< tevhîD ve kelam takdiM


İlimler Allah'a Îmânımı Daha Çok Kuvvetlendiriyor 236



Yüklə 0,92 Mb.
səhifə22/25
tarix17.11.2018
ölçüsü0,92 Mb.
#83253
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   25

İlimler Allah'a Îmânımı Daha Çok Kuvvetlendiriyor 236

Prof. Dr. Albert Macop Winsthis

(Moleküler Biyoloji Mütehassısı)

«Acaba ilimle iştigal etmeyen diğer kimseler gibi ilim adamla­rının da Allah'ın varlığına inanması ve onun kudsiyetini kabul et­mesi normal midir?

ilmî buluşlar arasında insanın çok yüce bir yaratıcının gücüne inancını azaltabilecek keşifler de yer almakta mıdır?

İşte zaman zaman ilim adamlarının birçok sahalarda bazı din yorumcularının yorumlarına ters düşen gerçekleri açığa çıkardıkla­rını zannedenlerin kafalarında dolaşan sorulardan birisi budur.

Ben Üniversitede okurken ilim felsefesi branşını seçmiştim. Ve ilimler üzerinde tahsil yapacaktım. Yukardakilere benzer bir örnek geçmişti başımdan. Halalarımdan birisinin beni yanına alarak ilim­ler felsefesi tahsiline devam etmekten vazgeçirmek için ne kadar ça­lıştığını çok iyi hatırlarım. Çünkü ona göre ilimler felsefesi üze­rindeki çalışmalarım, benim Allah'a olan îmânımı, yıkacaktı. Bir­çokları gibi o da, ilimle dinin birbiriyle çarpışan iki kuvvet olduğu­nu ve bir kişinin gönlünde ikisinin birlikte yer edemeyeceğini ka­bul ediyordu. 237

Ben değişik bilim dallarında çalışma yapmış ve uzun yıllarını hu yola vermiş birisi olarak ilim dünyasında Allah'a îmânımı sar-sacak hiçbir şeyle karşılaşmadığımı bütün kalbî samimiyetimle ifa­de ederim, timi çalışmalar benim Allah'a îmânımı sarsacağına bilâ­kis daha da kuvvetlendirdi. Ve eskisinden çok daha sağlam ve me­tin hale getirdi.

Şüphesiz ki ilim, insanın, Allah'ın kudret ve azametini daha fazla görmesine yardım etmektedir, insanoğlu kendi etüd ve çalış­ma sahasında yeni bir şey keşfettikçe Allah'a karşı îmânı da faz-lalaşır...» «Nasıl ki müsbet ilim tıp dünyasında eskiden geçerli olan hacemat ve benzeri metodlan kaldırarak, teşhis ve tedavi gibi yeni metodlar getirmişse, modern ilmin diğer dallan da, insanın Al­lah ile olan münasebetleri konusunda birçok sapık inançları değiş­tirerek sağlam esaslar getirmiştir...» «Biz bu gerçekleri bildik diye Allah'a îmânımız sarsılacak değil, bilâkis ne kadar ilmimiz artar­sa, onun yarattığı mahlûkatı ne kadar iyi bilirsek, îmânımız da o derece artacaktır.»

«İnsanoğlu herhangi bir san'atkâraı elinden çıkan san'at eseri­ni o san'at eserini meydana getiren san'atkârla ilgili birtakım bil­gilere sahip olmadan inceleyip anlayamaz. Aynı şekilde biz, kâina-tm esrarı ve yeryüzünde yaşayan varlıkların -bilinmez yanları ko­nusunda derin bilgiler elde ettikçe, onları yoktan varedip yaratan varlığın, yani Allah'ın kudret ve azametini daha çok anlayabiliriz. Ben canlı organizmayı konu edinen geniş bir ilim dalı olan «Mole-küler Biyoloji» üzerinde çalıştım. Ve gördüm ki, bu kâinatta Al­lah'ın yarattığı nesneler içerisinde canlı varlıklardan daha üstün bir yaratık mevcut değildir.

Yürüdüğünüz bir patika yolun kenarında kendiliğinden bitmiş bir yoncaya bakınız. İnsan elinin mamulü olan sayısız ve harikula­de yapılmış şeylerden hiç birisi onun kadar güzel ve onun kadar alımlı olabilir mi? İşte gördüğünüz o küçücük yonca canlı bir fab­rikadır. Gece gündüz durmadan çalışır. Mütemadiyen binlerce kim­yevî ve fizikî reaksiyonlar cereyan eder içinde. Protoplazmamn buy­ruğu altında neler olmaz neler. Protoplazma, bütün canlı varlıkla­rın birleşiminde bulunan ana maddenin adıdır.

Peki bu akıllan durduracak karmakarışıklıktaki canlı makine nereden gelmiştir? Onu Yüce Allah yalnız yaratmakla kalmamış, yaşamasını sağlamış, varlığını korumasını temin etmiş, nesilden ne-sile bütün kendi türünün özelliklerini ve hususiyetlerini devam ettirmesini takdir buyurmuş ve böylelikle bizim onu diğer bitkiler

den ayırmamıza yardımcı olmuştur.

Biyolojinin inceleme konuları arasında en büyük yeri; cai varlıkların üremesi konusu işgal eder. Bu husus Allah'ın kudretinin en belirgin şekilde ortaya çıktığı alanlardan birisidir. Bir koca bit­kinin üreyeceği bir hücre o derece küçük varlıktır ki, ancak binler­ce defa büyülten mikroskoplar kullanılarak onu gözlemek mümkün olur. Ama ne gariptir ki o koca bitkinin bütün özellikleri, damar­ları, kabuğu, dah, budağı, kökü ve yaprağı, hacimleri son derece küçük mühendislerin gözetimi altında sonsuz bir dikkat ve itina ile inşa edilmektedir. Bu küçücük mühendisler, bitkinin meydana gel­diği hücrenin içinde yaşarlar. İşte bu dikkatli mühendisler toplu­luğunun adına «kromozomlar» diyoruz. Bu son derece küçük yapı­daki mühendisler, çok nadir zamanlarda bu küçücük hücrelerin üret­tikleri bitkinin özelliklerini değiştirebilirler...»

«Bugün bilginler son derece önemil yeni bir keşfin eşiğinde bu­lunuyorlar. Bu keşif, laboratuarlarda ve deney tüpünde canlı varlık meydana getirmektir. Laboratuarlarda yaşayan bir varlık meyda­na getirme imkânı, ancak bugün elde edilmiş bulunuyor. Fakat bu meydana geliş ameliyesi, son derece basit ilkel ve eksikliklerle dola bir canlı türünün oluşmasından ibarettir. «Des oksiribo nitriklorik asit» adı verilen (DNA) madde belirli nisbette kimyevî maddelerin karışımıyla elde edilmiş bulunmaktadır. DNA bundan Önce ancak canlı hücrelerin içinde elde edilebilmekteydi. Halbuki bugün labora­tuarda elde etmek mümkün olmflştur. DNA kısa formülüyle ifade edilen bu madde, nesiller boyu genetik özellikleri taşıyan ve bileşi­mindeki bütün canlılara kendi damgasını vurarak verasetin geçi­şini sağlayan ana hayat maddesidir.

Ayrıca bazı canlı hücrelerin protopiazm alarmdaki DNA'lann alınarak başka türlerin protoplazmalarına koymak mümkün olmuş­tur. Bu ise, aşılanan maddenin genetik özelliklerinin tamamen fark­lı bir şekilde ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Biz insanların laboratuarda hazırladıkları DNA asitlerinin canlı hücrelerindeki protoplazmalara aşılanmaları halinde nasıl bir reak­siyonla karşılanacağını bilmiyoruz. Canlı hücre bu asitleri emecek mi, bileşimine kabul edip intibak edecek mi, yoksa tabiî organik maddelerde meydana gelen reaksiyonların aynısı burada da mı mey­dana gelecek? Şu ana kadar bu sualin cevabını verebilmiş deği-

İte 238 Bu güne kadar bu alanda sarfedilen çabalar kaderin eline bağlı bulunmaktadır. Bazı bilginler deney tüplerinde canlı varlıkla­rın meydana getirilebileceğini imkânsız olarak kabul etmekte ve bu çabalar başarılı dahi olsa, kuşkularını belirtmektedirler 239 Peki böyle bir başarı bizim Allah'a karşı îmânımızı sarsabilecek midir? Hayır. Ancak sathî bir inançla Allah'a inanmış olanların îmânım sarsabilir. Ama derin bir düşünce ve tefekkürle inananları kat'iy-yen sarsmaz. Çünkü böyle bir ameliye Yüce Allah'ın yoktan vare-derek meydana getirdiği varlıkların derinliğini anlama bakımından bir yeni adımdan öte birşey olmaz. İnsanların omuz omuza verip keşfetmek için asırlarca çaba sarfettiği varlıkların ilk ve ana mad­desini yoktan vareden yine O'dur.

Şu halde Allah'a îmânımızı kuvvetlendirmek istiyorsak, haki-katları daha çok derinliğine inceleyelim ve gerçeği bütün derinliğiy-le kavramaya çalışalım...»240


Yüklə 0,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin