Hhhgıvyklfhhkıhujı9y8u7tu8t*u7öööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööööö



Yüklə 276,52 Kb.
səhifə1/6
tarix31.10.2017
ölçüsü276,52 Kb.
#23510
  1   2   3   4   5   6



Ermeniler ve Van İhtilal Örgütü

(1896-1915)
Dr. Hasan OKTAY*

Ermenilerin aleyhimize oluşturdukları soykırım propagandasının temelini Van ve civarında cereyan eden olaylar üzerine bina etmektedirler. Zira Ermeniler kendilerine uygulanan Tehcir hareketinin dayanak noktası olarak Van olaylarının gösterildiğini çok iyi bildiklerinden bütün enerjilerini Van’da meydana gelen olaylarda kendilerinin masum olduğunu aksine büyük bir kıyıma uğradıklarını, Van’da kendi halinde bir tebay-ı sadıka olarak yaşadıkları bir sırada durup dururken hiçbir sebep olmadan kendilerine karşı bir tutum içerisine girildiğini ve bu tutum karşısında ise ancak kendilerini savunduklarını dünya kamuoyuna anlatarak uğradıkları haksızlıktan dolayı Türklerin cezalandırılması gerektiğinin üzerinde ısrarla durmaktadırlar. Hatta Van’da 20 nisanda isyan etmek zorunda kaldıklarını Osmanlı devletinin kendilerine gereken hoşgörüyü göstermeyerek sadece 4 gün sonra yani 24 nisanda tehcir kanununu çıkarttıklarını söyleyerek biz isyan ettikse siz niye öyle davranıyorsunuz diyecek kadar çocuksu duygular içerisine girebilmektedirler.1

Bu ve buna benzer konularda Ermeniler binlerce kitap, broşür, gazete ve mecmua gibi yazılı matbuatı kullanırken bu günlerde ise internet gibi kullanımı oldukça yaygınlaşan araçlara yönelmişlerdir.2 Ermeniler Van olaylarını ısrarla gündemde tutabilmek için Ararat ismini verdikleri filmin çekimini bitirmişler, vizyona sokmak üzere son çalışmalarını yapmaktadırlar. Bu filmin neleri getireceği daha kamuoyumuzca anlaşılamadan Türkiye’de muhibbanı bile oluşmuştur. İşte Ermenilerin yalana dayalı propagandasının ne kadar etkili olduğu göstermesi açısından bu muhibbanlar son derece önemli ve Türkiye açısından da o derece tehlikeli, tehlikeli olduğu kadar da Ermeni meselesi karşısında ne durumda olduğumuzu göstermesi açısından da oldukça manidardır.

Ermeniler ve Van

Ermeniler Ecmiadzin (Üçkilise) bölgesi İslam ordularının eline geçtikten sonra İslam coğrafyasında rahatça hareket ederek istedikleri yerlere gidebildikleri bir ortamda Van ve civarına da yerleşmeye başladıkları görülür. Kilise etrafındaki kapalı cemaat örgütlenmesine Ermeniler her zaman siyasi bir boyut atfetmektedirler.3 “Krallık” adını verdikleri Van/Vaspurakan derebeyliği de bu meyanda oluşmuş bir cemaat örgütlenmesidir. Bu cemaat hayatı 113 yıl sürmüş ve Cağrı Beyin Doğu Anadolu seferiyle Van Ermenilerinin idarecileri büyük bir korkuya kapılarak topraklarını mezhep ihtilafına rağmen Bizans İmparatorluğuna SATARAK 40000 Ermeni 1. Ermeni Tehciri diyebileceğimiz bir tehcire yarı gönüllü olarak tabi tutulmuş olup Orta Anadolu’ya Sivas, Malatya civarlarına göçürülmüşlerdir.4 Bu tehcire rağmen topraklarından ayrılmayan Ermeniler, ve daha sonraları bölgeye geri dönenler Van’da Türklerin himayesinde -korkarak topraklarını satmak zorunda kaldıkları Türklerin himayesinde- hayatlarını devam ettirebilmişlerdir.

Ermeniler bütün varlık teorilerini kurdukları Van’ı bu şekilde satarken aslında bir gerçek gözden kaçırılmaktadır. O da Ermenilerin ilk defa Osmanlı devleti tarafından tehcire tabi tutulmadığı gerçeğidir. Yani Bizans imparatorluğu doğu sınırlarının güvenliği açısından Ermenileri içlere, daha güvenli bölgelere çekmiştir. Osmanlı devletinin Van’ı ele geçirmesinden 1827-28 Osmanlı-Rus savaşına kadar ne Türkler açısından ve ne de Ermeniler açısından her hangi bir olumsuzluk söz konusu değildir. Van’da sanayi ve ticareti ellerinde bulunduran Ermeniler batılı seyyahların ifadelerine göre hayatlarından oldukça memnundurlar.5 Zaten Osmanlı devletinin sınırları içerisinde yaşayan gayrı müslim teba ile kanun ve kurallara uyduğu sürece bir problemin ortaya çıkması mümkün değildir. Kaldı ki Osmanlı devleti asayiş ve düzen için kardeş katli gibi son derece ürpertici bir tercihi gündeme getirip uygulamanın yanında6 Celali isyanlarını bastırabilmek için ise yüzlerce Türk’ü öldürmek zorunda kaldığı tarihi bir gerçektir.7

Van’da Ayrılıkçı Faaliyetler: Van’da Kurulan Cemiyet ve Örgütler

Ermenilerin Osmanlı devleti aleyhine batılı devletlerce estirilen ayrılıkçı rüzgarlara Van’da açılan dernekleri, okulları vasıtasıyla katılarak bu ayrılıkçı duyguları bünyelerinde yeşerttikleri görülmektedir. Bu hareketliliğe Van’da açılan Rusya, İngiltere, Fransa, İran ve İtalya konsoloslukları ile yine 1872 de Van’da açılan Amerikan Protestan misyonu,8 Fransız Dominiken misyonu da büyük katkılarda bulunmuşlardır.9 1827-28 Osmanlı Rus savaşından sonra Ruslar doğrudan Osmanlı devleti bünyesindeki ve özellikle Doğu Anadolu’daki Ermeni ve Kürtlerle ilgilenmeğe başladığından artık Ermeniler romantik bir duygu atmosferine girmiş oldular.10 Bu romantizm peşinden terörizmi getirdi ve Van merkez olmak üzere doğuda bir çok yerde gizli örgütlenme biçiminde silahlı propagandaya başlandı.

1870-80 yıllarında Van’da Araratlı cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet faaliyetlerine Van’da bir okul açarak başladı.11 Okulda Rus konsoloslarının yardım ve destekleriyle Ermeni gençlerine milliyetçilik ve bağımsızlık duyguları aşılanmaya çalışıldı. Portakalcıyan isminde bir Ermeni bu okulda ihtilalci bir gençlik çekirdeğini oluşturmaya muvaffak olmuştu.12 Bu çekirdeğin oluşturduğu ihtilal cemiyetleri Van ve civarında hızla yayılmaya başladı. Van’da yine bir Ermeni ihtilal cemiyeti olan (Miuthiun I Perkuthium) Kurtuluş Birliği adı altında 1872 de bir örgüt daha kuruldu.13 Bu örgüt Rusya’dan alınan yardımlarla kurulmuş olup, Rus yanlısı bir ortam oluşturabilme gayreti içerisinde faaliyet yapmışlardır.14 1878 de ise (Sev Khaatch Kazmakerputhiun) Karahaç cemiyeti kuruldu. Bu cemiyetin amacı Ermenileri Osmanlılara karşı silahlandırarak ayaklandırmaktı.15 1878 de (Pashtpan Haireniats) Anavatan Savunucuları cemiyeti kurularak Doğu Anadolu’da hızla örgütlenmeğe başladığı anlaşılmaktadır. 1882 sonlarında üyelerinin bir kısmının yakalandığı Fedakârlar Cemiyetinin 1882 de faaliyete geçtiğini yakalanan üyeleri belirtmiştir.16

Van’da Portakalcıyan’ın17 başlattığı cemiyetçilik faaliyetleri neticesi ilk ciddi oluşum olarak karşımıza siyasi parti platformunda örgütlü olarak çıkan Armenekan Partisi 9 kişi tarafından 1885 sonbaharında kuruldu.18 Liberal ve demokrat19 bir yapıdan kurulan partinin kurucuları arasında Mıgırdıç ve Grigor Terlemezyan, Rupen Şatavaryan, Grigor Adian, Grigor Acemyan, M. Barutcuyan, Gevort Hancıyan, Grigor Beozikyan, ve Garegin Manukyan bulunmaktadır.20 Doğu Ermenileri olarak adlandırılan Van Ermenileri Rusya kontrolünde plânlı bir şekilde başlattıkları siyasi ve kültürel faaliyetleri her geçen gün daha da sistematik bir hale getirerek arzu ettikleri önce ıslahat, sonra geniş yetkili muhtariyet ve peşinden de ihtilal sonucuna hızla ilerliyorlardı. Zira örnek aldıkları Osmanlı bünyesindeki Avrupa destekli azınlıkların elde ettikleri sonuçlar bu konuda Ermenileri oldukça heveslendiriyordu.



Rusların Osmanlı Topraklarındaki Ermenilerle İlgilenmeleri

Cemaat hayatından cemiyetçiliğe oradan da sıkı birer ihtilalci örgütlenmeye terfi eden Ermeni komitacılarının Van’da bir isyan çıkartabilmek için çoktandır sistematik bir şekilde çalıştıkları anlaşılmış olup silah temini için Ermeniler arasında “silah vergisi” adı altında zorla para toplanarak ihtilalin ekonomik altyapısını da oluşturdukları ortaya çıkmıştır.21 Rusya, Türkmençay anlaşmasıyla ele geçirdikleri Revan ve civarına İran ve Anadolu’dan göçürdüğü Ermenileri yerleştirerek oluşturduğu22 bölgede Ermeniler Osmanlı Devleti aleyhine Rusların menfaati için ne gerekiyorsa onu gerçekleştirirken bu sayede bağımsız bir Ermenistan kurabileceklerini hayal ediyorlardı.23 Oysa Ruslar Ermenileri İran-Osmanlı sınırından gelebilecek tehlikeye karşı bir tampon bölge ve bu iki ülkeye karşı ileri karakol vazifesi görecek topluluk olarak bakıyordu.24 Bu amaçla Tiflis-Revan-Hoy bölgesi Ermenileriyle Van Ermenileri irtibatlı olup Rusya ve İran bölgesinden silah, mühimmat ve yetişmiş komitacı, eylemci rahat bir şekilde Van ve civarındaki Ermenilerin yardımına gönderilebiliyordu. Böylece Çarlık Rusya Ermeni nüfusu sayesinde bölgedeki tesirini her geçen gün arttırıyor, fakat bunun yanında Ermenilerden gelebilecek her türlü problemin de önlemini alabilmek için Ermenilerin dini merkezi olan Ecmiadzin/Üçkilise Katogigosluğunun seçimlerine müdahale ederek kendi kontrollerinde bir dini reis seçtiriyordu.25



Silah ve Mühimmat Nakliye Yolları

Rusya Ermeniler üzerinde bu şekilde çalışırken Ermeniler bir ileri karakol olarak Van’ı her türlü malzemeyle tahkim ediyorlardı. Yapılan incelemeler neticesinde Ermeni komitacılarının Van’a gelirken kullandıkları yollar şu şekilde olduğu tespit edilmiştir.

Birinci yol: Ermeni komitaları Rusya’da Revan’dan hareketle Ah’dan geçerek İran’ın Payecik köyüne, oradan Karadereye, sonra Yezidi Derveli’nden geçerek İsa Bey’e, daha sonra Kozluca dağına ve oradan Van’a ulaşmaktadır. Komiteler bu yolu 4 günde almaktadır.

İkinci yol: İran’da Van köyünden hareket eden Ermeni komitacıları Avrin Dağına, oradan Gireberan dağına, daha sonra da Ahta dağına, oradan Arkav dağına sonra da Van’a ulaşmaktadırlar. Bu yol 5 gün sürmektedir.

Üçüncü yol: İran’dan Hukanvan ve Kalasar köylerinden hareket eden Ermeniler, Duşvan deresine buradan Karahisar Abdullah ağılına oradan Keşişgöl köyünde Sultan yaylasına ve sonra da Erek dağını aşarak Van’a ulaşmaktadırlar. Bu yol da 4 gecede alınmaktaydı. Silah ve mühimmat nakli yapıldığı için Ermeni çetecileri bu yolları Kürt kıyafetinde yani tebdili kıyafet içerisinde olmasına rağmen gece katediyor gündüzleri ise gizleniyorlardı.26 Çetecilerin bu yollardan başka kullandıkları üç yol daha olup bu yollarla Rus-İran Ermenileriyle Van Ermenilerinin irtibatını sağlıyorlardı.

Bu yolları kullanarak temin ettikleri silah, mühimmat ve kalifiye elemanlarla prova olarak başlattıkları 1. Van isyanı komitacı Ermenilerin kendi durumlarını görebilmeleri için bir deneme olmuştu.27 Bu isyan girişiminden sonra hem Avrupa devletlerinin dikkatlerini üzerlerine çekmiş oldular ve hem de Osmanlı devlet erkanının neler yapabileceğini, ne tür zaaflar gösterebileceğini görmüş oldular ve çalışmalarını bu eksiklikleri göz önünde bulundurarak daha düzenli hale koyma fırsatını ele geçirmiş oldular.28



1. Van İsyanından sonraki faaliyetler ve Aram Manukyan

Van isyanından sonra Ermeniler dünyadaki gelişmeleri ve Osmanlı topraklarındaki ayrılıkçı hareketleri daha iyi inceleyerek Van merkezli ihtilal faaliyetlerine hız verdiler. 1. Van isyanından sonraki Komita çalışmalarıyla Van’ın kaderinde birinci derecede rol oynayan Aram Manukyan Rusya topraklarından Van’a gidecek her türlü malzeme ve insan gücünü organize eden Poging’s isminde bir örgüt kurmuştu.29 Bu örgüt mensupları yukarıda belirttiğimiz yolları kullanarak Van’a malzeme taşıyorlardı. Fakat Osmanlı devleti 1.Van isyanından sonra işleri sıkı tutarak sınırlarda aldığı tedbirlerden sonra bir baskınla bu grubu tamamen imha edip bölgedeki geçiş noktalarını iyice kontrol altına alınca ekim 1904 de Aram Manukyan tebdili kıyafetle Van’a geçerek faaliyetlerine burada devam etmeğe başladı.30 Van’da faaliyet içerisinde olan bütün Ermeni gruplarını bir araya toplayarak Ermeni İhtilal örgütünü kurdu. Ermeniler üzerinde büyük bir tesiri olan Akdamar adasındaki Katagigosluğun kontrolündeki Ruhban mektebinin klasik sistem ve öğretimine son vererek burada yeni bir sistem oluşturdu. Tiflis’te tam bir eylemci militan olarak yetişmiş olan adamlarını daha önce Van’a geçirmiş olduğundan onları güvenli birer eleman olmaları açısından Ermenilerin yoğun yaşadığı köylere hem birer temsilci ve hem de öğretmen olarak dağıttı. Akdamar adasının Ermeniler üzerindeki tesirini bilen Aram, Kilisenin başına din adamlığı ile alakası olmayan bir zatı Katogigos olarak tayin etti. Bununla da yetinmeyen Aram Manukyan kısa zamanda kurduğu ihtilal örgütünün bütün organlarını hayata geçirerek bir heyet çatısı altında Van’ın etkili eşrafıyla bir birlik oluşturdu.31 Bu komitenin Katogigos vekili Yeznik, Danyel, Vartebet, yıllarca İran Ermeni okullarında komitacılıkla uğraşan Rafael, Sarkis,32 Karçikanlı Vartan, Oseb, Van milletvekili Vramyan ve Papazyan yönetim kurulunu oluşturarak faaliyetlere başladılar.

Teşkilatlanmayı köylere kadar yaymaya, bütün Ermenileri silahlandırmak için süratle çalışmaya başlandı. Kafkas-İran yoluyla daha önce getirilerek bazı manastırların mahzenlerinde saklanan Rus beylik tüfekler ve çeşitli çap ve marka tabancaların para karşılığı komitelere meyilli Ermenilere dağıtılmasına hız verildi. Tanesi oldukça ehemmiyetli paralara zorla satılan bu silahlardan Aram Manukyan’ın komitesi büyük meblağlarda kâr da elde ediyordu.

Aynı zamanda Aram Manukyan, köylülere dağıtılan silahları kullanma, saklama konularında resimler dağıtıyor, seminerler veriyordu. Silah almaktan, komiteye vergi vermekten sakınanlar köylerden zulüm ve işkencelerle uzaklaştırıyorlar, nikah v.s gibi hukuki haklardan mahrum etmek gibi cezalarla cezalandırılıyordu. Bu cezalar çoğu zaman da idam şekline bürünüyordu. Öldürülen bu Ermenileri de Osmanlı Devlet erkanı öldürdü diye de Van’daki konsolosluklara şikayetlerde bulunuluyordu. Bu caydırıcı ambargo neticesinde Aram Manukyan komitesinin tesir sahasına girmemek mümkün görünmüyordu.

Osmanlı devletinin seferberlik ilan ettiği tarihe kadar cereyan eden olaylara bakıldığı zaman Aram Manukyan komutasındaki komitacılar bütün kuvvetleriyle Ermenileri Osmanlı hükümetine yanaşmayı şiddetle yasaklamış, yine komita Müslümanlar ile Ermenilerin arasında varolagelen iyi münasebetlerin bozularak önü alınamaz düşmanlıklara dönüşmesi için elinden gelen provokasyonları yapmaktan geri durmamıştır.33 Böylece asayişsizlik ortaya çıkacak ve meydana gelen kargaşalıkta kim olduğu önemli olmadan yüzlerce insan ölecek ve işin içine Avrupa devletleri karışarak Van ve civarında ıslahat yapılması sağlanacaktır. Aslında Aram Manukyan ıslahat talebinin Ermeniler için yetersiz bir talep olduğunu düşünerek senelerdir kafasında yeşerttiği düşünceleri artık ortaya koymaya başladı. Aram’a göre çalışmalarının gayesi önce Avrupa kontrolünde Ermeni muhtariyetini sağlamak ve peşinden de bağımsız bir Ermeni devleti kurmaktı.34 Çalışmalarını hep bu amaca hizmet için yapıyordu.

Ali Paşanın Van’a Vali vekili Olarak Atanması35

Aram kontrolünde Ermeni ayrılıkçı hareketi korkunç bir şekilde gelişirken Osmanlı devleti Van’a 18 mart 1907 de Hakkari mutasarrıfı Ali Rıza Paşayı vali vekili olarak tayin etti.36 Ali Paşadan önce Van'da valilik yapmış olan Tahir Paşa ve Adliyeci Ali Paşaların Van için büyük bir tehlike arz eden Ermeni meselesinde yeteri kadar başarı sağlayamadıkları anlaşılmakta olup, Ali Paşanın bu meselenin halli konusunda daha başarılı olabileceği göz önünde bulundurularak vekaleten atandığı anlaşılmaktadır.37



Van ve civarında Ermeni olaylarının büyük bir hızla artması sebebiyle İran hududumuzda Hakkari–Başkale istikametinde bir tahkikat heyetinin görev yapması için bölgeye gelmiştir. Bu heyetin başında bulunan Tahir Paşa bölgeyi büyük bir dikkatle inceleyip dolaşmış ve bu vazife iki ay kadar sürmüştür.38 İncelemeleri neticesinde Van vali vekili Ali Rıza Paşanın Devlet-i Aliyenin şahs-ı maneviyesini başarıyla temsil etmesinin yanında Van'da yaşayan Ermenilerle Türkler arasında büyük bir itibar kazandığını, dikkatli bir şekilde Ermeni meselesini takip ederek şehirde huzuru temin ettiğini görür. Tahir Paşa, Bab-ı Aliye çektiği telgrafta bu meseleyi anlattıktan sonra Ali Rıza Paşanın asaleten Van’a tayin edilmesinin çok lüzumlu olduğunu beyan eder.39 Bu telgraf üzerine Ali Rıza Paşa 20 eylül 1907 de Hakkari mutasarrıflığı ile beraber yürüttüğü Van vali vekilliğine asaleten atanırken Hakkari mutasarrıflığından ayrılır.40

Ali Paşanın İcraatları

Altı ay kadar vekaleten yürüttüğü valilik vazifesine asaleten atanmanın vermiş olduğu güvenle Ali Paşa, Hükümet işlerini yoluna koymaya, devlet otoritesini hissettirmeye gayret edip bir türlü yakalanamayan ve halkı hayatından bezdiren bazı Ermeni ve Kürt kanun kaçaklarını takibata alarak bir çoğunu yakalatarak halkın büyük bir güvenini kazandı.41 Devletin alış verişini, mali kaynaklarını düzene koydu. Ticareti elinde bulunduran Ermeniler özellikle 1. Van isyanından sonra çeşitli bahanelerle devlete olan vergi borçlarını ödemiyorlardı. Diğer taraftan memurlara, emeklilere, zaptiyelere onar yirmişer aylık maaşları verilememişti. Bu iki önemli meselenin halli için Ali Paşa bir dizi tedbir aldı. Ermeniler büyük yekun tutan borçlarını ödemeleri konusunda yapılan çağrılara uydular ve ancak taksitle bu borçlarını verebileceklerini beyan ederek Ermeni komitacıların elinden kurtulmanın rahatlığı hissetmeğe başladılar. Böylece alacaklar tahsil edilirken memurun maaşı ödenmeye başlandı ve Ali Paşanın Van’da Müslüman-Ermeni halk nezdindeki itibarı dolayısıyla devlet otoritesinin yeniden tesisi oluşmaya başladı.42 Adalet işlerinin aksayan yönlerini yoluna koyarak Ermenilerle ihtilaf teşkil edebilecek bütün meseleleri bir bir gözden geçirdi bozulan sosyal barışı tekrar tesis edilerek şehre sükunun hakim olmasını sağladı. Müslüman–Hıristiyan geniş halk kitleleri tarafından büyük bir beğeniyle taktir edilen Ali Paşanın çalışmaları Rusya ve Avrupa destekli Aram Manukyan yönetimindeki Ermeni ihtilal örgütünün hiç de hoşuna gitmiyordu. Teorilerini Ermeni-Türk çatışması üzerine kuran bu örgüt, Ali Paşaya karşı büyük bir nefret duyuyorlardı. Örgüt Ermeni ileri gelenlerinden Ali Paşaya destek vererek halkın üzerinde oluşturdukları hakimiyetlerini yok edenlere karşı suikastlar düzenlemeye başladılar. Ali Paşa ise örgütün etkisini kırmak için Vali yardımcılığına Ohannes Efendiyi getirmiş, kardeşi Armarak Efendiyi ise Gevaş’a kaymakam olarak tayin etmişti.43 Armarak Efendi Ermeni örgütünün Akdamar adasını üss olarak kullanmalarını şiddetle engelleyerek çetelerin işlerini zorlaştırdığı gibi, çetelerin halkın üzerindeki tesirini de ortadan kaldırmak üzereydi. Bunun üzerine Çeteler Armarak Efendiyi öldürerek önlerindeki büyük bir engeli kaldırmış oldular.44 Kardeşinin öldürülmesi üzerine Ohannes Ferid Efendi artık Van’da kalamayacağını ifade ederek Ali Paşadan izin isteyerek Elazığ vali yardımcılığına tayin ister ve kahrederek Van’ı terkeder.45 Ali Paşa durumun nazikliği karşısında ahali-i mutinin hükümete bağlılığını artırmak için Erzurum vilayeti eski tercümanı Ermeni Mikail Efendinin Van vali yardımcılığına atanması için Bâbı aliye gerekli ikazları yaptı. Bunun üzerine Mikail Efendi Van vali yardımcılığına tayin edildi.46 Fakat Mikail Efendinin Van’a gelemeyeceği anlaşıldığından eski kaymakamlardan Leon Efendi tayin edilerek Van’daki örgüt tarafından istismar edilen Ermenilerin gönlü razı edilmeye çalışıldı.47 Komitacı Ermenilerin şikayet ettiği konular bir bir hal yoluna konulduğu bu güzel çalışmalar neticesinde artık ihtilal örgütü faaliyetlerine son verilmesinin beklendiği bir ortamda komitacıların gerçek niyeti ortaya çıkmaktadır. Artık ne yapılırsa yapılsın örgütü memnun etmek imkânsız bir hale gelinmiş olduğu anlaşılmıştır. İşte bu atmosferde komitacılar Rusya Ermenileriyle irtibatlarını daha da kuvvetlendirerek ihtilal çalışmalarını yer altına çekerek daha gizli bir biçimde sürdürmeye devam ettiler.

Muhbir David Olayı

Aram Manukyan köy organizelerini bitirdikten sonra Van’daki Ermeni gençlerini örgütledi ve onları Rus konsolosluğunun yanındaki binada konsolosunda yardımıyla silahlı eğitime tabi tutarak direniş, sabotaj, suikast vb. eylemler için yetiştirmeye başlamıştı. Bu sıralarda komiteye mensup Davit ile Aram Manukyan’ın araları Hanikoğlu mahallesinde ikamet eden Vatan isminde bir Ermeni kızına ikisi birden aşık olduğundan açıldı.48 Aram, komita başkanı olmanın verdiği rahatlıkla David’in bu kız ile evlenmesini yasakladı. David ise Aram’ı dinlemeyerek Komitenin daha üst düzey yönetiminden izin alabilmek için Tiflis’e gitti. Bu sırada Aram, Ermeni kızı Vatan’ı kandırarak kendisinin metresi olması konusunda ikna etti. Tiflis’e giden David’in izin alıp alamadığı bilinmemektedir. Fakat Aram’ın bu davranışı karşısında büyük bir infiale kapıldı ve örgütten ayrılıp vali Ali Rıza Paşaya sığınarak örgüt hakkında bütün bildiklerini anlattı. Davit böylece Aram’dan intikam alırken büyük bir örgütlenmeyi de su yüzüne çıkarmıştı.49 Bir anda her şeyin biteceği endişesiyle Aram bu olay karşısında çok hiddetlendi ve komiteyi olağanüstü toplantıya çağırarak David’in ismi üzerine Karahaç50 bastı ve Dacat isimli bir Ermeni komitacıyı Davit’i öldürmek üzere görevlendirir.

Vali Ali Rıza Paşa, büyük tedbirler alarak ihbar doğrultusunda derhal harekete geçip David’in gösterdiği yerlere seri baskınlar yaptı. (Şubat 1908) Yedi kilise, Dere mahallesindeki Kevork Hızarcıyan’ın evi ve Kobanis Kilisesi Ermenilerin silah ve mühimmat deposu olarak ortaya çıkarıldı. Bu depolarda 2000 silah, 5000 bomba, 50000 mermi ve bir çok askeri malzeme yakalanarak el kondu.51 Silahların bir orduya yetecek kadar çok olması ve bir çoğunun Osmanlı devletinin elinde bile olmayışı karşısında Devlet erkanı oldukça şaşırmıştır. Van ihtilalci Ermenilerinin başı Aram Manukyan, bu kadar silahı Van’a ulaştırma çalışmalarında kendine kolaylık sağlayabilmek için Osmanlı memurlarının bir kısmını kendine ısındırabilmek, faaliyetlerine göz yumdurmak için onlara rüşvet verip içki içebilecekleri ortamlar hazırlıyor, çeşitli şekillerde imkânlar da sağlıyordu. Böylece çalışmalarını daha rahat yaparken devletin aldığı tedbirleri de istediği gibi öğrenebiliyordu.52 İşte bu silahlar bu şekilde Van’a yetiştirilmişti.

David’in ihbarı neticesi silah ve cephane ele geçmesine rağmen Komita üyelerinden hiç kimse yakalanamamıştı.53 Komitacılar evlerin altlarına mahzen ve dehlizler açarak yer altından evleri birbirine bağladıklarından yapılan baskınlardan rahatlıkla kaçabiliyorlar, hatta istedikleri Müslüman ve kendi emellerine yardım etmeyen Ermenilerin evlerini bu şekilde altına lağım yerleştirerek sabote edip patlatabiliyorlardı. 54



Muhbir David, can güvenliğinin tehlikeye girmesi yüzünden Hamamönü mevkiinde Jandarma binbaşısı Ahmet Beyin evinde misafir olarak ikamet etmeye başladı.55 David bu şekilde Ermenilerin tehditlerinden uzak kalabilecekti. Komitacı arkadaşlarının çirkin hareketleri karşısında Osmanlıların kendisine son derece iyi davranması David’in din değiştirmesine sebep oldu ve ismini Mehmed yaptı. Bu jest üzerine muhbir Mehmed’in orduya alınabilmesi için teşebbüste bulunulmuştur.56

David hakkında ölüm fermanı veren Aram son gelişmeler karşısında çılgına döndü. Komita fedailerinden Dacat’a iki silah vererek üstüne aldığı Davit’iyok etme görevi bitirmesi için Hamamönü mevkiine gönderdi. David ise kendi hakkında verilen ölüm kararından habersiz yaklaşık bir aydır hiç dışarı çıkmadan yaşadığı evde sıkıldığından yanında iki jandarma muhafızıyla evin yanındaki Haçboğan çarşısına gezmeye çıkmıştı. Dacat bunu iyi bir fırsat bilerek sessizce arkadan David’in yanına sokularak iki silahını birden ateşledi. David aldığı yaralarla ağır şekilde yaralanırken57 çarşıda bulunana ahaliden 7-8 kişi öldü. Dacat ise karışıklıktan istifade ederek kaçmayı başarır.58 Bir aydır gergin olan Van halkı David’in ağır bir şekilde yaralanması ve ardından da ölmesi karşısında galeyana gelerek yakaladıkları komite mensubu Ermenileri dövmeye ve bir sürü taşkınlık yapmaya başladılar. Vali Ali Paşa ise derhal bölgeye asker sevk ederek çıkabilecek muhtelif olayların önünü almaya çalışıyordu.59 Bu arada 20-30 Ermeni çıkan arbedede öldürülmüştür. Ali Paşa galeyana gelen Müslüman ahaliyi soğukkanlılıkla yatıştırmaya çalışıyordu. Büyük gayretlerle meydana getirdiği sosyal barışın tekrar bozulmaması için olaylara karışmayan Ermeni ahaliyi ziyaret ederek devlete bağlılıklarından dolayı onları tebrik60 ederek çetelerin ihtilal provalarına alet olmalarını önler. Ali Paşa alınan bütün tedbir ve gayretlere rağmen durumun nazikliğini göz önünde bulundurarak 26. Alayın 4. Taburunun derhal Van’a ihtiyat tedbiri olarak gelmesini temin etti.61 David’in öldürülmesi esnasında meydana gelen karışıklıklarda ölen Ermenilerin cesetleri akşam karanlığında gömülmüş, bazı cesetler ise ortalıkta kalmıştı. Van’da bulunan Rus, İngiliz ve Fransız konsolosları olay yerinde yaptıkları incelemeler neticesinde alınana tedbirler karşısında takdirlerini ifade etmişlerdir.62 Fakat daha sonra Rus konsolosu bazı cesetlerin halini göz önünde bulundurarak Valiliği ve Hükümeti zor duruma düşürebilmek, bu durumdan istifade edilebilecek bir durum olur mu diye harekete geçerek kamuoyu oluşturmaya başladı.63 Rus konsolosu aynı zamanda Van’da Ermeniler arasında hızla yayılan bir dedikodu da çıkararak Redif ordusuyla İslam ahalisi birleşerek Hıristiyan mahallelerine hücum ile katliama kalkışacakları yalanını hem tarafsız, olaylara karışmayan Ermenilere ve hem de Avrupa makamlarına bildirmiştir. Oysa jandarmanın aldığı istihbarat ise Rus konsolosunun kışkırttığı komite kontrolünde faaliyet yapan Ermenilerin 4-5 koldan Müslüman mahallelerine hücum ile katliama kalkışacakları doğrultusundadır.64 Bu gelişmeler Van’da içten içe bir isyanın başlayacağının habercisi olarak değerlendirilerek çevre illerden hızla asker sevkıyatı gerçekleştirilerek her iki ahali zaptırap altına alındı.65 David’in öldürülmesiyle başlayan olaylar büyük bir soğukkanlılıkla yatıştırıldıktan sonra şehirde sıkı bir arama tarama faaliyeti başlatılarak Taşnak komitesinin bütün üyeleri Aram Manukyan ve Dacat ile beraber yakalanarak adliyeye sevk edildiler.66 Ali Paşanın bu gayretleri Komitenin emellerinin gerçekleşmesini geciktirmiştir. Ağır aksak devam eden mahkemeler sonuçlanmadan ilan edilen II. Meşrutiyet neticesinde Van’ı kana bulayacak olan komite üyeleri siyasi mahkûm addedilerek serbest bırakıldılar. 67

Ali Paşanın bu fevkalade başarısı doğuda Ermenileri destekleyen†Avrupa devletleri tarafından iyi karşılanmadığı için İstanbul’a Paşanın görevden alınması hususunda büyük baskılar yapıldı.68 Osmanlı Devleti artık eski gücünde değildir. En ufak bir meselede devlet üzerinde hesabı olan ve bu hesabı gerçekleştirmek için her fırsatı bahane bilerek müdahale eden Avrupalıların baskısına dayanamayan Babıali, Ali Paşanın Van valiliğine son verdi. (20 ekim 1908) Van halkı Ali Paşanın görevine tekrara iadesi için İstanbul’a telgraflar çekerek baskı yapmaya çalışırlar. Fakat II. Abdulhamid Van’a daha iyi bir vali göndereceğini söyleyerek halkın galeyanını yatıştırdı.69



Yüklə 276,52 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin