198 Atar, Fıkıh Usûlü, s. 7; Ebû Zehra, Usûlü’l-Fıkh, s. 8; Pekcan, "Fıkhın Genel Kurallarına Dair İlkRisale", İslâmî Araştırmalar, s. 294.
199 Ebû Zehra, Usûlü’l-Fıkh, s. 8.
200 Nedvî, Kavâid, s. 402-424.
201 Zerkâ, Medhal, I, 235; Nedvî, Kavâid, s. 54.
202 Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 59.
203 Zuhaylî, el-Kavâid, s. 22-23; Nedvî, Kavâid, s. 54; es-Sedlân, el-Kavâid, s. 15.
204 Ebû Zehrâ bu kâidelere İslam hukukunun genel nazariyeleri demektedir. bkz. Ebû Zehra, Usûlü’l-Fıkh, s. 8; El-Venşerîsî’nin Kavâid’inin tahkikini yapan Tâhir el-Hattâbî, fıkıh ilmindeki küllî kâidelerin sayılamayacak kadar birçok hükmü kapsaması sebebiyle, modern bir ifadeyle nazariye olarak isimlendirileceğini söyler. bkz. El-Venşerîsî, Îdâhu’l-Mesâlik (Drase Böl.), s. 111; Bu konuda başka kullanımlar ile ilgili olarak bkz. er-Rûkey, Nazariyyetu’t-Taq’îd, s. 53.
205 Zerkâ, Medhal, I, 235.
206 Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 109-110; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 23; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 206; Nedvî, Kavâid, s. 55-56.
207 er-Rûkey, Nazariyyetu’t-Taq’îd, s. 54.
208 Nedvî, Kavâid, s. 56; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 206; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 79; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 23; Abdullah ed-Dir’ân, el-Medhal, s.226. Aralarındaki farklılıklar ile ilgili geniş bir değerlendirme için bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 148-152.
226 "كل ما حرم نظره حرم مسه" Zerkeşî, el-Mensûr, III, 114.
227 "كل ما خرج من السبيلين فإنه نجس إلا المني من الإنسان" Zerkeşî, el-Mensûr, III, 105. Zerekeşî Kavâid’inde "Külliyyât" başlığı altında bunlardan bir çok örnek zikreder. bkz. Zerkeşî, el-Mensûr, III, 104-117.
228 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 81; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 57-58.
229 Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 59-60.
230 Dönmez, "Hz. Peygamber’in Tebliğine Hâkim Olan Başlıca Hukuk Prensipleri", Ebedî Risâlet, s. 164.
231 Arsal, Hukukun Umumî Esasları, I, 14.
232 Esad, "Kavâid-i Hukukiyenin Menşei", Cerideyi Adliye, I, 27-28.
233 Dönmez, "Hz. Peygamber’in Tebliğine Hâkim Olan Başlıca Hukuk Prensipleri", Ebedî Risalet, s. 166.
234 Belgesay, "Mecellenin Küllî Kâideleri ve Yeni Hukuk", İÜHFM, XII, 564.
235 Aydın, Türk Hukuk Tarihi, s. 70; es-Sâbûnî, Medhal, I, 254-255.
236 Schacht, İslâm Hukukuna Giriş, s. 13.
237 Zerkâ, Medhal, II, 952; Dönmez, "Hz. Peygamber’in Tebliğine Hâkim Olan Başlıca Hukuk Prensipleri", Ebedî Risalet, s. 167; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, s. 206; Zerkeşî, el-Mensûr, (Muhakkikin mukaddimesi) I; 19.
238 Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 206; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 57.
239 Özen, "Furûk", DİA, XIII, 224-225; Nedvî, Kavâid, s. 72
240 Nedvî, Kavâid, s. 115.
241 Ebû Zehra, Mâlik, s. 218; Haşim el-Burhânî, Seddu"z-Zerâi‘, s. 159-160; Aydın, Türk Hukuk Tarihi, s. 70; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 288.
242 Zerkâ, Medhal, II, 951; El-Venşerîsî, Îdâhu’l-Mesâlik (Drase Böl.), s. 118; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 29; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 52; Ubâde, Kavâid, s. 8; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 206; es-Sâbûnî, Medhal, I, 263; Zerkeşî, el-Mensûr, (Muhakkikin mukaddimesi) I; 17; es-Sedlân, el-Kavâid, s. 23.
243 Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 206; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb, (Drase Böl.) I, 47; Özafşar, Hadîsi Yeniden Düşünmek, s. 118.
244 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 288. Özellikle Kavâid ile ilgili yapılan tezlerin birçoğunda bu yaklaşımı görmek mümkündür.
245 Baktır, Küllî Kâideler, s. 3; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 289.
246 er-Rûkey, Nazariyyetu’t-Taq’îd, s. 18; Ubâde, Kavâid, s. 2-3.
247 es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 57. Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 43.Bu konuda sahabe ve tabiînden rivayetler ile ilgili geniş bilgi için bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 290-297; Nedvî, Kavâid, s. 82-83.
248 Sahabe döneminden örnek için bkz. Kâsânî, Bedâyi‘, VI, 266; VII, 83.
249 Kal’acî, Fıkhu İbrahim, s. 198; Benzer bir yorumu Şelebî de Ebû Hanife için yapmaktadır. bkz. Şelebî, Medhal, s. 323.
250 Dihlevî, el-Müsevvâ, I, 19.
251 Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 207.
252 Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 122; er-Rûkey, Kavâid u’l-Fıkh, s. 134-135; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 310.
253 Dihlevî, el-Müsevvâ, I, 19.
254 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 310.
255 Nedvî, Kavâid, s. 95; Bûrnû, el-Vecîz, s. 58.
256 Zerkâ, İslam Hukuku, I, 139.
257 Zerkeşî, "إذا ضاق الامر اتسع " kâidesinin İmam Şafiî’nin (v. 204/820) sözlerinden olduğunu zikreder. bkz. Zerkeşî, el-Mensûr, I, 120; Suyûtî de "لا ينسب للساكت قول" kâidesi için aynı yorumu yapmaktadır. bkz. Suyûtî, Eşbâh, s. 266.
258 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 298; Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 43.
259 Şelebî, Medhal, s. 325; Nedvî, Kavâid, s. 97; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 32; Baktır, Küllî Kâideler, s. 1; Bûrnû, el-Vecîz, s. 59; er-Rûkey, Kavâid u’l-Fıkh, s. 136.
260 es-Sâbûnî, Medhal, I, 254-255; Nedvî, Kavâid, s. 98; er-Rûkey, Kavâidu’l-Fıkh, s. 135; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 52; Haşim el-Burhânî, Seddu’z-Zerâi‘, s. 159-160; Aydın, Türk HukukTarihi, s. 70.
261 Aydın, Türk Hukuk Tarihi, s. 71; Nedvî, Kavâid, s. 120; Ubâde, Kavâid, s. 8.
262 Nedvî, Kavâid, s. 120; Bûrnû, el-Vecîz, s. 84.
263 Şelebî, Medhal, s. 325; Nedvî, Kavâid, s. 99; er-Rûkey, Kavâidu’l-Fıkh, s. 140; Abdullah ed-Dir’ân, el-Medhal, s.223; Bûrnû, el-Vecîz, s. 59; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 58.
264 Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 41.
265 Kaynaklarda vefat tarihi zikredilmemektedir. Bununla birlikte Hicrî üçüncü asırda doğup dördüncü asırda vefat ettiği kaydedilmektedir. bkz. Zerkâ, Medhal, II, 953; Nedvî, Kavâid, s. 100; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 311. Vefat tarihini veren kaynaklar da bulunmaktadır. bkz. Şübeyr, Kavâid, s. 49.
266 Nedvî, Kavâid, s. 99-100; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 33; El-Venşerîsî, Îdâhu’l-Mesâlik (Drase Böl.), s. 118; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 207; Şelebî, Medhal, s. 326; Bûrnû, el-Vecîz, s. 62; Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 41; İzmirli, İlm-i Hilâf, s. 189; Özafşar, Hadîsi YenidenDüşünmek, s. 120.
267 Bazı kaynaklarda Ebû Saîd olarak geçmektedir. bkz. Suyûtî, Eşbâh, s. 35; İbn Nüceym, Eşbâh, s. 10; Hamevî, Ğamzu Uyûni’l-Basâir, I, 35.
268 Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb, I, 252-253; Suyûtî, Eşbâh, s. 35-36; İbn Nüceym, Eşbâh, s. 10-11.
269 Hamevî’ye göre, bu hikayenin anlatılmasındaki maksat, kavâidin önemini belirtmek içindir. Bir alimin bu kâideleri öğrenmek için bir yerden başka bir yere yolculuk yapması buna atfedilen değeri gösterir. Ayrıca yolculuk yapan Herevî değildir. O, bu hikayeyi rivayet etmektedir. Ebû Tahir ed-Debbâs gibi bir alim, nasıl oluyor da zikredilen sebepten dolayı bir alimi döverek mescitten çıkarıyor. Ebû Tahir’in, bu kâideleri başkasının duymaması için bir daha tekrarlamadığı da ilmin gizlenmesi olur ki, bu da hadis-i şerîfte kınanmıştır. bkz. Hamevî, Ğamzu Uyûni’l-Basâir, I, 36. Bâhusyen de Hamevî’nin bu eleştirilerine ek olarak şu iki eleştiriyi getirmektedir. Ebû Tahir ed-Debbâs’ın Ebû Hanife’nin mezhebini onyedi kâideye dayandırması ve bunları her gece tekrarlaması, bu kâideleri ve sayısının bilindiğini gösterir. Böyle olmasaydı bunların onyedi kâide olduğu, her gece tekrarladığı halde kimsenin bilmediği nasıl bilinebilirdi ki? Ayrıca Debbâs âmâ olduğu halde nasıl oluyor da Herevî’yi dövüyor? bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 312-313.
270 Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb, I, 253-254; Suyûtî, Eşbâh, s. 36-37. Son kâide Suyûtî’de "العادة محكمة" şeklinde, Alâî’de ise "تحكيم العادة" olarak geçmektedir. bkz. Suyûtî, Eşbâh, s. 37; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb, I, s. 254.
271 Şelebî, Medhal, s. 326; Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 123; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 316; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 207; Nedvî, Kavâid, s. 100; Şübeyr, Kavâid, s. 49; Bûrnû, el-Vecîz, s. 63; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb, (Drase Böl.) I, 49; Zerkeşî, el-Mensûr, (Muhakkikin mukaddimesi) I; 20.
272 Kerhî’nin bir araya getirdiği bu asıllar için bkz. Debûsî, Te’sîsü’n-Nazar, s. 161-175 arası.
273 Geniş örnek ve ayrıntılı bilgi için bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 307-310.
274 İbn-i Sübkî, Eşbâh, I, 305. Bunun dışında İbn Sübkî (v. 771/1369) başka kâideleri akrarırken kimin tarafından konduğuna değinmektedir. Bkz. İbn-i Sübkî, Eşbâh, I, 135-441.
275 Bu kitabın Ebû’l-Leys es-Semerkandî’ye mi yoksa Ebû Zeyd ed-Debûsî’ ye mi ait olduğu tartışmalıdır. bkz. Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, s. 207;
276 Zerkâ, Medhal, II, 955; Nedvî, Kavâid, s. 101; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 318-319; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, s. 207; Şelebî, Medhal, s. 327; İzmirli, İlm-i Hilâf, s. 189.
277 Nedvî, Kavâid, 101; Bûrnû, el-Vecîz, 64. Ayrıca bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 319-321.
278 Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 207.
279 Zerkâ, Medhal, II, 958; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 324; Nedvî, Kavâid, s. 102; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 207; Bûrnû, el-Vecîz, s. 65.
280 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 335-336; Şübeyr, Kavâid, s. 53.
281 Nedvî, Kavâid, s. 102; Bûrnû, el-Vecîz, s. 65.
282 Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 141; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb (Drase Böl.), I, 80; Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 48; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 336.
283 Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 49; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 336; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb (Drase Böl.), I, 80; Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 142; Şübeyr, Kavâid, s. 53.
284 Şübeyr, Kavâid, s. 53; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb (Drase Böl.), I, 80-81; Bâhuseyn, el-Kavâid, 336; Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 140-141.
285 Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 140; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb (Drase Böl.), I, 81; Şübeyr, Kavâid, s. 54; Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 49; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 336.
286 Bûrnû, el-Vecîz, s. 68; Nedvî, Kavâid, s. 104-105; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 336.
287 Şübeyr, Kavâid, s. 54-56; Nedvî, Kavâid, s. 105; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 341-342; Bûrnû, el-Vecîz, s. 68.
288 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 350-351.
289 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 350.
290 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 400.
291 Nedvî, Kavâid, s. 121.
292 Belgesay, "Mecellenin Küllî Kâideleri ve Yeni Hukuk", İÜHFM, XII, 562-564.
293 Modern dönem ile ilgili geniş bilgi için bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 402-428.
294 İzmirli, İlm-i Hilâf, s. 187.
295 Kevserî, Makâlât, s. 118.
296 Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 5; Es-Serhân, "el-Kavâidu’l-Fıkhiyye", Er-Risâletu’l-İslâmiyye, S.164-165, 138.
297 Karâfî, el-Furûk, I, 2-3.
298 Zerkeşî, el-Mensûr, I; 66; Suyûtî de bazı Şafiî bilginlerin "fıkıh, nezâiri bilmektir" dediklerini kaydeder. Bkz. Suyûtî, Eşbâh, s. 31.
299 Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 6.
300 Karâfî, el-Furûk, I, 3; Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 5-6; Nedvî, el-Kavâidve’d-Davâbıtu’l-Mustahlase, s. 113; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 25-26; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 208; Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 114; es-Sedlân, el-Kavâid, s. 33-34; Yıldırım, Mecelle’nin Küllî Kâideleri, s. 20.
301 İbn-i Vekîl, Eşbâh, (Drase Böl.), I, 23; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 25.
302 İzmirli, İlm-i Hilâf, s. 187.
303 Zerkeşî, el-Mensûr, I, 66; İbn Receb, el-Kavâid, I, 4.
304 Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 6.
305 Zerkâ, Medhal, II, 949; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 89-90
306 Kevserî, Makâlât, s. 118.
307 Nedvî, Kavâid, s. 291; Baktır, "Kâide", DİA, XXIV, 208; Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 112; Bûrnû, el-Vecîz, s. 24; Yıldırım, Mecelle’nin Küllî Kâideleri, s. 20; Şübeyr, Kavâid, s. 76-77; Alâî, el-Mecmûu’l-Müzheb (Drase Böl.), I, 47.
308 Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 60; Şübeyr, Kavâid, s. 77. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 116.
312 Zuhaylî, el-Kavâid, s. 26; es-Sedlân, el-Kavâid, s. 33; Hısnî, Kitâbu’l- Kavâid, (Drase Böl.), I, 37; İbn-i Vekîl, Eşbâh, (Drase Böl.), I, 24.
313 İbn-i Sübkî, Eşbâh, I, 10.
314 Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 6; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 61.
315 Zerkeşî, el-Mensûr, I, 69-71.
316 İbn Nüceym, Eşbâh, s. 10. Hamevî, burada fakîh ile kastedilenin fıkıhta mukallit olduğunu kaydeder. Ayrıca fetvada müctehidin tanımını da şu şekilde yapar: "Mezhep imamının ve arkadaşlarının (tabilerinin), hakkında görüş belirtmedikleri hadiselerin hükümlerini, onların usullerinden ve kâidelerinden tahric etme kudretine sahip olan kimsedir". bkz. Hamevî, Ğamzu Uyûni’l-Basâir, I, 34.
317 es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 89.
318 İbn Receb, el-Kavâid, I, 4; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 26; Makkarî, el-Kavâid (Drase Böl.), I, 113.
319 Zerkeşî, el-Mensûr, I, 66.
320 Suyûtî, Eşbâh, s. 31.
321 Remzi Balkanlı, İslâm Hukukunun Umumî Esasları, s. 105.
322 Şelebî, Medhal, s. 325; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 87-89; Bûrnû, el-Vecîz, s. 24. Ayrıca Bûrnû, kaynak belirtmeksizin, bazılarının, müftü için kavâid bilgisinin farz-ı ayın, diğerleri için farz-ı kifaye olduğunu söylediklerini belirtir. bkz. Bûrnû, el-Vecîz, s. 24.
323 Musa Carullah, Kavâid-i Fıkhiyye, s. 6; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 61.
324 Suyûtî, Eşbâh, s. 31; İbn-i Vekîl, Eşbâh, (Drase Böl.), I, 23.
325 Ubâde, Kavâid, s. 5; es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 88.
326 Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 116.
327 Mahmesânî, Felsefetu’t-Teşrî‘, s. 203.
328 Zerkâ, Medhal, II, 947; Nedvî, Kavâid, s. 57; Abdullah ed-Dir’ân, el-Medhal, s.227.
329 Kevserî, Makâlât, s. 118.
330 es-Sâbûnî, Medhal, I, 261; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 26; Şübeyr, Kavâid, s. 81. es-Sedlân, el-Kavâid, s. 33.
331 es-Süleyman, eş-Şekk ve Eseruhu, I, 90-91.
332 El-Halîfî, "El-Kâidetü’l-Fıkhiyye", Mecelletü’ş-Şerîa, s. 295; Baktır, Küllî Kâideler, s. 25; Zuhaylî, el-Kavâid, s. 29.
333 Bakara, 2/286.
334 Bakara, 2/185.
335 "كل مسكر حرام" Müslim, Eşribe 70.
336 " ما كان من شرط ليس في كتاب الله فهو باطل"Buhârî, Buyu‘ 73.
337 "لا ضرر ولا ضرار" Muvatta, Akdiyye 31; İbn-i Hanbel, Müsned, V, 327; İbn Mâce, Ahkâm 17; Mecelle Md. 19.
338 "البينة على المدعي واليمين على المدعى عليه" Buhârî, Rehn 6; Tirmizî, Ahkâm 12; İbn Mâce, Ahkâm 7; Mecelle Md. 76.
339 Ubâde, Et-Teşrîu'l-İslâmî, s. 159; Bilmen, Kamus, I, 254.
340 Bazı kâidelerin asılları ile ilgili geniş bilgi için bkz. Zuhaylî, el-Kavâid, s. 29-30; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 52.
341 Hadimî, Mecâmi‘, (yzm.), vr. 1a; İzmirli, İlm-i Hilâf, s. 191; Ansay, İslam Hukuku, s. 28; Başka örnekler için bkz. Bâhuseyn, el-Kavâid, s. 265-271.
342 Nedvî, Kavâid, s. 295; Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 58.
343 Yaman, "Fıkıh Kâideleri", Marife, s. 62.
344 Güzelhisârî, Menâfiu’d-Dakâik, s. 16; el-Keylânî, "Kavâidü’l-Makâsıd", İslâmiyyetü’l-Ma’rife, s. 30; Baktır, Zaruret Hali, s. 150; es-Sedlân, el-Kavâid, s. 35; Ansay, İslam Hukuku, s. 28.
345 Karâfî, el-Furûk, IV, 40.
346 Geniş bilgi ve örnekler için bkz. Nedvî, Kavâid, s. 296-309.
347 Şübeyr, Kavâid, s. 29; Zuhaylî, "el-Kavâidü’l-Fıkhiyye", Mecelletü’l-Bahsi’l-İlmî, s. 13; Yıldırım, Mecelle’nin Küllî Kâideleri, s. 18. Bu kâidelerin de delil olarak kullanılabileceğini iddia eden araştırmacılar da bulunmaktadır. Bkz. El-Halîfî, "El-Kâidetü’l-Fıkhiyye", Mecelletü’ş-Şerîa, s. 303-342 arası.
348 Hamevî, Ğamzu Uyûni’l-Basâir, I, 37; Nedvî, Kavâid, s. 294-295.