Ünden bugüN


HOVHANNES (SURP) KİLİSESİ



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə23/140
tarix27.12.2018
ölçüsü8,87 Mb.
#86730
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   140

HOVHANNES (SURP) KİLİSESİ

Narlıkapı Caddesi no. 150'dedir. Kilisenin ilk yapısı 1743-1835 arasında hizmet veren Narlıkapı Hastanesi için inşa edilmiş bir şapelden öteye gitmemektedir. İlk tesis tarihi için 1803, ilk inşa tarihi için ise 1807 yılı gösterilmektedir. İnşası için çaba harcayan ilk hayırseverler arasında Garabed Amira Aznavoryan, mütevelli Hov-



Hovhannes Golod

Patrik Hovhannes Golod, Şoğagat Yıllığı ilavesi, 1978 Vağatşağ Seropyan koleksiyonu

hannes ve arkadaşları sayılabilir. Günümüze kadar gelen ve bugün yönetim kurulu toplantı salonunda korunan eski bir taş kitabeden 1794'te tonozlu bir yapının olduğu ve bunun şapel olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Kilise binası ilk kez inşa edildikten sonra Patrik Bayburtlu XI. Hovhannes Çama-şırcıyan'ın eliyle meshedilerek ibadete a-çılır. 1834'te Yedikule'de Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi açılınca Narlıkapı Hastanesi 1836'da kapanır ve bina tümüyle ibadete tahsis edilir. 1835'te Mikayel Amira Pişmişyan'ın maddi desteği ile büyük bir onarım geçirir. 28 Aralık 1835'te ise Patrik Bursalı II. Isdepanos Ağavni Zakaryan' m eliyle meshedilerek yeniden ibadete açılır. İlk zamanlarda akıl hastaları için bir tımarhane olarak kullanıldığı sanılan bodrum katın, Kurtuluş Savaşı yıllarında silah deposu olduğu bilinmektedir.

Kilise 1955'e değin denizin yıpratıcı etkisine maruz kalır. Bu dönemde yapılan sahil yolu ile kilisenin konumu değişir. 1962'de Patrik I. Şmorhk Kalustyan döneminde kilise yıkılarak, yeniden inşa edilir. Yetvart Şahbaz'ın mimarlığı ile 2 yıl içerisinde yeniden yapılan kilise 18 Ekim 1964' te Patrik I. Şmorhk tarafından meshedilerek tekrar ibadete açılır.

Son yıllarda sunağı yıktırılarak, bir kilise maketi stiliyle yeniden inşa edilir. Yeni sunağın tasarımı mimar Kevork Malhas-yan'ın eseridir. Kilisenin girişi son dönemde uğradığı saldırılar sonucu tahrip olmuştur, bu yüzden giriş merdiven korkulukları metalden yeniden yapılmıştır.

Mimari

Kilise günümüzdeki görünümünü 1962-1964 yapımı ve sunağının tekrar yapılmasıyla elde etmiştir. Bu yapılaşmaya göre kiliseye giriş güney yönündendir. Küçük bir rüzgârlık bölümünden sonra doğrudan nartekse girilir. Burası aynı zamanda mum satışı için de kullanılmaktadır. Narteks merkez kabul edildiği takdirde, batıda mü-



HKEŞDAGABET KİLİSESİ

90

91

HRİSTAKİ PASAJI

Surp Hovhannes Kilisesi'nin giriş bölümü. Yavuz Çelenk, 1994

tevelli heyeti toplantı odası ve din adamı odası, galeri katına ve kilise salonuna çıkan merdivenler vardır. Narteksin doğusuna düşen kapıyla nefe girilir. Kilisenin hacmi küçük olduğundan taşıyıcılığı da göz önünde bulundurularak, narteksle nef a-rasına iki de pencere açılmıştır.

Kilise tipik bazilik plandadır. Tonoza kadar yükselen duvarlar yalın olarak taş haliyle bırakılmıştır. Bu, kiliseye mistik bir hava vermektedir. Duvarlardan hemen sonra boydan boya beyaz renkli bir korniş, onun üzerinde ise beşik tonoz bulunmaktadır.

Nefin doğu ucunda, abside girmeden önce, her iki yönde birer kemer vardır. Bunlardan güneydeki ve küçük olanı, kısmen simetriyi sağlamak için yapılmış o-lup, sağırdır. Kuzeydeki daha büyük çaplı kemer ise kuzey şapelinin girişidir. Bu şapel de tonozla örtülü olup, batı yönünden de girişi vardır. Daha çok vaftizhane olarak kullanılmaktadır. Duvarda açılan üç nişte üç küçük sunağı vardır.

Asıl kilisenin nefinin doğu ucunun iki köşesinden dörder rıhtlık merdivenlerle sunağa yaklaşılır. Yarı dairesel planlı ab-sidin merkezine oturtulmuş sunak mermer tozuyla yapılmıştır. Absidin iki yanında görülen kapılardan biri sağırdır, diğeri ise vaftizhaneye açılmaktadır.

Kilisenin aydınlanmasının baş etmeni pencerelerdir. Girişten hemen sonra iki yönde birer çift kemerli pencere vardır. İki yöndeki bu pencereleri takip eden ilk açıklık sadece düzeni bozmamak için yapılmış olup, başka hiçbir işlevi bulunmamaktadır. Bunlardan sonra kuzey duvarında 3, güney duvarında ise 4 adet kemerli pencere bulunmaktadır. Sunağın ü-zerindeki tepe penceresinden absidin kısmi de olsa aydınlanması sağlanmaktadır.

Kilisede özel bir süsleme görülmez. Duvardaki yalın taş görünüşü, gözü rahatsız etmeyen ve dikkat dağıtmayan bir hareketlilik sağlar. Kilisenin duvarlarında eski mezar taşlarının kullanılması, görünüşe iç dekorasyonda resmin kullanılmadığı dönemleri anımsatarak kiliseye ayrı bir renk kazandırmaktadır.

VAĞARŞAG SEROPYAN

HREŞDAGABET (SURP) KİLİSESİ

Balat'ta Kamış Sokağı no. 2'dedir. Kilisenin tarihi 17. yy öncesine dek uzanır. Önce Ayia Strati adlı bir Rum kilisesi olan ibadethane, 17. yy'in başlarında terk edilir ve sahipsiz kalır. 1620-1630 arasında Ermeniler tarafından istenir. Kilisenin Ermenilere teslim tarihi olarak 1627 gösterilmektedir. Bazı tarihçiler ise bu tarihi 1635'e kadar çıkarırlar.

Rahip Krikor Taranağtzi ve Rahip Aris-dages Kharperttzinin önayak olmaları ve Divriğli Asdvadzadur Bolbolcıyan'ın maddi desteğiyle kilise onardır. Sunağın arkasına konan kitabeye göre l628'de gerçekleşen onarımın sonunda ibadethane, Patrik I. Zakarya döneminde meshedilerek halkın ibadetine açılır.

Bu tarihten sonra kilise birçok yangın geçirir, ilki ilk onarımından hemen sonra vuku bulur. 1628'deki bu kısmi yangından sonra Rahip Krikor Taranağtzi'nin çabalarıyla onarılarak eski şekline çevrilir. Kilise 28 Eylül 1692'deki yangında da hasar görür. Onarılan kilise 16 Temmuz 1729'da çıkan Balat büyük yangınıyla harap olur. Kilisenin tarihinde 1729 yangını, en büyük felaket olarak geçer.

1730'da büyük bir onarım geçirerek tekrar ibadete açılır, inşaatın sorumluluğunu ve yürütücülüğünü Araboğlu Meli-don(->) üstlenir. Yardımcılığını ise Seğpos Amira yürütür.

Ahşap kilise eskidiği göz önüne alınarak, 1831'de yıkılıp temelden inşa edilme-



Surp

Hreşdagabet Kilisesi

1. Ana dış kapı,

2. avlu, 3. ana giriş,

4. narteks, 5. mabet

kapısı, 6. nef, 7. tas,

8. sunaklar,

9. S. Hreşdagabed

Sunağı,


10. Çarkhapan

Sunağı, 11. S. Minas

Sunağı,

12. S. Lusavoriç



Şapeli, 13. giyinme

bölümü, 14. depo,

15. S. Boğos-

Bedros Şapeli,

16. vaftiz kurnası,

17. Khıntragadar

Sunağı, 18. Azize

Ardemios Ayazması,

19- tarihi demir

kapı, 20. Episkopos

Tateos'un

lahit-mezan,

21. vernadun (galeri

katı) merdivenleri,

22. mum satış yeri

ve toplantı odası,

23. dış kapüar,

24. papaz, zangoç

odaları ve mutfak,

25. Muganniler

odası, 26. bahçe,

27. Horenyan

Okulu, 28. aydınlık,

29. eski hazine

odası, 30. Horenyan

Okulu dış kapısı,

31. dükkânlar,

32. tuvalet,

33. çeşmeler

Vahmm Krisep,

1931

ye başlanır. Bu kez kagir olarak inşa edilen kilisenin temel kazıları sırasında Azize Ar-demios'un kemikleri bulunur. Kilisenin temelleri 25 Haziran'da takdis edilir, inşaatı 1835'te tamamlanan yeni kilisenin bodrumuna defnedilen kemiklerin üzerine bir de ayazma yapılır. Patrik Şınorhk Kalustyan döneminde de (1961-1990) birkaç küçük onarım gören kilise günümüze dek 1835' teki haliyle ayaktadır. Mimari

Bir kiliseden daha çok bir kompleks denilebilecek yapı, ana kilisenin dışında birçok şapel ve l ayazmadan müteşekkildir.

Bazilik planlı asıl kilisenin hemen girişinde tüm yapıya oranla geniş sayılabilecek bir narteks yer alır. Narteksin ü-zerinde ise koroya tahsis edilmiş olan ver-nadun (galeri katı) yer alır. Nartekste batıya açılan dört pencere, bu bölümün aydınlanmasını sağlar.

iki yarım kolon ve kafeslerle ayrılan narteksi, asıl kiliseyi teşkil eden üç nef izler. Doğu-batı aksı üzerinde dizili iki kolon sırasıyla üç nefe ayrılan kilisenin orta ne-fi tonozla örtülüdür. Bu sekiz (2x4) kolon dışında duvara bitişik yarım kolonlar da kiliseye görünüşte belli bir genişlik vermektedir. Bu bölümün kuzeydoğu ucunda kilisenin sahip olduğu en nadide ve hakkında en çok yazılmış eski eseri olan demir kapısı bulunmaktadır. Asıl kiliseyi oluşturan nefler ve "tas", bitişiklerinde şapeller olduğu için nispeten daha yüksekte bulunan 5 pencereyle aydınlanır.

Nef(ler)den sonra gelen, korkuluklarla ayrılan ve din adamlarına ve okuyuculara tahsis edilmiş olan "tas" bölümünün iki yanındaki kapılardan kuzeydeki Surp Boğos ve Bedros'a (Aziz Pavlus ve Petrus) ithaf edilen vaftizhane şapeline, güneydeki ise Surp Lusavoriç (Aziz Aydınlatıcı) Şa-peli'ne açılır.

Ana kilisede "tas"tan hemen sonra dört nhtla çıkılan sunaklar bölümü bulunur. Bu sunaklardan ortadaki Aziz Başmelek Kap-riyel'e, kuzeydeki Çarkhapan Surp Asd-vadzadzin'e (Tann'nın kötülükleri engelleyen anası), güneydeki ise Surp Minas'a atfedilmiştir. Her 3 sunak da yarım daire planlı absidler içerisine oturtulmuşlardır. Her bir absid ise doğuya açılan birer pencereden ışık almaktadır.

Güneydeki Surp Lusavoriç Şapeli sadece bir dehlizden oluşmasına rağmen, kuzeydeki Surp Boğos ve Bedros'a ithaf e-dilen vaftizhane şapeli kendi başına ele alınabilecek bazilik planlı bir şapeldir. Hemen çıkışta bulunan Khıntragadar Surp Asdvadzadzin'e (Tann'nın dilekleri yerine getiren anası) atfedilen sunağın yanındaki merdivenlerle bodrum katta yer alan Surp Ardem (Azize Ardemios) Şapel-Ayaz-ması'na inilir.

Khıntragadar'ın çıkış bölümü ile asıl kiliseyi birbirine bağlayan antik kapı ise 1742'de saray etrafında yapılan kazılar sırasında ortaya çıkarılmış, saray demirci-başısı Babik tarafından satın alınarak kilisenin kapısına uygun hale getirilmiş ve buraya takılmıştır, iki kanatlı kapı iyi bir işçilikle yapılmış olup, tümüyle resimlerle süslenmiştir. Bu resimlerden başlıcası Isa' nın Kudüs'teki mabede girip bir kırbaçla oradaki satıcıları kovmasını tasvir eder. Diğer resimler ise Aziz Georg'un ejderi öldürmesi ve İsa'nın göğe çıkması temaları üzerinedir.

Surp Boğos ve Bedros Şapeli'nin çıkışında bulunan Episkopos Tateos'un lahit-mezarı kilisenin bir diğer eski eseridir.

Kapatılan Armaş (bugün Akmeşe) Ma-nastırı'ndan getirilen tarihi resim başta olmak üzere, eski resimler kiliseyi dekoratif yönden göz alıcı göstermektedir.

Bibi. M. Asadur (Papaz Hmayag Uğurluyan), Yerektaryan Badmutyun Balatu-S. Hreşdagabed Yegeğetzvo, 1627-1931 (Balat Surp Hreşdagabed Kilisesi Üç Yüzyıllık Tarihi, 1627-1931), ist., 1931; Inciciyan, İstanbul; E. Ç. Kö-mürciyan, Isdambolo Badmutyun (istanbul Tarihi), I-III, Venedik-Viyana, 1913-1938; Kömür-ciyan, istanbul Tarihi; E. Ç. Kömürciyan, Orakrutyun Yeremia Çelebi Kömürciyan (Erem-ya Çelebi Kömürciyan'ın Günlüğü), Kudüs, 1939; S. Hovhannesyan, Vibakrutyun Gos-dantnubolis Mayrakağakin, 1800 (Başkent istanbul'un Topografyası, 1800), Kudüs, 1967. VAĞARŞAG SEROPYAN

HRİMYAN, MIGDRDİÇ

(4Nisan 1820, Van - 29Ekim 1907, Eç-miadzin [bugün Ermenistan 'da]) Dünya Ermenileri 125. başpatriği, Türkiye Ermenileri 71. patriği, din adamı, eğitimci, gazeteci ve yazar.

ilk gençlik yularında Iran ve Kafkasya' yi gezdikten sonra, 1837'de, istanbul'a

gelerek Hasköy'deki kız okulunda öğretmenlik yaptı. 1850'de ilk eseri olan Hra-viragAraradyan'ı (Ararat Daveti) yayımladı. Ertesi yıl ziyaret ettiği Kudüs'ten ilham alarak Hravirag Yergrin Avedyatzı (Müjde Ülkesi Daveti) yazdı.

1852'de istanbul Patrikliği'nin önerisi üzerine Kilikya'daki Ermeniler hakkında bir araştırma yapmak için Kilikya'ya gitti. 1853'te döndüğü Van'da eşinin ve kızının ölümü üzerine din adamı olmaya karar verdi. 14 Şubat 1854'te Ahtamar Kated-rali'nde Episkopos Kapriyel Şiroyan tarafından rahip takdis edildi.

1855'te istanbul'a gelerek Üsküdar'a yerleşti. Patriklik tarafından kendisine kiliselerde vaizlik görevi verildi. Haziran 1855' te Ardziv Vasburagani (Vasburagan Kartalı) dergisini yayımlamaya başladı. Hrim-yan istanbul Ermenileri arasında başlayan kültür ve dil alanındaki rönesansa ilk katılanlardan ve önayak olanlardandır.

Mıgırdiç Hrimyan

Hişadagaran V. K. Zorîaryan, 1910, istanbul Vağarsag Seropyan koleksiyonu

Hrimyan daha sonra Van'daki Varak Surp Nişan Manastırı'na dönerek çalışmalarını orada sürdürdü. Varak'ta gerçekleştirdiği en önemli işlerin başında, istanbul' da yayımlamaya başladığı Ardziv Vasburn-gani'niyi burada sürdürmesi gelir (1858). Bunun dışında açılan ruhban okulu bir diğer önemli eseridir. Bu okula yardım toplamak amacıyla 1860'ta Kafkasya'ya gitti. 1862'de Muş Ermenilerinin isteği üzerine Muş ruhani önderi seçildi. Ardziv Vasbu-ragani'rûn yayımını öğrencilerine bırakarak 1863'te Muş'ta Ardzvig Darono'yu (Muş Kartalcığı) yayımlamaya başladı. Yaptığı yenilikçi çalışmalar tutucu Ermeniler tarafından hoş karşılanmadı. Bu nedenle birkaç kez suikasta da uğradı fakat her seferinde yara almadan kurtuldu. 1868'de Eç-miadzin Katedrali'nde Başpatrik istanbullu IV. Kevork Keresteciyan tarafından Muş bölgesi üzerine episkopos takdis edildi.

28 Ağustos 1869'da toplanan genel meclis tarafından Türkiye Ermenileri 71. patriği seçildi. 12 Kasım 1869'da yaptığı yemin töreni sonrasında Patrik I. Mıgırdiç olarak

istanbul Ermenileri patriklik tahtına çıktı. Patrikliği döneminde yapılan en önemli inşaat, 1870'te inşa edilen Kumkapı'daki Surp Asdvadzadzin Patriklik Katedrali'nin çan kulesidir.

4 yıl boyunca patriklik tahtında kalan I. Mıgırdiç, 3 Ağustos 1873'te toplanan genel meclis oturumunda görevinden istifa etti. Babıâli'nin önerisiyle istifa kabul edildi ve yeni patrik seçimine gidildi.

1874'ten itibaren Kuzguncuk'taki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi vaizliğini yürüttü. Patrik II. Nerses Varjabedyan tarafından Berlin Konferansı'na (1878) katılacak olan Ermeni delegasyonu başkanlığına getirildi. 1879'da tekrar Vasburagan bölgesi ruhani önderliğine seçildi. Başpatrik IV. Kevork'un vefatı üzerine hazırlanan baş-patrik aday adayları listesine adı yazıldıysa da seçim öncesi istifasını sunarak çekildi. Vasburagan ruhani önderliği görevi sırasında suçlanarak istanbul'a sürgün edildi.

Başkentte önce Kuruçeşme Yerevman Surp Haç Kilisesi vaizliği görevini üstlendi. Daha sonra (1886-1888) Ruhani Meclis başkanlığı ve patrik danışmanlığı görevlerine getirildi.

Babıâli tarafından İstanbul'da kalması doğru bulunmayan Başepiskopos Mıgırdiç Hrimyan'ın Kudüs'e ziyarete gidip u-zun süre dönmemesi istendi. Aralık 1890' da Kudüs'e sürgün edildi. 2 yılı aşkın Kudüs'teki ikametinin sonunda, 5 Mayıs 1892' de başpatriklik makamına seçildi. Yolculuk sırasında çok istemesine rağmen istanbul'a uğramasına izin verilmedi. Avrupa ü-zerinden Ermenistan'a geçen Başpatrik I. Mıgırdiç Hrimyan 26 Eylül 1893 günü takdis edilerek başpatriklik tahtına çıktı. Bu görevi sırasında yaptığı en önemli işler a-rasında kiliseye ait malların devlete verilmesi konusundaki çarlık emrine uymaması, başpatrikliğin maddi varlığını çarlığa teslim etmemesi, Avrupa ve ABD'ye elçiler yollaması, ingiltere kralına mektup yazması sayılabilir.

Dini liderliğinin dışında iyi bir yazar o-lan Hrimyan'ın eserleri genellikle dini temalar üzerinedir. Başlıca eserleri arasında Markarid Arkayutyan Yergnitz (Göğün Krallığının İncisi, 1867), Kbaçi Car (Haç' m Vaazı, 1876)Jamanag YevKborburt Yur (Zaman ve Fikirleri, 1876), Vankuyj(1877^1, Haykuyj(1877), Trakhdi Indanik (Cennet Ailesi, 1878), Sirak Yev Sammel (Sirak ve Samuel, 1879), Babig u Tornig (Dede ve Torun, 1894), TakavoratzJoğov (Krallar Toplantısı, 1900), Parenorokmantz Dzıra-kir (Reform Planı, 1909) sayılabilir.

Bibi. H. Acemyan, Hayotz Hayrig, I, Tebriz, 1929; M. Ağavnuni, Miapank Yev Aytzeluk Hay Yerusağemi (Ermeni Kudüs'ün Din Adamları ve Ziyaretçileri), Kudüs, 1929; E. Ç. Kömürciyan, Isdambolo Badmutyun (İstanbul Tarihi), I-III, Venedik-Viyana, 1913-1938; T. Kuşagyan, Khrimyan Hayrig, Paris, 1925; S. Manugyan, Hayotz Hayrig, Buenos Aires, 1957; M. Orman-yan, Azkabadum, III, Kudüs, 1927; V. Seropyan, "Amenayn Hayotz Hayrigı", (yayımlanmamış eser).

VAĞARŞAG SEROPYAN



HRİSTAKİ PASAJI

bak. ÇiÇEK PASAJI



HRİSTOS ANALtPSİS KİLİSESİ

92

93

HUBER KÖŞKÜ

Hristos Analipsis Kilisesi'nin naosundan bir görünüm. Zafer Karaca



HRİSTOS ANALİPSİS KİLİSESİ

Samatya-Kocamustafapaşa İstasyonu arkasında, Büyükkule Sokağı ile Akıncı Sokağı Arasında yer alır. Yüksek duvarlarla çevrili avlunun güneybatısında bulunan kilisenin doğusunda, apsis çatısının avlu duvarına bağlanması ile elde edilen alanda, aynı adlı ayazma vardır. Avlunun kuzeydoğusundaki zangoç evinin çatısında yer a-lan çan kulesi, kare kesitli ve baldaken ti-pindedir.

Eski istanbul ve Galata bölgesinde işlevim sürdüren kiliselerden, İsa'ya ithaf e-dilmiş olan tek yapıdır. Analipsis, "İsa'nın göğe yükselişf'ni tanımlar. Kilise ile ilgili en eski kayıt, M. Gedeon'un tespitine göre 1566'ya aittir. Kiliseyi 8 Mayıs 1578'de ziyaret eden ve buradaki dini törene katılan S. Gerlach(-*), notlarında Analipsis adındaki ayazma ile şifalı suyundan bahseder.

Kilisenin varlığı, İstanbul'daki Rum Ortodoks kiliseleri hakkında çeşitli zamanlarda yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir. Rus Çarı îvan Vasiliyeviç'in bağışta bulunacağı Ortodoks kiliselerini saptamak üzere, 1583'te İstanbul'a gelen Tryfon Ka-rabeinikov'un hazırladığı listede 14 numaralı yapı olarak belirtilen kilise, Iö04'te Atinalı A. Paterakis'in hazırladığı listede 28 numara, l669'da Thomas Smith'in listesinde ise 4 numaralı yapı olarak yer almıştır. Gedeon, kilisenin 1782'de yandığını açıklarken, bu yapıya ait 1791 tarihli bir kayıttan da bahsetmiştir. Yapının kuzeybatısındaki giriş kapısı üzerinde bulunan, l Mart 1832 tarihli mermer kitabenin Yunanca metninde kilisenin, Patrik L Konstantios döneminde (1830-1834) yenilendiği ve mimarının Konstantinos olduğu ifade edilmektedir. Mimari

Kilise, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Doğuda eksende dışa çıkıntı yapan apsis beş cephelidir. Kilisenin ku-

zeybatısında yer alan kareye yakın dikdörtgen planlı giriş mekânı sonradan eklenmiştir. Yapı dışta iki yüzlü kırma çatı ile örtülüdür. Apsisin örtüsü yarım konik çatıdır.

Dışta sıvalı olan yapı, kaba yönü taş ile inşa edilmiş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Cephelerde yer yer tuğla sıraları ve devşirme malzeme görülür. Pencere kemerleri tuğla ile örülmüştür. Yapıyı saçak altında, tuğladan içbükey bir silme dolanmaktadır.

Bazilikal plan tipindeki kilisenin ibadet mekânı olan naos üç neflidir. Naos, doğusunda orta nef hizasında içte yarım yuvarlak ve derin apsis ile sınırlanır. Nef ayrımı, altışar ahşap taşıyıcının bulunduğu sıralar ile sağlanmıştır. Naosun batısındaki son taşıyıcılara oturan galeri, nefler üzerinde kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, yan nefler hizasında yarım daire biçiminde çıkıntılıdır. Galeriye çıkış, naosun güneybatısındaki ahşap merdivenle sağlanmıştır. Nefleri sınırlayan ahşap taşıyıcılar arşitravla bağlanır. Arşitrav, doğuda ve batıda doğrudan duvara bitişir. Kübik ahşap postamentler üzerindeki ahşap taşıyıcıların gövdesi kare kesitli olup, stilize e-dilmiş İyon tipi başlıklar kartonpiyer tekniğinde yapılmıştır. Kilisenin örtü sistemi ahşaptır. Örtü, orta nefte tekne tonoz, yan netlerde düz tavandır. Apsisin örtüsü içte yarım kubbedir.

Yapının kuzey ve güneyde bulunan iki girişi, eksenden batıya yakın, eş boyutlu ve yuvarlak kemerlidir. Kuzey ve güneyde yer alan yuvarlak kemerli pencereler, eş aralıklı ve karşılıklıdır. Doğu ve batıda, orta nef hizasında üstte karşılıklı üçer pencere bulunur. Biri eksende ve büyük, kişi yanlarda simetrik olan bu pencereler basık kemerlidir. Doğuda apsiste, eksende kare bir pencere daha vardır. Kilisenin apsisinde ve apsisin yanlarında, yarım yuvarlak nişler yer alır.

Kilisede naosun doğusunda üç nefi kapsayan ahşap ikonostasis, kuzey sıranın doğudan dördüncü taşıyıcısı önündeki anı-bon ve güney sıranın ikinci taşıyıcısı ö-nündeki despot koltuğu, oyma ve kabartma tekniğinde bitkisel ve geometrik motiflerle bezelidir. İkonostasiste bulunan tasvirlerden Analipsis ikonası, kabartma tekniğinde gümüş kaplamadır. Galeri korkuluğunda, Tevrat konulu tasvirler görülür. Pencerelerde renkli camlardan oluşturulmuş haç motifleri vardır.



Bibi. M. Gedeon, Ekklesiai Byzantinai Eksak-riboumenai, Konstantinoupolis, İst., 1900, s. 75; S. Gerlach, Stephan Gerlahs dess Aelteren Tage-Bucb, Frankfurt, 1047, s. 489; Z. Karaca, istanbul'da Osmanlı Dönemi Rum Ortodoks Kiliseleri, ist, 1994; P. Kerameus, "Naoi tes Konstantinoupoleos kata to 1583 kai 1604, Ho en Konstantinoupolei Hellenikos Philologi-kosSyllogos, XXVIII (1904), s. 118-145.

ZAFER KARACA



HUBBÎ HATUN TÜRBESİ

Eyüp'te, Tabakhane mevkiinde, Defterdar Caddesi üzerinde, Şair Fitnat Hanım Türbesi yakınındadır. Türbenin kitabesi yerinde olmadığından kesin tarihi bilinmez. Ancak, Hubbî Hatun 1598'de vefat ettiğinden, bu yıllara tarihlenebilir. Hubbî Hatun, Beşiktaşlı Yahya Efendi'nin torunu, Ak-şemseddinzade Şemsi Efendi'nin eşi, II. Selim'in (hd 1566-1574) nedimesi idi. İyiliksever ve şair olan Hubbî Hatun'un sarayda büyük nüfuzu vardı.

Türbe kesme taştan ve sekizgen planlıdır. Sekizgen kasnak üzerinde kurşun kaplı kubbe bulunur. Tahta kapı üzerindeki kitabe yeri boş bırakılmıştır. Geri kalan yedi cephede altta birer pencere, üstte ise birer aşın cephede pencere vardır. Alt pencerelerin sivri kemerli alınlıklarında sonsuz düzende altıgen ve üçgenlerden iki renk taş ile dolgular bulunur. İçerideki tek

Hubbî Hatun Türbesi

Yavuz Çelenk, 1994

Tarabya


Koyu'nun

güneyinde yer

alan Huber

Köşkü'nün

günümüzdeki

görünümü.



Erkin Emiroğlu,

1977

süsleme olan renkli kalem işlerinin orijinal olmaması kuvvetle muhtemeldir.



Bibi. Demiriz, Türbeler, 42-42; Unsal, Türbeler, 81, 84.

YILDIZ DEMİRİZ



HUBER KÖŞKÜ

Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Tarabya Koyu'nun güneyinde ve Yeniköy-Tarab-ya yolunun üzerindedir. Gerisinde Boğaz'a inen yamacın tümünü içine alan yaklaşık 64.000 m2'lik koruluğu vardır. Huber Köşkü, aslında ana bina dışında büyük bir a-hır ve arabalık, hizmetlüer konutu, iki küçük şale ve bir seradan oluşan bir malikânedir.

Huber Köşkü, silah ticareti ve komisyonculuğu yapan ve Mauser Fişenk ve Kolonya Müşterek Barut Fabrikaları'mn ve daha sonra da ünlü Krupp firmasının İstanbul' daki temsilciliğini yapan Huber kardeşlerden Auguste Huber ve ailesine aittir. Malikâne, önceki sahipleri, Ermeni kökenli Tın-gıroğlu ve Düzoğlu ailelerinden satın alınan arazi üzerine kurulmuştur.

Huberler,I.Dünya Savaşı sonrasında yenilginin ardından ve herhalde işgalden önce, istanbul'u terk etti. M. Huber'in ölümü üzerine, eski Maliye Nazırı Necmeddin Molla ailenin yaşadığı Ausburg'a giderek köşkü satın aldı. Köşk daha sonra Mısır Prensesi Kadriye Hanım'a satıldı. Prenses de Mısır'a dönerken Nötre Dame Sion sör-lerine sembolik bir ücretle bıraktı. 1973'te Boğaziçi İnşaat AŞ'nin eline geçen yapı, 1985'te kamulaştırıldı. Daha sonra onarı-lıp döşenerek Cumhurbaşkanlığı Rezidan-sı olarak kullanılmaya başlandı.

Huber Köşkü ana binaları, yoldan 5 m kadar yükseltilmiş bir set üzerine yerleşmiştir. Bu düzenleme, yapıya, koruluğu fon

olarak alan etkileyici bir perspektif kazandırmaktadır. Koruluk, İngiliz Bahçesi kon-septini yansıtan doğal ve pitoresk düzenlemesi, nişli ve grottolu setleri ve çoğunluğunu çok değerli ağaçların oluşturduğu bitki örtüsüyle Boğaziçi'nin en önemli yeşil alanlarından biridir. Ayrıca günümüze özgün durumuyla kalabilmiş İstanbul'un en önemli heykel örneklerine sahiptir.

Ulaşılabilen belgelere göre, Huber Köşkü en az iki, daha büyük olasılıkla da üç aşamada gerçekleşmiş görünmektedir. Bahçe düzenlemesi de uzun sürede gerçekleşmiş olmalıdır.

Huber Köşkü'nün ilk yapısı, kıyıya paralel olarak güney-kuzey doğrultusunda yerleştirilmiş, kagir bodrum üzerine ahşap strüktürlü bir büyük konaktır. ISöO'lı yıllardan başlayarak yaygınlaşan oryantalist e-ğilimlerin çizgisi üzerinde gelişen ve yüzyıl sonunda özellikle yalı ve konaklarda İstanbul'a özgü bir üslup özelliği kazanan tasarım anlayışının görkemli örneklerinden biridir.

Yaklaşık 22x16 m boyutunda ve köşeleri pahlı dikdörtgen bir kitlesi vardır. İki katlı yapının pahlanmış köşelerinden gü-neydekinde, zeminde oval olup üst katta kareye dönüşen bir köşe elemanı vardır. Yapıya çapraz bir aks getiren bu köşe elemanı saçak kotundan sonra yükselerek e-liböğründelerle desteklenen geniş bir barok saçakla ve soğan biçimli bir kubbe ile sonlanır. Kuzeydekinde ise tamamen farklı olarak ikinci katta dairesel planlı bir köşe çıkması vardır. Köşeleri farklı ve aykırı vurgularla değiştiren bu elemanlar dışında yapı, aksiyal ve simetrik bir plan ve cephe düzenine sahiptir.

Ortasındaki büyük hol ve iki yanındaki salonlarla zemin katın klasik bir plan şe-

ması vardır. İkinci kat, kenarlarını çevreleyen galerilerle büyük orta hole açılır. Holün üstü geometrik desenli bir vitrayla bezelidir. Üstü vitraylı örtülerle bezeli ve galerili büyük salon, 19. yy'ın sonu ve 20. yy' m başında inşa edilmiş İstanbul konaklarının pek çoğunda kullanılan ve çeşidi varyantları olan bir mimari motiftir.

Cephe yüzeylerinde klasik sayılması gereken bir çerçeveleme düzeni kurulmuştur. Ahşap öğelerle yatay ve düşey dikdört-

Huber Köşkü'nün üstü geometrik desenli bir vitrayla süslü büyük holünün bir görünümü. Erkin Emiroğlu, 1980


Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   140




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin