça geniş bir istihdamın varlığıdır. Bunlara sayımdan "kaçan" veya teknik nedenlerle dahil edilemeyen önemli bir mevsimlik işçi kümesi de eklenmelidir.

istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne dahil ilçelerine, çevre ilçelerin merkezleri ile bucak ve köylerine göre istihdam yapısı, DiE 1990 Genel Nüfus Sayımı'wa 22. tablosunda ele alınmıştır. Bu tablonun daha ayrıntılı olarak incelenmesi istanbul ilçelerinin istihdam özelliklerini de ortaya koyuyor: Adalar Ilçesi'nde istihdamın ticaret ve turizmde, onu izleyerek de hizmet sektöründe ağırlık kazanması; çevresinde çok sayıda sanayi kuruluşunun yer aldığı, öte yandan sahil ve Ataköy kesimlerinde turizm ve eğlence sektörünün geliştiği ve yine bu kesimleriyle istanbul'un orta üst gelir gruplarının yerleştiği Bakırköy Ilçesi'nde istihdamın, imalat sanayii, onu izleyerek ticaret, turizm ve daha sonra da hizmetlerde yoğunlaşması beklenen bulgular. Beşiktaş'ta istihdam birikimi yüzde 30'un üzerinde bir oranla kamu ve ö-zel hizmetlerde. Bu iş alanını ticaret ve turizm izliyor. Beykoz'da, beklenebileceği gibi önce imalat sanayii, ardından hizmetler geliyor. Sadece istiklal Caddesi, Tak-sim-Harbiye vb ibaret olmayan, Kasımpaşa'ya doğru sarkan mahalleleriyle Beyoğ-



Tablo VI 1990'da Tuttuğu İş ve Cinsiyete Göre Nüfus

Toplam

ErkekKadın




ilmi ve teknik elemanlar, serbest meslek sahipleri ve bunlarla ilgili dij

Şer meslekler




Fizikçiler, kimyagerler ve bunlarla ilgili diğer mes. 947

558

389

Mimarlar, mühendisler ve benzeri teknik elemanlar 60.124

51.234

8.890

Pilotlar, güverte sb., makine sb. (deniz ve hava) 2.046

2.024

22

Biyologlar, agronomlar (fenni ziraatçı) vb teknisyen 600

206

394

Tıp üe ilgili meslekler 42.618

20.913

21.705

istatistikçiler, matematikçiler, sistem analizcileri vb 3.272

1.814

1.458

Ekonomistler 1.745

1.229

516

Mali müşavirler ve muhasebeciler 25.757

18.288

7.469

Hukuk ile ilgili meslekler 9.806

6.994

2.812

Öğretim ile ilgili meslekler 56.072

26.982

29.090

Din adamları vb 3.376

3.146

230

Yazarlar ve edebiyatla ilgili diğer meslekler 5.179

4.020

1.159

Heykeltıraş, ressam, fotoğrafçılar ve yaratıcı sanat men. 13. 854

10.065

3.789

Müzik, sahne sanatçıları, eğlence ile ilgili diğer san. 5.947

4.399

1.548

Sporcular ve sporla ilgili meslekler 2.454

2.242

212

Başka yerde sınıflandırılmamış ilmi ve teknik meslek. 4.031

2.441

1.590

Toplam 237.828

156.555

81.273

Müteşebbisler, direktörler ve üst kademe yöneticileri







Yasama organları ve kamu sektörü üst kademe yön. 7.106

5.742

1.364

Müteşebbisler ve yöneticiler (ticaret hariç) 71.493

65.860

5.633

Toplam 78.599

71.602

6.997

idari personel ve benzeri çalışanlar







Büro memurları grup şefi 5.027

3.189

1.838

Kamu idare memurları 52.716

34.887

17.829

Stenolar, daktilolar, kart, rule delgi makine operatörü 31.337

5.905

25.432

Muhasebe memurlan, kasiyerler vb 91.237

54.213

37.024

Toplama işlemleri yapan makinelerde çalışanlar 5.965

2.605

3.360

Ulaştırma ve haberleşme servis şefleri 404

311

93

Şeftren ve bilet toplayanlar (kondüktörler) 350

350

93

Posta dağıtıcıları 2.581

2.413

168

Telefon ve telgraf operatörleri 4.487

2.525

1.962

Başka yerde sınıflandırılmamış idari personel vb 12.390

9.485

2.905

Toplam 206.494

115.883

90.611

Ticaret ve satış personeli







Müdürler (toptan ve perakende ticaret) 8.554

6.870

1.684

Toptan ve per. ticarette müteşebbis ve yöneticileri 165.824

158.374

7.450

Satış ve alım şefi 1.192

1.601

311

Ticarethane memur ve teknisyeni (seyyar tüccar) 128.164

108.447

19.717

Sigorta acentası ve emlak komisyoncuları, gelir senet







simsarları, müesselerin satış servis memurları,







satıcılar, açık artırma ile satış yapanlar 16.512

13.104

3.408

Satış komisyoncuları, ticaret memurları vb 43.254

42.000

1.254

Başka yerde sınıflandırılmamış ticaret ve satış per. 390

336

54

Toplam 364.610

330.732

33.878

Hizmet işlerinde çalışanlar







Otel, kahvehane, oyun salonları, lokanta, gazino







pastane, sinema, tiyatro vb yerlerin müdürleri 2.509

2.195

314

Otel, kahvehane, oyun salonları, lokanta, gazino







pastane, sinema, tiyatro vb yerleri idare eden







müteşebbis ve mal sahipleri 24.208

23.615

593

Kâhya, vekilharç vb 162

128

34

Aşçı, garson, barmen vb 80.373

72.662

7.711

Hizmetçiler vb 13.516

4.951

8.565

Mülk bekçileri, temizlik işçileri 87.522

73.944

13.578

Elbise temizleyicileri, çamaşırcı, ütücüler 7.830

6.764

1.066

Berberler, güzellik uzmanları vb 23.180

17.885

5.295

Güvenlik ve koruyucu hizmet personeli 22.800

22.101

699

Başka yerde sınıflandırılmamış hizmet işlerinde çalışan 3.849

3.055

794

Toplam 265.949

227.300

38.649

nönü'nde çalışanların yüzde 36 civarı ticaret, lokanta ve otelcilikte yer alıyor. Onları imalat sanayiinde çalışanlar izliyor. Eyüp, Gaziosmanpaşa, Kartal, Küçükçek-mece, Pendik, Zeytinburnu çalışanlarının

lu'nda istihdam, ağırlıklı olarak imalat sanayiinde. Onu ticaret, eğlence ve turizm izliyor. Bayrampaşa'da istihdamın yüzde 50'si imalat sanayiinde, önemli bir bölümü ise ticaret alanında kümelenmiş. Emi-



Tablo VI (Devam) 1990'da Tuttuğu İş ve Cinsiyete Göre Nüfus

Toplam

ErkekKadın

Tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve avcılık işlerinde çalışanlar

Tarım işletme şef ve müdürleri (kâhyalar dahil) 33 31 2

Tarım işletmecisi (üreticiler) 122.102 60.838 61.264

Tarımda çalışanlar 6.076 5.427 649

Orman işlerinde çalışanlar 1.168 1.102 66

Balıkçılar, avcılar vb 3.267 3.225 42

132.646


70.623

62.023


Toplam

Tarım dışı üretim faaliyetlerinde çalışanlar ve ulaştırma makineleri kullananlar

işin yönetmenleri vb 9.720 6.901 2.819

Madenci, taşçı, sondajcı vb 4.384 4.376 8

Metal işleme ve üretim işçileri 11.294 11.294

Ağacın ilk hazırlama işlemini yapan işçi ve kâğıt ima. 2.355 2.115 240

Fırın ve kimya aletleri kullamcılan 1.430 1.359 71

Dokuma işçüeri 74.156 50.346 23.810

Debbağlar, dericiler, sepiciler ve kürkçülük işçileri 4.139 3.623 516

Gıda ve içki sanayii işçileri 40.369 37.743 2.626

Tütün işçileri 3.715 2.041 1.674

Terziler, döşemeciler vb 227.407 143.974 83.433

Ayakkabı ve deri işçileri 44.920 42.587 2.333

ince iş marangozluğu, marangozluk vb 60.621 59.489 1.132

Taş yontma ve oyma işçileri (mermer de dahil) 6.843 6.674 169

El emeği ile çalışan ve metal işleyen işçiler 79.184 75.768 3.416


Makine montajcıları, hassas dakik aletçiler ve tamirci

makinistler (elektrik hariç) 56.591 54.580 2.011

Elektrikçiler, elektronikçiler vb 49.686 45.264 4.422
Radyo, televizyon, yayın istasyonları operatörleri,

ses ve sinema projeksiyon aletleri operatörleri 241 208 33


Kurşun, boru ve sıhhi tesisatçılar, tenekeciler ve

bakırcılar, metal boru montörleri 33.170 32.707 463

Mücevherciler ve kuyumcular 16.364 15.977 387

Cam, camdan eşya imali, seramik, toprak mam. işç. 18.569 16.557 2.012

Plastik madde ve kauçuk eşya imalatı işçileri 18.607 16.659 1.948

Kâğıt, karton ve kaplama eşyalar 1.467 1.197 270

Mürettipler, baskıcılar, dilciler vb 21.725 20.376 1.349

Boyacılar 25.420 25.420


Başka yerde sınıflandırılmamış istihsal vb işlerde

çalışan işçiler 28.983 22.207 6.776

Yapı kalfası, dülger ve diğer inşaat işlerinde çalışan 167.859 165.933 1.926

Sabit tesis makineleri kullanıcıları 1.607 1.440 167

Tahmil, tahliye işçisi ve yapı makineleri kullananlar 8.233 8.168 65

Ulaştırma makineleri kullanıcıları 149.477 148.317 1.160


Başka yerde sınıflandırılmamış sıra işçileri ile

meslekleri tayin edilemeyenler ve mesleksizler 83.502 78.870 4.632

Bilinmeyen 1.799 1.590 209

işsiz olup iş arayanlar 167.434 137.655 29.779

Toplam

1.102.170



149.868

1.252.038

Veriler 12 ve daha yukarı yaştaki faal nüfusu kapsamaktadır. Kaynak: DiE 1990 Genel Nüfus Sayımı: istanbul

yen kimi işleri de içeren istihdam olanakları, istanbul'u içgöçte birinci dereceden çekim bölgesi haline getirirken (bak. göç) aynı zamanda içgöçün ve kentin olağanüstü nüfus artışının sonucu olan istahdam darboğazları ve işsizlik yaşanıyor, iyi tanımlanmamış, üretici olmayan, doğrudan doğruya kentin özelliklerinin ürünü olan sürekli ve mevsimlik iş ve işçilikler de ortaya çıkıyor.



Bfl>L istatistik Yıllığı, 1932-1933; DiE Genel Sayımlan: 1955, 1970, 1975, 1980, 1985, 1990; O. Baydar, Türkiye işçi Sınıfı Tarihi l, Frankfurt, 1982; Y. N. Rozaliev, Türkiye Sanayi Proletaryası., ist., 1974; A. Şnurov-Y. Rozaliyev, Türkiye'de Kapitalistleşme ve Sınıf 'Kavgaları, ist., 1970; R. E. Koçu, "Amele", LA; Sayılarla istanbul, ist., 1989.

OYA BAYDAR

önemli çoğunluğu imalat sanayiinde. O kadar belirgin olmamakla birlikte Kâğıthane, Ümraniye, Şişli de öyle. Buna karşılık Eminönü ve Beşiktaş'la birlikte Kadıköy, Sanyer ve Üsküdar, ticaret, turizm ve hizmet ağırlıklı ilçeler. Tarımsal işgücü ve istihdam Büyükçekmece, Çatalca, Silivri, Şile, Yalova ve Beykoz ilçelerinin bucak ve köylerinde toplanıyor.

istanbul, tarihinden kaynaklanan, ticaret ve hizmetlerin ve bu sektörlerdeki istihdamın önemi; bilim ve kültür alanında çalışanların ve işadamlarının, üst düzey yöneticilerin ağırlığı gibi özelliklerini korurken, istihdam yapısında giderek imalat sanayiinin ağırlık kazandığı görülüyor. Kentin çok değişik alanlara yayılan ve ülkenin başka yörelerinde görülme-



İSTİKLAL CADDESİ

Beyoğlu'nda Tünel ve Taksim meydanları arasında uzanan ve bir asra yakın zamandır ülkenin en ünlü caddesi olma vasfını koruyan cadde.

Caddenin ilk şekillenmeye başlaması Halic'in istanbul yakasının ve karşısındaki Galata'nın(-0 aksine, Bizans döneminden sonraya rastlar. Bizans döneminde Galata surlarla çevrili bir Cenova kolonisiy-ken (bak. Cenevizliler) ve çeşitli Latin topluluklarım, Katolik ruhbanının kilise ve manastırlarını bulundurur ve Halic'in bu yakasına Pera (karşı yaka) adı verilirken, nüfusun hemen tamamı surlar içindeydi. Haliç ve Boğaziçi arasında burun yapan Galata sırtlarının en yüksek noktasını ortalama 110 m eğrisinden geçen uzunlamasına ve bugün burunda dar açıyla başlayıp sonra genişleyen Beyoğlu Platosu denilen morfolojik yapı oluşturmaktaydı. Doğuda Boğaziçi'ne, batıda ise Halic'e hâkim olan bu tepe, bağlarla mezarlık, koruluk ve av alanlarıyla kaplıydı. Galata Kulesi'nin biraz kuzeyindeki sur kapısının ilerisinde yokuş yukarı, kent dışına çıkı-lınca sırtın güney ucuna varılıyor (bugünkü Tünel Meydanı), ondan sonra da mezarlıklar, bağlar, bahçeler arasında dar bir yol uzanıyordu. Burada tek tuk bağ evleri ya da yazlık konutlar bulunmaktaydı. Bizans döneminde Galata'nın canlılığı ve ticari özellikleri, kentin Osmanlılara geçmesinden sonra çeşidi güvencelerle daha da gelişince, surlar içine sığamayan Latinler, dışarı doğru taşmaya, gerek Boğaz'a, gerek Halic'e bakan yamaçlara taşınmaya başladılar. Bu arada sırt boyunca uzanan dar yol da yavaş yavaş değerlendiriliyor ve Grand Rue de Pera'mn nüvesi o-luşuyordu. Galata'nın ve giderek Pera'mn ticari önemi arttıkça, istanbul yakasındaki Venedik, Pisa, Amalfi kolonileri de Pera bağlarına göçecekler, ayrıca Avrupa'dan hem italya Yarımadası'ndan, hem de Osmanlı imtiyazlarına sahip Fransızlardan, ama aynı zamanda Hollandalılar ve ingilizlerden de gelip yerleşenler olacaktı. 16. yy'da iyice belirginleşen bu nispi Avrupalı akını sonucunda, Galata surlan içinde açılan Fransız Sefareti, bir veba salgınından sonra Pera (Beyoğlu) bağlarının içindeki ve bugünkü istiklal Caddesi'ne çok yakın bir konuta taşınacak, sonra da Maison de France (Fransız Sarayı) inşa edilecekti (bak. Fransız Elçiliği binası).

Bu binayı, biraz ötede, ama sırtın Halic'e bakan kesiminde inşa edilecek ingiliz Sarayı izleyecekti (bak. ingiltere Elçiliği binası). Bugünkü istiklal Caddesi a-lanına giren yöredeki ilk Müslüman yerleşimleri ise İ491'de II. Bayezid'in armağan olarak verdiği arazi üzerinde iskender Paşa'nın bir Mevlevî tekkesi kurmasıyla başlar (bak. Galata Mevlevîhanesi).

Gene II. Bayezid, o zaman "Dörtyol" (Rumca Stavrodromion) denilen mevkide bir mescit yaptırmıştı. Aşmalı olmasından dolayı böyle bir tanımlama sıfatıyla anılan mescit bugün yerinde yoksa da, adı Asma-lımescit Sokağı'nda(->) yaşamaktadır. Aynı dönemde, bugünkü Galatasaray mevkiin-

İSTİKLAL CADDESİ

266

267

İSTİKLAL CADDESİ

Yüzyıl başından bir kartpostalda istiklal Caddesi (Grand Rue de Pera).

de Acemioğlanlar Kışlası kurulmuş, bu kışla I. Süleyman döneminde (1520-1566) yıktırılıp yeniden yaptırılmıştı (bak. Galatasaray Lisesi). Böylece 15. yy'm sonlarından itibaren Müslümanların yerleşmesi de cadde üzerinde ve çevresinde başlıyordu. Bununla birlikte yöreye esas olarak yabancılar yerleşmekteydi. Avrupa'dan gelenler, kendi geleneklerini, kültürlerini ve yaşam tarzlarını da getirip Pera'da sürdürüyorlar, yabancı nüfus çoğaldıkça onlara hizmet verecek dükkânlar da artıyordu. Grand Rue de Pera'nın, Osmanlıca-sıyla Cadde-i Kebir'in yavaş yavaş bir alışveriş ve zanaat merkezi haline dönüşmesi, Avrupalı ya da istanbullu gayrimüslim esnaf ve zanaatkarlarla başlar. Gene bu dönemde Fransız Sarayı yanında yapılan St. Louis Kilisesi de Beyoğlu'nun ilk Latin kilisesi olarak bilinir (1628). 17. yy'da Cadde-i Kebir, Galata surlarının kuzeyinde Galata Kulesi yakınındaki Kule Kapı-sı'ndan başlayıp, Galata Sarayı adı verilen kışla mektebine dek sürüyordu. 17. yy gezgini Eremya Çelebi orada gördüğü bel-libaşlı binaları, Galata Sarayı'na doğru, Ceneviz elçisinin evi, Hollanda Elçiliği, Fran-sisken kilisesi, Terra Sainte Kilisesi, onun biraz aşağısında Venedik Elçiliği, onun da yakınında Fransız Elçiliği, ileride tepede, Kasımpaşa'ya bakan bir mevkide ingiliz Elçiliği olarak belirtiyordu. 18. yy'da Grand Rue de Pera ekseni etrafında Beyoğlu'nun oluşması devam etti. Bugünkü Hollanda istanbul Başkonsolosluğu'nun bulunduğu bina (Hollanda Elçiliği binası) eski elçilik binasının yanması üzerine, şimdiki yerinde inşa edildi, isveç Sarayı da (isveç Elçiliği binası) bu yüzyılın ortalarında satın alınıp genişletildi. Saint Antoine Kilisesi(->) de ilk kez 1752'de yapılmıştır. Santa Mana Draperis Kilisesi(->) ise yangın ve deprem geçirerek bugünkü haliyle 17ö9'da inşa edilmiştir. 18. yy'ın sonu geldiğinde Cadde-i Kebir karşılıklı binalarla dolmuştur, ama Galata Sarayı'ndan sonrası ge-

ne boştur, tek tuk evler vardır. O dönemin seyyahlarının yazdıklarına göre kalabalıklaşmasına ve konut fiyatlarının hayli artmasına rağmen, birkaç kagir bina dışında, evler genellikle ahşaptır, bazı bölümleri ise kerpiçtir.

Görüldüğü gibi 19. yy'a girildiğinde Grand Rue de Pera eksenli Beyoğlu(-») hâlâ bir çeşit sayfiye yeri ya da Galata'nın bir banliyösü gibiydi. Cadde-i Kebir'in bugünkü tarzının gerçek şekillenmesi 19. yy'ın ikinci yarısında başlar ve böyle bir caddenin oluşması Tanzimat'ın ürünü sayılabilir. Osmanlı toplumunun üstten gelen reformlarla Batı'ya açılması, kuşkusuz ki birçok Osmanlı aydını, genç soylusu ve zenginini Avrupa yaşam tarzına "alafranga" veya "Frenk usulü" denilen yaşama yönelttiği gibi, istanbul'daki Levantenle-rin ve konuk Avrupalıların ıslahatlarla elde ettikleri imtiyazlar birleşince Grand Rue de Pera birdenbire lüks, şık binaların yapıldığı, Avrupalı dükkânların, eğlenme ve dinlenme yerlerinin açıldığı son derece önemli bir merkez haline dönüştü. Gelişme özellikle Abdülaziz döneminde hızlandı ve yüzyıl biterken, Paris'teki "La Belle Epoque" tarzı yaşam ve tüketim Türkiye'de Grand Rue de Pera'da somutlaştı. Bu süre içinde sokakların taşla döşenmesi, gazla aydınlatılması, kanalizasyonların yapılması, daha sonra elektriğin getirilmesi, Tünel'in inşası, atlı tramvaylar, elektrikli tramvaylar vb ile çok sayıda altyapı hizmeti gerçekleştirildi. Bütün bu hizmetler özellikle Tünel-Taksim aksında yoğunlaşmaktaydı. Ona paralel Şişha-ne-Tepebaşı-Tarlabaşı-Taksim ekseni ise Cadde-i Kebir'in gelişmesinin yanında i-kincil kalıyordu. Kısacası, servet, zenginlik, ihtişam bu caddede toplanıyordu.

20. yy'ın ilk yansı, savaşlara, işgallere, karartmalara rağmen adı Cumhuriyet'ten sonra İstiklal Caddesi'ne dönüşen caddenin altın çağı oldu. Sinema ve tiyatrola-rıyla, önemli lokantalarıyla, kafeleriyle,

pastaneleri ye otelleriyle cadde görkemini her koşul altında sürdürdü, belki de en o-lağanüstü dönemini 1917 Ekim Devrimi'n-den ve özellikle iç savaştan sonra ülkelerinden kaçan Beyaz Rusların(-») kültürleriyle, müzikleriyle, alışkanlıklarıyla, özgül giysileriyle, askeri üniformalarıyla caddeyi ve arka sokaklarını kapladıkları yıllarda yaşadı.

19. yy'ın sonlarında ve özellikle 20. yy' m ilk çeyreğinde Cadde-i Kebir çok sayıda dilin konuşulduğu, Osmanlılarda var o-lan bütün etnik toplulukların, pek çok u-lustan Levantenin ya da yabancının yaşadığı, gezdiği, eğlendiği, alışveriş yaptığı i-nanılmaz derecede kozmopolit bir yerdi. Cumhuriyet'ten sonra geçen zaman içinde, belli bir Türkleştirme politikası izlenmekle birlikte, Beyoğlu ve onun ekseni olan istiklal Caddesi değişik renklerini, tonlarını korudu. Ama kuşaktan kuşağa Levantenler azaldı, yabancılar ükelerine döndüler. II. Dünya Savaşı sonrasında gayrimüslimlere uygulanan ve Varlık Vergi-si'nde simgeleşen politika İstanbul'dan göçlerle sonuçlandı, özellikle Rum nüfus düştü, İsrail devletinin kurulması ise Yahudilerin göç etmesine neden oldu. Gidenlerden boşalan yerlere aynı zanaatlar, beceriler, ilgi alanları ikame edilemedi. İstiklal Caddesi yeni bir kimlik kazanamadı, tersine eski kimliği dejenere oldu, oranın kültürel dokusunun içi boşaldı.

Böylece Beyoğlu ve İstiklal Caddesi yavaş yavaş köhneleşmeye, fakirleşmeye, zevksizleşmeye terk edildi. Güzelim binalar bakımsız kaldı, yıkılıp yerlerine çirkin, ucuz, sözümona modern yapılar inşa edildi.

1950'lerde başlayan büyük kentlere o-lağanüstü göçlerden, en çok da "taşı toprağı altın İstanbul" nasibini aldı. Anadolu'dan gelenlerden işçileşenler gecekondu semtlerini oluştururlarken, lümpenle-şenler de İstiklal Caddesi'nin yan sokaklarını mesken tutuyorlardı. Sayısız kahvehane, aşhane, batakhane erkek olsun, kadın olsun lümpenlerin barınağıydı ve hepsi de İstiklal Caddesi ekseni etrafında toplanmışlardı. Bunun sonucu 1960'lı, 1970'li ve 1980'li yıllarda İstiklal Caddesi çok kötü-ledi, alışveriş merkezi niteliğini Halaskâr-gazi Caddesi, Rumeli Caddesi ve Etiler ile paylaşmak zorunda kaldı. Cadde döner, midye tava, lahmacun, içliköfte ve bira ko-kularıyla kaplandı.

Ama son yıllarda İstiklal Caddesi'nde yeniden bir düzelme gözlenmeye başlandı, mimari değer taşıyan eski şık binalar onarıldı, ön cepheleri temizlendi, cadde o eski köhneliğinden sıyrılmaya yöneldi. Yan sokakların hiç değilse caddeye açılan kesimleri çoğunlukla trafiğe kapatıldı, zemin taşları yenilendi, kadınların da gidebilecekleri, oturup vakit geçirebilecekleri birçok yer açıldı.


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   140




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin