03.01.2013 Tarihli Toplantı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.27
BAŞKAN : Ahmet İYİMAYA (Ankara)
-----o----
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Değerli arkadaşlar, toplantıyı açıyorum. Komisyonumuzu teşrif eden asların dışındaki arkadaşların ismini okuyorum, paylaşıyorum. Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Doç. Dr. Selin Esen, Prof. Dr. Ali Akyıldız, Özgür Sevgi Göral, Mustafa Kemal Çiçek, Kürşat Türker Ercan, Ferhat Kabaiş.
Biz, şu anda geçen oturumda, milletvekilliğiyle bağdaşmayan işler ve siyasi etik komisyon maddesinde kalmış idik. Buradan siyasi etikle ilgili yapım, fonksiyon noktasında bir oy birliği, görüş birliği, fikir birliği sağlanmıştı. Şimdi, bu maddenin diğer fıkralarının müzakeresine başlıyorum. Partilerin metinleri önümüzde, ortak metin var. Fıkra fıkra okuyalım.
Buyurun.
KOMİSYON UZMANI ÖZCAN ALTAY – Başkanım, yalnız, mal bildirimiyle ilişkili CHP önerisini görüşmeye devam edecek miyiz şu an?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şöyle söyleyeyim: 1’inci fıkra o olacaksa şu anda 3 partinin…
FARUK BAL (Konya) – Ben bir öneride bulunabilir miyim Başkanım?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, arkadaşlar; en çok uzlaşabileceğimiz maddelerden bir tanesi de bu görünüyor. Dolayısıyla Adalet ve Kalkınma Partisinin 1, MHP’nin 1, CHP’nin 2’nci fıkra olarak ifade ettiği eşit ve boyalı kısımlar üç aşağı beş yukarı birbirinin aynısı. Bunları bir oraya toparlayalım, arkasından da…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Farklı hükümler.
FARUK BAL (Konya) – …CHP’nin 1’inci fıkra olarak önerdiği hususu daha ziyade etik bir kavram olduğu için, etik komisyonunun altına bir genel çerçeve fıkrası olarak yazılmasına biz itiraz etmeyiz. 1’inci fıkranın 1’inci cümlesine ama 2’nci cümle anayasada olması gereken bir cümle değil, mal beyanında zaten bulunacak milletvekili, zaten buna ilişkin bir kanun var, buna gerek yok diye düşünüyoruz, böylece bir uzlaşma sağlanır ve kısa bir süre içerisinde bu maddeyi geçebiliriz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun arkadaşlar.
ATİLLA KART (Konya) – Efendim tartışabiliriz, tabii, görüşlerimiz içindeki diğer fıkraları müzakere edip biz bu 1’inci fıkrayı, devamında tartışalım yani yöntem olarak uygulayalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki. Başka, Barış ve Demokrasi Partisi?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Biz, şimdi girmeyelim tartışmaya.
FARUK BAL (Konya) – Altan Bey geldiğinde “Böyle dedik.” sen ne diyorsun diye…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, tamam takdirleriniz.
Evet, şimdi değerli arkadaşlar, buradan bağdaşsızlık konusunda sistemler var. Bir, bu bir anayasa sorunu mu? Yoksa anayasa bizzat yasaya delege edilebilir mi? Barış ve Demokrasi Partisi: “Anayasa sorunu değil, bu, yasayla düzenlenebilir.” deniyor. Belli ölçüde anayasa sorunu, milletvekili bir defa kamu gücünü kullanan bir özne, bir siyaset kurumu öznesi; o zaman devletle ilişkilerinde durum ne olacak, kendi iş sahasında durum ne olacak?
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, konuyu araştırarak gidelim, 1’inci fıkrayı bir yukarıya yaz bakalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, şöyle yapalım Faruk’çuğum, ben diyorum ki: Kendisinin özel alanıyla ilgili işleri siyasal etiğe giriyor, o zaman devletle münasebetini şey etmeyelim, CHP, MHP ve AK PARTİ aşağı yukarı birlikte düzenlemiş.
FARUK BAL (Konya) – O 1’inci fıkrayı bir koy.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, 1’inci fıkrayı aynen yazalım, farklılıkları görelim, 1’inci fıkrayı yazalım, buradan gerekirse çıkaralım, gerekirse ekleyelim. Bizim 1’inci fıkra.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bağdaşmayan işlerde…
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – CHP’nin 2’nci fıkrasını.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, burada “Milletvekilleri devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinden ve bunlara bağlı kuruluşlarda devleti veya diğer kamu tüzel kişilerini doğrudan ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla –bu barolar vesaire- sendikalarla olan üst kuruluşların ve katıldıkları teşebbüs ve ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekil olamazlar, herhangi bir teftişini doğrudan ve dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.” Bunun fazlası ne, eksiği ne arkadaşlar?
FARUK BAL (Konya) – Fazlası, CHP diyor ki: “Özel gelir kaynakları ve belirli imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan dernekler ve devletten yardım sağlayan vergi muafiyeti olan vakıfların kamu niteliğindeki meslek kuruluşları.” Buna itiraz etmeyiz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunu genişletiyor.
FARUK BAL (Konya) – Genişletiyor.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunu genişletiyor, bu bir arabuluculuğu ekliyor CHP.
FARUK BAL (Konya) – O da doğrudur.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, doğru.
FARUK BAL (Konya) – O zaman CHP’nin 2’nci fıkrasını 1’inci fıkra olarak alalım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, şöyle sizinkinden farklı bir şey var mı bu metinde, sizin 1’de farklı bir şey var mı?
FARUK BAL (Konya) – Yok, bizde 82’nin aynısı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Aynısını aldınız. Peki…
ATİLLA KART (Konya) – O zaman bizim 2’nci fıkrayı alalım.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bizim 2’nci fıkrayı aynen…
FARUK BAL (Konya) – Evet, CHP’nin 2’nci fıkrasını al bir şu fıkraya.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, bir bakalım şöyle: “Özel gelir –Atilla’cığım bunları açalım- kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan dernekleri.” Nasıl oluyor?
ATİLLA KART (Konya) – Bir itiraz var mı?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, değil, böyle bir grup var mı?
FARUK BAL (Konya) – Var. Kızılay var, Yeşilay var, Türk Hava Kurumu var.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yani “Özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış” bu terim doğru mu? Özel gelir kaynakları tamam.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 1982 Anayasa’sında zaten bu şekilde düzenleniyor, biz buraya yeni bir şey getirmiyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, var mı şeyde?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 82 Anayasası’nın 82’nci maddesinde olan bir düzenlemeyi aynen aktarıyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hayır, burada var mı o, 82’de yok da?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Var, mesela: “Gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların…” diye devam ediyor. Bunu aynen aktarıyoruz biz.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, ben bir örnek vereyim: Örneğin Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı. Bütün geliri adli hizmetlerin görülmesine ilişkin vatandaşlardan para…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Girmesin yani tabii, yapmasın.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – 1961 Anayasası’nda da benzer bir durum vardı, bunun devamı bu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, oldu, olur.
FARUK BAL (Konya) – Tamam mı?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, bu hakemlik yapınca arabuluculuğu mecburen yapamayacak tamam. Tamam yazdık.
FARUK BAL (Konya) – Arabuluculuk da anayasaya yeni girdiği için onu da koyalım.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet, o tabiri kullanmamız gerekiyor.
FARUK BAL (Konya) – Geçtik 2’nci fıkraya, aşağı yukarı 3 partininki de aynı, aşağı yukarı değil tamamen aynı galiba.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – 2’nci fıkra hangisi ya?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Evet, bizim 4’üncü fıkramız oluyor yani AKP’nin 2’nci fıkrası oluyor, aynısı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Tamam, olur. Peki, yürütme organı inha.
FARUK BAL (Konya) – 2’yi de aynı yap.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buna gerek var mı arkadaşlar? “Bir milletvekilinin belli bir konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır.”
FARUK BAL (Konya) – Var.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ne var? Mesela dış elçiliklerde mi, dış şeyde mi, ne var Faruk’çuğum bakanlık yaptın?
FARUK BAL (Konya) – Milletvekilinin yürütme organının memuru hâline gelmesini…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Engelleyeceğiz, onu yasaklayacağız Faruk Bey.
FARUK BAL (Konya) – …engelleyen bir hükümdür bu. Bu maddeyle engelleniyor, eğer bu maddeyi yazmazsak…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ama 2’nci cümleye gerek var mı diyorum? İzne gerek var mı? Onu diyorum ben, doğru, katılıyorum ona ben yani 2’nin 2’nci cümlesine niye milletvekili…
ATİLLA KART (Konya) – Yani yeni bir sistem getiriyoruz efendim.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Getiriyoruz, yok.
ATİLLA KART (Konya) – Böyle bir ihtiyaç olabilir diye.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yani ihtiyaç olabilir mi, var mı bence?
FARUK BAL (Konya) – Olur tabii, bazı milletvekilleri…
ATİLLA KART (Konya) – Çok özel konumları, uzmanlıkları…
FARUK BAL (Konya) – …özel durumlarda görevlendiriliyor mesela…
ATİLLA KART (Konya) – …ulusal bir görev anlamında.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yani uluslararası ilişkilerde mesela biz komisyonda.
FARUK BAL (Konya) – Efendim, uluslararası komisyonlarda, yurt dışında bir sorunun çözülmesiyle ilgili görüşmeler yapmak üzere görevlendiriliyor.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – 2 tamam, bunu aynen bırakıyoruz.
FARUK BAL (Konya) – 3 de aşağı yukarı aynı.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – 3 şey diğer görev ve şeyleri bizim metin o bakımdan daha şey.
Şimdi, Atilla’cığım 3 sizde nerede?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bizde 3 yok, yani biz bunun kanunla daha genişletilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok, yasama organı kendisi için delegasyon yapabilir.
FARUK BAL (Konya) – İnha, ne dedin?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Faruk’çuğum 3’ü koyuyoruz.
FARUK BAL (Konya) – Efendim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) - 3’ü koyuyoruz, milletvekilliğiyle bağdaşmayan çünkü Barış ve Demokrasi Partisi burada tamam, denklik var. “Bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.” Tamam.
FARUK BAL (Konya) – Evet, şimdi 4 zaten vardı.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bizim 3’üncü fıkramız var.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, ona bakıyoruz. Evet, 3’üncü fıkra nedir? “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin üzerinde…” Bu, yok artık Atilla Bey, koyduk zaten onu etiğe metiğe girecek o.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, şimdi etik ayrı bir şey ama burada üyelere bir yasak getiriyoruz. Ücretli ya da ücretsiz herhangi bir işi kabul etmek ya da sürdürme yasağı getiriyoruz çünkü yakın tarihte de buna ilişkin tartışmalar oldu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mesela?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hakan Şükür olayı ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde ya da Başkanlık Divanı içinde halledilemedi ya da edilse bile etik açısından uygun olmadı. En azından kafamızda böyle bir bilgi yok şu anda, dolayısıyla böyle bir yasağın anayasada olması gerektiğini düşünüyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, Atilla’cığım bir şey mi diyeceksin?
ATİLLA KART (Konya) – Onda bir tereddüdü olmaması gerekiyor.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun.
FARUK BAL (Konya) – Tabii, spesifik bir olay nedeniyle anayasa yapmak doğru değil, bu, temel bir ilke. İkinci olarak da bir milletvekilinin, Hakan Şükür olayında olduğu gibi bir taraftan milletvekilliği, diğer tarafta da o sıfatla kamunun önünde farklı bir işte ve etik kurallarını zorlayacak -basına düştüğü kadar- bir ücretle görev alması o milletvekilinden ziyade, Millet Meclisinin saygınlığını da rencide eden bir durum. Maddeyi biraz daha şey yaparak bu kelimelerin farklı boyutlara çekilmesini engelleyecek bir şekilde düzenlemek mümkün yani şimdi, “özel iş ve görevler” dediğimiz zaman bunun içerisine çok farklı şeyler de girebilir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, bittiyse ben de anlatayım.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Neyi öneriyorsunuz, bir öneriniz var mı?
FARUK BAL (Konya) – Yani ben, hep beraber düşünelim, bir ortak akıl bulalım diye düşünüyorum.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ben de arz edeyim değerli arkadaşlar…
FARUK BAL (Konya) – Ücretli veya ücretsiz özel bir işi yapmak. Şunu yasaklamıyor olabilir, buradan İstanbul’a gideceğiz, benim arabama bir başkası biniyor, ücretsiz bir şekilde biz oraya gidiyoruz, bu, yasak gibi.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi, Faruk Bey, bunun kastedilmediği bence açık burada.
FARUK BAL (Konya) – Ama yani kelimeleri ona göre seçmek lazım ki bir taraftan Meclisin ve milletvekilinin saygınlığı korunur iken diğer taraftan da milletvekilinin böyle hareket alanını çok daraltıcı bir hüküm olmasın.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arz edebilir miyim? Değerli arkadaşlar, bir: Bizim zaten mevcut modelde bu gibi, kamu vicdanını rahatsız edecek bağdaşmazlıkları “numerus clausus” yani kapalı devre saymamız mümkün değil. Onun için bağdaşmayan diğer şeyler kanunla düzenlenir diyelim, böyle bir imkânımız var. İki: Yine siyasal etik alanında yine sınırlama imkânımız var. Üç: Konjonktürel olayların norm üretme sebebi olması mümkün ama anayasa normu üretme sebebi olması çok vahim olur. Şöyle: İki tane riski var Atilla’cığım. Bir: Öngöremediğiniz yorumlarla siyasetçinin önünü kesersiniz, ben burada ücretsiz özel işi bir milletvekilinin diyelim ki Adana ovasında bir ceviz üretme yasağı koyabilirim yani girişim özgürlüğünü bu kadar daraltmamak lazım.
Evet.
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, izin verir misiniz Atilla’cığım?
Bitti zannettim sizinkini.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atilla’cığım, yorumla, öngörülemeyen risklere muhatap olur milletvekili ve anayasayı her zaman da değiştirmek mümkün değil. Bence hepimizi rahatsız eden konjonktürel olayların anayasa yoluyla çözümünü sağlıklı bulmuyorum çünkü anayasalar gerçekten bütün zamanların sorunlarına, sorun çözümlerine imkân hazırlayacak, sorun üretmeyecek. Ben, bu teklife yasa normu olarak belki evet ama anayasa normu olarak karşıyım, arz ediyorum.
FARUK BAL (Konya) – Müsaade eder misiniz? Şimdi, bu sorunun gündeme gelmesinde Meclisin kendi iç bünyesinde sağlıklı bir çözüm üretemeyişinden kaynaklanıyor. Kişileri bir kenara bırakırsak bir milletvekilinin haftanın üç günü yorumcu olarak televizyonda bulunması, haftanın üç günü milletvekilliği görevini ifa etmediği sonucunu doğurur. İki: Haftanın üç günü çalışmayan milletvekili, 549 tane diğer milletvekilinden daha farklı bir şekilde kamuoyunun huzurunda. Üç: Bu milletvekili veya bu gibi görev üstlenen milletvekilleri siyaseten hesap verme durumunda değil de spor alanıyla ilgili görüşünü ifade etmek durumunda, dolayısıyla bunların hiçbirisi doğru değil. Buna Meclisin kendisi çözüm bulabilirdi mevcut duruma göre. Bulmadığı için karşımızda sorun, ikinci örneği vereyim. Bir üretici birliğinin başkanı, milletvekili olabilir mi olamaz mı? Olamaz kardeşim, olamayacağı açık açık belli ama Anayasa Komisyonunda üye olan arkadaşlar hatırlar, -Atilla Bey hatırlar- böyle bir konumda olan bir milletvekilinin durumunun İç Tüzük’e ve Anayasa’ya uygun olduğuna dair oy çokluğuyla karar verildi. Şimdi, bu yanlış uygulamaların doğal olarak doğruya çekilebilmesi için bir hüküm tesisini ortaya koyuyor. Bunu biz şöyle yapabilir miyiz? Bunu bir etik, hani biraz önce yukarıda dedik ya…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Etik komisyonu.
FARUK BAL (Konya) – Sizin 1’inci fıkranızı etik kuralları altına indirelim diye, bunu da etik kuralları altına “ücretsiz” lafını da çıkararak ücretli olarak veya onu da yasaklayacak yani –nasıl yapabilir?- dolaylı ücret, dolaylı çıkar sağlama diye düzelterek etik kuralların birisi hâline getirebilir miyiz?
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Bir söz alabilir miyim Başkanım?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, buyurun Selin Hanım.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi, tabii, bu fıkra bizce çok gerekli bir fıkra…Aslında Faruk Bey çok güzel özetledi, bunun üzerine çok da eklenecek bir şey yok. Eğer, Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu kendi içinde halledebilseydi zaten böyle bir fıkrayı şu anda konuşuyor olmazdık. Tabii ki spesifik, somut tek bir ya da özgün bir olaydan bir anayasa hükmü çıkarmak ya da o olaydan kaynaklanarak bir fıkra üretmek her zaman doğru olmayabilir ama Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kez böyle yol açtıktan sonra eğer anayasada böyle bir yasak olmazsa bu yolun devamı gelecek demektir. Oysaki bu etik olarak kabul edebildiğimiz ya da uygun gördüğümüz bir şey değil, anladığım kadarıyla bu masada oturan kimse zaten milletvekillerinin ücretli ya da ücretsiz böyle bir iş yapmasını ve özel konumlarını, milletvekili konumlarını bu tür işleri edinmek için kullanmasını istemiyor. Dolayısıyla, bunu eğer hani bu “ücretsiz özel iş” kulağı tırmalıyorsa ya da yanlış anlaşılmaya uygunsa hep birlikte başka bir kavram bulalım ama bu anlama gelecek ya da bu yasağı oluşturacak bir anayasa hükmü buraya koyalım diyoruz biz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet.
FARUK BAL (Konya) – Yani etik kural olarak konulabilir diye düşünüyorum ben.
ATİLLA KART (Konya) – Eğer, bu konu bire bir benim takip ettiğim bir konuydu. Tabii, enteresandır ve üzücüdür, öylesine bir, Türkiye Büyük Millet Meclisi kimliğinin üstüne çıkan özel bir durum var ki kalkıyor arkadaşımız… Bunların kayıtlara geçmesi için söylüyorum, tutanaklara geçmesi gerektiğine inanıyorum, herkesin yaptığı yanına kalmasın. “Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinden izin aldım.” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını zan altında bıraktı, zan altında bıraktı. Bunu sorguladık, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı: “Kendisinin ve personelinin böyle bir izin verme durumunun söz konusu olmadığını ifade etti.” O zaman dedi ki: “Ben, bir yerlerden izin aldım.” dedi o milletvekili arkadaşımız. “Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üstünde birileri mi var?” dedik, tekrar sorguladık, tekrar bir şeyler yazıldı, çizildi ama bu milletvekili hakkında yaptırım uygulanamadı. Hâlen bu işi yapıyor değil mi? Bu arkadaşımız yapıyor. Bu arkadaşımız hâlen bu işi yapıyor, gözümüzün içine baka baka Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal kurumlarıyla dalga geçercesine bu nüfuz suistimalini sürdürüyor. Bizim de o zaman buna göre bir düzenleme yapmamız gerekmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları niye çalışmıyor? Bu noktada biraz kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Böylesine bir gerçek ortada iken, böylesine acı bir gerçek ortadayken, saygınlığını inkâr eden bir gerçek ortada iken bunu düzenlememiz gerekiyor Değerli Başkanım.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman Atilla’cığım…
ATİLLA KART (Konya) – Müsaade buyurun Sayın Başkanım.
Bu çerçevede elbette şunu… Aslında bizim meramımızı Selin Hanım da ifade etti, Faruk Bey de ifade etti. Yani biz nedir? Sosyal hayatın ortak ilişkileri içindeki o günlük ilişkileri sorgulamıyoruz, olağan ilişkileri sorgulamıyoruz, hatır ilişkilerini, insani ilişkileri sorgulamıyoruz ama birileri, kendilerini tüm anayasal kurumların üstünde ve dokunulmaz zannederek suistimal yapmaya devam ediyorsa bu noktada bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu çerçevede de 3’üncü fıkrayı içerik olarak, öz olarak nedir? Bizim 1’inci fıkraya bir şekilde ithal edelim, bir şekilde taşıyalım yani bunu formüle edelim, bunun formüle ihtiyacı var.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Anladım. Şimdi Faruk’çuğum, tamam yani 2 parti bunun siz dönüştürülerek etiğe giydirilmesi, arkadaşımız 1’inci fıkraya veya ilgili diğer fıkraya taşınması noktasında “ücretsiz”i çıkararak şey ediyor. Sizin görüşünüz nedir?
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Bizde de etik maddesinin içine konulabilir bu.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, tamam.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Ben bir şey söyleyebilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Buyurun Hocam.
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Yalnız, etikle ilgili olan 1’inci maddede CHP’nin önerisinde şey var. “Milletvekilliği sıfatından kaynaklanan konum ve yetkilerini kendilerine çıkar sağlamak amacıyla kullanmamalıdır.” Yani oraya çok fazla uymuyor bu bahsettiğiniz son durumda. Başka bir cümle olarak mı?
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Altındaki bölüm.
ALTAN TAN (Diyarbakır) – Altında bir bölüm daha var.
ÖZGÜR SEVGİ GÖRAL – Siyasi etik komisyonunun görüşüldüğü…
PROF. DR. YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ – Haydi komisyonunun içerisinde olabilir, tamam. Etik komisyonunun belirlediği yetkilerden birisi bu olabilir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, ben formüle edeyim. Bizim, bir defa benim hem bir anayasa sevdalısı olarak hem de parti olarak böyle bir metin konabilir ama bu metin bir anayasa metni değil, bizim şu anda önümüzdeki 3’üncü madde yani bizim teklifteki 3’üncü maddeye “Milletvekilliğiyle bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.” delegasyonu içerisinde kanunla düzenlenmesi gereken bir yasak olarak düşünülmeli diye onu biz parantez içerisinde yazarız ama şu olabilir. Atilla Bey şey ediyor, şöyle yaparız o zaman Atilla’cığım bu 3 var ya… “Milletvekiliyle bağdamayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.” Onun üstüne çünkü –daha yukarıya koymak lazım müstakil olarak- “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ücretli bir iş yapmaları yasaktır.” Kabulü veya sürdürmesi olmaz öyle, “yapma yasaktır” yani hep kapsar. Sürdürme anayasa tekrarlardan kaçının, “yapmaları yasaktır.”
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Yalnız, söz alabilir miyim Başkanım?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Burada, bizim, “ücretsiz”i öngörmemizin sebebi de şudur: Yani yine somut olaydan yola çıkacak olursak, bu kişi, herhangi bir ücret almadan hiçbir ücret karşılığı olmadan bu yorumculuk işini yapsaydı bile yine kendi durumunu ya da kendi konumunu…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman, sizin teklifinizi oradan oraya aynen yazalım. O zaman şöyle, o zaman uzatmayalım, sonuca gidelim. Faruk Bey siz diyorsunuz ki: “Bana göre etik zaten bunu sorun olarak alacak, buna karar verecek.” Etiğe nasıl monte edelim diyorsunuz Faruk’çuğum?
FARUK BAL (Konya) – Şimdi, ortada iki tane ayrı durum var, ikisini birbirine karıştırmamamız lazım. Bir: Milletvekilinin göreviyle bağdaşmayan iş, diğeri de milletvekilliği etiğiyle bağdaşmayan iş. Bu, etikle bağdaşmayan iştir, buraya göreviyle bağdaşmayan işlerin arasına bunu sıkıştıramayız. Bunu, biz, etik kurallara yazarsak, etik kurallar daha doğurgan bir yapıya sahiptir. Bu doğurgan yapı, etik komisyonunun çalışmalarıyla, kararlarıyla genişletilebilir diyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – O zaman şöyle yazıyoruz Faruk’çuğum…
FARUK BAL (Konya) – Hâlbuki milletvekilliği göreviyle bağdaşmayan işler statüko işidir, statiktir, sayılabilir.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Arz edeyim.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Sayın Başkanım, bir söz alabilir miyim?
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bitti, bitireceğim.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Hayır, bir saniye, ben bir söz alayım çünkü Faruk Bey’e açıklamak açısından.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ne olur sonuca gidelim.
Evet, buyurun.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Şimdi, burada milletvekillerinin yapmamaları gereken yani milletvekilliğiyle bağdaşmayan işleri sıralarken zaten bu işler her şekilde etik olmadığı için biz bu maddeyi yazıyoruz ve bunları tek tek açıyoruz ya da açıklıyoruz. Dolayısıyla, aslında milletvekilliğiyle bağdaşmayan herhangi bir iş aynı zamanda etik olmayan bir iş, zaten etik olsa böyle yasak getirmeyiz. Bu nedenle bunun ayrıca etiğin içinde değil ama dışında ayrıca zikredilmesinin hani amaca ulaşmak açısından daha doğru bir yol olduğunu düşünüyoruz.
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, sonuca gidelim, müzakereden tasarruf edelim.
DOÇ. DR. SELİN ESEN – Ama müzakereden tasarruf edelim derken hani bir şeyi…
AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, belki benim sözüm aynen, aynı noktayı çizecekti. Şimdi, şu: Bir defa bu, anayasamızın bu normu bir hukuk normu, bağdaşmazlık normu. İki: Yeni gelen konsepte göre karma bir norm hâline geldi, ahlak alanını da düzenliyoruz, ahlaki norm, etik kurulu bir normatif kuruluş ama ahlak alanını düzenliyor. Öyle şeyi var ki milletvekilinin onu yapmaması lazım, anayasada, yasalarda düzenleyemiyorsunuz. O boşluğu ne dolduracak? Etik kurulu dolduracak, burada “yasak” dediğimize göre bir hukuk normu düzenliyoruz ve zaten göreviyle bağdaşmayan, “yasak” dediğimiz zaman, etik komisyon ise yasada düzenlenmedi, anayasada düzenlenmedi ama öyle bir hâl var ki “Partilerden oluşan komisyon bunu böyle yapacaksın kardeşim.” dedi yani Anayasa Komisyonunun şu anda üzerinde var olan görevi oraya delege ediyoruz. O zaman şöyle yazalım arkadaşlar, madem şey ediyorsunuz, bizim görüşümüz belli. “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ücretli veya ücretsiz özel iş…” Özel iş ve görev iki tekrar olmaz mı? Özel iş yapması olmaz, anayasada olmaz, kabulü sürdürmesi olmaz, kompozisyon… Özel iş yapması yasaktır. 3’ün üstüne koyduk Atilla’cığım, ondan sonra Faruk Bey diyor ki: “Bunun etik komisyonu bölümüne giydirilmesi lazımdır.” Ben de diyorum ki: Bunun bir anayasa sorunu değil, falanca fıkra gereğince çıkartılması zorunlu, kanun sorunudur diyoruz, bitiyor.
Dostları ilə paylaş: |