Ne zaman olacaği değİL, ne yapacaği belli olan elaziğ depremi projesi



Yüklə 325,01 Kb.
səhifə1/4
tarix04.11.2017
ölçüsü325,01 Kb.
#30577
  1   2   3   4


NE ZAMAN OLACAĞI DEĞİL, NE YAPACAĞI BELLİ OLAN

ELAZIĞ DEPREMİ PROJESİ



PROJE:

HAZAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

Aralık - 2011
“Şehrimizin en büyük problemi nedir?” diye bir soru sorulacak olursa, herkes kendi penceresinden bakarak bu soruya üç beş cevap bulabilir. Bu cevapların sıralanışındaki önem derecesinin hiçbir anlamı olmasa da, o kadar çok problemden bahsedilebilir ki; hepimizin bu sorunlar altında psikolojisi bozulabilir.

Ben de bu konuda bir kerede 40 problem sıralayabilirim:



  1. İşsizlik Problemi

  2. Beyin göçü Problemi

  3. Çarpık ve plansız kentleşme

  4. Kontrolsüz nüfus artışı

  5. Altyapı yetersizliği

  6. Sanayinin modernleştirilmemesi

  7. Otopark yetersizliği

  8. Çevre kirliliği

  9. Ulaşım Problemi

  10. Şehrin doğu – batı yönündeki gelişimin kuzey – güney yönünde olmaması

  11. Hava kirliliği

  12. Şehir içi yolların ve kaldırımların bakımsızlığı

  13. Yeşil alanların yetersizliği

  14. Deprem ile her an yaşamak zorunda olunması

  15. Tarihi yapıların yeterince kullanılamaması ve korunamaması

  16. Mahalleler arası gelişmişlik farkı

  17. İçme suyu yetersizliği

  18. İmar ve mülkiyet problemleri

  19. Spor tesislerinin yetersizliği

  20. Rekreasyon yerlerinin yetersizliği

  21. Şehir merkezinin yoğun yapılaşması problemi

  22. Trafik kurallarına uyulmaması

  23. Çevre yollarının yetersizliği

  24. Şehir merkezinin tek merkezli olması

  25. Cadde ve sokaklardaki görüntü kirliliği ve işgaller

  26. Sanayinin kısıtlı olması

  27. Üretim yetersizliği

  28. Yapıların depreme dayanıksızlığı

  29. Yenilebilir enerji mantalitesi eksikliği

  30. Tarım ve hayvancılık problemleri

  31. Şehrin peyzaj problemi

  32. “Cazibe merkezi” olma özelliğinin giderek kaybolması

  33. Kentsel bilincin eksikliği

  34. “Elazığlı” kavramının zihinlerden giderek silinmesi

  35. Şehrin ana noktalarında “Coğrafi Bilgi Sistemi”nin olmayışı

  36. Yapı denetiminin eksikliği

  37. Engelliler için “engelsiz kent” bilincinin olmayışı

  38. Sosyal tutarsızlık

  39. “Kültürel kimlik” kaybı

  40. Fuar alanlarının yetersizliği

“İnsanın dünyadaki esas vazifesi, dünyayı güzelleştirmektir.” Hadis-i Şerifi, şehre ve mimariye bakışımızı gözden geçirmemizin gerekliliğini hatırlatmaktadır. Kentleşme süreci, toplumumuzun sancılı konularından biridir. Köyden kente göçler, özellikle doksanlı yıllardan sonra hızla artmıştır. Günümüzde ise zirveye ulaşmak üzeredir. Göç sürecinde, bu olgunun beraberinde getirmiş olduğu gecekondulaşma problemi, popüler kültüre teslim olma eğilimi, işsizlik, modern hayata ayak uyduramama ve toplum olgusu içinde sağlam bir statüye gelebilme endişesi, modernleşmenin önündeki aşılması gereken problemler olarak yerini ve önemini korumaktadır. Göçlerin kontrolsüzlüğü, acziyetini kaybeden şehirlerin geleneksel yüzlerini yitirmiş ve şehirlileşme eğilimlerinin mecburiyetini beraberinde getirmiştir.

Kentleşmenin portresinde fiziksel, ekonomik, sosyal, turizm, endüstri ve sanayi yönünden, moda deyimle, “çarpık” bir görüntü vardır.

Hepimizin zihninde olan, sürekli gözümüze çarpan ve birlikte yaşamaya alıştığımız problemlerimiz var ya, hani yukarıda benim de saydığım, işte bu problemlerin çözümü nedir biliyor musunuz? ELAZIĞ’IN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ. Çözüm bu. Bir kez daha okuyun yukarıdaki problemlerimizi. Birçoğunun, bu projenin hayata geçirilmesiyle çözümlenebileceğini göreceksiniz. Tabi ki yönetenlerin iyi niyeti ve öngörüsüyle gelecek vizyonların yeterliliğinden bahsetmiyorum. Bu, zaten olması gereken bir durum.

Kısacası, yeni bir Elazığ kurmamız gerekiyor. Binaların, biran önce yenilenmesi; sokakların, genişletilip caddelerin çoğaltılması gerekiyor. Depreme dayanıklı yapılar oluşturmalıyız. Trafoların boyanması işiyle uğraşmaktan çok, şehrimizin geleceğini planlamalıyız. Beş sene sonrayı, on sene sonrayı, yüz sene sonrayı planlamalıyız. Eğitimde, sağlıkta, altyapıda, kamu yatırım ve hizmetlerinin planlamasında, haritamızı çizmeliyiz. Yıkılmadan yapılmaz. Deprem, öldürmez; yapı, öldürür diyor ya uzmanlar işte deprem yıkmadan, şehrin bütün yapısını elden geçirmek lazım. Bu da merkezi hükümet olmadan yapılamaz.

Merkezi hükümet, “Kentsel Dönüşüm Yapılacak İllere” karar vermiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Erdoğan Bayraktar’ın bu illerle ilgili açıklamaları, 31 Ekim 2011 Pazartesi basımlı Bugün gazetesinde yayımlanmıştır: “19, 5 milyon konut stoğu var. 19,5 milyon konut stoğunun hâlâ yarısına yakını salaştır, kaçaktır, depreme dayanıksızdır veya mühendislik biliminden yoksundur. Biz, öncelikle deprem hattı üzerinde bulunan en salaş, en dayanıksız, kaçak, hazine arazileri üzerindeki kaçak binalardan başlayarak bunları dönüştüreceğiz.  Türkiye'nin çok ciddi bir yenilenmeye ihtiyacı var.” demiştir.

Van'da yaşanan acı depremin ardından, son zamanların en iyi kararı olan ve Sayın Erdoğan'ın talimatı ile harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm çizgisini belirlemeye başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ''Afet Riski Taşıyan Alanlarda Dönüşüm' adıyla bir yasa tasarısı taslağını bitirdik, Başbakanlığa takdim ettik. Bu vatandaş odaklı olacak, vatandaş eksenli olacak. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını koruyan kollayan bir yasa olacak. Ama mutlaka afetlere depreme yönelik zararları azaltmak için, depreme dayanıksız binalardan Türkiye'yi kurtarmak için de çok ciddiyiz, çok kararlıyız. Bu bakımdan herkesten yardım bekliyoruz. Zaten buradaki vatandaşlardan olsun, basından olsun, sivil toplum kuruluşlarından olsun, akademisyenlerden olsun, bu çerçevedeki bütün meslek disiplinlerinden, bütün ilgili kurum, kuruluşlardan birliktelik ve yardım bekliyoruz.'' Bakan Bayraktar, “özellikle büyükşehirlerden ve deprem aksı üzerinde bulunan şehirlerden başlamak üzere tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde bu işe başladıklarını” ifade etti. http://www.cevresehircilik.gov.tr/

Yine Sayın Bayraktar, 14 Kasım 2011 tarihindeki gazetelere verdiği beyanatta, kentsel dönüşümün Türkiye'ye maliyetinin 400 milyar doları bulabileceğini söyleyerek: “Artık insanlarımız ölmesin, canlar yok olmasın, şehirlerimiz böyle büyük felaketler yaşamasın; bedeli ne olursa olsun artık biz Türkiye'de, depreme dayanıksız yapıları, salaş yapıları, kaçak yapıları mutlaka rehabilite etmek durumundayız." demiştir.

Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından “Ne Zaman Olacağı Değil, Ne Yapacağı Belli olan Elazığ Depremi Projesi” hazırlandı ve aşağıdaki kişi, kurum ve kuruluşlara ulaştırılmak üzere postaya verildi.



  1. Milletvekillerimiz

  2. Elazığ doğumlu Milletvekillerimiz

  3. Elazığ Valiliği

  4. Elazığ Belediye Başkanlığı

  5. Fırat Üniversitesi Rektörlüğü

  6. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Bşk.

  7. Ak Parti İl Başkanlığı

  8. Cumhuriyet Halk Partisi İl Bşk.

  9. Milliyetçi Hareket Partisi İl Bşk.

  10. Saadet Partisi İl Başkanlığı

  11. Has Parti İl Başkanlığı

  12. Büyük Birlik Partisi İl Bşk.

  13. STK Kuruluşları

  14. Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti

  15. Elazığ Gazeteciler ve Yazarlar Cem.

  16. Türkiye Kamu-Sen İl Temsilciliği

  17. Memur-Sen İl Temsilciliği

  18. KESK İl Temsilciliği

  19. Kanal 9

  20. Kanal 23

  21. Kanal e

  22. Haber Ajansları

Tabi şu husus unutulmamalıdır: “Ne Zaman Olacağı Değil, Ne Yapacağı Belli olan Elazığ Depremi Projesi”nin hayata geçirilmesi ve Bakanlığın belirleyeceği “Öncelikli İller” kapsamına dahil edilmesi, yine iktidarı elinde bulunduranlara bağlıdır. Bize düşen, konunun hayati bir önem taşıdığını ifade etmek ve konuyu projelendirerek strateji oluşturmaktır.

Hazar Stratejik Araştırmalar Merkezinin görevi de, strateji oluşturmaktır. Şu bir gerçektir ki, Elazığ deprem kuşağındadır ve bir an önce “Kentsel Dönüşüm Kapsamı”na alınmalıdır. Bu, her vatandaşımızı ilgilendiren bir konudur. Siyasi veya kişisel çekişmelerin tamamen dışındadır ve konuya acil önlem gerekmektedir.

Belediyeler ve İl Özel İdareleri, Elazığ genelindeki tüm binaları etüt ettirmeli, beton numuneleri alınmalı ve kolon röntgenleri çekilmelidir. Bu sayede herkes nasıl binalarda yaşadığını öğrenmelidir. Özellikle 1999 deprem yönetmeliğinden önce yapılan tüm binalar etüt edilmelidir. Bu binalara ya güçlendirme yapılmalı, ya da tamamen yıkılıp yenisi inşa edilmelidir. Can ve mal kayıplarının önüne ancak bu şekilde geçilebilir. Kentsel dönüşüm deyince akla sadece varoşlar gelmemeli, şehirlerin en merkezi yerlerinde de çürük ve sağlıksız binalar olduğu unutulmamalıdır.

Bu Kanun yürürlüğe girdiğinde, hazırlıklı olan iller, pastadan büyük payı alacaktır. Yerel çalışmalar bir an önce başlatılmalı ve kanunda görev verilen kuruluşlar olan merkezde Mahalli İdare kuruluşları, kırsalda İl Özel İdare aracılığı ile hazırlıklar yapılmalıdır.

Geç olmadan, Kentsel Dönüşüm çerçevesinde ele alınacak “Öncelikli İller” arasında yer alabilmemiz için, dönüşüme hazırlıklı il olmalıyız. Lütfen bütün kurum ve kuruluşları harekete geçirelim. “Elazığ, ancak böyle kurtulur”

Yrd. Doç. Dr. Bilal ÇOBAN

HAZAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BAŞKANI

ELAZIĞ İLİNİN DEPREM GERÇEĞİ

Bölgenin tanıtımı

Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. Elazığ kent merkezinin geçmişi yeni olmakla birlikte yerleşim olarak bölgenin tarihi oldukça eskidir. Bu nedenle Elazığ’ın tarihi, devamı durumunda olduğu Harput’un tarihi ile birlikte ele alınması gerekir. Coğrafi konumu itibariyle tarihin hemen her döneminde önemli bir yerleşim merkezi olan Harput, 1834’te doğu eyaletlerini ıslah etmek üzere görevlendirilen Reşid Mehmed Paşa, ovada yer alan Agavat Mezrası’nı merkez haline getirince, Elazığ Vilayetinin merkezi buraya taşınmıştır. Yeni kurulan şehir önceleri eyalet ve bilahare vilayet merkezi olmuş, bir ara Diyarbakır Vilayeti ‘ne bağlı bir sancak haline gelmiştir. 1875’te müstakil mutasarrıflık, 1879’da tekrar vilayet olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Malatya ve Dersim sancakları da buraya bağlanmış, 1921’de bu iki sancak Elazığ’dan ayrılmıştır.

Elazığ’da yapılan en eski nüfus sayımı, 1927 yılında yapılan genel nüfus sayımı olup, 1927 yılı nüfusu 213.531’dir. TUİK’in ülke genelinde yürütmekte olduğu Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) çalışmaları kapsamında yapılan adrese dayalı tespit ve eşleştirme çalışmaları sonuçlarına göre 31 Aralık 2008 tarihi itibariyle Türkiye nüfusu 71.517.100 kişi olup bunun 547.562 kişisi Elazığ’da ikamet etmektedir. Türkiye toplam nüfusunun; % 0.76’sı Elazığ’da ikamet etmektedir. Elazığ’ın en kalabalık ilçesi 37.965 kişi ile Kovancılar ilçesi olmuştur. Bunu sırasıyla 30.338 kişi ile Karakoçan ilçesi izlemektedir. Nüfusu en düşük ilçeler sıralamasında ise 2.978 nüfusuyla Ağın, 7.581 ile Keban, 8.412 ile Alacakaya gelmektedir. İlin en önemli karayolu bağlantısı; Ankara-Kayseri-Malatya üzerinden gelerek, Tunceli ve Erzurum'a giden devlet yoludur. Bu karayolunun 156 km’si Elazığ İl sınırları içindedir. Yolun Elazığ-Palu kesiminin 87. km’sindeki Kovancılar yöresinden kuzeydoğuya ayrılan bir kol; Bingöl ve Muş üzerinden Van’a kadar ulaşmaktadır.

Elazığ ili Doğu Anadolu Bölgesinin güneybatısında, Yukarı Fırat Bölümünde yer almaktadır. Yüzölçümü 8.455 km2 kara, 826 km2 baraj ve doğal göl alanları olmak üzere toplam 9.281 km2’dir. Denizden yüksekliği 1.067 metre olan Elazığ, yeryüzü şekilleri açısından topraklarını dağlık alanlar, platolar ve ovalar oluşturmaktadır.

Türkiye topraklarının % 0,12’sini meydana getiren il sahası, 40º 21' ile 38º 30' doğu boylamları, 38º 17' ile 39º 11' kuzey enlemleri arasında kalmaktadır. Bu çerçeve içinde



Şekil 1 İnceleme alanının yerbulduru haritası
şekil olarak kabaca bir dikdörtgene benzeyen Elazığ ili topraklarının D-B doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 150 km. K-G yönündeki genişliği ise yaklaşık 65 km. civarındadır. Coğrafi konumu itibariyle, Doğu Anadolu Bölgesini batıya bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmaktadır. İli, doğudan Bingöl, kuzeyden Keban Baraj Gölü aracılığıyla Tunceli, batı ve güneybatıdan Karakaya Baraj Gölü vasıtasıyla Malatya, güneyden ise Diyarbakır illeri çevrelemektedir.

İl Sınırları içindeki en önemli akarsu Fırat ve kollarıdır. 86 km2 yüzölçümü olan Hazar Gölü, İl merkezine 30 km. mesafededir. Ayrıca İlimiz Keban, Karakaya, Kralkızı ve Özlüce gibi önemli baraj gölleri ile çevrilidir. Geçmişte karasal iklimin hüküm sürdüğü Elazığ, yapılan ve yapılmakta olan barajların etkisi ile ılıman bir iklime geçiş yapmıştır. Bölgede mevcut barajların kısmen yumuşattığı karasal iklim egemen olup, kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kuraktır. Elazığ Meteoroloji Müdürlüğü’nün son 53 yıllık ölçümlerine göre aşağıdaki veriler elde edilmiştir. Bölgede yıllık ortalama sıcaklık 12,9 0 C, yıllık en yüksek sıcaklık 42,0 0 C ve yıllık en düşük sıcaklık - 22. 6 0 C olmuştur. En soğuk ay ocak ayı ve yıllık ortalama sıcaklık – 1,2 0C iken, en sıcak ay temmuz ayı ve yıllık ortalama sıcaklık değeri 27,2 0C’dir. Yıllık ortalama sıcaklık farkı 28,4 0C’dir. Sıcaklığın 0 0 C’nin altında olduğu gün sayısı 81,8 ve ortalama nisbi nem oranı % 53’dür. Yıllık ortalama yağış miktarı 427,2 mm, yağışlı gün sayısı ortalama 93,4 gündür. En fazla yağış nisan ve mayıs aylarında ortalama 61,3 mm, en az yağış temmuz ve ağustos aylarında ortalama 1.75 mm’dir.

Elazığ kent merkezindeki başlıca mahalleri; Abdullahpaşa, Akpınar, Aksaray, Cumhuriyet, Çarşı, Çatalçeşme, Doğukent, Esentepe, Fevziçakmak, Fırat Üniversitesi, Gümüşkavak, Harput, İzzetpaşa, Karşıyaka, Kırklar, Kızılay, Kültür, Mustafapaşa, Nailbey, Olgunlar, Rızaiye, Rüstempaşa, Safran, Sanayii, Sarayatik, Sarıçubuk(Bızmişen), Sürsürü, Şahinkaya (Hulvenk), Ulukent, Üniversite, Yeni, Yeniköy, Yıldızbağları’dır. Elazığ kent merkezi 25000 ölçekli haritada K42 d2 ve K42c1 paftalarına düşmektedir.
Elazığ kent merkezi ve civarında yüzeyleyen jeolojik birimler

Keban Metamorfitleri; Abdullahpaşa, Cumhuriyet, Sarıbuçuk Mahalleleri ve Alahuekber Tepe arasında kalan alanda ve Sürsürü Mahallesinin güneybatısında kalan Meryem Dağı ve eteklerindedir .İnceleme alanının en yaşlı birimi olan Keban Metamorfitleri, tektonik dokanakla Senoniyen yaşlı Elazığ Mağmatitlerinin üzerine gelmiştir. Keban Metamorfitleri; Abdullahpaşa, Cumhuriyet, Sarıbuçuk Mahalleleri ve Alahuekber Tepe arasında kalan alanda Orta Eosen – Üst Oligosen yaşlı Kırkgeçit Formasyonu tarafından açısal uyumsuzlukla ve Sürsürü Mahallesinin güneybatısında kalan Meryem Dağı ve eteklerinde Üst Miyosen – Alt Pliyosen yaşlı Karabakır Formasyonu tarafında uyumsuzlukla örtülür. Keban Metamorfitleri; rekristalize kireçtaşları – kalkşist, mermer, metakonglomera – kalkfillit litolojisindedir. Ancak inceleme alanında yüzeyleme verdiği kesimlerde rekristalize kireçtaşından oluşan bir litoloji sunar.
Elazığ Mağmatitleri; Harput Mahallesi’nin batısından başlayarak Seyran Tepe, Fevziçakmak Mahalesi’nin kuzey kesimleri, Esentepe Mahallesi, Safran Mahallesi, Fırat Üniversitesi’nin kuzey kesimleri, Cumhuriyet Mahallesi, Şahinkaya Köyü’nün doğusu, Körpınar Mahallesi’nin güneyinde, Mığripbağları Tepe civarı, kent merkezinin güneyinde Yeniköy Mahallesi, Yadigar Mahallesi civarlarında, Kilorik Sırtı boyunca, Cıngırşah civarında ve Keklik Tepe’nin doğusundaki askeri alanda, Keklik Tepe ve civarı, Eskibeyyurdu, Karşıyaka Mahallesi’nin doğusu ve Çatalçeşme Mahallesi’nin güneyinde kalan alanda yüzeylemektedir. İnceleme alanında tabanı izlenemeyen Elazığ Mağmatitleri’nin üstüne, Permo – Triyas yaşlı Keban Metamorfitleri tektonik olarak, Üst Meastrihtiyen yaşlı Harami Formasyonu uyumlu olarak, Orta Eosen – Üst Oligosen yaşlı Kırkgeçit Formasyonu açısal uyumsuz olarak ve Üst Miyosen – Alt Pliyosen yaşlı Karabakır Formasyonu da uyumsuz olarak gelmektedir. Elazığ Mağmaitileri; tabanda gabro – diyorit bileşimli derinlik kayaçlarından, bunların üzerinde bazaltik – andezitik volkanik kayaçlardan, volkanoklastitlerden ve



Şekil 2 İnceleme alanının genelleştirilmiş stratigrafik dikme kesiti (ölçeksiz)

tüm bunları kesen granodiyorit – tonalit bileşimli derinlik kayaçlarından ve dasit dayklarından oluşmaktadır ( Turan ve vd., 1995; Baykendi’den, 1998 ). Elazığ Mağmatitleri; volkanik kumtaşı ve kırmızı renkli çamurtaşları (volkano-sedimater), bazalt, bazaltik yastık lav, andezit ve bunları kesen dasit daykları litolojisinden oluşmaktadır.


Harami Formasyonu; Harput Mahallesinin kuzey, güney ve doğu kesimlerinde, Silsekaya Tepe ve Deliktaş Tepe civarında yüzeylemektedir. Harami Formasyonu Senoniyen yaşlı Elazığ Mağmatitleri’nin üzerine uyumlu olarak gelmiştir. Harami Formasyonu Orta Eosen – Üst Oligosen yaşlı Kırkgeçit Formasyonu tarafından uyumsuzlukla örtülür. Harami Formasyonu; konglomera, kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve masif kireçtaşlarından oluşmaktadır. İnceleme alanında Harami Formasyonu’nun üst düzeylerini yaklaşık 20 m’lik kalınlık gösteren masif kireçtaşları oluşturur. Bu kireçtaşlarının alt seviyeleri kumludur. Sert ve aşınmaya karşı dayanımlı olmaları nedeniyle topografyada belirgin çıkıntılar oluşturmuşlardır. Kireçtaşları beyaz ve bej renklidirler ( İnceöz, 1994 ).
Kırkgeçit Formasyonu; Akyazı Sırtının kuzeyinde, Virane Mahallesi güney ve batı kesimlerinde, Körpınar Mahallesinin kuzeyi ve Harabepınar Sırtı boyunca doğuya doğru Virane Mahallesi, Melhemlik Tepe ve Akyazı Sırtını içine alarak kuzeydoğuya doğru kalan alanda, Sarıbuçuk Mahallesi, Allahuekber Tepesi, Höyük Tepe, Şahinkaya Köyü, Mığripbağları Tepe, Körpınar Mahallesi, Cumhuriyet Mahallesi kuzeyi, Virane Mahallesi güney kesimleri ve Safran Mahallesi kuzeybatı kesimlerinde, Harput Mahallesi kuzey, kuzeydoğu ve doğusunda, Kurey Tepe civarında görülmektedir. Kırkgeçit Formasyonu inceleme alanında tabanda Permo – Triyas yaşlı Keban Metamorfitlerini, Senoniyen yaşlı Elazığ Mağmatitlerini ve Üst Meastrihtiyen yaşlı Harami Formasyonunu açısal uyumsuzlukla örtmektedir. Kırkgeçit Formasyonu’nun üstüne Üst Miyosen – Alt Pliyosen yaşlı Karabakır Formasyonu uyumsuzlukla gelmektedir.
Karabakır Formasyonu; Birlik Dere’nin doğusu, Yadigar Mahallesinin batısında, Kilorik Dere ve Kilorik Sırtı boyunca bir koordior şeklinde yayılan Kızılay Mahallesinin batı kesimlerine kadar uzanan alanda, Birlik Dere sınır olmak üzere doğuya doğru Yadigar Mahallesi, Rızvan ve Baz Tepeler’in güneyi, Rızvan Tepe ve Baz Tepe civarlarında, Doğukent Mahallesi, Salıbaba Mahallesi ve Çatalçeşme Mahallesi arasında kalan alanda görülmektedir. Karabakır Formasyonu, Permo – Triyas yaşlı Keban Metamorfitlerini, Senoniyen yaşlı Elazığ Mağmatitlerini ve Orta Eosen – Üst Oligosen yaşlı Kırkgeçit Formasyonu’nu uyumsuzlukla örtmektedir. Karabakır Formasyonu üzerine uyumsuzlukla Pleyistosen yaşlı alüvyonlar gelmektedir.
Alüvyonlar; inceleme alanında oldukça geniş bir yüzeylenme sunarlar. Sürsürü Mahallesi, Hicret Mahallesi, Olgunlar Mahallesi, Akpınar Mahallesi, Sarayatik Mahallesi, Kültür Mahallesi, Nailbey Mahallesi, Üniversite Mahallesi, Çarşı Mahallesinin güneydoğu kesimleri, Sanayi Mahallesi, Küçük Sanayi Sitesi, Kırklar Mahallesinin güney kesimleri, İzzetpaşa Mahallesinin orta ve kuzey kesimleri, Yeni Mahalle, Fırat Üniversitesi’nin güney ve doğu kesimleri, Sürsürü Mahallesinin güney, kuzey ve kuzeybatı kesimleri, Abdullapaşa Mahallesi doğu ve güney kesimleri, Yadigar Mahallesi’nin kuzeyi, Yeniköy Mahallesi kuzeyinden Baz Tepe civarı, Abdullapaşa Mahallesi’nin kuzey ve kuzeybatı kesimleri, Cumhuriyet Mahallesi’nin güneydoğusu, Ulukent Mahallesi, Yıldızbağları Mahallesi,Rızaiye Mahallesi, İcadiye Mahallesi, Mustafapaşa Mahallesi, Rüstempaşa Mahallesi, Aksaray Mahallesi, Kızılay Mahallesi, Gümüşkavak Mahallesi, Karşıyaka Mahallesi, Sanayi Mahallesi, Salıbaba Mahallesi, Çatalçeşme Mahallesi, Doğukent Mahallesi’nde görülmektedir. Güney kesimlerden kuzeye doğru gidildikçe malzemenin boyutu büyümektedir. Bu tespit beslenmenin ağırlıklı olarak kuzeyden olduğunu göstermektedir.
Elazığ kent merkezi ve civarının tektoniği

İnceleme alanı, Doğu Toros Orojenik Kuşağında yer almakta ve yaklaşık 120 km2’lik alanı kaplamaktadır. Salt inceleme alanındaki tektonik yapılardan, bölgesel tektonik yorum mümkün olmadığından inceleme alanı ve yakın çevresinde yapılmış çalışmalardaki tektonik veriler ve bölgesel ölçekteki değerlendirmeler de dikkate alınarak inceleme alanındaki tektonik yapıların bölgesel tektonikle olan ilişkisi yorumlanmaya çalışılmıştır.

Anadolu’nun doğu bölümü, jeotektonik gelişiminin doğal bir sonucu olarak Mesozoyik başlarından itibaren tektonik olarak sürekli aktif olmuştur. Bu aktivitenin esası, Geç Triyas’ta, Anadolu Levhası ile Arabistan Levhasını birbirinden ayıran riftleşme ile Tetis Okyanusu’nun oluşmaya başlamasıdır. Bu okyanusun gelişimi Geç Triyas’tan itibaren devam ederek Geç Kretase başlarında maksimum açılıma erişmiş ve bu zamandan itibaren kuzeye, Anadolu Levhası’nın altına doğru eğimli bir yitim ile kapanmaya başlamıştır ( Aksoy ve Tatar, 1990; Aksoy, 1993; Turan, 1993; Turan vd., 1993 ).

Anadolu ve Arabistan Levhaları arasında oluşan bu okyanus, tek bir koldan ibaret olmayıp, Bitlis – Pütürge Masifi ile Arabistan Levhası arasındaki ana kol ile kuzeyde bu koldan bir körfez biçiminde ayrılan ve Bitlis – Pütürge Masifi ile Keban – Malatya Metamorfitleri arasında bulunan bir yan koldan oluşmaktadır. Geç Kretase başlarından itibaren her iki kol da kapanmaya başlamış, kuzeydeki kolun kapanımı Geç Kretase sonunda tamamlanmıştır. Güneydeki kol ise varlığını Orta Miyosen’e kadar devam ettirmiş ve bu zamandaki nihai kıta – kıta çarpışması ile Türkiye’deki Neotektonik dönem başlamıştır.

Kıta - kıta çarpışmasına bağlı olarak Doğu Anadolu’da ortaya çıkan K – G doğrultulu sıkışma, başlangıçta kıta kabuğunun kıvrım ve bindirmelerle kalınlaşması deformasyonu ile karşılanırken, izleyen dönemlerde Anadolu Levhası’nın Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fayları’nın oluşumları ve hareketleri ile karşılanmaktadır. Arabistan Levhası’nın kuzeye doğru yakınlaşmasıyla Anadolu Plakası’ndaki deformasyonun günümüzde de devam ettiğini Üst Miyosen ve Pliyosen kıvrımlanmaları, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Sistemleri boyunca meydana gelen depremler ve hareketler, GPS ölçümleri göstermektedir. Zamanımızda da KAF ve DAF sistemlerinde hem mevcut faylar gelişmekte ve hem de yeni faylar meydana gelmektedir. Fayların hareketleri ile Batı ve Doğu Anadolu Blokları batıya ve doğuya doğru hareket etmektedirler.

Tarihi_Depremler'>Elazığ ve Yakın Çevresinde Meydana Gelmiş Tarihi Depremler

Elazığ ve yakın çevresinde aletsel dönemden önce meydana gelmiş depremler Ergin’nin ( 1966 ) hazırlamış olduğu Türkiye ve Civarının Deprem Katalogu’ndan ve Özmen’in ( 1999 ), Türkiye ve Çevresinin Tarihsel Deprem Katalogunun Bölgesel Düzenlenmesi adlı makalesinden alınmıştır.


Tablo 1Elazığ ve yakın çevresinde meydana gelmiş tarihsel depremler

Tarih

Enlem ( N )

Boylam ( E )

Şiddeti

Yeri

995

38.50

39.50

6

Elazığ / Maden / Gezin’nin 4 km güneybatısı, Gezin İstasyonu Mah. yakını

1514

38.35

38.60

6

Malatya / Kale / Kapıkaya Köyü 2,5 km güneydoğusu

1789

38.70

39.90

7

Elazığ / Palu / Palu’nun 1 km kuzeybatısı

1866

38.40

39.40

8

Elazığ / Hazar Nahiyesi 2 km kuzeybatısı

1874

38.81

38.75

6

Elazığ / Keban / Keban İlçe Merkezi

1874

38.40

39.50

8

Elazığ / Hazar Nahiyesi 7 km doğusu

1874

38.39

39.12

6

Elazığ Yeniköy Mah. 1 km kuzeyi

1889

38.70

39.90

6

Elazığ / Palu / Palu’nun 1 km kuzeybatısı

1893

38.40

38.70

9

Malatya / Kale / Kale İlçesinin 4 km batısı

1895

38.40

38.20

6

Malatya şehir merkezinin 6 km kuzeybatısı

1902

38.60

38.80

6

Elazığ / Baskil / Odabaşı Mah. 1,5 km doğusu

Yüklə 325,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin