Beşinci Madde
Köprücük kemiğini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Köprücük
kemiği, göğüs kemiğinin iki yanından her birinin üzerine konulmuş bir
kemiktir ki, onun boşluğundan boğazın yanında boş bir açıklık kalmıştır. Ta
ki ondan dimağa yükselen damarlar ve inen sinirler geçip yol bulmuştur. Bu
kemik, boşluğa meyledip, omuz tarafınada bitişmiştir. Omuz, bu kemikle
bağlanmış olup, ikisi birilikte kol kemiğine bağlanmıştır.
Omuz kemiği ince faydalar için vücuda gelmiştir. Bir faydası budur ki: Kol
ile el ondan asılı olup, göğse bitişsin. iki elin, birbirine hareketi kolay
olup, selasetten kalmasın. Bir faydası budur ki: Omuz, kaburga
kemiklerinden uzak olup, iki kolun hareketi geniş kalıp, engel olmasın. Bir
faydası budur ki: Göğse hasredilmiş olan uzuvlara kalkan olup, omurga
omurlarının senasin ve kanatları makamında durup, göğse âfet ermesin. Bu
omuz kemiği, göğüs boşluğundan yana ince, enseden yana kalın olmuştur.
Boşluk tarafı üzerinde bükülmemiş bir boşluk vardır ki, kolun dönen tarafı
ona girmiştir. Bunun içi çıkıntısı vardır ki, birisi arka ve süt tarafına
kalkılmıştır. O, karga burnu nâmını bulmuştur. Onunla omuz, köprücüğe
bağlanmıştır. O çıkıntıdır ki, kolun ucunu üst tarafa eğilmekten engel
olmuştur İkinci çıkıntısı, aşağı ve ön tarafa gelmiştir. Yine kol kemiğinin
çıkmasına engel olmuştur. Şu halde göğüsten yana uzaklaştıkça, geniş olup,
yayılmıştır. Bu çıkıntının dışı üzerinde üçgen gibi bir çıkıntı vardır ki,
onun kaidesi, boşluktan yana, dar açısı göğüste yana gelmiştir. Ta ki
sırtın düz olmasına halel gelmemek için, omurga omurlarının senasini
yerinde koruyucu olmuştur. Bu çıkıntıya bitişik olan kıkırdağın yuvarlak
tarafıyle omuz genişliği son bulmuştur. Bu kıkırdağın bitişmesi de, diğer
kıkırdaklar gibi bilinmiştir.
34-BÖLÜM:034:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İki el ve iki ayak kemiklerinin bileşik keyfiyetini, isim ve özelliklerini
yedi madde ile açıklar.
Birinci Madde
iki pazu kemiklerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Pazu kemiği
yuvarlak şekil üzere suret bulmuştur. Ta ki âfet kabulünden uzak olmuştur.
Üst tarafı yumru olu, omuz çukuruna gevşek bir mafsalla girmiştir. Bu
mafsala gevşekliğinden, çok çıkma ârız olmuştur. Bu gevşeklikte iki fayda
vardır: biri ihtiyaçtır, biri emniyet ve selamettir.
İhtiyaç: Bütün yönlerde selamet harekettir. emniyet ise, sâbittir. Zira ki
pazu, her taraftan yana hareket etmeğe muhtaçtır. Lakin o hareket, onda çok
ve devamlı gelir. Ta ki, bağlarının kopmasından korkula. Belki pazu, çoğu
durumlarda sâkin ve sair mafsalları hareketli bulunmuştur. O mafallar
pazudan ziyade muhkem yaratılmıştır. Pazu mafsalını dört bağ tutmuştur.
Biri, enine perde gibidir ki, o mafsal, sair mafallar gbi kuşatıcı
olmuştur. İkisi sonundan inmiştir. Birinin tarafı geniş olup, pazu tarafını
çevrelemiştir. biri büyük ve sert olup, dördüncü bağ ile kargaburun
çıkıntısından inmiştir. Şekilleri geniş olup, pazuya temas etmiştir. Pazu
kemiği göğüsten yana çukur olup, boşluktan yana yumru kılınmıştır. Ta ki
üzerinde toplanmış ve tertip edilmiş olan adaleler, sinirler ve damarlar
örtülmüş olup, avuçladığı nesne gökçek ve kolay avuçlansın. iki el,
birbirinin üzerine rahat ulaşsın.
Pazunun alt tarafını üzerine iki bitişik çıkıntı bileşmiştir ki, iç
tarafında olan uzun ve inci bulunup, bir nesne ile mafsalı olmayıp, ancak
sinir ve damarları korumak için yaratılmıştır. Dış tarafında olan çıkıntı
ie ve üstte olan çukurda bulunan lokma ile dirsek mafsalı tamam olmuştur.
İkisi arasında bir yeri vardır ki, onun iki tarafında iki oyuk vardır.
Üstteki oyuk önde ve alttaki oyuk arkada vâki olmuştur. Üst oyuğun engeli
yoktur. Düzgündür. Fakat ikinci oyuk, daha büyüktür. Göğüs oyuğuna yakın
olan yeri düz olmayıp, oyuğu dahi yuvarlak bulunmayıp, duvar gibi düz
yaratılmıştır. Ta ki onda, kol çıkıntısı, boşluk tarafından yana hareket
edip, ona ulaştığında dursun. Bu iki oyuğa, iki atabe adı vermişlerdir. Bu
mafsallar, bu yapı üzere düzen tutmuştur.
İkinci Madde
Bilek kemiklerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Bilek,
uzunlamasına iki kemikten oluşmuştur. Onlara: iki bilek kemiği derler.
Bunların başparmağa yakın ola üstteki ince olup, ona, üst bilek kemiği
derler. Küçük parmağa yakın olan alttaki, taşıyıcı olduğundan alt kemik
adını almıştır.
Üst bilek kemiğinin faydası: Onunla bileğin hareketi eğilip, bükülücü
olmaktır. Alt kemiğin faydası: Onunla bilek kavrama ve yayılmadan yana
hareket eder. Bu iki kemiğin her birinin ortası ince ve latif
yaratılmıştır. Ta ki, kalın adaleler onları sıkmasıyle ağırlık veren
kalınlıklarından kurtulmuş olalar. ama etrafı, et ve adaleden arınmış ve
bağlar ile gizlenmiş oldukları için, mafsalların hareketiyle sert
çarpmalara uğradıkları için kalın ve metin kılınmıştır. Üst kemik,
girintili-çıkıntılı olup; faydası, eğik hareketlere kabiliyeti olmak
bilinmiştir. alt kemik, yumma ve açmaya yaradığı için düz yaratılmıştır.
Dirsek mafsalı, adale ile süt ve alt kemi mafsallarındandır. Üst kemiğin
tarafında küçük bir çukur vardır ki, pazunun boşluk tarafında olan çıkıntı
onda raptedilmiştir. O çukurda, bu çıkıntının dönmesiyle eğri hareketler
hâsıl olmuştur. Alt bilek kemiğinin iki çıkıntısı vardır ki, aralarında
(sin) harfine benzer benzer bir yer bulunmuştur. Onun çukurunda olan yüzeyi
yumru kılınmıştır. Ta ki pazunun çukur tarafında olan yere girip, dirsek
mafsalı ondan bileşe. Vakta ki giren yer, çukur yer üzerinde geri ve süt
taraflarına hareket eylese, el yayılır. Kaçan çıkıntıyı haseden çukurdan
duvar eri ayrılsa; eli ziyade yayılmaktan haps ve men edip, adale ile bilek
istikametine yakın olur. Kaçan iki yer birbirinin üzerinde ön ve üst
taraflarına hareket eylese, el yumulup, bileği pazuda ön tarafa teğet
olur. İki çıkıntının aşağı tarafları, tek bir şey gibi toplanmış olup,
onlardan geniş ve ortak bir çukur meydana gelir ki, çoğunlukla alt
çıkıntıda bulunmuştur. Bu çukurdan fazla kalan âfetlerden uzak olmak için
yumru ve kaygan yaratılmıştır. Alt bilek kemiğinin çukuru gerisinde
uzunlamasına bir çıkıntı vardır ki, faydası: Korumak ve kollamaktır.
Üçüncü Madde
El ayasının kemiklerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: El ayası, bir
çok kemiklerden meydana gelmiştir. Ta ki cüzüne erişen âfet, bütününe
erişmesin. El ayası, eli yumduğunda, o kemiklerle çukurlaşmakta ve büyük
cisimler üzerinde avucun çukur olmasıyle, kayganların tutulması mümkün
olsun. Bu kemiklerin mafsalları birbirine zaptolunmuştur, ta ki dağılmasın.
Avucun aldığı nesnelerde tutuşu zayıf olmasın. Hatta ayanın derisi soyulsa,
bu kemiklerin hepsi bitişik ve tek görünür. Bu bitişme ile bile bu
kemikleri birbirine birçok bağlar, sağlam bağlayıp; bir miktar mutavaat
vermiştir. Ta ki avucun içinde kavramaya yarayan çukurluk meydana gelsin.
Aya kemikleri yedi ve bir de fazla kemik yaratılmıştır. Ama yedi asıl
kemik, iki saf kılınmıştır. Bir safı, bilekten yanadır ki, cisimleri ince
ve sayları üç bulunmuştur. İkinci safın kemikleri, parmak taraklarından yana
bulundukları için geniş olup, sayısı dört bilinmiştir. Şu halde üçü araya
sıkıştırılıp, bileğe yakın olan tarafı ince ve gayet bitişik bulunmuştur.
Öteki safa yakın olan tarafı, geniş ve bitişiklikleri az kılınmıştır.
Sekizinci kemik ise, el ayasının iki safını düzenlemek için değil, belki
ayaya yakın olan siniri korumak içindir. üç kemiğin açlarının
birleşmesinden, onun tek ucu hâsıl olup, iki bilek kemiği uçlarından hâsıl
olan geni çukura girip, ondan mafsal yumulur ve açılır. Alt bilek kemiğinde
açıklanan çıkıntı, aya kemiklerini yakın ola kemiğin çukuruna girip, onunla
mafsal, eğik ve açık olmuştur.
Tarak kemikleri dört olup, dört parmağa mukabil gelmiştir. Bu tarak
kemikleri, ayaya yakın olan tarafta birbirine yakın olmuştur. Ta ki bitişik
gibi olan kemikleri ayaya bitişmesi gökçek olsun. Parmaklar tarafından yana
bir miktarca açık olmuştur. Ta ki kemikler, farklı açıklıklara güzel
bitişsin. İç tarafından çukur olmuştur, ta ki genişlik ve sıkışıklığa
yardımcı olsun. Aya mafsalı ile tarak kemikleri, aya etrafında olan
çukurlara, kıkırdaklara bürünmüş olan tarak kemiklerinden çıkıntılar
girişiyle telif edilmiş yaratılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |