2 nolu yazim komisyonu tutanaklari iÇİndekiler



Yüklə 6,49 Mb.
səhifə69/84
tarix30.04.2018
ölçüsü6,49 Mb.
#49645
növüYazi
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   84

07.01.2013 Tarihli Toplantı

BİRİNCİ OTURUM

BAŞKAN : Faruk BAL (Konya)

Açılma Saati: 14.50

-----0-----

FARUK BAL (Konya) – Değerli arkadaşlar, mikrofonlar kapalı olduğu süre içerisinde yaptığımız müzakerelerde, milletvekili dokunulmazlığıyla ilgili 2’nci fıkrada bir görüş birliği temin edilememiştir. Bu durumda, her parti kendi önerisini zapta yazdıracaktır. Bunu üzüntüyle, böyle tespit etmiş bulunuyoruz.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok ağabey, niye üzüleceksin Faruk Ağabey? Çalıştın sen.

FARUK BAL (Konya) – Gelenleri yazdıracaktık.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sayın Başkan, “Yargıtay”da anlaşabiliriz ama.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ya bırak hocam anlaşmayı, iki gündür bunu konuşuyoruz. Sizin aranızda şey yok.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – “Yargıtayda yargılama”yı yeşil yapabiliriz diye söyledim. Katılmıyor musunuz? Normal mahkemede mi yargılansın? “Yargıtay”da güzel bir şey söylemişlerdi mesela, “kura yoluyla seçelim.” demişlerdi ceza daireleri…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Geliriz ağabey onlara, 1”inci fıkradayız şu anda, önerge veririz.

FARUK BAL (Konya) – Evet, gelen heyet üyelerini zapta geçiriyoruz: Sayın Prof. Dr. Yavuz Atar, Sayın Doç. Dr. Selin Esen, Sayın Meral Danış Beştaş, Sayın Mehmet Parsak, Sayın Yusuf Buzgan.

Bunların dışında gelen var mı arkadaşlar? Sayın Mustafa Kemal Çiçek.

Unutulmaması gereken bir ismi unutuyor arkadaşlar.

MEHMET PARSAK – Mustafa Kemal’ler unutulmaz efendim.

FARUK BAL (Konya) – Değerli arkadaşlar, 2’nci fıkrayla ilgili her parti kendi düşüncesini yazmış oluyor.

MHP’yi geç, yarın ben kendimizinkine bir bakayım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – 2’nci fıkrada bir kelime düzenleyeceğim Farukçuğum, izin verirsen.

“Yargılanamaz” dedik ya, “Meclis, “ “izin”i kaldır, “kararında” de, “yetkilerden”in yerine “izinlerden.” Tamam, başka bir şey değil.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – AK PARTİ ile BDP önerisi olarak, geçen fıkrada bir yeri eksik yazmışlar herhâlde.

FARUK BAL (Konya) – Düzeltin istediğiniz gibi.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Güleceksiniz ama “kasten adam öldürme” değil, “kasten insan öldürme”, onu bir düzeltelim.

Ayrıca bizim önerimizde istisna fıkrası ayrı. Yani sadece insan öldürme suçu değil.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “İnsan” de, bizde de “insan” de ya. Ama yok anlayan. Ceza’da öyle değil.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ceza Kanunu değişti artık, “insan” deniyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Ceza artık “insan” mı diyor?

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Artık “insan öldürme” diyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bize de “insan” yaz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ama biz aynı görüşte değiliz. Bu konuda biz sadece insan öldürmeye ilişkin olan suçlarda dokunulmazlık olmasın demiyoruz, ayrı bir fıkramız var. Sanki anlaşmışız gibi olmasın.

İkinci itirazım Sayın Başkan…

FARUK BAL (Konya) – Siz yazın efendim, benim iznime ihtiyaç yok, kendi görüşünüz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim yasama sorumsuzluğumuzda bir fıkramız var, sanırım dikkatten kaçmış 2’nci fıkrada.

FARUK BAL (Konya) – Kaçmadı efendim, siz “zimmet, rüşvet, istihkak” diye yazıyorsunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Sorumsuzlukta Başkan, “Yasama sorumsuzluğu nefret söylemi ve ırkçılığı kapsamaz.” diye bir fıkra önerimiz var. Bunun üzerinde sanırım bir müzakere olmamış.

FARUK BAL (Konya) – Şu 2’nci fıkra bir bitsin de… Biz 2’nci fıkradayız.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Oraya yazılsın en azından ya da üzerinde tartışalım.

FARUK BAL (Konya) – Hayır, şimdi, sorumsuzluk, dokunulmazlık, ondan sonra diğer müteferrik maddelere geçiyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Dediğim, sorumsuzluğun 2’nci fıkrası, bizim 2’nci fıkramız. Belki katılan partiler olur.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz burada da aynı fikirde değildik. “Görevleriyle ilgili olmak şartıyla”, hemfikir miydik?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Geçtik, sonra tekrar tartışacağız Hocam, bırak şimdi ya. Onu sonra tekrar tartışacağız Hocam, şunu bitirelim.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hocam, içinden çıkılmaz şeylere koyarız.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Öyle dedik ya. Yokluğunuzda komisyon mutabık oldu.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Zatıalinize güveniyorum da ben Başbakanınıza güvenemiyorum. Görevleriyle ilgili mi, değil mi? Şu mudur?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, sen de amma iktidar-muhalefet eksenli konuştun.

Hocam, komisyon ileride tekrar görüşürüz diye mutabakata vardı yokluğunuzda.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Bizim söylediklerimiz görev dışı, sizin söyledikleriniz görev içi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok Hocam, bu anayasa on yıl ömürlü bir anayasa olmaz ya. İnşallah yaparız.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Başkanım, tartışıldı mı nefret söylemi?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hangisi efendim?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Şu sorumsuzluk…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İstisnalar, evet, hiç tartışmadık.

FARUK BAL (Konya) – Ondan çok mahkûm olursunuz.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Biz sadece “kasten insan öldürme…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Şimdi, partiler şey yapsın...

FARUK BAL (Konya) – BDP önerisi bu, geç.

2’nci fıkra, AKP ve BDP önerisi tamam mı?

CHP önerisi…

Atilla Bey, düzelteceğiniz yer var mı?

ATİLLA KART (Konya) – Evet, düzelteceğiz efendim.

Biraz daha büyütür müsünüz arkadaşlar o metni?

“Milletvekili hakkında yakalamadan önce arama, yakalama, dinleme kararı verilemez, gözaltına alınamaz , sorguya çekilemez.”

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sorguya çekmek diye bir şey var mı peki?

FARUK BAL (Konya) – Var.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Soruşturma yok mu?

FARUK BAL (Konya) – Cezai evre, sorguya çekme...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Her türlü tedbiri yasaklıyorsunuz, “ama” diyorsunuz “yargılansın.” Bu tedbirler olmazsa nasıl yargılansın?

ATİLLA KART (Konya) – Onu açıklayacağız, evet. Onu düzelteceğiz efendim, tabii, haklısınız. Şöyle diyoruz, oraya sonra şunu ilave ettik efendim: “Bir milletvekili hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinin izni olmadıkça; arama, yakalama, dinleme kararı verilemez, gözaltına alınamaz, sorguya çekilemez. Milletvekilleri yargılama boyunca tutuksuz olarak yargılanır…”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Boyunca”yı kaldırın, bence gerek yok.

ATİLLA KART (Konya) – “Milletvekilleri tutuksuz olarak yargılanır.” “Milletvekilleri yasama işlevini aksatmayacak biçimde tutuksuz olarak yargılanırlar.” Cümleyi tekrar okuyorum, cümlenin bütününü alın, ona göre toparlayın: “Milletvekilleri yasama işlevini aksatmayacak biçimde tutuksuz olarak yargılanırlar.” Cümleyi ona göre düzeltin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Atillacığım, orada ayrılan “izni” bölmeyi düşünüyor musun ağabey?

ATİLLA KART (Konya) – Efendim?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bunlardan bazılarını geçici veya…

ATİLLA KART (Konya) – İşte, yukarıda dedik, “Meclisin izni olmadıkça” dedik yani o…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Peki, tamam, anladım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ama yukarıda bizimkini de düzeltelim. Bizim istisnai olduğuna dair AK PARTİ’yle aynı görüşte…

FARUK BAL (Konya) – Siz istediğinizi yazdırın, ben ona müsaade… Aslında uzlaşma kültürünün dışında.

ATİLLA KART (Konya) – “… kasten adam öldürmeye ilişkin suçüstü hâliyle, kasten yaralama sonucu ölümün meydana gelmesine ilişkin hâller bu hükmün dışındadır.”

MEHMET PARSAK – Onda suçüstü hâli yok mu?

ATİLLA KART (Konya) – Orada suçüstü hâli oluşmuyor yani araya zaman giriyor ya. Belli bir süre geçtikten sonra oluyor. “Ancak bu hâlde yetkili makam…” diye devam ediyor, evet, tamam.

Bizim burada söyleyeceklerimiz bunlar arkadaşlar.

FARUK BAL (Konya) – “Ve”den sonrasını çıkar, “ve”yi “sorguya çekilemez”den sonraya koy.

MEHMET PARSAK – “…Çekilemez ve tutuklanamaz.”

KOMİSYON UZMANI – Sayın Başkanım, 3’üncü fıkra öneriniz de burada aynen duruyor.

FARUK BAL (Konya) – 3’üncü fıkra örneği, evet…

KOMİSYON UZMANI – Şunu ilk fıkraya mı…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bunu, işte, AK PARTİ’yle anlaşmış gibi görünüyoruz ya, orada tek suç görülüyor, kasten insan öldürmek. O değil, bizim önerimiz özü olarak hiç insan öldürmeden… Peki, biz bunun üstünde hiç tartışmayacak mıyız Başkanım?

FARUK BAL (Konya) – Tartışsak… Tartıştık, iki gündür tartışıyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Bizim, dokunulmazlığın istisnaları olarak… Bunları tartışmaya ihtiyaç var bence yani.

FARUK BAL (Konya) – Var da herkesin görüşü farklı, tartışalım.

Şimdi, yargılanacak, yargılanacağı yeri… Buyurun bakalım, milletvekili yargılanacak, DGM maddeleri gibi yazalım.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, Değerli Başkanım, değerli hocalarım; Adalet ve Kalkınma Partisi aktif süje olarak milletvekilinin şüpheli olduğu suçlar bakımından yargılamanın genel hükümlere tabi olduğu saf ve net görüşünü savunur. Vasıflandırılmış yargıların, gerçekten, bazen risk oluşturabileceği düşünülür. Benim yine, gözlemsel, Türk toplumunun sosyolojik gözleminden vardığım sonuç, Türk toplumu siyasal partiler karşısında oldukça soğukkanlı, objektif yargıya sahip ama milletvekilinin mensup olduğu partiyle bağ kurmaksızın antimilletvekili tavrını yargılarının oluşturduğu düşüncem var. Genellikle de çok acı şeylerim var, kriz dönemlerinde küçük bölge milletvekilliğini yaptım. Etrafımı çeviren kalabalıktan tamamen pozitif, eleştirilerine onay verir tarzda kendimi kurtardığımı çok iyi biliyorum.

FARUK BAL (Konya) – Kurtaramamışsın ki seni büyük yere şutlamışlar Sayın İyimaya. Yoksa küçük yerde Ahmet Er gibi kalır giderdin.

Evet, yani özel bir yargılama yerine Adalet ve Kalkınma Partisi karşı çıktı.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz kabul ediyoruz Yargıtay’a... Kura da olabilir, kurayla… Yani olabilir.

FARUK BAL (Konya) – Meral Hanım, siz ne diyorsunuz? Siz yoktunuz o gün.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Özel yargılamaya gerek olmadığı görüşündeyiz.

FARUK BAL (Konya) – AKP’yle beraber düşünüyorsunuz.

Şimdi, bu öneri geçen hafta şifahen tartışıldı, yazılı hâle gelmedi. Tabii ki milletvekili hangi partiden olursa olsun seveni olduğu kadar sevmeyeni daha fazladır. Sevmeyenlerin birinci grubunda, karşı partiden olan herkes muhtemelen X partisi üyesi milletvekilinin karşısındadır ve onun suçlu bulunmasından manen haz duyacaktır ama ikinci bir şey daha vardır, aynı parti içerisinde de o milletvekilinin suçlu bulunmasından…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – İsteyen daha çok insan vardır.

FARUK BAL (Konya) –…fayda gören insanlar vardır. Dolayısıyla, milletvekili böyle bir yalnızlık içerisindedir, bu bir.

ATİLLA KART (Konya) – Persona non grata.

FARUK BAL (Konya) – İki, bu yalnızlığın karşısında bulunan kitleler tarafından da bir suç isnadı riski altında bulunmaktadır. Bunu temizleyecek olan merci de yargıdır. Yargının da öncesi ve sonrasına baktığımızda, her ne kadar siyah-beyaz gibi, Beşiktaş gibi renkli olduğunu söyleyebilsek de parlaklıkları aynı tonda. Yani eskiden ne kadar siyasal ise, farklı bir görüşten olmakla birlikte, şimdi en az o kadar siyasal. Dolayısıyla, siyasallaşmış ve güven duygusu azalmış olan bir yerde milletvekilinin temsil ettiği seçmen kitlelerinin verdiği siyasi görevi tam olarak yapabilecek bir noktada tutmamız gerekmektedir. Bunu da güvenli bir yargı yerine koymamız gerekmektedir. Güvenli yargı yeri bir öneri olarak ifade edilmiştir.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İstinaf mahkemeleri…

FARUK BAL (Konya) – Yani daha tecrübeli, daha kıdemli hâkimlerin bulunduğu yer olarak istinaf mahkemesi veya Yargıtay denilebilir.

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Ben de “istiklâl mahkemesi” gibi anladım.

FARUK BAL (Konya) – Ama İngiltere’deki jüri belirleme sistemine uygun olarak ceza daireleri üyelerinden kurayla çekilebilecek, seçilebilecek üyelerden oluşan bir mahkeme...

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Her dosya için mi, dönemsel mi?

FARUK BAL (Konya) – Yok, bir dönem için böyle bir... Hani mürettep daireleri oluşturuluyor ya Yargıtay’da, bu da mürettep daire gibi, yasama dokunulmazlığı olanların veya buna ek de yapılabilir hani, bazı Yargıtay başkanlarının, Danıştay başkanlarının, vesaire gibi… Her neyse yani, özel yargılamayı gerektiren hâlleri bunun içerisine atabiliriz. Hepsini Anayasa Mahkemesine vermenin bir anlamı yoktur diye düşünüyorum.

Evet, bu fikri…

ATİLLA KART (Konya) – Sayın Başkanım, ben de bir gerekçemi kayda geçirmek istiyorum. Biraz kopuk oldu, ona ihtiyaç duyuyorum.

Değerli arkadaşlar, biz milletvekilinin yargılanması sürecinde tutuklama izninin de Türkiye Büyük Millet Meclisinin inhisarına bırakılmasını, on yılın çok acı uygulamalarıyla bunu kaygıyla karşıladığımız için buna karşı çıkıyoruz çünkü şundan kaygı duyuyoruz: Çoğunlukçu anlayışla bu yetkinin iktidar grubu tarafından bir baskı aracı olarak kullanılacağı kaygısını taşıyoruz. Birinci temel gerekçemiz bu.

Bir diğer husus, yargılamanın Yargıtay bünyesinde teminatlı hâle gelmesi her ne kadar yine bu iktidar uygulamaları sonucunda Yargıtay bünyesinde de bir merkezîleştirmeyi yaratacak, yargılamanın sıhhatini yok edecek ise de kaçınılmaz olarak bu öneriyi getiriyoruz. Kaçınılmaz olarak bu öneriyi getiriyoruz, bunu özellikle ifade etmek istiyorum.

Şimdi, şu temel yanlışa da düşmemek gerekiyor, biz şu anlamda katılmıyoruz: “Eskiden yargı dört dörtlüktü, mükemmeldi.” demiyoruz, eskiden de yargı bağımsız değildi. 1982 Anayasası’yla yargının bürokratlaştırılması süreci zaten başlamış idi ama günümüzde AKP İktidarıyla birlikte, özellikle 12 Eylül 2010 referandumundan sonra, artık yargı, doğrudan Adalet Bakanlığı eliyle kurumsal hiyerarşiye tabi olan partizan ve ideolojik bir kimlik kazanmıştır. Bunları birbirine karıştırmadan, hakkaniyet adına bunları doğru ifade etmek, tespit etmek gerekir. Bu sebeple, bu temel gerçekleri öngörerek biz diyoruz ki: Bütün bu ihtirazı kayıtlarla, bütün bu değerlendirmelerle, milletvekilinin görevini, yasama işlevinin aksamaması amacıyla Yargıtay bünyesinde… Ve ama nedir? Her şeye rağmen yine kendimize olan öz güvenimize dayanarak, Yargıtay bünyesinde, ayrıca tabii, esasları kanunda belirlenmek üzere, belli bir daireye münhasır olmayacak şekilde…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Kurul, özel kurul…

ATİLLA KART (Konya) – …bir kurul oluşturulması sağlanarak, soruşturma ve yargılamanın bir savcılar kurulu ve devamında bir heyet tarafından yapılması yönünde görüşümüzü ifade ediyoruz.

FARUK BAL (Konya) – Bunun kura ile belirlenmesine…

ATİLLA KART (Konya) – Evet, yani… Tabii, yöntemi kura olabilir, benzeri bir yöntem olabilir yani belli bir daireye o noktada münhasır bir yetki vermenin sakıncalı olacağını biz de görüyoruz. O noktada…

FARUK BAL (Konya) – İşte o dairenin belirlenmemesi ve oraya özel atamaların yapılmaması için 3 tane yol vardır; bu 3 yoldan birini seçeceğiz. 1) Atama. Bunu Yargıtay Başkanlık Divanı atar. Bunu kabul ediyor musunuz? Eğer böyle bir şey istiyorsanız…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, zaten bunu herhâlde CHP…

ATİLLA KART (Konya) – Bunu kanunla düzenlemek gerekiyor yani bunun bugünden adını koyamayız.

FARUK BAL (Konya) – Hayır hayır, kanunla düzenleniyor da yani bunu “kura ile” dememiz lazım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Kura ile oluşturulan bir heyet…

FARUK BAL (Ankara) – 2) Seçimle olması lazım. 3) Kurayla. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı dediğimiz zaman, atayan ve seçen kişilere karşı da bağımsız ve tarafsız olması lazım. Atayan ve seçen kişilere karşı bağımsızlık ve tarafsızlığın tek yolu var, o da kura. Bu, İngiliz -Hocam, siz bilirsiniz- jüri üyelerinin belirlenmesinde olduğu gibi.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım…

FARUK BAL (Konya) – O zaman bunu kabul ediyor musunuz siz?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Biz zaten beyan ettik.

FARUK BAL (Konya) – Siz kabul ediyor musunuz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yok, hayır yani biz özel yargılama…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yok, biz kesin, kesin; kesin, genel mahkeme…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Genel mahkemeler…

FARUK BAL (Konya) – Peki.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani sonuçta burada dokunulmazlık noktasında bizim görüşümüz şu: Madde metnimizin bütün…

FARUK BAL (Konya) – Hayır, şu yer itibarıyla…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – İstisnalara ineceğiz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ama istisnalar haricinde, yani dokunulmazlığı bu şekilde yapabilirsek yani belirli suçlar istisna, genel olarak dokunulmazlığın olduğu, Meclisin gizli oyuna bağlı olduğu bir sistemde yeterince, o kastettiğimiz koruma yani milletvekilinin rahat çalışması, siyaset yapması, önündeki sıkıntıların kalkması anlamında bir sıkıntı olmayacak, o aşılacak. Bu durumda özel yargılama öngörülmesi hani başlı başına ayrı bir handikap oluşturuyor. Milletvekilini zaten Meclisin gizli oyuyla yargılamaya izin veriliyor. Yani bir de sadece…

FARUK BAL (Konya) – Meral Hanım…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Ayrıca, umut ediyoruz ki bu anayasa demokratik…

FARUK BAL (Konya) – Anladım da, ben karşı çıkmak için değil…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yok yok, ben karşı çıkmıyorum, düşüncemizi anlatıyoruz. Hani hep biz, mecburen -hepimiz, biz de öyleyiz- bu anayasayı konuşunca şu günkü atmosfere göre konuşuyoruz. Hani, iktidar, muhalefet, işte, yargının tutumu, 2010 referandumu, sonrasında gelinen… Bu konuda kesinlikle katılıyoruz. Yani 2010’dan sonraki yargının -özellikle- verdiği kararların vahametini herhâlde en çok yaşayan parti biziz. Yani biz üç ayda bir kongre yapmak zorunda kalıyoruz. Her şeyi bir tarafa bırakın, yönetimlerimiz üç ayda bir tutuklanıyor. Yani yargıdan en çok çeken parti olarak diyoruz ki: Umarız bu anayasa gerçekten demokratik bir ortamda yürürlüğe girecek ve o zaman bunları tartışmaya ihtiyacımız olmayacak. Biz, bugünkü koşullara göre Anayasa’yı tümüyle dizayn edersek…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mümkün değil ya.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – …çok şüpheci, çok kuşkucu… Hani her şeyi böyle… Hani ayrıntıya girmek zorunda kalırız yoksa doğru, haklısınız, şu anki hâliyle yargının bağımsız olduğunu asla düşünmüyoruz. Yargı tümüyle siyaseten karar veren bir erk hâline geldi ve siyasi kararlar veriyor.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Evet, Başkanım, metne geçsin, bir cümle daha ekleyeceğim bizim gerekçemize. Atilla Bey noktainazara şey yapınca…

Gerçekten, trafik kazalarına dahi, milletvekilin işlediği trafik kazalarına dahi Yargıtay bakacak!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Her şeye mi bakacak? Her şeye bakacak…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yargıtayı bir mahalli mahkemeye, denetim mahkemesine döndürmüş oluruz. Bu mümkün değil. Ayrıca, Atilla Bey’in konjonktürel gerekçelerine, anayasaların vehimlerle yapılamayacağı yönündeki aşkın zamanlı gerekçemi ileri sürüyorum.

Teşekkür ediyorum.

Metinleri yazalım, muhalefet şerhimizi koyalım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Peki, ben de bir şey söyleyebilir miyim, sadece bir cümle?

Bakın, Atilla Bey’in vehimli konuşması…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – “Vehim” demiyorum, Atilla Bey’e atfen demiyorum.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır hayır, şu manada söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi olarak aynı şeyi paylaşıyoruz. 1982 yılında bu Anayasa yapıldığında AKP daha kurgulanmamıştı.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, gerek yok, bunları bırakın ya.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Fakat, Türkiye’de…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Bakın, Hocam gündem dışı konuşmalar zamanımızı alıyor.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hayır, biliyorum.

…kesinlikle hata yaptılar. Türkiye’de hangi parti iktidara geldiyse -başta Turgut Özal, ANAP büyük hata yaptı- HSYK’nın başkanı Adalet Bakanını devam ettirdi, sonunda birileri geldi, “Bundan ben kendi yargımı kurayım.” dedi. Biz, o yüzden bugün diyoruz ki: Vehimle hareket ederek değil, bir daha böyle bir şey olmasın.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sizce bu, bakanın baskın olması mı? Bu kadar basit mi?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Çok basit.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Başkanı bakan diye mi bunlar oluyor?

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Başkanım, bu tartışmaları bırakalım, işimize bakalım artık ya.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sana bir şey söyleyeyim mi? İnanılmaz derecede, Türkiye Cumhuriyeti’nde bugüne kadar, hiçbir bakan -sevgili kardeşim, sen de akademisyensin, ben de akademisyenim- “Oh, Allah verdikçe veriyor. Bak ne güzel, ne güzel; hepsi benim akraba çıktı.” deme şeyini söyleyemezdi bile, utanırdı. Şimdi o kadar gerçek ki. Neydi, Haşim miydi? Haşim’in mahkemesi… O kadar net ki tutanağa geçsin diye de söylüyorum. Şimdi artık Türkiye Cumhuriyetinde böyle bir şey mümkün bile değildi, Haşim’in Anayasa Mahkemesi Başkanı olacağı, yok bilmem neyin Yargıtay başkanı olacağı… Net söylüyoruz, o yüzden, biz yüz yıllık anayasa yapacaksak eğer, burada diyoruz ki: İnşallah, on yıl sonra bu düzelir, değiştirmezler; adam yargılansın, tutuklanamasın, Yargıtayda yargılansın, Yargıtay üyeleri de kurayla seçilsin.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, 100 defa tekrarlayınca ne oluyor?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Ama neden söylüyorum? Sevgili Dostum, Hocam, sen arkadan diyorsun ki “Vehimle hareket ediyorlar.”

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, gündem içinde…

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Biz yıllar boyu anayasa yapacağız. Zannediyor ki millet de, CHP böyle kendi dün için anayasa yapıyor.

ATİLLA KART (Konya) – On yıldır yaşıyoruz yahu.

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, o zaman konjonktür anayasa yapalım.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Yüz yıllık anayasa…

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, bu Yargıtay önerinizde var…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Hocam, metne girin, buyurun.

Farukçuğum, gündeme gelelim ağabey, lütfen.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Sayın Başkanım, Yargıtayınkini yazdırdıysanız şimdi…

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, arkadaşlar ona karar verelim. Yani bu böyle gitmiyor. Bir on dakika ara verelim, ondan sonra…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Yok yok, metni yaz ağabey, geçsin… Metni yazalım ya.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Hocam anlaştık işte, biz anlaştık sizinle.

FARUK BAL (Konya) – Onu yazarız canım, o önemli değil; önemli olan diğer iki partinin buna gelebilecek noktaya gelmesi…

AHMET İYİMAYA (Ankara) – Mümkün değil ya, gelmeyiz ya, olmaz Ağabey.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Ben şahsen bir de akademik olarak buna karşıyım. Bir kere, her zaman için ben genel mahkemelerin daha objektif olacağı kanaatindeyim. Özel mahkemeler, neresi olursa olsun…

ALTAN TAN (Diyarbakır) – Durumdan vazife çıkarıyor özel mahkemeler.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Evet, o yüzden genel mahkemelere ben daha çok güveniyorum.

FARUK BAL (Konya) – Özel mahkemeye atama ve seçme yetkisini belirli bir organ yaparsa güvenilmez.

ATİLLA KART (Konya) – Özel mahkemeyi de genel mahkemeye benzettiniz, hepsini birbirine benzettiniz Hocam. Şimdi konuşmayın ya, vallahi!

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Biz benzetmedik.

FARUK BAL (Konya) – Niye? Kendisini atayan benzer organ…

ATİLLA KART (Konya) – Özel mahkeme mi kaldı, genel mahkeme mi kaldı Allah aşkına?

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) – Sen Erzincan mahkemesini galiba atladın. Neydi o?

ATİLLA KART (Konya) – Bütün genel mahkemeler özel mahkemeye döndü ya, gözünüzü seveyim.

FARUK BAL (Konya) – Evet, arkadaşlar, on dakika ara veriyoruz.

Kapanma Saati: 15.18


İKİNCİ OTURUM

BAŞKAN : Faruk BAL (Konya)

Açılma Saati: 15.48

-----0-----

FARUK BAL (Konya) – Şimdi, burada o ilkeyi… “Yargıtayda” dediğiniz zaman yetmez bu. Atillacığım, “Yargıtayda” dediğimiz zaman yetmez.

PROF. DR. YAVUZ ATAR – Kurayı koyun bari, onu söylüyorsunuz.

FARUK BAL (Konya) – Kurayı koymamız lazım.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Yani biz bu fıkrada yokuz ama şöyle bir şey önereyim sadece: Bu “suç işlediği öne sürülen milletvekili” deyince uygulamada, yorumda çok farklılık olur, yani seçimden önce ve sonra olmazsa…

FARUK BAL (Konya) – Ne olacak? Seçimden önceki ve sonrakiler…

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ – Mesela, sadece milletvekili olduktan sonrakiler alınır, yani yorum açısından çünkü açık değil o.

FARUK BAL (Konya) – Yok yahu, “suç isnadı altında bulunan bir milletvekili” dediğimiz zaman, öncesi de sonrası da yer alır.


Yüklə 6,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   65   66   67   68   69   70   71   72   ...   84




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin