ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Örneğini de veriyorum: Temel hak ve özgürlüklerin durdurulmasına biz itiraz ettik ama girdi.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – …madde girdi.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangi maddeydi?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Katalog görüşülürken hiçbir maddeyle ilgili -isteseniz de istemeseniz de- bir parti önerdiği zaman “Hayır efendim, ben bu maddeyi sevmiyorum onun için çıkaralım.” denmedi. O maddeler kabul edildi, içeriği görüşülürken ayrı bir şey.
Bunu, şimdi önersek mesela, daha önce hiç önerilmemiş olsa…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bence hiç sakıncası yok.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – …biz şimdi “Ben yeni bir madde istiyorum.” Buna “Hayır” mı diyeceğiz? Tabii ki girecek buraya ama ondan sonra görüşülürken işte efendim…
AHMET İYİMAYA (Ankara) –Hocam buyurun.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Şimdi şöyle bir şey oldu: İlk katalog oluşturulduğunda 41 madde oy birliğiyle oluşturuldu fakat burada ifadelerde farklılıklar var bir.
İki, söz gelimi işte o başlık içerisinde “vicdani ret” gibi parantez içerisinde yer alanlar vardı, vesaireler falan. Sonra değişik partiler farklı -41 maddenin dışında- önerilerde bulundular. Şu anda görüşmekte olduğumuz önerilerdir bunlar, onları görüşürken de danışmanlar arasında şu konuşmayı yapmıştık. Bunlara bizler belki bireysel olarak veya parti olarak taraftar olmayabiliriz fakat eğer yer alacaksa hangi başlık altında yer alabilir ve ayrı bir madde olarak mı yer alması gerekir vesaire. Şimdi de bunu işte barış hakkı örneğinde olduğu gibi iki parti katılmayabilir ama…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – İki partininin önerisi olarak yazılır.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – …iki partinin farklı renkteki önerisi başlık dâhil olmak üzere yazılırsa zaten bu o anlama geliyor. Bence, bunu çok fazla uzatmanın da bir anlamı falan yok. Yani zaman israfı gibi bir şey oluyor burada.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arkadaşlar, ben resen hukuk uygulamak durumunda değilim çünkü doğrudan demokrasi burada, hepimiz karşı karşıya… Ne buyurursunuz Hocam.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Şimdi tekrar şey yapalım, biraz netleştirmek bakımından yani “İyi ifade edildi, iyi anlaşılmadı.” demiyorum da ben, şimdi bir orta yol olması bakımından, burada tıkanmak hakikaten hoş bir şey değil. Yani bir teknik mesele üzerinde tıkanıyor. Bunu aşmamız lazım. Şöyle bir yol, çok da iyi niyetle söylüyorum: Katalog dışı olarak teklif edilen maddeler bir maddede anlaşmışsak zaten otomatik olarak o madde kataloğun içine girsin. Anlaşamadığımız maddelerde de teklif yapan partilerin teklifleri oraya kırmızı olarak yazılsın, bu teklife karşı çıkan partiler de buna karşılar diye… Bunları da ayrı bir kategoride madde numarası vermeden bir grupta toplayalım. Ama orada da görünmüş olsun yani, kim ne teklif etti?
FARUK BAL (Konya) – Hocam pardon.
Ayla Hanım, şimdi, Hocamın teklifiyle ortaya çıkan durum şu, önemli olan CHP’nin de BDP’nin de “Biz barış hakkını ileri sürdük kardeşim gördünüz mü?” demek değil mi? Amaç bu. Ha bu sayfada yer alsın, ha bu sayfada ne fark edecek ki? Vatandaş, bunu katalogda, katalog dursun, kataloğa önerilen vesaire, bu ayrıntıya hiç kimse girmeyecek zaten. Dolayısıyla böyle bir çözümü yani uzlaşı arayışını siz de değerlendirin, uygun görürseniz hemen diğer maddelere geçelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun efendim.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Aslında Faruk Bey’in son derece hakkı var, yaptığımız temel yanlış bu. Katalog içi, katalog dışı diye bir şey yok. Yani katalog dışı diye bir kategori yok aslında. Katalog bir yol haritası aslında. Onun için, yani katalog dışında o zaman böyle bir şey yok aslında hepsinin…
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – “Dört partinin mutabık kalmadığı madde” şeklinde diyelim o zaman.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama kataloğun içinde de dört partinin mutabık olmadığı madde var, onu demek istiyorum.
FARUK BAL (Konya) – Özgür Hanım, mutabık olanlar zaten girecek içine.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Hayır hayır, şu an bizim mevcut kataloğumuz var ya Faruk Hocam, onun içinde de bizim mutabık olmadığımız madde var. Mesela biz dedik ki böyle bir madde hiç olmasın.
FARUK BAL (Konya) – Ama o ayrı, onlar müzakere edilmiş.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama şu yüzden ayrı değil, diyoruz ki: Kataloğun içindeki bütün maddeler dört partinin uzlaşmasıyla oldu, bu doğru değil ampirik olarak. Çünkü biz bir madde için dedik ki: Böyle bir madde olmasın. Üç parti uzlaştı girdi. Demek ki katalog içindeki maddeler de her partinin “olsun” dediği maddeler değil, bunu demek istiyorum.
FARUK BAL (Konya) – Ben anladım sizin dediğinizi de bir taraftan efradını cami ağyarını mâni hâle getirmemiz lazım, bir şey çıkmayacak çünkü başka.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Tamam, bir şey çıkarmaya çalışalım.
FARUK BAL (Konya) – Bir şey çıkarabilmek için sırf “Katalog” diye elimizde bir liste var, bu bir şey. Bunun her tarafı kırmızı. Şimdi, yeni kırmızıları atacağız, ondan sonra diyeceğiz: “Gelin efendim bakın, bu Türk Bayrağı değil ama kırmızı bir şey.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arkadaşlar, yanıldığımız şey şu bakın, şu anda, şu ana kadarki tartışmalarımız, mutabık kaldığınız, katalogda yer alan öneriler üzerindeki müdahalelerdi, maddi müdahalelerdi. Şu anda ise apayrı bir madde ihdas ediyoruz. Bu niçin burada…
FARUK BAL (Konya) – Şimdi Hocam, hüküm de…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yok, şöyle, burada iki yol var, bir…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama madde için müdahaleler değil Sayın Başkan. Biz “Bir madde için bütünüyle olmasın.” dedik. Bu madde için müdahale değil.
FARUK BAL (Konya) – Hüküm de kısa kararları…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Söyle Ağabey, söyle evet.
FARUK BAL (Konya) – …kabul edilmediği takdirde toplantıya nihayet verelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, Faruk, söyleyin, metin olarak, buyur.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bir daha söylesin isterseniz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yok, söyleyecek, evet, evet. Diyor ki: “Şu, kabul edilmezse ara verelim.” diyor.
Faruk Bey, evet, buyurun.
FARUK BAL (Konya) – Her partinin önerisi var, uzlaşma sağlandığı takdirde bu maddeler üzerinde de müzakere yapılsın ve müzakerenin neticesine göre katalogta yer alsın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O tamam.
FARUK BAL (Konya) – İki, uzlaşma sağlanamadığı takdirde öneren partilerin katalog önerisi olarak ayrı bir yerde değerlendirilsin.
Üç, daha önce yaptığımız görüşmelerde demiş isek ki: “Bunu daha sonra görüşelim, bunu daha sonra kataloğa alalım.” gibi bu kayıtlardan çıkacak bir şey varsa, onları da onlun formülüne göre devam edelim.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Parantez içleri yani.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Parantez değil de, ayrı bir madde…
FARUK BAL (Konya) – Bunun için mutabık mıyız?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Bir ihtimal daha var.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun Hocam.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hocam, madem ki böyle bir karşılıklı görüşler var bu konuda o zaman biz bu maddelere “barış hakkı”yla ilgili maddeyi örneğin, daha önce kabul edilmiş görüşülmüş maddeye bir ek fıkra olarak önereceğiz. Buna itiraz…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Görüşürüz, ona tekrar dönemeyiz ki.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Mesela, bakacağız, en uygun şey hangisidir, bununla ilgili en uygun madde hangisidir, buraya bir ek fıkra olarak önereceğiz bunu.
FARUK BAL (Konya) – Buna “namütenahi müzakere” denir, Hocam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ayla Hanım, buyurun.
AYLA AKAT (Batman) – Şimdi, Başkanım, esasında çok kolay, bugüne kadar uyguladığımız yöntemi uygulamakla…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle bir yöntemi bana bulsunlar bakayım, hemen uygulayayım.
AYLA AKAT (Batman) – Çok kolay, şimdiye kadar uyguladığımız yöntemi uygulamakla çözüm bulacağımız bir konuyu yaklaşık bir saattir tartışıyoruz ve bu ciddi bir sorun esasında, niye? Bir, biz bu tartışmaları daha öncesinde yaptık, tükettik, burada tüm siyasi partilerin, hem kataloğun hazırlanması noktasında hem de daha sonraki tartışmalarda katalog maddelerinin değerlendirilmesi noktasında aynı şeyi düşünmemesi durumu, aynı şeyi önermemesi durumu zaten vardı ve düşünmeyelim ki kırmızıyla yazılıp o partinin önerisi diye geçti, şimdi, bunu katalog içi, katalog dışı tartışması içerisine sokmak yanlıştır, yanlışlığa düşmektir ki bu da bizim, gerçekten, zamanımızı ciddi bir şekilde aldı. Kaldı ki birazdan göreceğimiz –hani barış hakkı için bir şey demiyorum ama- bazı maddeler için ana Komisyonda tartışmamızı yapıp kataloğa kırmızı içerisinde aldık, bizim önerimiz olur.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım, o doğru. Oraya gelince o başka.
Var mı bir şey, bu şeyle ilgili? “Ek fıkra” diyor madde, şeyde, katalog dışı maddelerin…
ÖZCAN ALTAY – Parantezlerin hükmüne ilişkin net bir komisyon kararı yok. Onun sebebi de Üst Komisyon sürekli alt komisyona yeni maddelerin ihdası hakkında yetki verdi, alt komisyon da danışmanlarla birlikte kararlarını geliştirdi ancak nihayetinde Üst Komisyon onlarla ilgili nihai bir karar vermedi. Yani bunlar alınacak mı, parantez içinde olanların hangilerinin görüşüleceğine ilişkin elimizde bir Üst Komisyon kararı yok. Net bir karar yok.
FARUK BAL (Konya) – Siz bizim dediğimizi anlamamışsınız, karar istemiyoruz sizden. Tutanaklara bakacağız, diyeceğiz ki, örneğin, Hürriyet Hanım çok güzel bir örnek verdi “vicdani ret” tartışıldı, ben hatırlıyorum. “Biz karşıyız.” vesaire ama bunun daha sonra görüşülecekler hanesine atılmasını mı düşündük yoksa kataloglarla ilgili bir tartışma mı yaptık orada? “Daha sonra görüşelim.” demişsek bugün burada görüşmemiz doğrudur ama katalog dışı demişsek görüşmemize gerek yoktur.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – “Katalog dışı ya da içi” demedik hiçbirisine Vekilim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Sayın Başkan izin verirseniz açıklayacağım sorduğu soruyu çünkü…
Vekilim, hiçbiri için “katalog içi ya da dışı” demedik, sadece bir bölümü eskiden konuşulanlar, bir bölümü sonradan önerilenler.
FARUK BAL (Konya) – Anladım da belki sizin dediğiniz doğrudur ama bugün tartıştığımız katalog içi mi dışı mı? Benim söylediğimle sizin söylediğiniz de bu sonuca ulaşamayacağız, zabıtla ulaşacağız. Bu zaptı bulun diyorum.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Evet, haklısınız.
FARUK BAL (Konya) – “Haklıyım” dedi, yaz.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ana Komisyon toplantısında çıkan katalog metinlerine ulaşabilir misiniz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Faruk’çuğum, Faruk Bey, Ayla Hanım, şey edelim, mutavassıt, orta çözüm: Madde numarası vermeyelim, matlap olsun
FARUK BAL (Konya) – Ya ne alakası var madde numarasıyla maddenin.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ad olsun… Efendim, hayır, karşı olduğumuzu yazacağız oraya. “Şu şu partiler belirli bir madde ihdasına karşı.” diyoruz…
FARUK BAL (Konya) – Ağabey, madde numarası olsun, olmasın diye bir tartışma yok ki burada yahu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, olur mu? Madde numarası olsa yeter.
FARUK BAL (Konya) – Madde numarası olsa ne olur, olmasa olur?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman koyalım öyle o zaman. Koyalım o zaman.
FARUK BAL (Konya) – Konulduktan sonra, madde, numaralı konsa ne olur, numarasız konsa ne olur?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya üstadım, şu durumu tespit etsek ne olacak yani karşıyız zaten, Faruk’çuğum.
FARUK BAL (Konya) – Ya “önermiştir.” diyelim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Önermiştir.” diyelim. “Önermiştir.” diyelim de numara…
Hocam, çok eskisi var da onun için şey etmedim.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Belki daha iyi olur, daha öncekilere girmeden görüşümü söylersem ben, tabii ne yapacağız bunları diye zaten düşünüyoruz bir zamandır, yeni, ilk defadır tartışmıyoruz. Daha önce mesela fıkra içerisinde cümle önerisi oluyordu bazı partilerin onu paranteze alıp, kırmızı olarak yazıyorduk. Yine bir madde içerisinde fıkra önerisi oluyordu onu paranteze alıp yazıyorduk. Benim düşündüğüm şey, buradaki tartışmalardan tamamen habersiz olarak, bihaber olarak konuşuyorum, benim düşündüğüm şey: Madde önerileri konusunda mutabakat sağlanırsa eklenebilir, yazılır, numara verilir ama sağlanamazsa o zaman bunu parantez içerisine, diğer durumlarda olduğu gibi alıp kırmızıyla…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Neyin parantezi?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Maddenin tamamını paranteze alıp kırmızı olarak yazmak, benim şahsi görüşüm.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Hocam.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Adalet ve Kalkınma Partisi konusunda bu konudaki fikriniz arasında bir görüş birliği hasıl ederseniz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Çelişki yok, görüş birliği var aynı Hocam.
Ben diyorum: Biz maddeye karşıyız.
İki, bunun tespit edici bir şekilde yer alması iç hukuk ihlali anlamına gelmez diyoruz.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Bir şey sorabilir miyim? Başkanım bir şey söyleyeyim mi?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ekonomik Sosyal Haklar Komisyonunda yeni eklenen maddelerden biri konuşuldu, hiç bu tartışma olmadı. Temel gelir hakkı maddesi, aynı barış hakkı gibi, aynı hakikat hakkı gibi yeni eklenen bir maddeydi. Dört partinin temsilcisi de vardı, orada konuşuldu.
FARUK BAL (Konya) – Ama dördü de reddedildi.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Reddedilme, reddedilmemesi değil Vekilim, kataloğa eklendi normal, diğer maddeler gibi yeşil yazıldı anlaşıldı. Neden şimdi, mesela barış hakkı olunca bunu tartışıyoruz yani hakkın niteliğiyle ilgili mi?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O maddeye dönemeyiz ki. Senin maddene dönemeyiz ki. Bitti o madde ya.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Eklenip geldi, biz de kabul ettik eğer orada varsa onun için ama…
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Ama eklenip eklenmemesi tartışılmadı orada.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Faruk Bey, üstat, burada durum tespit ediyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Ben de şey yapıyorum, uyumaktan vazgeçtim…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Durum tespiti Başkanım.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Buyurun Ayla Hanım.
AYLA AKAT (Batman) – Şimdi arkadaşlar, burada 08/05/2012 tarihli toplantımız var, alt komisyonumuzun bize katalog taslağını getirdiği toplantıydı. Toplantıda sunduklarında biz 15’inci maddeye “Ana dilini kullanma hakkını” etkiledik vicdani ret hakkını, bunu kırmızıyla yazdık, BDP’nin önerisiydi sadece. Herkesin üzerinde mutabık olduğu şeyler değildi ama alt komisyonun getirmiş olduğu katalog taslağına biz üst komisyonda, ana komisyonda bunları da ekleyerek çıkardık ve daha sonra tartışacağız.” dedik. Ayrı bir madde olarak önermiştik, “Hayır direkt din, vicdan ve inanç özgürlüğüyle ilgilidir. Kimlik hakkı, kültürel haklar, ana dilini kullanma hakkı bu başlık altında biz bunları da tartışacağız ayrı ayrı.” dendi ve tartışma zemini bugün, yani bu tartışmaların hepsi bittikten sonra bugün… Bu o günkü komisyon toplantımızda bu tartışmaları tükettik, o gün de biz önerdiğimizde tek başımıza idik. Biz tek önerdik ama kataloğa girdi. BDP’nin önerisi olarak girdi. Bugün bu yöntemden uzaklaşmayı getirecek katalog içi, katalog dışı tartışması yapmak doğru bir tartışma değil, tek bir partinin önerisi olarak eklensin yani.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bu yöntemle süratle bitiririz üstat ya. Kabul etmiş olmuyoruz zaten ya. Durum tespiti.
Hocam buyurun.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Şimdi efendim, burada tabii katalog dışı terimi itici bir terim. Yani bir defa bu terimin iticiliğinden kurtulmamız lazım yani böyle bir tabir kullanmamamız lazım. “Ek katalog” denebilir veya “İlave madde önerileri” denebilir. Yani bunlar daha yapıcı, daha pozitif şeyler olabilir. Dolayısıyla bir defa isimlendirmeyi böyle değiştirirsek sanki sorun epey çözülüyor olabilir gibi geliyor bana.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Öbürü de biz irademizi koyuyoruz durum tespiti oluyor, muhalefetin de böyle görüşü var.
AYLA AKAT (Batman) – O zaman şunu da ortaya koyalım mı Başkanım? bazı maddeler için Hocamın söylediğini yapabiliriz belki, barış hakkı için, çünkü daha sonrasında gündeme gelmiş ama bazı maddeleri biz ana Komisyonda ilk günde değerlendirdik.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Somut madde niteliğine göre gerekeni yaparız, bakarız ona da. Somut madde niteliğine göre dilde öyle…
O zaman Faruk’çuğum, Milliyetçi Hareket Partisi üstatlarına, Hocam, Değerli Hocam, şey var, biz bu maddenin ihdasına karşı, böyle bir madde yok, bize göre yok. Zaten teşekkül de etmez nihai tasarıya böyle bir maddenin de girmesi mümkün değil.
FARUK BAL (Konya) – Biz böyle mi diyelim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bizim bakımdan değil ya. Biz madde ihdasına karşıyız diyeceğiz tabii ya. Tabii diyeceğiz orada.
FARUK BAL (Konya) – Tamam, dedik orada tamam.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Dedik, o zaman aşağısı Barış ve Demokrasi Partisiyle CHP şöyle önermişlerdir öneri yazacağız. Tamam, o kadar, o kadar ağabey.
Kırmızı harflerle yazın arkadaşlar şeylere, şeyden. Temel hak ve özgürlüklerin korunmasına ilişkin yani şu andaki 42’nci maddeden, yani şu anda yürürlükteki, onun öncesindeki bir maddeye yazın orada Barış ve… İki adama Hocam, şurada…
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, burada…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Katalog görüşülürken hiçbir zaman “Şu parti bu maddenin ihdasına karşıdır…”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Deriz, derim Hocam, olur mu Hocam? Ben karşıyım. Hocam lütfen karşıyım.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Böyle bir şey koymadık.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Derim Hocam.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Koyduk maddeyi…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Efendim, kendisine itiraz…
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Maddenin katalogta yer almasına karşıyım diye böyle bir…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Karşıyım Hocam, ben o maddeye karşıyım, gayet normal Hocam.
FARUK BAL (Konya) – Rıza Bey ne dememiz mümkün sizce?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hiçbir şey demememiz uygun!
FARUK BAL (Konya) – Olur mu yani?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman… Mustafa Hoca’nın söylediğini yaparız, maddeyi yazarız, iki parti bunu diyor, iki parti karşıdır deriz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Karşıdır ama ihdasa karşı, maddeye karşı ama. Maddeye karşı Hocam. O parantez içine değil, maddenin parçalarına karşıydı. Bizim maddeye karşıydı.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Biz, biliyorsunuz, Mustafa Hoca’yla “MİP partisi” kuruyoruz, nedir MİP partisi? “Makul insanlar partisi.”
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, bu da gayrimakul değil Hocam ya, olur mu ya? Bu da gayrı makul değil yani partilerin oradaki hukukunu şey yapın.
Ne dedik? Yok, katalog dışı madde önerileri diye çıkar onu artık, bırak onu katalog dışı madde önerileri…
“Barış hakkı” dediniz değil mi ona?
ÖZCAN ALTAY – Ek madde önerileri Efendim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Ek-madde önerileri” deyin, yani anayasa hukuku anlamındaki “Ek madde” değil, öneriler, tamam. “Barış hakkı” dediniz. Şimdi, şöyle diyorsunuz, parantez içerisinde, maddeyi kırmızı yapıyorsunuz, burada diyoruz ki: “Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir maddenin ihdasına karşıdır.” İhdastır ya, “ihdas”tır hukukta Hocam. Tamam o kadar.
PROF. DR. ALİ AKYILDIZ – Hadesle karşıdır.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – “İhdas, hadistir.” dedi birisi Hocam ya? Olaydır ya. Hadis sözdür, Hocam.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hades.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hades kirdir, hadise vakıadır. Hadesten … Neyse evet, şimdi, öbürünü kırmızı yapıyorsunuz, şöyle tamam, bitti. “Karşıdır.” Ha şey de değildir yani ama karşılığı karşı…
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama bizimkini de ayrı CHP’nin önerisi vardı.
FARUK BAL (Konya) – CHP’ninkini de ayrıca yap, siz de BDP’ye karşı çıkın, BDP de size karşı çıksın…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, şunu birleştiremez miyiz, Selin Hanım?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Sayın Başkanım, kısa bir söz alabilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Veriyoruz, zaten veriyoruz. Başkanlığı ben sana vereceğim Ağabey, beni bekleyenler var aşağıda ya.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Çok teşekkür ederim.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, Rıza Bey, siz -BDP’yi biraz koyultayım kırmızıya, turkuaza çeviremedik iyice koyultalım- BDP’ninkine “Evet” mi diyorsunuz?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Tabii.
FARUK BAL (Konya) – Siz CHP’ninkine “evet” diyor musunuz?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Onlar da kendi aralarında eşit işte.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, BDP önerisi, CHP de buna karşıdır diye yazın oraya.
Yaz, CHP de buna karşı diye yaz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ağabey kuyruklu karşılık olur o.
FARUK BAL (Konya) – Karşıysa karşı olduğunu yazdırsın, ben de ona karşıyım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ve buradan anayasa çıkacak! Tamam, efendim hürmet ediyorum, arkadaşlar. Saygılar sunuyorum, hocam sağ olun. Ayla Hanım, ben çıkıyorum.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Ara mı veriyoruz?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok Hocam, devam devam.
FARUK BAL (Konya) – Evet, hakikat hakkına geldik.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şimdi, şöyle bir bakabilir miyim ben? Şimdi, arkadaşlar, en yukarı çıkabilir miyiz bir, yani yeni başkanlığı aldığım için…
Şimdi, biz böyle yazmıyorduk…
FARUK BAL (Konya) – Üç saatte böyle bir noktaya geldik Hocam.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Bir dakika, bir dakika.
Başlığın ön tarafına BDP önerisi yazıyoruz, “Barış Hakkı”nın önüne. Çünkü “Karşıdır” yazmaya gerek yok zaten bu bir öneri yani parti önerisi, bir partinin önerisi…
Yok yok, onun önüne, “Barış Hakkı”nın önüne, yani benim hatırladığım önceki metinlerde fıkra önerilerinde, cümle önerilerinde böyle yapıyorduk değil mi?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – O son cümleyi nereye alacağız?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) - Onu kaldıralım o, “Karşıdır”ı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – En sona mı gelecek? Kaldır.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Zaten taraftar olsak yeşil olur yani metin yeşil olur.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – En aşağıda “Bu maddeler dâhil bu öneriyi…”, parantez aç…
FARUK BAL (Konya) – Altına bir parantez de aç. “CHP de farklı nedenle karşıdır.” desin.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır hayır, hiç karşı yazmaya gerek yok zaten BDP dersek diğer üç parti karşı demektir yani bu öneriye.
FARUK BAL (Konya) – Ya öyle değil ya. Bu yazıldıysa karşı olanları da yazması lazım.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Not olarak eskisi yazılsın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, burada ikisi yer alacak, hiç karıştırma işleri.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Başkansan sen gel otur, yok bensem Başkan karışma!
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O, Fatih’in sözü de…
Burada yazılsın ikisi, en altta “Milliyetçi Hareket Partisiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi bu maddelere, önerilere karşıdır.” diyeceğiz.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Zaten desteklemeyince karşı görüş öneriyorsunuz da neyse.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yaz, yazacaksın.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Zaten kırmızı yazıyor.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman diğer maddeleri de yazalım yani 1’inci maddeden itibaren başlayalım “Şu iki parti buna karşıdır.”diye teker teker yazalım o zaman.
TUNCA TOSKAY (Antalya) – Yazdık zaten…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Var var orada canım, var.
RIZA TÜRMEN (İzmir) – O zaman üzerinde anlaşma olmayan maddeleri yazalım.
“Şu parti buna karşıdır.” diyelim.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – CHP önerisi evet, tamam.
İşte o zaman şöyle yapıyoruz… Peki ayrı ayrı yazdırdınız maddelerinizi iki parti olarak.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet evet…
FARUK BAL (Konya) – Evet, her iki parti öyle yazdırdı.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – O zaman BDP önerisine siz taraftar mısınız?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bazı yerlerine, şimdi onunla uğraşmayalım isterseniz, yani hızlı geçilsin diye…
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Hayır, yazıyoruz ya buraya “Karşıdır.” diye yazmışız ya not olarak. Sizi yazmıyor muyuz?
FARUK BAL (Konya) – Sen CHP’ye de ki: “Kendi önerisi olduğu için buna karşı…”
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Kendi önerimizi oraya yazdırdıysak demek ki başkasını benimsemiyoruz.
FARUK BAL (Konya) – BDP’ye de ki:” Kendi önerisi olduğu için buna karşı…” AKP ve MHP de külliyen karşı.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) – Şimdi, biraz yukarı çıkalım, az yukarı. Bir dakika, parantez… Rıza Bey, şu paranteze sizi de eklememiz gerekiyor mu, gerekmiyor mu?
RIZA TÜRMEN (İzmir) – Hayır, gerekmiyor.
Dostları ilə paylaş: |