DİNİMİZDE KAÇINILMAZ KONULAR 2
Sevgili Kardeş Muhammed El-Hamis'in Övgüsü 2
Tahkik Edenin Önsözü: 2
Giriş 3
1- ALLAH'I (CC) BİLMEK 3
1- Allah'ı Bilmeye Ulaşmanın Keyfiyeti 3
2- Peygamberlerin Tevhidi 4
3- Tevhidin Rükünleri 5
4- Tevhidi Nefy Eden Ve Sakınılması Gereken Şeyler 6
5- Allah'ın Sıfatları Ve Kısımları 8
6- Te'vil Ve Buna Bağlı Konular 9
7- Allah'ın Fiili Sıfatları 10
2- DİNİ BİLMEK 11
1- İslam Rükünleri 11
2- İman 13
3- Rasullere İman 14
4- Ahiret Gününe İman 15
5- Kader 18
6- Va'd (Cennet) Ve Vaid (Ateş) Ve Büyük Günahların Sayısı 20
Al-i İmran: 3/9. 21
7- İhsan 23
3- NEBİ'İ (S.A.V.) BİLMEK 27
A- Şerefli Nesebi: 27
B- Doğumu ve Neşeti: 27
C- Peygamberliği: 27
D- İslam'a Daveti Ve Hicreti: 28
Peygamberin Hususiyetleri 28
Nebi'nin Mucizeleri 31
Nebi (s.a.v.)'in Hukuku 33
KİTABIN SONU 37
Basıma Süren Müellefin Son Sözü 37
DİNİMİZDE KAÇINILMAZ KONULAR Sevgili Kardeş Muhammed El-Hamis'in Övgüsü
Hamd Allah'adır (c.c). O'nu över ve ancak O'ndan yardım isteriz. Nefislerimizin şerrinden, amellerimizin kötülüğünden O'na sığınırız. O'nun hidayet verdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığına da hiç kimse hidayet veremez.
Allah’dan (c.c.) başka hiçbir ilahın olmadığına Muhammed'in (s.a.v.) de O'nun Kulu ve Rasulü olduğuna şahadet ederim.
İmdi;
Muhakkak ki İslam alimlerinin, İslamı tahrif edip yanlış tevillerde bulunan kişilere karış Selef akidesini neşredip bunu müdafaa etmeleri hususundaki büyük çabaları, gerçekten de şükran borcu olunan bir meseledir. Selef Akidesini yaymaya çalışan en büyük alimler grubunun başını Hanbeli Alimleri çekmektedir.
Elbette ki bazı Hanbeli kitaplarına bakılacak olursa; Bazı Hanbeli alimlerinin sözlerinde hataların ve yanlışların bulunduğu görülür. Lakin bu bazı hataların bulunması demek onların yapmış olduğu iyilikleri bizim beynimizden silip yok etmez. Çünkü Onlar hakkı ortaya çıkarmak için delillerle ilerlemişlerdir.
Onlara göre izzetli yaşamak ve ölçülü olmak ancak Kur'an ve Sünnete tabi olmak ve Rasulullah'ı (s.a.v.) sevmek, ona ittiba olmak ve onun sözünü her insanın sözünün önüne geçirmekle mümkündür.
İşte Hicri 14. asırda Mekke'de Harem bölgesi Hanbeli Alimlerinden olan değerli Şeyh Ebu Bekr b. Muhammed Arif Havkir Selef akidesini neşretmiş, şirke, bidatlere, hurafelere, kabirlere ve türbelere gitmek için yol tepenlere, ölülerden bir şeyler bekleyip onlara daha neredeyse ibadet edenlere, onlara adak adayanlara, yardım isteyenlere, etrafını tavaf edenlere, toprağıyla teberrük edenlere, şifa isteyenlere vb... karşı savaşmıştır.
Tarihin de tescil etmiş olduğu gibi önemli husus vardır ki; insanları akideye, özellikle selef akidesine çağıran, hurafelerden alıkoymaya çalışan davet adamları hep dışlanmış, hapislere atılmış, eziyet ve tahkir edilmiş, teşhir edilmiş, cahil insanların korktuğu lakaplar atılmıştır. (Vahhabi gibi). Bazen de "Mücessim" bazen de "Azgın Harici" ve bazen de değerli hocamız Havkir'e atılan iftiralar ve ona yapılanlar.
Hocamızın Mekke-i Mükerreme'de insanları davet etmesi, ders vermesi engellendi. Dipçikle hapse götürüldü. Peki niçin götürüldü. Sadece insanları selef akidesinin yoluna çağırdığı, yanında Şeyhul İslam İbni Teymiye'nin, İbni Kayyim'in ve Abdulvahhab'ın kitapları bulunduğu için.
Hapislerde yedi seneye aşkın kadar bulundu. Melik Abdülaziz'in Hicaz'a girmesiyle de hapisten çıktı.
Değerli hocamız Havkir'in telif ettiği, Selef akidesinin insanlara akidedeki yardımı ve yararları konusunu içeren "Dinde kaçınılmaz konular" adlı kitapçığı sizlere sorulu cevaplı bir metodla hazırlamıştır.
Okuyan kişinin de mülahaza edeceği gibi bu kitapta hocamız bir çok yerde Allah'ın (c.c.) kemalat sıfatlarını, lafızlar, cevher, araz, Allah'ın (c.c.) Kıdem sıfatını, Muhalefetun lil havadis sıfatını vb. konuları yazmıştır. Her ne kadar Bu (Muhalefetun lil havadis sıfatı vb...) müellif selim bir manada kullanmışsa da Selef alimleri bunu kullanmamıştır.
Görüşümüz şudur ki; meşru manaları yorumlamak yine meşru olan lafızlarla olabilmektedir. Şunu da unutmamak lazım ki Kur'an-ı Kerim'in içerdiği manadan aşağı da inmemeli, dışında kalmamalı Yüce Allah'dan (c.c.) bu eserin faydayı kapsamasını, mizana büyük ecirler kazanmaya vesile olmasını, öldükten sonra da amel defterine fayda vermesini, aynı şekilde bu kitapçığı neşredip emeği bulunana da, nafakasıyla bunu matbaa'ya verenlere de mizanlarında çokça ecirler vermesini dileriz.
Şüphesiz ki Allah (c.c.) herkesin maksatlarının arkasında olup her şeyi bilmektedir. O bize yeter ve O ne güzel vekildir.
Muhammed b. Abdurrahman el Hamis
İmam Muhammed b. Suud el-İslamiyye Üniversitesi Usulü Din Fakültesi Akaid bölümü müdür yardımcısı ve hocası. 1
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın (c.c.) adıyla...
Tahkik Edenin Önsözü:
Hamd Allah'adır, (c.c.) O'na hamd eder, O'ndan yardım ister ve sadece O'ndan bağışlanma isteriz.
Allah'tan (c.c.) başka hiçbir ilahın olmadığına, O'nun tek ve ortağı bulunmadığına, Muhammed (s.a.s.)'in de O'nun kulu ve Rasulü olduğuna şahadet ederim. Şimdi:
İbn-i Kayyım el-Cevziyye'nin de (r.a.) dediği gibi:
'Tüm Rasullerin davet esası: Allah'ı (c.c.) isimleriyle, sıfatlarıyla, fiilleriyle bilmektir. Sonra da bunu iki büyük asıl mesele takip eder.
1) Kendisine ulaşmak için yolun tarifi. Bu Allah'ın (c.c.) emir ve yasaklarını içeren şer’i kurallardır.
2) Ulaştıktan sonra bu yolu izleyen kişilere nelerin olacağı ve verileceği. Bitmeyen nimetlerden ve kesilmeyen göz nurlarından."
Rasulullah (s.a.v.) Refiki Ala'ya ümmetine Allah'ın (c.c.) isimlerini, sıfatlarını ve fiillerini anlatıp açıkladıktan sonra göçmüştür. Böylece onun anlattığı tarif olayı bitmiş, tamamlanmış, açıklanacak meseleler ve gayeler de belirtilmiş oldu. Nitekim kendisi en güzel ve doyurucu bir şekilde insanlara bu dini anlatmıştır.
Bunu insanlığın akıllarına eksik olarak bırakmamıştır. Çünkü tafsilat yönünden sadece bunun bir kısmının bilinmesi (idrak edilmesi) imkansızdır. İşte böylece Rasulullah (s.a.v.)'ın anlattıklarıyla ümmet geçti. Ta ki Sahabe zamanının sonlarına doğru Kur'an ve Sünnetten ayrılan Kaderiyye ortaya çıktı. Daha sonra Basra'da Mutezile, Horasan'da Cehmiyye ve Mücessime zuhur etti.
Böylelikle de Rasulullah (s.a.v.)'in ümmetin bölüneceği ile ilgili buyruğu tahakkuk etti.
Ümmetin yetmiş üç fırkaya bölüneceğini, yetmiş ikisinin cehenneme, bir tanesinin de cennete gireceğini, onun da Peygamberin ve Sahabelerinin üzerinde bulundukları yolun olduğunu belirtmiştir.
İşte o zamandan beri Selef ve Ehli sünnet alimleri, değerli muhaddisler, ümmeti; "Rasulullah (s.a.v.)'ın ve ashabının üzerinde bulunduğu duruma" getirmeye, ihtilaftan, bidatlerden, tefrikadan, sapan ve saptıranlardan da alıkoymaya uğraşmışlardır. Ümmeti bu esaslar üzerine bina etmeye gayret ediyorlardı.
Veren Allah (c.c.) dır. Onlara ise sadece şükretmek düşüyordu.
Bu kitabı: (Dinimizde kaçınılmaz konular) müellif, Rasulullah (s.a.v.)'in ve sahabelerin üzerinde bulundukları yolu, itikad, inancı, vb... sorulu ve cevaplı bir metodla sunmuştur. .
Bu eseri müellif seksen senedir neşretmeye koyulmuş ve vakti zatında buna Ezher Üniversitesi hocalarından bazıları büyük övgü ve methiyeler yazmıştır.
Kitabı talik yapmam hususunda, muhalefet yapmayı sevmediğim bu şeyi benim yapmamı istedi. Allah o kardeşimizi korusun ve metalandırıp ömründe ve amelinde de mübarek kılsın.
Allah (c.c.) dan bu kitabın fayda vermesini ve müellife neşr ettiği için kıyamet gününde ecirler vermesini diliyorum. Son sözümüz ise şudur:"Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah'a (c.c.) dır."
Ebu Muhammed Halid bin Ali Muhammed el-Anberi 2
Giriş
Rahman ve Rahim olan Allah (cc.)'in ismiyle
Hamd, hayır dilediği kişiyi dinde fakih kılan, Tevhid'de ve imanda ihlası ilham eden, doğru ve emin nebisine (s.a.v.) uyana iyilikler bahşeden Allah'a (c.c.) olsun. Salatu Selam O'na (s.a.v.) ve ihlaslı olan Sahabelere olsun.
Şimdi:
Elinizde ki bu kitabı ben, yavrularıma, yolumuzda soru soran ve cevap verenin az olduğu, itkat edilmesi gereken şeylerin bir arada toplanmasının zorlaştığı, yanlış söz ve görüşlerin, sapıklığa ve azgınlığa giden meselelerin türediğini gördüm. İşte bu yanlışları düzeltmek için yavrularımın içlerini ferahlatacak, kalpte sevgi tohumlarını bitirecek faydaları içermesi hasebiyle bunu "Dinimizde kaçınılmaz konular" ı yazmaya koyuldum. Bu asri yola giriştim. Rasulullah (s.a.v.) in sünnetini sorulu ve cevaplı bir şekilde öğretmeye karar verdim. İslam, İman, İhsan... (Cibril hadisinde olduğu gibi.)
Çünkü Soru sormak ilmin yarısıdır. Buna cevap vermek bir kişinin içinde, hafızasında daha fazla kalır ve daha iyi anlar.
Bunun rütbesi ise iki kısımdır:
İlk kısım İtikat hakkındadır. Bu da üç bölümdür. (Her bölümde de ayrı ayrı konular vardır.)
İkinci kısımda ise; İbadetler konusu bulunmaktadır. Bu da dört bölümdür. (Bunda da ayrı ayrı konular bulunmaktadır.)
Şüphesiz ki Allah (c.c.) doğrulara götüren ve sonuçlara ulaştırandır. 3
Dostları ilə paylaş: |